King of Gods - Bölüm 604: Kaderin Gözü

---

 

Bölüm 604: Kaderin Gözü

 

Sınırsız okyanusta, Zhao Feng ve Ölüm Muhafızı dövüşmeden bir saat önce.

 

"Hehehe, üçüncü bir çizim bitmek üzere."

 

Beyaz gözlü küçük kız çizdiği resimdeki küçük hırsız kediye bakıyordu.

 

"Bakayım."

 

Samimi genç, çizime bakmak için gelmişti. Diğer iki Ölüm Muhafızı da meraklı bir şekilde çizime bakıyordu. Ancak çizimi görür görmez yüz ifadeleri çarpıcı bir şekilde değişmişti.

 

"Ne?"

 

"Bu nasıl mümkün olabilir...?"

 

Samimi genç ile diğer iki Ölüm Muhafızı haykırdı.

 

Resimde, küçük hırsız kedinin gözleri kurnazlıkla dolu görünürken, düşmanı felaket bir durumda gözüküyordu. Gizemli bir hançer Ölüm Muhafızı'nın kalbine saplanmıştı. Küçük hırsız kedinin hançeri Ölüm Muhafızı'nı bedenine saplanırken Yıkım aurasıyla parlıyordu.

 

"Düzgün çizdiğine emin misin?"

 

"Otuz üçüncü Ölüm Muhafızı biraz güçsüz olsa da bir kedi tarafından tek bir hamlede öldürülemez."

 

İki Ölüm Muhafızı bunun imkansız olduğunu düşünüyordu. Bunun sadece küçük bir yaramaz kızın yaptığı bir resim olduğunu düşününce, durumu anlayıp gülümsemişlerdi.

 

"Genç Dövüş Kardeşimiz, Bai Lin, bizle oyun oynuyorsun değil mi?"

 

Samimi genç masum bir şekilde gülümsedi.

 

"Bai Lin kimseye yalan söylemiyor... *burnunu çeker*... O kediyi çok sevdim."

 

Beyaz gözlü küçük kız ağlamaya başlamıştı, samimi genç de onu yatıştırmaya başlamıştı. Ancak aynı zamanda, küçük kızın resmi genci tedirgin etmişti.

 

"Gölge Katili İmparatorluk Kılıcı, kutsal bir Suikast Dao'su eşyası ve her türlü savunmayı göz ardı edebilir. Ölüm Gölge Bedenini bile."

 

Samimi genç aniden bir şeyler hatırlamış gibi davranmaya başlamıştı.

 

"Üçüncü Prens, eğer otuz altıncı muhafız ölseydi bir şeyler sezerdik."

 

Ölüm Muhafızları'ndan birisi güldü. Bunu duyan samimi genç derin bir nefes aldı.

 

Tam o an, beyaz gözlü küçük kız gülümsedi: "Hahaha, şapşik, o bir saat sonra olacak."

 

Bir saat sonra mı?

 

İki Ölüm Muhafızı bunu duyunca gülümsemekten kendilerini alıkoyamamıştı.

 

"Hıh! Usta bana Kader Gözü'nün varisi olduğumu söyledi."

 

Dedi, beyaz gözlü küçük kız öfkeli bir şekilde.

 

Kader Gözü mü?

 

Samimi genç de dahil olmak üzere mevcut herkes serseme dönmüştü.

 

Sınırsız okyanusun diğer tarafında:

 

"Haha..." "Ölüme meydan okuyorsun. Gölge Katili İmparatorluk Hançeri benim olacak."

 

Siyah kılıç ışık huzmeleri, küçük hırsız kediyi yutarken Ölüm Muhafızı kahkaha atıyordu.

 

"Uzaysal Hareket!"

 

Bir tutam göz soyu gücü aktif edilmişti ve bir anda bir girdap ortaya çıkmış, küçük hırsız kediyi içine almıştı.

 

Aynı anda:

 

Güm! Güm! Güm!

 

Siyah kılıç huzmeleri her şeyi hiçbir şey olana kadar kesmiş gibi gözüküyordu.

 

"Bu sefer nasıl kaçacaksın görelim. Saldırım yüz metre içerisindeki her şeye vuruyor."

 

Ölüm Muhafızı içinden soğuk bir şekilde güldü. Ama sonraki an ifadesi anında değişmişti. Küçük hırsız kedinin olduğu yerde tanıdık bir uzaysal bozukluk vardı.

 

"Kurtarıldı mı? Hayır! Lanet olsun~~~~!"

 

Ölüm Muhafızı'nın yüz ifadesi çarpıcı bir şekilde değişmişti.

 

Bo~~

 

Aniden üzerinde bir girdap ortaya çıkmıştı. Aynı yerde bir tutam göz soyu gücü hissedilebiliyordu.

 

Whoosh!

 

Kara, şeffaf bir hançer kalbini delmişti.

 

Wu~

 

Yüzünde korku ve panik beliren Ölüm Muhafızı donakalmıştı.

 

Shu~~~~

 

Bedenine saplanan hançer Gölge Katili İmparatorluk Hançeri'ydi ve yüzeyinde bir tutam Yıkım aurasına sahipti.

 

Ölüm Gölge Bedeni, zaten Gölge Katili İmparatorluk Hançeri'ne karşı pek kuvvetli bir savunmaya sahip değildi. Asıl korkutucu olan şey, Gölge Katili İmparatorluk Hançeri'nin kalbini delmiş olmasıydı. Saldırı, Hiçlik Uzay Göz Kesişi!nin ilk deldiği yer ile aynı yeri delmişti. Yıkım aurasından gelen yarası da henüz iyileşmemişti.

 

Miyav miyav!

 

Küçük hırsız kedi, kalbinde bir delik açtıktan sonra Ölüm Muhafızı'nın vücudunun içinden geçmişti.

 

"Seni...!"

 

Ölüm Muhafızı'nın bedeni gerçek ve sahte bedeni arasında gelip gitmeye başlamıştı. Az önce içinden geçen küçük hırsıza doğru bakan gözleri nefret ile doluydu.

 

"Ölüm... Ölüm Dalgası!"

 

Birkaç yüz metre boyunca bir Ölüm dalgası yayabilmişti.

 

Shua!

 

Küçük hırsız kedi oradan kaybolurken havadan bir gri-gümüş çizgi geçmişti.

 

Miyav miyav!

 

Sonraki an küçük hırsız kedinin sesi, Zhao Feng'in antik metal yüzüğünden yükselmişti.

 

Bo~~

 

Zhao Feng'in Su Ruhu Devi hali dalgalanmaya başlamıştı.

 

"Ne kadar dehşet verici Ölüm gücü..."

 

Zhao Feng şu anki sıvı haline rağmen yaralanmıştı.

 

Neyse ki, varoluş hali ve bedeni son derece güçlüydü ve şu an sıvı halindeydi, bunların hepsi iyileşme hızının canavarımsı seviyelerde olduğu anlamına geliyordu.

 

Plop!

 

Ölüm Muhafızı'nın bedeni gökyüzünden düştü.

 

Ölü.

 

Zhao Feng, Tanrının Ruhani Gözü'yle cesedi inceledi. Ölüm Muhafızı'nda herhangi bir yaşam belirtisi yoktu

 

Hu~~

 

Sıvı bedeni yeniden katılaşmaya başlayan Zhao Feng derin bir nefes aldı.

 

"Aferin, küçük hırsız kedi."

 

Zhao Feng hayat ile arasında yeni bir sözleşme varmış gibi hissediyordu.

 

Miyav miyav!

 

Küçük hırsız kedi omzunda belirip, Ölüm Muhafızı'nın vücuduna gülmeden önce suratını ekşitmişti.

 

Küçük hırsız kedi, Ölüm Muhafızı'nın ölümünde büyük bir rol oynamıştı. Küçük hırsız kedi olmasaydı, Zhao Feng durumu tersine çeviremezdi.

 

"Hem Hiçlik Uzay Göz Kesişi hem de Gölge Katili İmparatorluk Hançeri, Ölüm Muhafızı'na tehdit oluşturabilecek şeyler. Küçük hırsız kedi, Ölüm Muhafızı'nın bedenine ışınlandı, Gölge Katili İmparatorluk Hançeri'ne de Yıkım aurası eklendi. Ne kadar mükemmel bir kombinasyon."

 

Zhao Feng'in yüzünü heyecan kaplamıştı. Küçük hırsız kedi bir avuçtan sadece birazcık büyük olduğu için ışınlanabiliyordu.

 

Uzaysal hareket, uzaysal bir yetenekti. Eğer hedef yaşayan bir varlıksa hedefi hiç bir şekilde direniş göstermemeliydi, yoksa bunun zorluğu çok daha fazla olurdu.

 

Küçük hırsız kediyi ışınlamak, önceden karar verdikleri son hamleleriydi.

 

"Burada fazla kalamayız."

 

Zhao Feng'in yüzü bembeyaz olmuştu. Bitkin gözüküyordu.

 

Tehlike hissiyatı yarı yarıya azalmıştı ama yine de hâlâ oradaydı. Ölüm Muhafızı'nın, Ölüm İmparatoru için yalnızca küçük bir ast olduğunu anlamıştı.

 

Ölüm Takibi, görev tamamlanana kadar devam edecekti.

 

Weng~

 

Cesette bir Ölüm arzusu belirmişti ve öncekinden bile daha saf gözüküyordu.

 

Ölüm tutamı, Ölüm Muhafızı'nın bedenini sarmıştı. Yaraları iyileşiyordu.

 

Cesette herhangi bir yaşam belirtisi olmamasına rağmen, yaraları iyileşiyordu.

 

Weng~~

 

Zhao Feng'in Tanrının Ruhani Gözü, Büyük Usta Yin Kong'un yadigarına oldukça benzeyen eşsiz bir Ölüm Yadigarı görmüştü. Ölüm arzusu, Ölüm Muhafızı'nın ruhunu kavramıştı.

 

"Kahrolsun, Ölüm Gölge Bedeni gerçekten de ölümsüz. Ruh yok olmadığı sürece yeniden canlanma ihtimali var."

 

Zhao Feng'in yüz ifadesi ciddileşmişti.

 

Neyse ki Ölüm Muhafızı'nın bedeni çok tahrip olmuştu, yani hızlı bir şekilde dirilemeyecekti.

 

"Geri çekilin."

 

Zhao Feng emretti.

 

Zhao Feng, Ölüm Muhafızı'na yaklaşmaya cesaret etmiyordu. O, akıl ermez Ölüm İmparatoru'nun bir astıydı. Onu koruyan bir Ölüm Yadigarı vardı.

 

Üstelik, Zhao Feng zaten Ölüm Muhafızı'nın bedeninin üstündeki herhangi bir şeye dokunmak istemiyordu.

 

Shua!

 

Zhao Feng elini sallayıp, yüz lanetli hayalet cesedi yerine koymuştu.

 

"Usta... Kurtar beni..."

 

Dumanların arasında, parçalara doğranmış bir iskeletin göz çukurlarında iki alev seğirik bir şekilde titriyordu.

 

İskelet Bölüm Lideri'nin bedeni, bir hayalet cesediyle benzerdi, bundan dolayı ruhu yok edilmediği sürece kolay bir şekilde ölmüyordu.

 

Shua!

 

Zhao Feng elini sallayıp, iskelet Bölüm Lideri'ni On Bin Hayalet İncisi'ne koydu. Hayalet cesediyle alakalı herhangi bir şey On Bin Hayalet İncisi'nde on kat daha hızlı güçlenip, on kat daha hızlı iyileşiyordu.

 

"Maalesef, düzenek bayrağı kırıldı ve iskelet Bölüm Lideri ağır bir şekilde yaralandı. Hayalet Ceset Lanet Düzeneği'ni bir süre kullanamayacağız."

 

Zhao Feng endişeliydi. Kazansalar da bunu yapmak için ödedikleri bedel devasaydı.

 

Whoosh!

 

Mavi Yıldırım Deniz Gök Gemisi okyanusun yüzeyine çıkmış, Zhao Feng de geminin üstüne atlamıştı.

 

Loulan Zhishui ve tayfanın kontrolü altında, Mavi Yıldırım Deniz Gök Gemisi sınırsız okyanusa geri girmişti.

 

Aynı anda:

 

Whoosh!

 

Ölüm Muhafızı'nın bedeni, Ölüm Yadigarı'nın yardımıyla beraber gökyüzünde hızla uçan siyah bir ışık çizgisine dönüşmüştü.

 

"Ölüm Yadigarı gerçekten de basit bir şey değil."

 

Zhao Feng'in gözleri parlamaya başlamıştı.

 

Ölüm Yadigarı, Ölüm İmparatoru'nun Ölüm arzusunu içeriyordu. Hatta Ölüm Gözü'nün bile gücünü taşıyabiliyordu, Zhao Feng Ölüm İmparatoru'nun gücünün, üstüne çökmediğine şaşırmıştı.

 

Nedense Ölüm İmparatoru olaya bizzat kendisi katılamamış, bunun yerine astlarını yollamak zorunda kalmış gibi gözüküyordu.

 

Zhao Feng, Ölüm İmparatoru'nun yerini bulmak için inanılmaz geniş menzilli bir teknik olan Ölüm Köprüsü'nü kullandığını ve kendini yenilemek için birkaç sene uyumak zorunda olduğunu bilmiyordu.

 

Sınırsız okyanusun diğer tarafında:

 

"Hmm?"

 

Samimi genç ve iki Ölüm Muhafızı'nın ikisi de bir şeyler sezmişti.

 

Weng~

 

Ellerindeki Ölüm Yadigarı titriyor, onlara bir bilgi gönderiyordu.

 

"Otuz üçüncü muhafız öldü."

 

Samimi gencin yüreği yerinden oynamıştı. Raporlara göre hedefin yetişimi Çekirdek Köken Alemi'nde bile değildi.

 

"Otuz üçüncü Ölüm Muhafızı zayıf muhafızlardan biri olsa da onun gücü hala Çekirdek Köken Alemi'nde olan herhangi birini yenmek için yeterli. Büyük Çekirdek Köken Alemleri bile onun için birer bebek gibi."

 

Ölüm Muhafızlar'ından birisi mırıldandı.

 

Otuz üçüncü Muhafız nasıl ölmüş olabilirdi?

 

Üçlü duyduklarına inanamıyordu. Ama bu gerçekti. Beyaz gözlü küçük kızın bir saat önce çizdiği resim kanıtlanmıştı.

 

"Yine de Otuz üçüncü Muhafız'ın ruhu hala yok edilmemiş, yani hâlâ iyileştirilebilir. Yakında neler olduğunu öğreniriz."

 

Gencin gözleri parladı.

 

Otuz üçüncü Muhafız uyandığında hedef üzerinde daha fazla bilgiye sahip olacaklardı. Bu da onlara bir daha ki sefere daha yüksek bir başarı oranı verecekti.

 

"Üstelik, burada hâlâ şu küçük yardımcımız var..."

 

Samimi gencin bakışları, beyaz gözlü küçük kıza dönmüştü. Artık kendinden çok daha emin hissediyordu.