King of Gods - Bölüm 693: Tanrı Müsibetleri Yıldırımını Emmek!

---

 

Bölüm 693: Tanrı Müsibetleri Yıldırımını Emmek!

 

Başarılı!

 

Zhao Feng sol gözünün boyutundaki süzülen kafaya baktı. Aynı zamanda, sol gözü ve saçının rengi tekrardan siyah olmaya başladı.

 

Uzaysal Hareket kullanarak deneyini tamamladı, ama bu çılgın fikri denemek için büyük bir risk almıştı. Yaptığı şey Ölüm Takibi'nin onu bulma riskini artırdı ama buna değdi.

 

Ölüm Takibi ilan edildikten sonra ya o ölecekti ya da Ölüm Takibi. Zhao Feng'in hayatta kalmak ve karşı saldırı şansına sahip olmak için gücünü arttırması gerekiyordu.

 

Neyse ki hayalet gemi, bir ayın çoğunluğunu sınırsız okyanusta Gök Çiçeği Boş Okyanus Ruhani Sarayından çok uzakta seyahat ederek geçirmişti.

 

Zhao Feng, Ölüm Gözü'nden gelen Niyeti çok düşük bir seviyeye indirerek Ölüm İmparatoru'nun duyularını büyük ölçüde azaltmıştı. Ayrıca gemiye okyanusun derinliklerine gitmesini emretmek ve Hayalet Ceset Lanetli Dizisini açmak gibi başka hazırlıklar da yapmıştı.

 

Her şey Ölüm Takibi'nin onu bulma riskini azaltmak içindi. Son derece şanssız olmadığı veya Ölüm Takibi'ne uzak olduğu sürece, deneyin şu anda herhangi bir sorun çıkarmaması gerekiyordu.

 

“Artık bu kafa Ruh Denizi'nde olduğuna göre, ruhumun yıldırımını emmek çok daha kolay.”

 

Zhao Feng gözlerini kapattı. Sol gözünün boyutu, yaklaşık bin metre genişliğindeki Ruh Denizi'nden ayrı bir şekilde zifiri karanlıktı. Kafa, etraftaki siyah bölgede süzülüyordu ve burası Zhao Feng tarafından kısıtlanmıştı, yani hiçbir aura serbest bırakılmayacaktı, ruhunu kullanmak da dahil olmak üzere istediği her şeyi yapmasına olanak sağlayacaktı.

 

Bir düşünceyle, Göz Niyeti dalgalanması kafayı kapladı.

 

Sol gözün boyutu içinde Tanrı Müsibetleri başının aurası bastırılmış gibi görünüyordu ve bu durum Zhao Feng için son derece faydalıydı. Aksi takdirde aura, tek başına tüm varlıkların kalbini titretirdi.

 

Shua!

 

Kafa, Göz Niyetinden Ruh Denizi'ne yaklaştı.

 

“En,” Zhao Feng başını salladı. Hazırlıkları beklenenden daha iyi gitmişti ve şimdi ruh-gücünü Tanrı Müsibetleri kafasıyla etkileşim kurmak için kullanabilirdi. Zhao Feng daha sonra Yıldırım Emilimi İlahi Tekniğini analiz etti.

 

Yıldırım Emilimi İlahi Tekniği, yıldırımı kişinin fiziksel bedeninde veya dantianında depolamak için tasarlanmıştı, ancak Zhao Feng onu ruhunun içinde depolayacaktı. Ana hatlarını çoktan tamamlamıştı, şimdi yapması gereken tek şey teoriyi kanıtlamak ve mükemmelleştirmekti. Bu, Zhao Feng'in daha fazla düşünüp hesaplayacağı anlamına geliyordu, ancak Tanrı'nın Manevi Gözü ve On Bin İlahi Düşünce Tekniği sayesinde Zhao Feng'in hesaplama yetenekleri oldukça güçlüydü.

 

Sanki bir anda hiç yoktan gizli bir teknik oluşturması gerekmiyor gibiydi. Tek yapması gereken Yıldırım Emilimi İlahi Tekniğini kopyalayıp ruha uyacak şekilde dönüştürmekti.

 

Yedi gün sonra, Zhao Feng'in Yıldırım Emme İlahi Tekniği'nin ruh versiyonu giderek daha net ve açık hale geldi.

 

Zhao Feng bunu dört gözle bekliyordu, “Şimdi, yapmam gereken tek şey mükemmelleştirmek, bunun için de pratik yapmak gerekiyor,” dedi.

 

Zhao Feng'in, ruhunun yıldırımı gerçekten saklayıp saklamayacağını test etmesi gerekiyordu.

 

"Hadi başlayalım."

 

Zhao Feng, Yıldırım Emme İlahi Tekniği'nin ruh versiyonuna odaklandı ve onu dolaştırmaya başladı.

 

Shua! Shua! Shua!

 

Gözü niyeti soluk mor renkli ruh-gücüne yol açtı ve küçük bir girdap oluşturdu. Bu girdap son derece sakindi, küçük bir emme kuvveti gibi sadece ara sıra içine bir şeyler emiyordu.

 

Mor renkli girdap Tanrı Müsibetlerinin kafasına dokundu. Hatta bir kısmı doğrudan kafayla birleşti. Sonuçta bu şey ruh gücünden oluşuyordu.

 

Güm!

 

Zhao Feng'in bilinci sarsıldı. Aynı anda on bin yıldırım çarpmış gibiydi ve vücudunda bir uyuşma hissi oluştu.

 

Bam!

 

Yıldırım Müsibetlerinin gücü mor girdabı paramparça etti ve mor renkli Ruh Denizi sarsıldı.

 

Zhao Feng, “Durum beklediğimden daha iyi.” dedi.

 

Ruhu, Yıldırım Müsibetleri tarafından saldırıya uğramamıştı. Aksine, ruhu Yıldırım Müsibetlerine dokunabilmişti, ancak miktar o kadar küçüktü ki görmezden gelinebilirdi.

 

Sol gözünün boyutunda kafa kısıtlanmış gibi görünüyordu, bu yüzden gerçekten "iyi" davrandı, aksi takdirde ruhu şimdiye kadar parçalara ayrılmış olurdu.

 

“Göz Niyetim ve Ruh Denizim, bunu depolamak için yeterince güçlü” Zhao Feng rahatladı ve daha sonra kafa ile birleşen iki tane girdap oluşturdu.

 

Güm! Güm! Bam!

 

Zhao Feng'in bilinci titriyordu ve yıldırımın gücü, mor renkli Ruh Denizi'ne doğru ilerledi. Ruh Denizi hafifçe titremeye başladı ve Zhao Feng Ruh Denizinin, Tanrı Müsibetleri Yıldırımı temizlenmesinden geçtiğini hissedebiliyordu.

 

Mor Ruh Denizi, Tanrı Müsibetleri Yıldırımını absorbe edip küçük bir “parçacık” haline getirmişti. O kadar küçük olmasına rağmen hiçbir etkisi olmadı, Zhao Feng çok sevindi.

 

“Planım işe yarayabilir!”

 

Zhao Feng'in pratiği aslında düşündüğünden çok daha sorunsuz ilerledi, çünkü Tanrı Müsibetleri Yıldırımının gücü sol gözünün boyutu tarafından kısıtlandı ve karşılık veremedi.

 

Zhao Feng'in şimdi absorbe edip parçacık haline getirdiği şeyin oranını arttırması için Yıldırım Emilimi İlahi Tekniği'nin yeni versiyonunu geliştirmesi ve mükemmelleştirmesi gerekiyordu. Mevcut oranda absorbe ederse, yarım yıl geçse bile Tanrı Müsibetleri Yıldırımının küçük bir kısmını dahi oluşturamazdı.

 

Sonraki yarım gün boyunca Zhao Feng, Göz Niyetini kullanarak kafanın etrafında dolaşan bir düzineden fazla küçük girdap oluşturdu.

 

Güm! Güm! Bam~~~~!

 

Gök gürültüsü sesleri Zhao Feng'in bilincini sarstı, ancak Zhao Feng dişlerini sıktı ve girdapları korumaya devam etti.

 

Daha fazla girdap olursa verimlilik oranı birkaç kat daha artardı, ama aynı zamanda birkaç kat daha fazla enerji tüketirdi. Bu girdapları devam ettirmesi gerekiyordu; eğer onlara dikkat etmeseydi, girdaplar yıldırım tarafından paramparça edilecekti.

 

“Neyse ki, Tanrı'nın Manevi Gözü'nün evriminden sonra Göz Niyeti oluşturmayı başardım.”

 

Zhao Feng kendini şanslı hissetti. Ruhu, sol gözünün boyutunda bastırılan yıldırım gücünü ve normal Kral niyetini bastırmasaydı, Tanrı Müsibetleri Yıldırımını absorbe edebilmesi gerçekçi olmazdı.

 

Yarım ay, göz açıp kapayıncaya kadar geçti.

 

Zhao Feng başarıyla Tanrı Müsibetleri Yıldırımını absorbe etmeyi ve onu Ruh Denizi içinde birleştirmeyi başardı, ancak bu bir gölete damlayan bir damla kan gibi son derece zayıftı. Zhao Feng varlığını hissedebiliyordu, ama onu kullanamadı.

 

Ancak bu, Tanrı Müsibetleri Yıldırımının gücünü anlamaya çalışmasını engellemedi.

 

“Tanrı Müsibetleri Yıldırımının bu kısmını istediğim zaman anlayabilirim ve bunu yapmak yüz kat daha verimli.”

 

Zhao Feng neşe doluydu. Tanrı Müsibetleri Yıldırımına karşı koyduğu için Gözü Niyeti ve ruhu daha da güçlenmişti ve Tanrı Müsibetleri Yıldırımını emmeye devam ederse bir süre sonra Yıldırım elementini içerebileceklerdi.

 

Şimdi sadece daha fazla özümsemesi ve bunun altında yatan yasalar ile niyeti anlaması gerekiyordu. Ruhu artık Tanrı Müsibetleri Yıldırımı aurasının en ufak parçasını içerdiğinden, mor girdaplar basit bir şekilde yok edilmedi. Ne kadar ilerlerse, o kadar verimli olacaktı.

 

“Bu şekilde devam ederse, ruhum bir iki yıl içinde bir İmparator'unkiyle kıyaslanabilir hale gelecek.”

 

Zhao Feng şaşırmıştı. Tanrı Müsibetleri Yıldırımı yüce bir güçtü ve hatta zirve Kutsal Lordları ve Yarı Tanrıları bile öldürebilirdi. Zhao Feng'in halihazırda emmiş olduğu miktar, Tanrı Müsibetleri Yıldırımının tek bir parçasının on binde biri olmasa da, ruhu için yine de çok faydalıydı.

 

Yarı Tanrı Kun Yun, yalnızca sana vereceğim sürprizi bekle, Zhao Feng düşünürken yüzünde kendine güvenen bir gülümseme belirdi.

 

Çocuk Yarı Tanrı'nın söylediğine göre, Zhao Feng'in Altın Kun Kutsal Vücut yetişimini yapması ve yıldırımı depolamak için fiziksel bedenini kullanması gerekiyordu. Zhao Feng muhtemelen on bin yıl sonra bile bunu yapamazdı, bu yüzden düşünce akışını değiştirdi; Yıldırım Emme tekniğini kendi uzmanlığı olan ruhu ile kullandı.

 

Sonunda, Zhao Feng düşüncelerini birkaç farklı noktaya ayırdı. İlk olarak Ölüm Gözünden Niyetini öğütmeye başladı. Daha sonra Tanrı Müsibetleri Yıldırımını emdi ve son olarak da bunu kavradı.

 

Tanrı Müsibetleri Yıldırımı büyük bir güç kaynağıydı ve bu gücün üzerine basılıp ruhun içine birleştirildiğinde, kavrama oranı eskisinden yüz kat daha iyi oldu.

 

Zhao Feng'in bir amacı vardı ve bu amacı da Tanrı Müsibetleri Yıldırımının niyetini Rüzgar Yıldırımı Mirası ile birleştirmekti.

 

Rüzgar Yıldırım Mirasının saldırı yetenekleri ve hızı zaten çarpıcıydı. Tanrı Müsibetleri Yıldırımının ham gücü bununla birleştirilirse, gücü birkaç kat daha artacaktı.

 

Ruhu, Tanrı Müsibetleri Yıldırımına dayanmaya devam ederken Zhao Feng bunun ufacık kısmını kavrayabildi.

 

Avucunda kırmızı renkli bir Rüzgar Yıldırımı belirdi ve içinde ölümsüz bir yıldırımın soluk aurası vardı.

 

Tabii ki bu aura, kırmızı renkli Rüzgar Yıldırımının on binde birini bile değildi. Tanrı'nın Manevi Gözü son derece eşsiz auraları göremeseydi, Zhao Feng bunu hissedemezdi bile.

 

“Bitti. Şimdi, tek ihtiyacım olan şey zaman.”

 

Zhao Feng'in gözleri parıldadı. Tanrı Müsibetleri Yıldırımının gücünü Göz Niyeti ve Rüzgar Yıldırım Mirası ile birleştirmek için zamanı olduğu sürece, üç Ruhsal Bölgenin zirvesinde durması mümkün olacaktı.

 

Sınırsız okyanusta hayalet gemi denizde durmaksızın ilerledi.

 

İskelet Bölümü Lideri aniden “Usta, birisi gemimize kilitlenmiş gibi görünüyor,” dedi.

 

Önlerindeki okyanus alışılmadık derecede sessizdi ve yakınlardaki varlıkları huzursuz eden kana susamış bir aura vardı.

 

"Neler oluyor?" Zhao Feng İlahi Hissini kullanmadı. İskelet Bölüm Lideri'nin etrafa bakmasına izin verdi.

 

Zhao Feng çocuk Yarı Tanrı'yı da çıkartmıştı.

 

Çocuk Yarı Tanrı duyularını açtı “Efsanevi bir korsan gemisi bize bakıyor” dedi.

 

Hayalet geminin arkasından uçma sesi geldi ve daha sonra tehlikeli ve korkunç bir aura yaydı.

 

“Efsanevi korsan gemisi mi?”

 

Zhao Feng'in zihninde aniden bir harita ortaya çıktı.

 

“On bin Okyanusal Ada Bölgesi... on sekiz köşe kanyonu... ne karmaşık bir yer,” Zhao Feng kaşlarını çattı.

 

“Yani... burası Cang Okyanusu'nun ünlü Korsan Kutsal Toprakları,” çocuk Yarı Tanrı alışılmadık bir ifade ortaya koydu.