King of Gods - Bölüm 69: Ölüm Takımı

---

 

Çeviri: RassNt

Düzenleme: Berkay Lamba

 

 

“Ne hakında konuşacağız acaba?”

 

“Önümüzdeki ay Lord Guanjun'un kapalı meditasyondan çıkacağını duydum, bununla alakalı olabilir mi?”

 

Bir kaç zeki genç tahmin yürütmeye başladı.

 

Gök Muhafızları Taburu, Guanjun Sarayındaki özel bir güçtü ve iki amacı vardı: Birincisi dahileri yetiştirmek, ikincisi ise Guanjun Birliği için taze kan desteği sağlamaktı.

 

Bu organizasyonun kurucusu Lord Guanjun'un kendisiydi.

 

“Herkes burada.” Soğuk ve duygusuz bir ses binada yankılandı.

 

Shua!

 

Bir adam ortaya çıkmadan önce gençler sadece bulanık bir figürün varlığını hissetmişti.

 

“Üçüncü Muhafız.” Feng Hanyue de dahil On Gök Muhafızı başları eğdi.

 

Üçüncü Muhafız sadece bir takma isimdi ve bu kişiyi temsil ediyordu.Herkes Guanjun Birliğinde on sekiz kişi olduğunu ve Lord Guanjun'a karanlıklardan yardım ettiğini biliyordu.Onların hepsi de Dövüş Ustasıydı ve güçleri normal Dövüş Ustalarından çok daha fazlaydı.

 

Zirvenin yapıldığı gün ortaya çıkan Muhafız on yedinciydi ama Qiu ailesinin elderini sadece iki hamlede yenmişti.Karşılarındaki Üçüncü Muhafız ondan kat kat daha güçlüydü.

 

“Hepiniz bilmelisiniz ki Lord Guanjun önümüzdeki ay kapalı meditasyondan çıkacak.” Muhafızın sesi basitti ve anlaşılırdı.

 

Tabii ki biliyorlardı!

 

Oradaki gençler beklenti dolu bir şekilde başlarını salladılar.Lord Guanjun Bulut Ülkesinde bir efsaneydi ve şimdiden “Yenilmez” ünvanını almıştı.Onun ünü komşu ülkelere kadar yayılmıştı.

 

“Duyurmak istediğim bir haber daha var: Lord Guanjun çıktığında, sizin aranızdan bir ya da bir kaç tane öğrenciyi kabul edecek.” Konuşurken gözlerinde kıskançlık belli oluyordu.

 

Lord Guanjun öğrenci mi alacak?

 

Sözlerini bitirir bitirmez, gençler heyecanla kızardılar.Birçok kişi  sadece onu görebilseler bile hiçbir pişmanlık duymadan ölebilirdi ve ondan tavsiyeler almak onların hayaliydi.

 

Ama onun öğrencisi olabilmek hayal bile edemeyecekleri bir şeydi.Ne de olsa Lord Guanjun ülkede büyük bir otorite sahibiydi ve yakın zamanda Kutsal Savaşçı Yoluna ulaşmıştı…

 

Heyecan Zhao Feng'in gözlerinde parladı, görünüşe göre buraya gelmek iyi bir karardı.Burada ülkenin dört bir yanından gelen dahilerle etkileşime geçebiliyordu ve efsanevi Lord Guanjun'u görebilme şansı vardı.

 

“Daha bir ay var! Gök Muhafızları Taburu size gerçek savaş fırsatı veriyor.” Konuşurken dudaklarında bir gülümseme belirdi.

 

Gerçek Savaş?

 

On kişide hem meraklı hemde beklenti içindeydi.Gök Muhafızları Taburunda bir çok kez dövüşme şansı bulmuşlardı.Ama hiç ölüm kalım durumunu tecrübe etmemişlerdi.

 

“Son zamanlarda etrafta hepsi de dördüncü derece ve üstünde olan haydutlar dolaşıyor.Ayrıca onları komşu ülke ”Çınar Ateşi Ülkesi"nin gönderdiğine dair şüpheler var.Göreviniz bu haydutları yok ederek aynı zamanda çevre köyleri de korumak.” Üçüncü Muhafız Konuştu.

 

Haydutlar? Komşu ülke tarafından gönderilen?

 

Meraklı olmalarına rağmen, çoğu heyecan içindeydi.

 

“Bay Üçüncü Muhafız, Guanjun Sarayı neden kendi askerlerini gönderip onları ezmiyor?” Lei Cong şüphelenmiş bir şekilde sordu.

 

“Güzel soru!” Adama açıkladı: “Haydutlar hiç bir zaman aynı yerde tekrar ortaya çıkmayacak kadar zekiler...Bazen de halktan biri taklidi yapabiliyorlar...Bu yüzden, askerlerimizi göndererek onları yok etme şansımız çok düşük...Bu nedenle, Guanjun Sarayı bu fırsatı siz gençlere verdi.”

 

Bunu duyunca Zhao Feng olayı hemen kavradı.

 

Guanjun Sarayının bu görevi onlara vermesinin sebebi savaş tecrübelerinin eksik olmasıydı.

 

“Umarım bu yolla, potansiyelleriniz ortaya çıkar.Guanjun Sarayının kararına göre öldürdüğünüz her dördüncü derece haydut için bir savaş puanı kazanacaksınız, her beşinci derece haydut için iki savaş puanı alacaksınız...Eğer liderlerini öldürebilirseniz, yirmi savaş puanı alacaksınız! Sıralamada en yüksekte olanlar ekstra ödüller alacak.” Üçüncü Muhafız devam etti.

 

“Bu kazandığımız savaş puanlarıyla ne yapacağımızı sorabilir miyim?” Gençlerden biri sordu.

 

“Savaş puanlarını Hazine Odasında dövüş sanatları, kaynaklar ve silahlar karşılığında takas edebileceksiniz...Örneğin bir savaş puanıyla bir tane beş yüz yıllık kan bitkisi alabilirsiniz, on savaş puanıyla zirve derece dövüş sanatı, 50 savaş puanıyla da yarı-Kutsal dövüş sanatı alabilirsiniz.”

 

Bunu duyunca gençlerin kanı kaynadı.

 

Zirve derece dövüş sanatı! Yarı-Kutsal dövüş sanatı!

 

Hepsinin de içi kıpır kıpır oldu.Hepsinde de bir yada daha fazla zirve derece dövüş sanatı olsa da, hız, savunma ya da saldırıyla sınırlıydı.Bu nedenle zirve derece dövüş sanatları onlar için son derece değerliydi.

 

Zhao Feng'in sol gözünde noksan bir kutsal dövüş sanatı olsa da, onun gerçek kullanımında yarı-Kutsal dövüş sanatı kadar iyi olmayacaktı.

 

Üstelik savaş puanları kaynak ve silah almak için de kullanılabiliyordu.

 

“Görünüşe göre Guanjun Sarayı bu dahileri düzgünce yetiştirmeye karar verdi.Sadece bir kaç haydut öldürerek kazanılan savaş puanıyla böylesine değerli kaynaklar veriyor."Zhao Feng içten içe düşündü.

 

Bu görevi cidden iple çekiyordu.Gizemli sol gözü onun hayatta kalabilirliğini büyük oranda artırıyordu.

 

”Görev beş gün sonra başlayacak, gidin ve hazırlanın!” Üçüncü Muhafız detaylı bir şekilde anlattıktan sonra dağılmalarını emretti.

 

Konuşma bittiğinde, haber tüm Gök Muhafızları Taburunda yayıldı.

 

Görev sadece On Gök Muhafızıyla sınırlı değildi, On Gök Muhafızı kendi takımlarına liderlik yapabilirdi.Sonraki bir kaç günde Gök Muhafızları Taburu üyeleri ödüllerin nasıl paylaşılacağına göre takımlar kurmaya başladı.

 

Lei Cong ve Lu Xiaoyu'nun takımları gibi güçlü takımlarda dördüncü derece ve üstünde yetişimciler vardı.

 

Tabii ki, Feng Hanyue gibi tek takılanlarda vardı.

 

Feng Hanyue Dövüş Ustasıydı ve tek başına bir takımı yenebilecek güçteydi.

 

Zhao Feng buraya daha yeni katıldığından Zhao Yufei ve Huang Qi ile takım oluşturdu, ama bu takımın gücü Le Cong ve Lu Xiaoyu'nun takımlarının gücüyle kıyaslanamazdı.Fakat Zhao Feng kendi savaş puanının yine de zirve de olacağı konusunda kendine güveniyordu.

 

Görevin başlamasına bir kaç gün varken, Zhao Feng bin yıllık bitkilerden birini daha yedi.

 

Üç gün sonra.

 

Sol gözündeki boyutta yeşil ışık hüzmesi 6.9 fite ulaşmıştı.

 

O sırada Zhao Feng'in bir tane daha bin yıllık bitkisi vardı, ama onu kullanmadı çünkü:

 

Birincisi, kaynakların kısa süre içerisinde sürekli kullanımı etkisini düşürecekti.İkincisi, Zhao Feng onu yedinci dereceye aşmaya çalışırken kritik zamanlarda kullanmak için saklamak istemesiydi.

 

“Yetişimim altıncı derecenin son aşamalarına geldi ama daha zirvesine biraz mesafe var.” Zhao Feng içinden düşündü.

 

Bu nedenle, ölüm kalım durumlarında kişinin potansiyeli tamamen ortaya çıkabileceğinden dolayı Zhao Feng bu görev için daha da fazla beklenti içindeydi.Göz açıp kapayıncaya kadar hazırlık için verilen beş günlük süre sona erdi.

 

Diğer şaşırtıcı sürpriz Zhao Yufei'nin iki gün önce Zhao Feng'in verdiği kaynaklarla altıncı dereceye aşmış olmasıydı.

 

Sabah.

 

Dördüncü derece ve üstündeki bütün gençler takımlar halinde Guanjun Sarayını terk etti.Üç kişilik takım olan Zhao Yufei, Zhao Feng ve Huang Qi de onların arasındaydı.

 

“Kardeş Feng, senin gerçek yetişimin cidden beşinci derecenin zirvesinde mi?” Zhao Yufei şüpheyle sordu.

 

Zhao ailesindeyken, o Zhao Feng'in gelişim hızının ne kadar yüksek olduğunu net bir şekilde görmüştü, ama kendisi altıncı dereceye ulaşmıştı.Nasıl olurda Zhao Feng hala beşinci derecenin zirvesinde kalırdı?

 

Bunu duyunca, Huang Qi'nin de ilgisini çekti.

 

“Haklısın, bu benim gerçek yetişimim değil.” Zhao Feng de bunu saklamadı ve gerçek aurasını serbest bıraktı.

 

Altıncı derecenin zirvesi!

 

Zhao Yufei ve Huang Qi ondan gelen baskıyı hissetti.Zhao Feng'in aurası son derece yoğun ve ağırdı, diğer altıncı derece yetişimcilerin aurasına göre daha fazla baskı oluşturuyordu.

 

Aurasını serbest bıraktıktan sonra, Zhao Feng onu bir kez daha sakladı.Tıpkı Zhao Yufei ve Huang Qi gibi altıncı derecenin başlarına sınırladı.

 

Zhao Feng daha fazla güvenlerini kazanmak için takım arkadaşlarına gerçek gücünü göstermişti.Onu saklayarak önlerindeki savaşta sinsi saldırılar yapabilirdi.Üçlü Guanjun Eyalet Şehrinden ayrıldı ve bir kaç günlük seyahatten sonra sınırlara geldiler.Bu alan bir çok ağaç, nehir, dere, uçurum ve bir kaç köyle doluydu ama bu yol aynı zamanda Çınar Ateş Ülkesine giden tek yoldu, bu yüzden haydutları onlar göndermiş olabilirdi.

 

“Bu köyden ayrıldığımızda, haydutların gizlendiği tehlikeli bölgeye gireceğiz.” Zhao Feng haritasını açtı ve Zhao Yufei ve Huang Qi ile konuştu.

 

“Hehe, Bayan Yufei, benim takımıma katılmak ister misin?” Açık ve kibirli bir gülme sesi yükseldi.

 

Zhao Feng ve diğer ikisi döndüklerinde oradan geçen yedi sekiz kişilik takıma liderlik eden Lu Xiaoyu'yu gördüler.

 

D.N: Güzel bölümler başlıyor. Yorumlarınızı esirgemeyin değerli dostlarım.