King of Gods - Bölüm 711: Cennetin Mirası Uygarlığı

---

 

Bölüm 711: Cennetin Mirası Uygarlığı

 

Zhao Feng Şeytanı Cehennem Sarmaşığı Kralını kontrol etti ve koyu yeşil sarmaşıklarda bir yol açtı, ancak koyu yeşil sarmaşıkların yaşam gücü ve iyileşme hızı son derece güçlüydü, bu yüzden ilerleme hızlı değildi.

 

Miyav miyav!

 

Küçük hırsız kedinin pençelerinde Lanetli Havalet Cesedi Dizisini kurarken bir dizi bayrağı belirdi. Koyu gri dumanın içinde kırmızı göz çifti ortaya çıktı ve onlardan yayılan zihinsel enerji gücü herkesin tüylerini diken diken edebilirdi.

 

Lanetli Hayalet Cesedi Dizisinin ortaya çıkması ilerlemeyi hızlandırdı. Lanetli Havalet Cesedi Dizisi herhangi bir varlığın özünü ve yaşam gücünü emebilir ve nefretin gücü yakındaki koyu yeşil sarmaşıkları daha da çabuk kurur hale getirirdi.

 

Lanetli Havalet Cesedi Dizisinin içindeki koyu kırmızı gözlerin aurası daha da güçlenmeye başladı.

 

“Koyu yeşil sarmaşıklar yüksek kalitede ve güçlü bir yaşam gücüne sahip. Bu dizi için gerçekten yararlı.”

 

Zhao Feng mutluydu.

 

Sarılan her iki düzine metre koyu yeşil sarmaşıklar, bir Hükümdar Lordu yutmakla aynı seviyedeydi.

 

Lanetli Havalet Cesedi Dizisinin içindeki hayalet cesetlerin yetişimi giderek yükseliyordu ve düzinelerce mil ileriye doğru gittikten sonra hayalet cesetlerin çoğu orta kademe Küçük Çekirdek Kökeni Diyarına ulaşmıştı. Ufak bir kısmı ise son evre Küçük Çekirdek Köken Alemine ulaşmıştı.

 

Çocuk Yarı Tanrı olanları izlerken dilini ısırdı. Koyu yeşil sarmaşıklar, fiziksel saldırılara karşı son derece dirençli olan kadim bir bitkiydi, ancak Lanetli Havalet Cesedi Dizisi ve Şeytanı Cehennem Sarmaşığı tarafından ağır bir şekilde karşılık gördüler.

 

Onlar ilerledikçe, Lanetli Havalet Cesedi Dizisi binlerce sayıda sarmaşığı yuttu ve aurası daha kaotik hale geldi. O anda, yüz tane çift kırmızı göz birbirine baktığında, normal Kralların Niyetini bastıracak kadar güçlü bir zihinsel enerji dalgası üretebilirlerdi.

 

Yarım gün sonra, Şeytani Cehennem Sarmaşıkları ve Lanetli Havalet Cesedi Dizisi yaklaşık 200 mil ileriye doğru ilerlemeyi başardı. Lanetli hayalet cesetlerinin tümü, son aşama Küçük Çekirdek Köken Alemi yetişimine ulaşmıştı ve bunlar arasından az sayıda kişi, Küçük Çekirdek Köken Aleminin zirvesine ulaşmıştı. Dumandan gelen ölümcül güç, normal Kralların bundan kaçınmasını sağlamaya yeterliydi.

 

Miyav miyav!,

 

Küçük hırsız kedi heyecanla ileriye baktı. Koyu yeşil sarmaşıklar bitmiş gibi görünüyordu ve parlak bir yeşil ışık ortaya çıktı.

 

“Yeşil ışığın kaynağına ulaştık.”

 

Zhao Feng ve çocuk Yarı Tanrı neşeli ifadeler ortaya koydu.

 

Uçsuz bucaksız sarmaşıklardan sonra parlak bir yeşil bariyer göründü. Yeşil bariyer çok büyüktü ve kadim bir metal kalesi görülebiliyordu. Yeşil bariyer suyun girmesini engelledi ve antik kalenin etrafında garip yapılar vardı. Uzun kuleler, gizemli yıldızlı binalar, sakin bir çeşme.... Hepsi bu döneme ait değilmiş gibi görünüyordu.

 

Zhao Feng ve çocuk Yarı Tanrı metal dünyasından eski bir aura gelirken kalplerinin titrediğini hissetti.

 

“Bu binaların hepsi yüce bir ırktan geliyor. Acaba...?” Yarı Tanrı kendi tahminleri vardı.

 

Metal dünyası çok büyüktü.

 

“Cennetin Mirası Irkı gibi görünüyor.”

 

Zhao Feng, On Bin Kadim Irk Sıralama kitabından bir ırkın tanımını hatırladı. Bunların arasında 3. sırada yer alan Cennetin Mirası Irkı görkemli bir uygarlık oluşturmuştu. Mirasları ve gizli alemleri tüm Fan Evrenine yayıldı.

 

Cennetin Mirası Irkı olduğunu tahmin etmesinin nedeni Korsan İmparatorunun efsaneleri arasında onlarla ilgili bilgi olmasıydı. Görünüşe göre Korsan İmparatoru bir zamanlar Cennetin Mirası Irkının gizli bir krallığını bulmuştu.

 

Zhao Feng, çocuk Yarı Tanrı ve kedi yavaşça yeşil bariyere doğru yürüdü. Yeşil bariyer, dış dünyadan gelen tüm suyu ve varlıkları engelledi.

 

Zhao Feng ve yanındakiler oradan geçecek güce sahip olsa da, herhangi bir ani hareket yapmaya cesaret edemediler. Cennetin Mirası Irkı efsanevi sıralamanın ilk üçünde yer alıyordu.

 

Bu Irkın tarihi zamanla kaybolmuş olsa da, günümüzde hâlâ büyük bir etkisi vardı. Örneğin, sınırsız okyanus tekneleri, mekanik otomatlar, bölge ışınlanma dizileri... Hepsi Cennetin Mirası Irkı Uygarlığı tarafından bırakılmıştı.

 

Miyav miyav!

 

Küçük hırsız kedi dizi bayrağını salladı ve belirli bir yöne doğru ilerledi.

 

Zhao Feng daha sonra Tanrı'nın Manevi Gözü ile açık siyah renkli demir bir kapı gördü. Kapı düzinelerce metre yüksekliğindeydi ve iki sıra mekanik koruma giriş kısmında duruyordu. İnanılmaz bir şekilde, korumaların gözlerinde kırmızı bir ışık vardı ve Zhao Feng'e uyanık bir şekilde baktılar.

 

“Burası Cennetin Mirası Irkının unutulmuş bir şehri. Hoş geldiniz uzaktan gelen misafirler,” önde gelen muhafız zırhla kaplandı ve dev bir bıçak tuttu.

 

“Ancak şehre girmenin bir bedeli var,” diye ekledi ve Zhao Feng ve Yarı Tanrı çocuk garip bir görünüm ortaya koydu.

 

Bu otomatların hepsinin kendi zekaları vardı ve insanlarla iletişim kurabiliyordu. Zhao Feng, Tanrı'nın Manevi Gözüyle bu muhafızlarda bir yaşam belirtisi bulmadı.

 

“Giriş ücreti mi?” Zhao Feng küçük hırsız kediye işaret verdi.

 

Miyav miyav!

 

Küçük hırsız kedi orta sınıf İlkel Kristal Taşlarından bir yığın çıkardı ve muhafıza verdi.

 

“Bu yeterli değil,” muhafız orta sınıf İlkel Kristal Taşları aldı ve başını salladı.

 

Miyav miyav!

 

Küçük hırsız kedi pençelerini salladı ve muhafız ile pazarlığa başladı. Giriş ücreti şok edici bir miktardı. Küçük hırsız kedi daha sonra bir grup yüksek dereceli İlkel Kristal Taşını teslim etti, ancak muhafız yine başını salladı, “Bu, gereken miktarın onda biri bile değil.”

 

Büyük miktarda İlkel Kristal Taşı teslim etmekten başka Zhao Feng'in yapabileceği bir şey yoktu. Muhafızların duyguları yoktu ve sadece kuralları uyguluyorlardı.

 

Muhafız, İlkel Kristal Taşları aldıktan sonra yavaşça elini kaldırdı, “Misafirler, buyrun şehre girin.”

 

Zhao Feng gözlerini devirdi. Bu otomatlar tıpkı bir hırsız gibiydi. Herhangi biri, az önce verdiği İlkel Kristal Taşların birkaç dünya sınıfı silah almak için yeterli olduğunu bilirdi.

 

Miyav miyav!

 

Küçük hırsız kedi Lanetli Havalet Cesedi Dizisini ortadan kaldırdı ve antik demir kapılara yöneldi. Gardiyanlardan hiçbiri onları durdurmadı.

 

“Üç saygın misafir, şehirdeki herhangi bir kamu binasını yok etmenize ya da yasak bölgelere girmenize izin yoktur. Eğer girerseniz, şehirden atılıp muhtemelen bizim tarafımızdan öldürüleceksiniz,” dev kılıçlı gardiyan uyardı ve Zhao Feng onaylayarak başını salladı.

 

Tanrı'nın Manevi Gözü'nün analizine göre, dev bıçaklı muhafızların gücü bir krala rakip olmak için yeterliydi. Şehirde bunun gibi kaç muhafız olduğunu kim bilebilirdi ki? Daha güçlü olanlar olabilir miydi? Sonuçta, bu muhafız sadece girişin koruyucusuydu.

 

Ta! Ta! Ta!

 

Zhao Feng'in ayak sesleri sualtı dünyasında yankılandı. Attığı her adımda bir grup asker görebiliyordu.

 

"Burada hiç yaşam aurası yok," Zhao Feng, Tanrı'nın Manevi Gözü ile etrafını taradı ve herhangi bir yaşam aurası bulamadı.

 

Miyav!

 

Küçük hırsız kedi son derece heyecanlıydı ve yol açarken havaya birkaç bronz para attı.

 

Yolda birçok yüksek binanın yanından geçtiler. Bazılarının muhafızları varken bazılarına girilebiliyordu. Gümüş renkli zemini olan bir alana ulaştıklarında küçük hırsız kedi yavaşlamaya başladı. Ortada bir çeşme vardı ve kişinin ruhunun içine emilmesini sağlayan zayıf bir müzik çalıyordu.

 

Miyav!

 

Küçük hırsız kedi yakındaki dükkanlardan birine girdi.

 

Burası unutulmuş bir şehirdi, eski bir görünüme sahipti ve bugün bile işlemeye devam ediyordu. Sokakları temizleyen otomatlar vardı.

 

Küçük hırsız kedi kitaplarla dolu bir dükkana girmişti.

 

“Misafirler, size nasıl yardımcı olabilirim?” tatlı bir ses ve nazik bir gülümseme ile ince bir kadın otomat sordu.

 

Zhao Feng'in yüzü seğirdi. Burası ne garip bir şehirdi? Bu antik şehirdeki otomatlar dış dünyadan çok daha iyiydi.

 

Miyav miyav!

 

Küçük hırsız kedi pençelerini salladı ve kadın otomatla iletişim kurmaya başladı. Küçük hırsız kedi daha sonra bir harita için orta sınıf İlkel Kristal Taşını takas etti. Bunun fiyatı, giriş ücretine kıyasla çok daha adildi.

 

"Hmm?" Zhao Feng, bu haritanın tüm şehrin düzenini içerdiğini gördü ve her bölgeye baktığında, o yerlerle ilgili bilgiler ortaya çıkacaktı.

 

Zhao Feng haritaya şöyle baktı: “Bilgiye göre, burada eski bir oyuncak mağazası, bir kimlik mağazası, bir mekanizma mağazası ve yakınlarda bir malzeme mağazası var.”

 

Burası Boş Okyanus Ruhani Sarayının sahip olduğu her şeye ve daha fazlasına sahipti.

 

Bütün binaların içinde otomatlar vardı.

 

Miyav!

 

Küçük hırsız kedi büyük bir binaya atladı. Harita, burasının bir silah yaratmaya ve güçlendirmeye odaklanan demirci kulesi olduğunu gösteriyordu.

 

“Sizin için ne yapabilirim?” Orta yaşlı bir adamın görünümüne sahip büyük bir otomat konuştu.

 

Miyav!

 

Küçük hırsız kedi pençesini kaydırdı ve gizemli bir karanlık hançer ortaya çıktı.

 

“Hmm?” Orta yaşlı otomat, Gölge Katili İmparatorluk Hançerini alıp onu incelemeye başladı. Küçük hırsız kedi daha sonra antik metal halkasına daldı büyük miktarlarda  değerli malzemeler ve İlkel Kristal Taşı aldı.

 

“Bu silaha uyuşturucu bir etki katmak için birkaç malzeme daha gerekecek. Bunları karşısındaki malzeme mağazasından satın alabilirsiniz,” demirci otomat söyledi.

 

Miyav miyav!

 

Küçük hırsız kedi daha sonra malzeme mağazasına doğru koştu.

 

Birkaç saat sonra, birkaç Ding ve Shu!  sesinin ardından, orta yaşlı otomat Gölge Katili İmparatorluk Hançerini gizemli bir fırından çıkardı. Gölge Katili İmparatorluk Hançerinin sıcaklığı azalmaya başladı ve koyu gri bir oyma ortaya çıkardı.

 

“Etkisini dene,” Bu olay Zhao Feng'in ilgisini çekti.

 

Miyav!

 

Küçük hırsız kedi Gölge Katili İmparatorluk Hançerini salladı ve çocuk Yarı Tanrı'nın kolunu yavaşça kesti ve ardında ufak bir kan izi bıraktı.

K.N: Kediye bitiyorum :D

 

“Sen...!” Çocuk Yarı Tanrı şok oldu. Bir uyuşma hissi kesilmiş kol boyunca yayılmaya başladı, sonra tüm vücuduna yayıldı. Çocuk Yarı Tanrı bu histen kurtulmak için Altın Kun Kutsal Vücudunu hızla dolaştırmak zorunda kaldı.

 

“Cennetin Mirası Irkı gerçekten akıllı.” Zhao Feng son derece şaşırdı. Üç yıldızlı süper güçlerin demirci ustaları bile Gölge Katili İmparatorluk Hançeri gibi efsanevi bir silaha birkaç saat içinde uyuşturucu bir etki ekleyememişti.

 

“Üç saygıdeğer misafir, güçlendirmemi ya da oluşturmamı istediğiniz başka silah var mı?” demirci büyük usta sıcak bir ses tonuyla söyledi. Uzun zamandır hiç misafir gelmemişti ve dükkânı için her gün İlkel Kristal Taşı kullanıyordu.

 

“Bu silaha bakabilir misin?” Zhao Feng'in avucunda buz mavisi bir mızrak oluşmaya başladı.

 

“Buz, Su ve Yıldırım elementlerine sahip bir silah. Ağır hasar görmüş ve orijinal yeteneklerinin sadece bir kısmına sahip olan 3. Rütbe silahı. Tamir edildikten sonra, soğuğun gücü %80 oranında artabilir ve bir savunma buz zırhına, buz ejderhasına ve diğer şeylere dönüşebilir...”