King of Gods - Bölüm 613: Kapanlamak

---

 

Bölüm 613: Kapanlamak

 

Yetkilileri temsil eden kırmızı cübbeli Elder yüzlük zafer meydan okumasını sona erdirmişti.

İzleyicilerin çoğu bu hareketten tatmin olmamıştı. Hatta bazı yerlerde karmaşa patlak vermişti. Birçok kişi yetkililerin sadece durumu uzatıp Zhao Feng'in icabına bakabilmeleri için kendilerine zaman kazanmak istediklerini görebiliyordu.

Gerçekten de kaptan olmayı hak ediyor.

Li Yunya iç geçirdi.

Arenanın köşesinde:

"Otuz dövüşü kazandı, hepsi de tek hamleyle. Eğer yetkililer karışmamış olsaydı muhtemelen tek seferde 50 hatta 60 galibiyet elde edebilirdi."

Ye Moyu serseme dönmüştü. O bile yetkililerin zorla meydan okumayı durdurmasını sağlayacak kabiliyete sahip değildi.

"O zaman yarına kadar bekleyelim."

Zhao Feng'in figürü ortadan kaybolup Li Yunya'nın yanında belirmişti.

Birçok kişinin bakışları ikiliye doğru dönmüştü. Zhao Feng, Ebedi Mühür Saray Lordunun bakışlarını hissedebiliyordu.

Ebedi Mühür Saray Lordu burada en yüksek yetişime sahip olan kişiydi. Gözleri kuvvetli bir arzu içeriyordu.

Zhao Feng bu bakışlardan kaçınmıyor; doğrudan Ebedi Mühür Saray Lordunun gözlerine bakıyordu.

Güm!

Ebedi Mühür Saray Lordunun bakışlarıyla yüzleşen Zhao Feng'in ruhu sarsılmıştı. Sanki bir tanrının karşısındaymış gibiydi.

Ebedi Mühür Saray Lordu'nun bakışları sınırsız güç içeriyordu. Sanki her düşüncesi taşları kıracak gökleri bükecek gibiydi.

Neticede yarım adım Boş Tanrı Alemindeydi. Bir Boş Tanrı Alemi Kralın gücünün bir kısmına sahipti. Ruhu ve bedeni, gök ile yeryüzü ile uyum içerisindeydi.

Zhao Feng içinden mırıldandı.

Ebedi Mühür Saray Lordu yumuşak bir şekilde, "Şu veletin ruhu da beklenmedik bir şekilde güçlü."

dedi.

 

İzleyiciler arasında Zhao Feng'in ne kadar güçlü olduğuna dair tahminlerin arasında en doğru olan onun tahminiydi. Yarın olacak dövüşlere ilgi duymaktan kendini alıkoyamıyordu.

O gece Zhao Feng oteline geri dönmüş ve inzivaya çekilmişti. Bugünki dövüşlerden sonra bedeni ve varoluş hali hakkında yeni bir anlayış elde etmişti. Gecenin tamamını bu güce kendini alıştırarak geçirmişti.

İkinci gün arena insan ve heyecanla dolup taşıyordu.

Dünle karşılaştırılınca  burada iki kat daha fazla uzman vardı. Zhao Feng'in 30 dövüşü kazanmasının hikayesi Boş Okyanus Ruhani Sarayının tamamına yayılmıştı."

"Bahisler açıldı."

Bahisleri başlatan belirli yetkililer vardı.

Zhao Feng üzerine olan bahisler: 60 galibiyet, 70 galibiyet, 80 galibiyet, 90 galibiyet ve 100 galibiyetti.

Yüz zafer bahisinin kazanma oranı otuza birdi. Bu, Zhao Feng'in yüz dövüşün hepsini kazandığı sürece bahse giren kişinin bastığı paranın otuz katını alacağı anlamına geliyordu.

Ancak son yüzyıl içerisinde hiç kimse yüz zafer meydan okumasını kazanamamıştı. Yetkililer kazanan yeni birinin çıkmaması için düşünebildikleri her yöntemi kullanıyordu. Bundan dolayı 100 galibiyete bahis yapan fazla kişi yoktu.

Çoğu kişi parasını 60 veya 70 galibiyete yatırıyordu. Eğer Zhao Feng 80 galibiyet gibi bir sayıya ulaşırsa 70 galibiyete bahis yapanlar paralarını kaybedecekti.

"Kendi üzerime bir milyon yüksek sınıf İlkel Kristal Taş bahis giriyorum."

Arkadan soluk bir ses yükseldi.

Bir milyon yüksek sınıf İlkel Kristal Taş.

İddia oynayan çoğu kişi afallamıştı. Bir milyon yüksek sınıf İlkel Kristal Taşı küçük bir miktar değildi. Bu neredeyse düşük seviye bir Yeryüzü Sınıf silahı kadar pahalıydı.

Bir yüksek sınıf İlkel Kristal Taşı, on bin normal İlkel Kristal Taşına bedeldi.

Bir milyon yüksek sınıf İlkel Kristal Taş ise on milyar normal İlkel Kristal Taşına bedeldi.

Sii!

Yetkililerin gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Yakından bakınca bahsi oynayan kişinin Zhao Feng olduğunu görmüşlerdi.

Li Yunya da gülüp Zhao Feng'in üstüne birkaç bin yüksek sınıf İlkel Kristal Taş basmıştı.

"Hmph."

Kırmızı cübbeli Elder'in yüzünde alaycı bir ifade belirmişti.

"Zhao Feng! Zhao Feng!"

Zhao Feng tezahüratlarla sahneye doğru yürüyordu.

Arenanın köşesindeki Ye Moyu'nun soğuk gözleri olanları dikkatle izliyordu.

Hakem, "Yüz zafer meydan okumasının otuz birinci dövüşü."

Anonsunu etti.

Otuz birinci dövüşünün rakibi  beyaz elbiseli son aşama bir Küçük Çekirdek Köken Alemiydi.

Birçok kişi, "Günün ilk dövüşü son aşama Küçük Çekirdek Köken Alemiyle olacak!"

Diye haykırmıştı. İddia oynayanlar temkinli bir hale gelmişti.

"Zhao Feng, ben, Jian Zile ile karşılaştıktan sonra kazanmak aklından bile geçmemeli."

Beyazlar içerisindeki erkeğin yüzünde bir tebessüm belirmişti.

Weng~~

Beyazlar içerisindeki erkeğin elini sallamasıyla havada eski, gök kuşağı gibi parlayan, yeşil, metal bir kitap belirmişti.

Shua!

Diğer elinde de bir fırça belirmişti.

"Bu Alim Cenneti Eğlencesi."

"Demek bu Alim Cenneti Eğlencesi Jiang Zile!" Bu adam yirmi sene önce Ebedi Mühür Adalar Bölgesinin en iyi üç dahisinden biriydi ve iki yıldızlı tarikat Cennetin Eğlence Kalesinden geliyor..."

Beyazlar içerisindeki adamı tanıyan birçok kişi tribünlerde çığlık atıyordu.

"İlginç."

Zhao Feng'in ilgisi çekilmişti.

Fan Evreninde sayısız güç ve birlik vardı fakat çoğu zamanın ve tarihin akışı tarafından ortadan kalkmıştı.

Jiang Zile'nin ellerindeki fırça ve kitabın ikisi de düşük dereceli Yeryüzü Sınıf silahlardı.

"Kırıl!"

Zhao Feng'in silüeti ortadan kaybolmuş ve Jiang Zile'nin önünde belirmişti. Kadim bir canavar gibi yumruğunu sallarken sönük mor bir aura ortaya çıkmıştı.

"Çok hızlı! Bu aura...!"

Jiang Zile bu korkunç auradan gelen baskıyı Gerçek Yuan'ında hissediyordu.

"Dokuz Kelime Metal Kitap!"

Jiang Zile paniğe kapılmamıştı. Elindeki eski, yeşil metal kitap açılmasıyla havada eski ve gizemli kelimeler belirmiş, önünde yeşil ışıktan oluşmuş bir duvar oluşturmuştu.

Güm!

Zhao Feng'in yumruğu yeşil ışığın çatlamasına sebep olmuştu. Ama gizemli kelimeler duvarı hızlıca onarmıştı.

"Hapis Çizimi!"

Jiang Zile birkaç adım geri çekilmiş ve fırçasını kullanarak havaya çizgiler çizmeye başlamıştı.

Hmm?

Zhao Feng'in yüz ifadesi biraz değişmişti. Bu çizgilerin onu içeri hapseden bir hapis oluşturduğunu fark etmişti.

"Gerçekten de Alim Cenneti Eğlencesi olmayı hak ediyor."

Uzmanların bir çoğu onu övmekten kendilerini alıkoyamıyordu.

Yeşil ve altın renkli hapis Zhao Feng'e doğru kapanırken:

"İlginç... Ama sonun geldi."

Elini kaldıran Zhao Feng'in yüz ifadesi kararmış, keskin mor rüzgar ve yıldırım arkları bir pençe oluşturmuştu.

Mor Yıkım Rüzgar Yıldırım Pençesi!

Pençe sadece birkaç metre uzunluğundaydı. Ama gerçek görünecek kadar yoğundu ve gök gürültülerine sebep oluyordu.

Çatırt!

 

Yıkım pençesi havayı keserek ilerliyor ve yanında ruhları sarsan bir Yıkım aurası taşıyordu.

"İyi değil...!"

Hapisinin kağıt gibi yırtıldığını gören Jiang Zile haykırdı.

Bam!

Yıkım pençesi, Jiang Zile'yi birkaç yüz metre geriye uçurmuştu.

Plop!

Yere indiğinde aslen kar beyaz olan elbiseleri siyaha dönüşmüştü ve bedeninden dumanlar yükseliyordu.

Otuz birinci galibiyet. Zhao Feng'in ilk dövüşü zaferle sonuçlanmıştı. Kalabalık Zhao Feng'e tezahürat ediyordu.

"Elit bir Küçük Çekirdek Köken Alemi ve savunma ile saldırıda kusursuz olarak görünen Jiang Zile bile kaybetti."

Kırmızı cübbeli Elder'in yüz ifadesi biraz değişmişti. Jiang Zile'yi ilk dövüşe koymasının sebebi Zhao Feng'e dünki kadar kolay galibiyet kazanmasını zorlaştırmak içindi. Fakat Zhao Feng'in gücü beklentilerini aşmıştı.

"Gerçek Yuan'ımı korumak için dövüşleri bir an önce bitirmek en iyisi."

Zhao Feng kendi kendine mırıldandı. Amacı yüz dövüşü tek seferde bitirmekti.

Jiang Zile'nin sonrasında birçok orta aşama ve son aşama Küçük Çekirdek Köken Alemi rakip gelmişti ama hiçbiri Jiang Zile kadar güçlü değildi.

Zhao Feng'in hızı ve saldırısı gittikçe yükseliyordu. Normal son aşama Küçük Çekirdek Köken Alemlerini tek hamleyle kolayca yenebiliyordu.

Güm!

Bam!

Zhao Feng art ardına izleyicileri yeniyordu ve zaman kazanmak için bazen birden çok rakiple aynı anda savaşıyordu.

Art arda 35 galibiyet... 40 galibiyet... 45 galibiyet...

İki saat içerisinde Zhao Feng art ardına toplam 50 dövüş kazanmıştı. Bu da yüz zafer meydan okumasının çoktan yarısını tamamladığı anlamına geliyordu.

İzleyiciler afallamıştı. Asıl şaşırtıcı olan şey ise Zhao Feng'in hala Gerçek Yuan'ını fazla kullanmamış olmasıydı.

Saldırılarının çoğu hızına ve fiziksel vücuduna dayalıydı. Eğer Gerçek Yuan'ını kullanırsa tek hamlede kazanıyordu.

Hiçbir rakip Zhao Feng'in hızına yetişemiyordu.

"Art ardına 60 galibiyet!"

Seyirciler dövüşün birini kaçıracaklar diye gözlerini kapamaktan korkuyorlardı; Zhao Feng çok hızlıydı.

Art ardına 60 galibiyetten sonra Zhao Feng'in rakipleri de güçlenmeye başlamıştı. Rakiplerinin yarısı son aşama Küçük Çekirdek Köken Alemindeydi.

Bazıları iskelet Bölüm Lideri ve Li Yunya ile bile karşılaştırılabilirdi.

 

Sayısız yetenek, tuhaf ve farklı soy teknikleri kullanılmıştı. Ama Zhao Feng'in bedeni ve kaynak gücü Kadim Rüya Aleminin aurasını özümsediği için birçok soyu baskı altına alıyordu.

Bu etki On Bin Kadim Irk soyuna sahip olan Jiang Fan'ın soyunun etkisine benziyordu.

"Yetmişinci dövüş."

Anons yapan hakem derin bir nefes aldı.

"Zhao Feng rakibin benim."

Sahneye şık bir erkek çıkmıştı.

Ye Moyu!

Kalabalık arasında yeniden tartışmalar patlak vermişti.

Rakibi yüz zafer meydan okumasının eski mağlubu Ye Moyu'ydu.

"Hmph, başarısız olan Ye Moyu tabii ki de yüz zafer meydan okumasının şöhretinin birisinin kazanmasını görmek istemiyor."

Kırmızılı Elder soğukkanlı bir şekilde kahkaha attı.

"Başla!"

Hakem duyuruyu yapar yapmaz Ye Moyu saldırıya geçmişti.

Önceki dövüşleri izlediği için Zhao Feng'in yıldırım kadar hızlı olduğunu ve dövüşleri bir anda kazandığını biliyordu. Ye Moyu işinin böyle bitmesini istemiyordu.

"Boş Gökyüzünün Karanlığı!"

Ye Moyu'nun silüeti etrafındaki karanlığa karışmıştı.

Bu karanlığın içersinde Zhao Feng'in duyuları kısıtlanıyordu. Ye Moyu'yu görmek zorlaşmıştı.

Boş Gökyüzünün Karanlığı, Ye Moyu'nun soyunun bölgesiydi. Hiç kimse tam anlamıyla bu tekniğin üstesinden gelememişti. Eğer art ardına dövüşüp soyunu tüketmeseler Ye Moyu kaybetmeyecekti.