King of Gods - Bölüm 49: On Hamle Xin Wuheng

---

 

Çeviri: RassNt

Düzenleme: Berkay Lamba

 

 

Zhao Feng Yıldız Parmağının tek hamlesiyle Qiu Changyi'yi yendi.

 

Bu olay zirvenin izleyicileri arasında patlama etkisi yarattı.

 

“Kim bu herif? Neden daha önce onun ismini hiç duymadım?”

 

“Xin Tong'u tek hamlede yendi, ve şimdi Qiu Changyi de ona kaybetti.”

 

Yaşanan kaos daha öncekileri aşmıştı çünkü Qiu Changyi dört büyük dahiden biriydi.Qiu Changyi'yi yenerek Zhao Feng dört büyük dahiden biri olabilirdi.

 

Zhao ailesinden bir kaç tanıdık yüz şok içindeydi.Zhao Chi, Zhao Han ve Zhao Qin şaşkınlıklarını gizleyemedi.

 

“Kazandın.” Zhao Yufei'nin gözlerinden heyecan parlıyordu.

 

“Zhao ailesinde böylesine yetenekli biri var.Dahası o daha on dört yaşında…” Qiu Mengyu'nun gözlerinde endişe doluydu.

 

Bu yarışma Güneş Tüyü Şehrinin üç büyük ailesi arasında geçiyordu ve Qiu ailesi Zhao ailesiyle iyi ilişkiler içinde değildi.Ve genç nesil onların geleceğini belirleyen bir etkendi.

 

………

 

Qiu Changyi'yi yendikten sonra, Zhao Feng aile köşküne geri döndü.

 

Zhao Yufei'ye gülümsedi: “Sanırım seni hayal kırıklığına uğratmadım.”

 

“Sadece şaka yapıyordum.Ama ayrıca kardeş Feng'in gerçek gücünü de görmek istedim.” Zhao Yufei sinsice konuştu.

 

Aniden yan tarafından gelen ölümcül bir his fark etti.O tarafa döndüğünde vahşice oturan Zhao Linlong'u gördü ve ona tehditkar bir şekilde bakıyordu.

 

Zhao Feng başını salladı ve Zhao Linlong'un onu aşk rakibi olarak düşünmesinin hata olduğunu biliyordu.Ama açıklama yapmak için çok üşengeçti.Şuan ki gücüyle, genç nesil arasında kimseden korkusu yoktu.

 

Zirve bir çok yetenekli genci sahne almasıyla devam etti.

 

Bir zaman sonra.

 

Qiu Mengyu yeteneklerini göstermek için ileri çıktı.Hemen bir çok dördüncü ve beşinci derece genci yendi.

 

Zhao Qin ve Zhao Ling'in gücündeki kişiler onun üç hamlesine bile direnemezken, Zhao Chi ve Zhao Han gibi beşinci dereceler yirmi hamleyi göremedi.

 

Bu bir çok kişinin gizlice dilini şaklatmasına neden oldu.

 

“Qiu Mengyu ile Qiu Changyi'nin arasındaki güç farkı çok fazla.” Zhao Feng şaşırmıştı.

 

Qiu Mengyu'nun verdiği his “Güneş Tüyü Şehrinin en güzel kızı” aurasıydı, ama güç anlamında geçen yılın ikincisiydi, Zhao Linlong'un bile önündeydi.

 

“Zhao Linlong, senin yetişim derecen dört büyük dahi arasında en yüksek olanı.Benimle dövüşebilir misin?” Qiu Mengyu gülümseyerek konuştu.

 

“Elbette.Geçen yıl sana kaybettiğimden, bu sene elbette bunun rövanşını yapmamız lazımdı.” Zhao Linlong yavaşça ayağa kalktı ve altıncı derece aurasını serbest bıraktı.

 

O sırada, asil bir tavırla gençlerin üzerinde göz gezdirdi.

 

“Ama daha yeni dövüşler yaptın, bu yüzden kazansam bile bu adil olmayacak.” Zhao Linlong'un ağzı büküldü.

 

“Zhao Linlong şüphesiz Zhao ailesinin en büyük dahisi.Pekala o zaman biraz dinleneceğim.” Qiu Mengyu gülümsedi ve bu teklifi reddetmedi.

 

“Benimle dövüşmeye cesareti olan var mı?” Zhao Linlong gülümseyerek Qiu ve Xin ailesinin köşklerini gözüyle taradı.

 

“Mengyu, gidip onun yeteneklerini test etmeme izin ver.” Qiu ailesinden sıska bir genç Qiu Mengyu'ya hafifçe fısıldadı.

 

“Qiu Lin, dikkatli ol! Onunla kafa kafaya dövüşme!” Qiu Mengyu kuvvetini yenilerken gencin teklifini kabul etti.

 

Ceng!

 

Beşinci derece bir genç sahneye indi.

 

“Zhao Linlong, benimle dövüşecek misin?”

 

Qiu Lin'in gözlerinden yoğun bir dövüşme isteği yükselirken tüm vücudunu koyu yeşil bir parıltı sardı, bu gencin beşinci derecenin zirvesinde olduğu belliydi.

 

“Hehe, bakalım kaç hamle dayanabileceksin.” Zhao Linlong hafifçe güldü ve “shuah” sesiyle gecenin karanlığında ardında bir çok ardıl görüntü bırakarak hareket etmeye başladı.

 

“Yüksek derece dövüş sanatı Gölge Adım!”

 

“Bu yetenek geceleri tam potansiyelinde kullanılabilir!”

 

Seyirciler haykırdı.

 

O sırada meydanda sadece Zhao Linlong'un bıraktığı ardıl görüntüler vardı.Qiu Lin'in kalbi tekledi, gözleri Zhao Linlong'un nasıl hareket ettiğini bile göremiyordu.

 

“Antik Rüzgar Avcu!”

 

Dişlerini sıktı ve geniş bir alanı silip süpüren avuçlarında koyu yeşil bir parıltı ortaya çıktı.

 

Beng! Tah! Tah!

 

Alan saldırısını Zhao Linlong'a doğru savuruyordu.Ama saldırılarından hiçbiri Zhao Linlong'un elbisesine bile dokunamadı.

 

Shua!

 

Zhao Linlong'un hayalet gibi figürü aniden tekrar onun görüşünden kayboldu.Qiu Lin hemen bir şeylerin ters olduğunu anladı ve bunun kanıtı olarak, bir şey ona arkadan saldırdı.

 

“Antik Rüzgar Dönüşü!” Haykırarak avcunu geriye doğru savurdu.

 

Pah!

 

Gürültülü bir ses gecenin karanlığında yankılandı.

 

Qiu Lin'in hareket kabiliyeti donmuş gibiydi ve yüzünde şok olmuş bir ifade vardı.Kolu artık hareket edemiyordu.Yüksek seviyedeki yüksek derece bir yetenek onu havada durdurmuştu.

 

Si!

 

İzleyicilerin nefesi kesilmişti.Qiu Lin'in arkasında altın renk elbiseli bir genç tek eli onun omzunda duruyordu.

 

Qiu Lin sadece sırtından soğuk terler aktığını hissetti ve omzunda duran elin çok ağır olduğu düşündü.

 

Ne kadar çabalasa da, hareket edemiyordu.

 

“Yüksek derece bir yetenek olan Gölge Adımı zirve seviyeye kadar öğrenmiş ve savaşçı yolunun altıncı derecesinde olduğunu da göz önüne alınca bu onu yenilmez yapıyor.” Qiu Changyi derin bir nefes aldı.

 

Zhao Linlong'un gücü akıl almaz seviyedeydi.

 

“Benimle dövüşecek başka biri var mı?” Zhao Linlong meydanın ortasında dururken rüzgarın onun altın elbisesini savurması ona kralmış gibi bir hava veriyordu.

 

“Ben varım!” Xin ailesinden beşinci derece bir genç ileri doğru çıktı.

 

“Seni üç hamlede yeneceğim.” Zhao Linlong güldü ve hemen ardında ardıl görüntüler bırakmaya başladı.

 

İki figür üç hamle boyunca çarpıştı ve beşinci derece olan genç büyük bir gümbürtüyle havaya savruldu.

 

Hu!

 

Zhao Linlong'un sönük mor aurası yeniden yükseldi.

 

“Başka?” Zhao Linlong'un gözleri Qiu Mengyu ve Xin Wuheng'i taradı.

 

Xin Wuheng'in gözleri kapalıydı ve dövüşmeye niyeti yokmuş gibi hiç bir cevap vermedi.

 

Tam Zhao Linlong ona meydan okuyacağı sırada…

 

“Ben varım!”

 

Qiu Mengyu adeta bir tanrıça gibi meydanın ortasına indi.

 

“Ne tür bir yetenek bu…?”

 

Bir çok genç afalladı.

 

Qiu Mengyu'nun yeteneği gerçeküstü gibiydi daha çok bir dans gibiydi.

 

“Güzel!” Zhao Linlong Gölge Adımını kullanmasıyla ardıl görüntüler tekrar ortaya çıkmaya başladı.

 

Pah! Pah…

 

İki figür zaman zaman havada vuruşuyordu.Her çarpışmalarında Qiu Mengyu rakibinin gücünü kendi gücünü yükseltmek için kullanıyordu.

 

“Qiu Mengyu eşsiz bir vücut güçlendirme yeteneği olan Kıvrak Yılan Vücudunu kullanıyor, bu yetenek kullanıcısının aşırı derecede yumuşak olmasını ve büyük hasarlara karşı koyabilmesini sağlıyor.Aynı derecedeki yetişimciler onu hiçbir şekilde yaralayamaz…” Zhao Qin açıkladı.

 

Vücut geliştirme yeteneğinin ne kadar güçlü olduğu konusunda, Qiu Mengyu Xin Tong'dan bile öndeydi ve Zhao Feng'in gerisindeydi.Üstelik Qiu Mengyu'nun hız yeteneğinin Qiu Changyi'ninkine göre hiç aşağı kalır yanı yoktu ve yetişim derecesi de beşinci derecenin zirvesindeydi.

 

Zhao Linlong Gölge Adımı son limitinde bile kullansa bundan bir avantaj elde edemedi.

 

Otuz hamle...Kırk hamle…

 

Zaman yavaşça geçti.Zhao Linlong'un saldırıları daha da şiddetleniyordu.

 

Uzaysal Bulut Parmağı!

 

Elli hamlenin sonunda Zhao Linlong zirve derece dövüş sanatını kullandı.

 

Shua~

 

Gökyüzünden ince bir mor ışık çizgisi inerek Qiu Mengyu'yu vurdu.Qiu Mengyu artık rakibinin saldırılarına direnemiyordu ve on hamle daha savunduktan sonra neredeyse ağzından kan gelecekti.

 

“Kardeş Linlong'un gelişimi inanılmaz.Uzaysal Bulut Parmağı ve Gölge Adım beni cidden korkuttu.” Qiu Mengyu gülümseyerek dövüşten çekildi.

 

Qiu Mengyu yenilse de, Zhao Linlong'un yetişimini düşününce bu beklenen bir şeydi.Belki de sadece Xin Wuheng onunla dövüşebilirdi.

 

Qiu Mengyu'yu da yendikten sonra Zhao Linlong'un tek rakibi kalmıştı, o da Xin Wuheng'di.

 

“Başka kim benimle dövüşecek?” Zhao Linlong'un gözleri kalabalığı taradı ve Zhao Feng'in üzerinden geçerken gözlerinde küçümseme belirtisi parladı.

 

Sonunda, Zhao Linlong gözlerini Xin Wuheng'e dikti.Hemen herkes Xin Wuheng'e doğru beklentiyle baktı.

 

Xin Wuheng. Geçen yılın zirvesinde diğer üç büyük dahiyi mutlak güçle ezen dört büyük dahinin kralı.

 

“Xin Wuheng! Xin Wuheng!”

 

İnsanlar onun ismini haykırırken, Xin Wuheng yavaşça ayağa kalktı ve sakin bir tonda konuştu: “Değişen bir şey olmayacak.Her zamanki tarife, on hamle.”

 

Hua!

 

Seyirciler arasında bir kaos patlak verdi.

 

On hamle? Bu ne demek!?

 

Zhao Feng diğer dahilere baktı.

 

“Xin Wuheng'in lakabı ”On hamle” olarak bilinir.”

 

Zhao Feng derin bir nefes aldı.

 

On hamle?

 

“Şimdiye kadar kimse onunla on hamleden fazla dövüşemedi...Hiçbir zaman!”

D.N: Bu adamların egosundan ben de istiyorum abi :D