Bölüm 605: Hedef

avatar
9900 22

King of Gods - Bölüm 605: Hedef


 

Bölüm 605: Hedef

 

Mavi Yıldırım Deniz Gök Gemi'sinin kaptan kabinesindeki Zhao Feng'in yüzü bembeyazdı. Hemen göz soyunu mühürlememişti.

 

Bir tür bilinmeyen, gizemli bir güç Zhao Feng'in, Tanrı'nın Ruhani Gözü'ne bakıyor gibiydi. Zhao Feng bunun ne olduğunu kesin olarak söyleyemezdi ama orada olduğunu söyleyebiliyordu.

 

"Bu ne tür bir güç böyle? Ne fiziksel ne de ruh boyutunda. Hiçbir hasar da yok ama yine de her türlü kuvveti gerisinde bırakıyor."

 

Zhao Feng'in kaşları çatıldı.

 

Peng! Peng! Peng! Peng!

 

Tanrı'nın Ruhani Gözü'nün duyuları güçlenmişti. Bu his tanıdık olmasına rağmen yine de tuhaftı. Ölüm Gözü'yle yüz yüzeyken de böyle bir şey hissetmişti.

 

"Bu yoksa... Sekiz Büyük Tanrı Gözü'nün varislerinden biri olabilir mi?"

 

Zhao Feng'in gözleri parlamaya başlamıştı. Önceden etkileşime girdiği tek Sekiz Büyük Tanrı Gözü varisi Ölüm İmparatoru'ydu. Büyük Usta Yin Kong, uzaysal yeteneklere sahip bir göz soyuna sahip olsa da gerçek bir Uzay Gözü varisi değildi. Sadece biraz onunla bağlantılıydı.

 

Shua!

 

Zhao Feng soy gücünü deveran etmiş ve Tanrı'nın Ruhani Gözü'nü mühürlemişti. Ama ona dik dik bakan gizemli kuvvet kaybolmamıştı; yalnızca güçsüzleşmişti.

 

Miyav miyav!

 

Küçük hırsız kedi, Zhao Feng'in omzuna oturmuş, patilerini sallıyordu.

 

İkili birbiriyle iyi anlaşıyordu. Artık diğerinin ne dediğini yalnızca tek bir bakışla anlayabiliyorlardı.

 

"Bunun Dao'muzla alakalı olduğunu mu söylüyorsun?"

 

Zhao Feng bundan derinden etkilenmişti.

 

Bir anda Liu Qinxin'in ustasını hatırladı. O, Hayat Dao'sunun varisiydi. Hatta ustası kaderini değiştirmek için Liu Qinxin'in asıl ismini değiştirtmişti.

 

Bu olmasaydı Zhao Feng, Liu Qinxin ile asla tanışmış olmazdı.

 

Zhao Feng, Şehir Lordu'nu öfkelendirmiş olsa da Şehir Lordu bunun sayesinde Gerçek Lord derecesine ulaşmıştı. Ne yazık ki Liu Qinxin, mirasından asla geri dönmemişti.

 

"Kader dediğimiz şey çok derin."

 

Zhao Feng bu gücü durduramıyordu. Ama ne kadar kuvvetli olursa kaderini o kadar iyi kontrol edebileceğini biliyordu.

 

Tanrı'nın Ruhani Gözü ile soy gücü güçlendikçe, dünya üzerindeki kontrolü de güçleniyordu.

 

"Kadim bozuldu; katledilmiş Kadim Tanrılar bir trilyon toza dönüşecek..."

 

"Göz soyumu devam etmek için mutlak güç elde et; dünyaya hükmet ve gökleri yönet."

 

Kadim bir ses zihninde yankılandı.

 

Dünyaya hükmet ve gökleri yönet.

 

Zhao Feng'in kalbi bir anda özgüven ve iradeyle dolmuştu.

 

Shua!

 

Tanrı'nın Ruhani Gözü'nü yeniden açtı. Sol gözündeki boyuttaki göl, kadim çağ aurası yayarak dalgalanmaya başlamıştı.

 

Bu aura, Zhao Feng'den yayılmaya başlamış ve uzun bir mesafe boyunca yayılmaya da devam etmişti.

 

Aynı anda, sınırsız okyanusun diğer tarafında:

 

Vah!

 

Minik bedeni sallanmaya başlayan beyaz gözlü küçük kız aniden bir ağız dolusu kan kusmuştu.

 

"Bai Lin, ne oldu?"

 

Küçük kızı yakalayan samimi gencin yüz ifadesi değişmişti.

 

Beyaz gözlü küçük kızın gözleri, şaşkınlıkla doluydu.

 

"Gözlerim acıyor. Bir süreliğine dinlenmem lazım ama kaderin çizgisini buldum."

 

Dedi, beyaz gözlü küçük kız zayıf bir şekilde.

 

Kader çizgisi mi?

 

Samimi gencin gözleri ışıldamaya başlamıştı.

 

"Ruhani Kutsal Topraklar!"

 

Dedi, beyaz gözlü küçük kız uykuya dalmadan önce.

 

Sınırsız okyanusta:

 

Whoosh!

 

Gökyüzünde uçan Mavi Yıldırım Deniz Gök Gemisi'nin yüzeyinde bir tabaka su ve yıldırım parlıyordu.

 

Göz açıp kapayıncaya kadar iki ay geçmişti. Gemideki herkes çoktan iyileşmişti.

 

Loulan Zhishui ve sekiz denizci hariç, artık yeni bir üye daha vardı; Li Yunya.

 

Ölümden kaçtıktan sonra Li Yunya, tayfaya katılmaya karar vermişti.

 

"Klanımdaki diğer öğrenciler bana iftira attı ve Beş Dağ Ada Bölgesi'nde kalacak başka bir yerim yok." "Kaptana olan borcumu ödemek için Mavi Yıldırım Deniz Gök Gemisi'nde kalmaya karar verdim."

 

Li Yunya'nın bu sözü daha dün söylenmiş gibiydi.

 

O Loulan Zhishui ve diğerlerinden daha tecrübeliydi. Li Yunya'nın tayfaya katılması, geminin tüm potansiyelinin kullanılmasını sağlamıştı. Gemideki herhangi bir hasarı tamir edebiliyordu. Bundan dolayı yarım ay önce Zhao Feng, Li Yunya'yı yardımcı kaptan yapmıştı.

 

"Li Yunya, Ölüm İmparatoru hakkında neyi, ne kadar biliyorsun?"

 

Zhao Feng sordu:

 

Li Yunya konuşmadan önce bir süre sessizliğini korudu: "Cang Okyanusunda ve üç Ruhani Kutsal Topraklarda, İmparator unvanı çok nadir ve akıl ermez olduğu için Boş Tanrı Alemi Krallar zirvede durur. Bu İmparatorlar arasında Ölüm İmparatoru bir de Ölüm Gözü'ne sahip, yani İmparatorlar arasında bile kuvvetli kişilerden birisi..."

 

Boş Tanrı Alemi iki seviyeye ayrılmış -Krallar ve İmparatorlar - fakat Li Yunya bu iki seviye arasındaki farkın tam olarak ne olduğunu bilmiyordu.

 

"Aynı zamanda Ölüm İmparatoru astı olarak dört Ölüm Ruhu Lordu2na ve otuz altı Ölüm Muhafızı'na sahip. Dört Ölüm Ruhu Lordu'nun her biri, birer Boş Tanrı Alemi Kral."

 

Dedi, Li Yunya. Bunu duyduktan sonra Zhao Feng'in yüz ifadesi ciddileşmişti.

 

Karşılaştığı Ölüm Muhafızı sadece Ölüm İmparatoru altındaki otuz altı Ölüm Muhafızı'ndan biri miydi? Bu da yetmezmiş gibi Ölüm Muhafızı'nın yenilmiş olmasının tek sebebi, Zhao Feng'i canlı yakalamaya çalışıyor olmasıydı; Zhao Feng'i öldürmek onun için kat kat daha kolay olurdu.

 

"İyi ki dört Ölüm Ruhu Lordları'ndan biriyle karşılaşmadım."

 

Zhao Feng soğuk terler döküyordu. Eğer bir Boş Tanrı Alemi'yle karşılaşırsa hiç umudu olmayacaktı.

 

"Bir de görünüşe göre otuz altı Ölüm Muhafızları'nın da bir sıralaması var. Mesela birinci Ölüm Muhafızı'ndan ikincisine... Bu otuz altı Ölüm Muhafızı'na kadar devam ediyor."

 

Li Yunya devam etti.

 

Sıralamaları mı var?

 

Zhao Feng'in göz bebekleri küçüldü. Yüz ifadesi değişip duruyordu. Onun dövüştüğü Ölüm Muhafızı'nın sıralaması neydi.

 

"Kaptanın yendiği Ölüm Muhafızı'nın yüksek dereceli olmadığı kesin. Çünkü yüksek dereceli olanlar genellikle yarım adım Boş Tanrı Alemi'nde oluyor. Hatta Boş Tanrı Alemi Kralları bile tehdit edebilecek güçteler."

 

Dedi, Li Yunya ciddi bir şekilde.

 

Bunu duyan Zhao Feng, kendini daha fazla baskı altında hissediyordu.

 

"Şu Ölüm Takibi, çok dehşet verici bir şey."

 

Kimsenin Ölüm Takibi'nden kaçamamasına şaşmamalıydı. Ölüm Muhafızları'ndan kaçabilseler bile hala Ölüm Ruhu Lordları vardı.

 

Zamanında Boş Tanrı Alemi'nde birkaç hedef vardı ve hatta dört Ölüm Ruhu Lordu'ndan kaçabilmişlerdi. Ama yolun sonunda Ölüm İmparatoru'nun bizzat kendisi vardı.

 

Ölüm Gözü, Ölüm Kanunları üzerinde yüksek seviye bir kontrole sahipti. Cang Okyanusu'nda hiç kimsenin bu konu hakkında onun kadar yüksek bir anlayışı yoktu.

 

Kaptan kabininin içerisinde:

 

"Ölüm Takibi... Pes etmeyeceğim."

 

Zhao Feng dişlerini gıcırdattı.

 

Etrafta kovalanılan kaybolmuş bir köpek gibiydi. Yetişim yapmaya başladığından beri hiç böyle bir aşağılamayı tecrübe etmemişti.

 

"Sadece kaçmakla kalmayacağım, güçleneceğim ve bu aşağılamanın karşılığını vereceğim."

 

Zhao Feng'in gözleri savaş arzusuyla dolmuşu.

 

Ölüm Takibi'nden gelen baskı potansiyelini ortaya çıkarıyordu.

 

On Bin Hayalet İncisi'nin içerisinde:

 

"Usta, yaralarım iyileşti. Yeni bir düzenek bayrağı yapıp, lanetli hayalet cesetlerini mükemmelleştireceğim."

 

İskelet Bölüm Lideri'nin sesi yükseldi.

 

Zhao Feng başını salladı. Bu yolculukta iskelet Bölüm Lideri ve Li Yunya onun sol ve sağ kolu olmuştu.

 

Zhao Feng kaynaklarının bir kısmını onlara veriyordu.

 

Örneğin, Li Yunya iki varil kalp kan özü almıştı. Varoluş hali zirve Küçük Çekirdek Köken Alemi'nden çok da uzak değildi. Eskiden iki yıldızlı bir tarikat olan Altı Çember Sarayı'nda, bin yılda bir gelen bir dahiydi. Zhao Feng, onun potansiyelinin üstüne gözlerini kestirmişti.

 

"Geriye hala 20-30 kalp kan özü varili var ve etkileri benim için şu an aşırı güçsüz."

 

Diye düşündü Zhao Feng, kendini kalp kan özüyle yıkarken.

 

Kalp kan özünün etkisi öncekine göre çok daha zayıftı. Son iki ay içerisinde, yalnızca iki varil kullanmıştı.

 

Kadim Rüya Alemi aurası ile kalp kan gözü Zhao Feng'in varoluş halini zirve Büyük Çekirdek Köken Alemi'ne yükseltmişti.

 

"Kadim Rüya Alemi aurasının etkisi bile güçsüzleşti."

 

Zhao Feng içini çekti.

 

Gücünü yükseltmek için her türlü yöntemi kullanmıştı. Varoluş halini Çekirdek Köken Alemi ile Boş Tanrı Alemi arasındaki sınıra ne kadar yakınlaştırırsa zorluğun o kadar yükseldiğini fark etmişti.

 

Shua!

 

Zhao Feng gözlerini kapayıp, gözündeki gölün içerisindeki gizemli girdaba girdi.

 

Kadim Rüya Alemi. Zhao Feng, yeniden bu kıta üzerinde belirmişti.

 

Bedeni ve ruhu anında ezici bir kuvvet tarafından baskı altına alınmıştı.

 

Kalbindeki her şey saftı.

 

"Özümse."

 

Zhao Feng, Kadim Rüya Alemi'nin aurasını özümsemeye başlamıştı. Buraya girdikçe, Kadim Rüya Alemi aurasına gittikçe daha fazla tanıyor, aurayı özümsemede gittikçe daha fazla verimli bir hale geliyordu.

 

Artık bedeninin ve Gerçek Ruh Kaynağı'nın ikisi de bir hayli Kadim Rüya Alemi aurası emmişti.

 

Varoluş hali insanların sınırına ulaşmıştı. Eğer saklamaya çalışmadıysa, onun her nefesi ve her hareketi adeta antik bir canavar gibi aura yayıyor görünüyordu.

 

"Yarım adım Çekirdek Köken Alemi canavarları sadece bedenimle öldürebilirim."

 

Zhao Feng soyu ve bedeninin içerisindeki büyük gücü ve potansiyeli hissetti.

 

Dantianının içerisindeki Zhao Feng'in yapışkan Gerçek Ruh Kaynağı'nın yerini, soluk mor yarım adım Gerçek Yuan almıştı.

 

Yarım adım Gerçek Yuan'ı, Mor Yıkım Rüzgar Yıldırım arzusu ile oluşturulmuştu. Bu arzudan gelen Yıkım aurası dehşet vericiydi.

 

"Çekirdek Köken Alemi'ne ulaşmam için sadece birazcık daha temele ihtiyacım var."

 

Zhao Feng, Kadim Rüya Alemi'nde bedenini kontrol edebildiğini ve yetişim yapabildiğini öğrenmişt.Buradaki yetişim hızı, dış dünyaya göre sayısız kat daha iyiydi.

 

Onun ahlamasına sebep olan şey ise burada kalabildiği zamanın bu kadar sınırlı olmasıydı.

 

Birkaç düzine nefes sonra Zhao Feng'in ağzının kenarından kan süzülmeye başlamıştı.

 

"Elli iki nefes."

 

Zhao Feng'in yüzünde bir tebessüm belirmişti. Hedef zamanına yavaşça yaklaşıyordu.

 

Bu zamanı iyi kullanmalıyım.

 

Zhao Feng, hızlıca Kadim Rüya Alemi aurasını bedenine emmişti.

 

"Soyum ve bedenim eskisi kadar hızlı güçlenmiyor. Neden Kadim Rüya Alemi aurasını gözümle birleştirmiyorum ki?"

 

Zhao Feng'in aklına yeni bir fikir gelmişti.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44246 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr