King of Gods - Bölüm 66: Guanjun Sarayı

---

 

Çeviri: RassNt

Düzenleme: Berkay Lamba

 

 

Zhao Feng yirmi mil öteden Guanjun Eyalet Şehrini inceleyebiliyorken Ye Linyun da dahil diğerleri onu hala ufak siyah bir nokta olarak görüyordu.

 

Sol gözünün içinde, yetişimini temsil eden azur renk ışık 6.3 fite ulaşmıştı.

 

Zhao Feng altıncı dereceye geçtikten sonra dövüş sanatlarının aksine yetişiminin oldukça yavaşladığını fark etmişti.Ye Linyun'a göre, Savaşçı Yolunun dokuz derecesi kişinin vücudunu mükemmelleştirme çabasıydı.Bu yüzden daha yüksek derecelere geçtikçe ilerlemek daha da zorlaşıyordu.

 

Araba kısa bir süre sonra zengin Eyalet Şehrine girdi.

 

Yolda, Zhao Feng gördüğü sıradan gençlerin bile en az üçüncü ve dördüncü derece yetişime sahip olduğunu fark etti.

 

Buradaki binalar oldukça heybetliydi, Güneş Tüyü Şehri burayla kıyaslanamazdı.Araba sonunda şehrin derinlikleri girdi ve asil, zengin bir sarayın yanında durdu.Buna kıyasla Zhao ailesinin köşkü eski bir banyo gibi kalırdı, aynı seviyede olmaktan çok uzaklardı.

 

Sadece ön kapısı bile bir çok araba genişliğindeydi.Onları daha da çok şaşırtan ön kapıdaki sekiz nöbetçinin en az dördüncü derece yetişime sahip olmasıydı.

 

“Dördüncü derece yetişimciler sadece burada nöbetçilik mi yapıyor?” Zhao Feng hafiften şaşırdı.

 

Küçük bir köyde doğmuş olup yetişimini bu seviyeye kadar getirdiğinden, yetişimini artırmanın ne kadar çaba ve acı gerektirdiğini çok iyi biliyordu.Dördüncü derece ve üstündeki Dövüş Sanatçıları Güneş Tüyü Şehrinde bile saygıyla karşılanırdı.

 

“Burası Guanjun Sarayı ve şehirdeki en etkileyici yerdir.Sizi biraz sonra dahilerimizi eğittiğimiz ”Gök Muhafızları Taburu"na sevk edeceğim.” Ye Linyun uyardı.

 

Guanjun Sarayı! Gök Muhafızları Taburu!

 

Zhao Feng ve Zhao Yufei'nin nefes alış veriş hızı arttı.Guanjun Sarayına girdikten sonra, Zhao Feng neredeyse bütün yetişimcilerin dördüncü derece ve üstünde olduğunu fark etti.Hatta yedinci derece Dövüş Ustaları bile gördü.

 

Daha sonra, Ye Linyun onları eski ve pis bir alana götürdü.Guanjun Sarayının ortasında böyle eski ve pis bir yerin olması tuhaftı.Alanda, bir kaç tane çadır ve az sayıda ahşap oda vardı.Tam ortasında da bir bina vardı.

 

“Burası Guanjun Sarayının yasak bölgesi- Gök Muhafızları Taburu.Dahi yetiştirmek umuduyla Lord Guanjun'un bizzat kendisinin yarattı bir yer.Aynı zamanda Guanjun Birliğinin destek yeridir.” Ye Linyun ileriye doğru yürümeye başladı.

 

Gök Muhafızları Taburu!

 

Bu boktan yerde mi yaşayacağız? Zhao Feng içinde on ahşap oda ve bir kaç çadır olan bu çamurlu pis alana baktı.Buradaki ortam Yeşil Yaprak Köyündekinden bile kötüydü.

 

“Haha, Usta Ye.Getirdiğiniz iki dahi bunlar mı?” Diğer taraftan arkasında onu takip eden siyah elbiseli bir genç ile beyaz sakallı yaşlı bir adam geldi.

 

“Usta Hu.” Ye Linyun da beyaz sakallı yaşlı adama dikkatini verdi.

 

İkili konuşurken, Usta Hu gelişigüzel bir şekilde Zhao Feng ve Zhao Yufei'ye baktı.

 

Aniden, ikisi de sanki bütün sırları açığa çıkmış gibi hissetti.Zhao Feng'in kalbi sıkıştı, bu yaşlı adamın yetişimi muhtemelen Ye Linyun'dan bile yüksekti.

 

Görünüşe göre Guanjun Sarayı dokuzuncu derece iki Dövüş Ustasını bir arada görebileceğin eşsiz bir yer durumundaydı.

 

“O Huang Qi, İnci Ağacı Şehrinden aldığım bir dahi.Daha on beş yaşında ama altıncı dereceye ulaşmış.” Yaşlı adam arkasındaki genci neşeyle tanıtırken gülümsedi.

 

On beş yaşında ve şimdiden altıncı dereceye ulaşmış.Yeteneği cidden iyiydi.Huan Qi isimli genç Zhao Feng ve Zhao Yufei'ye öylesine bir bakış attı ve ondan sonra gözlerinde beliren şaşkınlık net bir şekilde görünmüştü.

 

Beyaz sakallı yaşlı adam ve Usta Ye dahilerinin buraya sevk etmekle görevliydi.Üçünü kapıya gönderdikten sonra, iki Usta hemen durdu.

 

“Size buraya kadar eşlik edebilirim.İyi performans göstermelisiniz çünkü Lord Guanjun önümüzdeki ay kapalı meditasyondan çıkacak..” Ye Linyun onları uyardı ve gitti.

 

Dokuzuncu derece bir Dövüş Ustası olarak, onun da zamanı değerliydi.

 

Beyaz sakallı yaşlı adam da Huang Qi ile konuştu: “Lord Guanjun dahilere olan sevgisiyle biliniyor, özellikle genç olanlara.Kaderini değiştirmek için bu fırsatı değerlendirmelisin.”

 

“Tamam, Usta Hu.” Huang Qi derin bir nefes aldı ve ciddiyetle cevap verdi.

 

Lord Guanjun bu ülkede bir efsaneydi ve Gök Muhafızları Taburu onun tarafından yaratılmıştı.Eğer burada kalıp yetişimine devam ederse, sadece Guanjun Sarayının kaynaklarını kullanmakla kalmayacak aynı zamanda efsane Lord Guanjun'u görme şansını yakalayabilecekti.

 

Zhao ailesinden gelen ikili Huang Qi ile birlikte pis alana doğru yürüdü.Yolda aynı yaşta bir çok genç gördüler.Çoğu on iki ve on sekiz yaş aralığındaydı, onların da büyük çoğunluğu on altı yaşının altındaydı.Bunun anlamı hepsinin yaşları aynı civardaydı.

 

“On iki yaşında, üçüncü derece…” Zhao Feng ister istemez şaşkınlık geçirdi.

 

Biraz önce önünden geçen iki çocuk on iki yaşındaydı ve üçüncü dereceye ulaşmışlardı.Zhao Feng on iki yaşındayken daha Savaşçı Yoluna bile giremediğini hatırladı.

 

Üstelik, on dört on beş yaşlarındaki gençler her yerde görülüyordu ve oların yetişimleri en az dördüncü dereceydi, beşinci ve altıncı dereceye ulaşmış olanlar da vardı.Bu sahne hafiften kibirli olan Huang Qi'nin yüz ifadesinin temkinli bir hal almasına neden oldu.

 

“Bu üçü muhtemelen yeni.” Gök Muhafızları Taburundaki gençler üçüne doğru meraklı bir şekilde bakıyordu, ama çoğunluğunun gözleri Zhao Yufei'nin üzerindeydi.

 

Zhao Yufei çok güzeldi ve saf, meleksi bir auraya sahipti.

 

“Bakın, güzel bir dahi kız var burada.”

 

Gök Muhafızları Taburundan figürler ortaya çıkmaya başladı.Yeni yüzlere bakınca, gözlerinde kıvılcımlar parlıyordu.

 

Gök Muhafızları Taburuna girdiklerinden, Zhao Feng ve diğer ikisi buradaki dahilerin ülkenin dört bir yanından geldiğini çok iyi biliyorlardı.

 

“Burası olmalı.”

 

Üçlü alanın ortasındaki binaya doğru yürüdü.Gök Muhafızları Taburuna yeni katıldıkları için buraya gelip rapor etmeleri gerekiyordu.

 

“Siz üçünüz yeni misiniz?” Arkadan miskin bir ses geldi.

 

Ne!?

 

Zhao Feng'in sırtından soğuk terler aktı, arkasına döndü ve orada gümüş giysili bir genç gördü.

 

Üçlü korkudan sıçradı, bu herif ne zaman ortaya çıkmıştı? Daha sonra Zhao Feng bu giysilerin bir yerden tanıdık geldiğini fark etti.Aniden zirveden sonra gördüğü Qiu ailesinin elderini yaralayan gümüş figüründe aynı elbiseleri giydiğini anımsadı.

 

“Benim adım Üçüncü Muhafız ve Gök Muhafızları Taburunun yöneticisiyim.Bugünden itibaren artık siz Gök Muhafızları Taburunun bir üyesisiniz...Şimdi kuralları dinleyin…” Gencin cümleleri kısa ve basitti.

 

Gök Muhafızları Taburunun kuralları oldukça katıydı.

 

İlk olarak, her üye ayda sadece bir kez ayrılabilirdi.İkincisi, farklı kişiler farklı muamele görüyordu.Üçüncüsü, birisi ciddi bir şekilde yaralanmadıkça, sakatlanmadıkça ya da ölmedikçe istediğin her şeyi yapabilirdin.

 

Birinci ve üçüncü kuralı anlaması oldukça basitti.

 

Ama ikinci kuralın anlamı neydi?

 

O öğleden sonra, Zhao Feng bu kuralın ne demek olduğunu anladı.

 

Gök Muhafızları Taburunda sadece on tane ahşap oda ve otuz tane çadır vardı.Üçü daha yeni geldiğinden, üçüne de eski birer çadır verildi, içine tam uygun boyutlardaydılar.

 

“Burada mı uyumak zorundayız?” Huang Qi öfkesini bastırmaya çalıştı.

 

Bu eski çadırlar yağmuru ve rüzgarı zar zor engelleyebiliyordu, diğer şeyler için ise neredeyse işe yaramazdı.İnci Ağacı Şehrinin dahisi olarak ne zaman böyle bir muamele görmüştü?

 

Zhao Feng kaşlarını çattı, onun için sıkıntı yoktu ama Zhao Yufei bir kızdı ve oldukça da tatlıydı.Bu boktan çadırlar en mahrem bölgeleri bile gizleyemiyordu.

 

Zhao Yufei dudaklarını ısırdı, ama hiçbir şey söylemedi.

 

“Hey, yeni çocuklar, ahşap odalara geçmek için tek yapmanız gereken sahiplerini yenmek.”  Sıska bir genç neşeyle oraya doğru yürüdü ve uyardı.

 

Üçlü hemen bakışlarını on ahşap odaya çevirdi.

 

Odaların hepsinin de sahibi vardı.odaların sahiplerinin seçkinlerin de seçkini olduğu belliydi.

 

“Güzel! Ahşap odalardan birini almak için tek yapmam gereken sahibini yenmek.” Huang Qi istemsizce ellerini ovuşturdu.

 

Altıncı derece yetişimiyle ve İnci Ağacı Şehrinin bir numaralı dahisi olmasıyla odalardan birini kolayca alabileceği konusunda kendisine oldukça güveniyordu.

 

Akşam yemeği zamanı.

 

Bir kaç Guanjun Muhafızı gençlerin yemeklerini çadırlarına getirdi.

 

“Peh! Pfft! Bu nasıl yemek? Domuzu mu besliyorsunuz?” Huang Qi biraz tadına baktıktan sonra hemen tükürdü.

 

Tadı iğrençti.

 

Zhao Feng biraz çiğnedikten sonra o da tükürdü.Verdikleri yemek çok bayattı.Sonra üçlü hemen ahşap odadakilere verilen tabakların lezzetli yemeklerle dolu olduğunu fark etti.

 

“Sikerim!” Huang Qi küfrederek ayağa kalktı.

 

Ahşap odalarda yaşan gençlerin daha iyi muamele gördüğü açıktı.

 

“Ahşap odalarda yaşayan gençler ”On Gök Muhafızı” olarak biliniyor.Geriye kalan bizler boktan şeyler yerken onlar harika yemekler alıyor, ayrıca kişisel hizmetçilere de sahipler.Her ay biz iki bin yüz parça gümüş alıyoruz ama onlar en az on bin gümüş ve çeşitli hap ve kaynaklar alıyorlar.Anlaşıldığı üzere eğer On Gök Muhafızından biri olursan Lord Guanjun'un kendisinden tavsiyeler alma şansın bile var…"Daha önceki sıska genç adaletsizliği ve yapılan farklı muameleyi anlattı.

 

Şimdi Zhao Feng ikinci kuralın anlamını net bir şekilde kavramıştı.

 

Farklı insanlar farklı muamele görür.

 

Buradaki tek olay güçtü, sadece gücünle saygınlık kazanabilirdin.

 

“Birisine meydan okumak istiyorum!” Huang Qi inleyerek elindeki bayat yemeği yere attı ve ahşap odaların olduğu yöne doğru koşturmaya başladı.