King of Gods - Bölüm 558: Ölüm İmparatoru

---

 

Bölüm 558: Ölüm İmparatoru

 

“...Bu Ölüm Yadigarının sahibi Sekiz Büyük Tanrı Gözünden geliyor…”

 

Cümlesi bitmeden, Büyük Usta Yin Kong’un hayatı sona ermişti.

 

Plop!

 

Bedeni ölü bir şekilde yere düşmüş, fakat yine de tehlike hissi yükselmeye devam etmişti.

 

Weng~~

 

Yadigarın üstündeki “Ölüm” Zhao Feng’in üstüne kilitlenmiş ve bir Ölüm aurası yaymıştı.

 

Zhao Feng’in bilinci donmuş gibi gözüküyordu. O an, yaşamının artık onun tarafından kontrol edilmediğini hissetmişti.

 

“O yadigar…!!!!!”

 

Ölüm Yadigarına bakan üç Boş Tanrı Alemi Kral haykırdı. Onlar bile bu yadigarı görünce serseme dönmüş ve soğuk nefesler almaya başlamıştı.

 

“Bu Ölüm Yadigarı! Hakikaten Ölüm Yadigarı!”

 

Altın iskelet korku ve panik içerisinde bağırdı. Ölüm Yadigarına bakarken gözleri ihtiyat ve saygıyla doluydu.

 

“Ölüm Yadigarı!”

 

Üç Boş Tanrı Alemi Kral ve mevcut bazı Hükümdarlar bu efsaneyi duymuştu.

 

Mor Aziz Harabelerinin içindeki Ölüm aurası Zhao Feng’in üstüne kilitlenmiş, Zhao Feng ise vücudunu kontrol edemediğini hissetmişti.

 

Peng! Peng! Peng! Peng!

 

Tanrının Ruhani Gözü daha önce hiç olmadığı kadar sert bir şekilde zonkluyordu. Ölüm Yadigarından gelen aura Tanrının Ruhani Gözüne tuhaf, aynı zamanda tanıdık bir his veriyordu.

 

Bir anda, Ölüm Yadigarı öncekinden yüzlerce kez daha kuvvetli olan siyah bir ışık yaymaya başlamış, yadigarın üstünde siyah bir göz ortaya çıkmıştı. Yadigar sırf Ölümden oluşmuş bir dünyaya giriş kapısı gibiydi.

 

“Değersiz varlık, yaşama kabiliyetini elinden alacağım.”

 

Siyah göz Zhao Feng’in üstüne kilitlenmişti. Zhao Feng ruhu mutlak bir emirle karşılaşıyormuş gibi hissediyordu.

 

Nefes alış verişi durmuştu. Hayatı belirli bir gücün manipülasyonu yüzünden yolun sonuna varmış gibi gözüküyordu.

 

“Ölüm Gözü! Sekiz Büyük Tanrı Gözünden biri olan Ölüm Gözü!”

 

“O yadigar gerçekten de Ölüm Gözünü temsil ediyor. Bu da onun sahibinin Ölüm İmparatoru olduğu anlamına geliyor.”

 

Üç tarikatın uzmanları tartışmaya başlamıştı. Üç Boş Tanrı Alemi Kralın hepsi Ölüm Gözüne bakarken nefeslerini tutmuştu.

 

“Zhao Feng, dikkat et! Bu büyük ihtimal Ölüm Gözünün varislerinden biri.”

 

Mor Aziz Kısmi Ruhunun sesi panik ve korkuyla doluydu.

 

Ölüm Gözü.

 

Zhao Feng veİiskelet Bölüm Lideri hareket edemiyordu, yaşama kabiliyetlerini kaybetmiş gibi hissediyorlardı.

 

“Sekiz Büyük Tanrı Gözünden biri olan Ölüm Gözü mü?”

 

Zhao Feng’in kalbi sarsılmıştı. Ne kadar sert bir şeklide mücadele etmeye çalışırsa çalışsın, Ölüm aurasından kaçamıyordu. Onu bırak, iskelet Bölüm Lideri bile yerde diz çökmüş, titriyordu.

 

“Görünüşe göre Zhao Feng gerçekten de ölecek. Ölüm Gözü, Ölüm Kanunlarını kontrol ediyor.”

 

İskelet Bölüm Lideri nefes almaya bile cüret etmiyordu.

 

Ölüm Gözünün hedefi Zhao Feng’di. Eğer gözü rahatsız edecek bir şey yaparsa, belki göz onun da canını alacaktı.

 

“Öl!”

 

Ölüm Gözünün içinde bir girdap dönmeye başladı.

 

Zhao Feng’in vücudu yere düşmüştü, bilincinin durduralamaz bir kuvvet tarafından çekildiğini hissediyordu.

 

“Dur~~~~!”

 

Zhao Feng iradesini kullanarak gözün gücünü durdurmaya çalışmıştı. Fakat bu yeterli değildi, ruhu Ölüm Gözüne doğru çekiliyordu.

 

O an, Zhao Feng ruhunun vücudundan ayrıldığını hissetmişti. Ruh canlı bir varlığın merkeziydi.

 

Boş Tanrı Alemi bir Kralın ruhu yok edilirse, o bile ölürdü.

 

Ruhu yok etmek mutlak ölüm anlamına geliyordu, Ölüm Gözü de ruhu hedefliyordu.

 

“Hayııır~~~~~~!”

 

İskelet Bölüm Lideri korku içerisinde bağırdı. Zhao Feng’e çok yakın olduğu için, Ölüm aurası onunla da biraz temasa geçmişti, bundan dolayı onun bilinci de vücudundan çıkmaya başlamıştı.

 

İskelet Bölüm Lideri ne kadar çabalarsa çabalasın, nafileydi.

 

“Hahaha… Velet sonunda öldü!”

 

“Ne kadar zeki olursa olsun, kaçamaz.”

 

Dış dünyadaki izleyiciler mutlu olmuştu.

 

“Ölüm Yadigari eski ve gizemli Ölüm İmparatorundan geliyor. Kullanıldığında, Ölüm İmparatorunun iradesinin ve gücünün uzay içerisinde geçmesini sağlıyor.”

 

Aziz Ay Tanrıça Teyze mırıldandı.

 

“Zhe zhe, normal bir Boş Tanrı Alemi Kral bile bu gücü rahat rahat durduramaz. Boş Tanrı Aleminin altında olan herkes ise kesinlikle ölür.”

 

Altın iskelet olanları zevkle seyrediyordu.

 

Mor Aziz Hazine Sarayının üçüncü katında.

 

“Kıdemli Mor Ruh, lütfen Kardeş Zhao Feng’i kurtarın.”

 

Zhao Yufei yalvardı.

 

“Eğer zirve halimde olsam Ölüm İmparatorunu zapt edebilirdim ancak şu an sadece bir ruhum. Denesem bile onu durdurabilme ihtimali %30-40’larda ve bu durumda bile, ölürüm.”

 

Mor Aziz Kısmi Ruhu başını üzgün bir şekilde salladı. O öldüğünde, Mor Aziz Harabelerinin sahibi olmayacak, burası parçalanmaya başlayacaktı.

 

O zaman, üç tarikat harabeleri işgal edebilir, Zhao Feng ve Zhao Yufei yine ölümden kaçamazdı. Bundan dolayı, Mor Aziz Kısmi Ruhu hiçbir şey yapamıyordu.

 

“Kardeş Zhao Feng…”

 

Zhao Yufei’nin gözleri dolmaya başlamıştı. Fakat Zhao Feng’in yarattığı mucizeleri hatırlayarak küçük bir umut ışığına tutunabilmişti.

 

Zhao Feng ölümle yaşam arasında gidip geliyordu.

 

Ruhu ve bilinci vücudundan ayrılmak üzereydi.

 

“Hayır, hayır, hayır!”

 

Zhao Feng çırpınıp yadigara direnmek için tüm gücünü kullanmıştı.

 

Ancak, bilinci hâlâ çekiliyordu. Eğer yetişimi Boş Tanrı Aleminde olsaydı, kendi şeklinde bir ruhani silüetin vücudundan yavaşça çekildiğini görürdü.

 

Ruh çekilmesi hayatının elinden alınmasıyla aynı şeydi.

 

Uğraşları nafileydi.

 

Ruhunun yarısı çıkarıldığında, bir anda:

 

Peng! Peng! Peng! Peng!

 

Zhao Feng’in sol gözü sanki bir şey tarafından çekilirmiş gibi teklemeye başlamıştı. Yakından bakılınca, Zhao Feng’in gözünün hafifçe çıktığı görülebiliyordu.

 

Ölüm aurası ruhunun yanı sıra Zhao Feng’in Tanrının Ruhani Gözünü de çekiyordu.

 

“Demek öyle.”

 

Zhao Feng kurtuluşu için son umuduna tutunmuştu ─ Tanrının Ruhani Gözüne.

 

Senelerce birleşmiş bir halde durduktan sonra, Tanrının Ruhani Gözü, Zhao Feng ile bir olmuştu..

 

Bu Ölüm Gözü Zhao Feng’in ruhunu almak istiyorsa, aynı zamanda Tanrının Ruhani Gözünü de çekmek zorunda olduğu anlamına geliyordu.

 

Ancak, Tanrının Ruhani Gözü bunun olmasına nasıl izin verebilirdi?

 

Peng! Peng! Peng! Peng!

 

Kadim ve yüce bir aura yayan Tanrının Ruhani Gözü uyanmış gibi gözüküyordu.

 

Zhao Feng bir anda sanki bir tanrı olmuş gibi hissetti. Her düşüncesi, her hareketi ay ve güneşi sallıyordu.

 

“Kadim çağın aurası…!”

 

Mor Aziz Kısmi Ruhu haykırdı.

 

Mor Aziz Kısmi Ruhu, Mor Aziz Harabelerinin tamamının sarsıldığını hissetmişti. Bu kadim auranın karşısında hiçbir şey sarsılmaktan kendini alıkoyamıyordu.

 

“Hmm?”

 

Ölüm Gözü şaşırmıştı.

 

Güm!

 

Sonrasında Ölüm Yadigarı gizemli kadim auranın tüm gücüyle yüzleşmişti.

 

Çatırt!

 

Ölüm Yadigarı çatlamaya başlamış, Ölüm Gözü kararmış, şaşkın bir ifadeyle kaplanmıştı.

 

“Tanrı… Tanrının Gözü!!!?? Bir Tanrı Gözünün aurası!!!”

 

Ölüm Yadigarının haykırışı ruh boyutunun tamamı boyunca yankılandı.

 

Dış dünyadaki hiçbir uzman bu sesi duyamamıştı.

 

“Neler oluyor?”

 

Üç Boş Tanrı Alemi Kralın hepsi şaşırmıştı.

 

Ölüm Gözü kuvvetli bir direnişle karşılaşmıştı ve bu direniş Zhao Feng’in Tanrının Ruhani Gözünden geliyordu.

 

“Tanrı Gözü mü? Zhao Feng’in sol gözü bir Tanrının Gözü mü!!?”

 

Mor Aziz Kısmi Ruhu duyduklarına inanamıyordu.

 

Ölüm İmparatorunun Ölüm Gözüne bile bir “Tanrı Gözü” denilemezdi.

 

Yalnızca Sekiz Büyük Tanrı Gözüne “Tanrı Gözü” denilebilirdi.

 

Örneğin, Diriliş Gözü, Uzay Gözü veya Ölüm Gözü gibi.

 

Hepsinin Ölüm İmparatoru gibi soylarıyla neslinden olan torunları vardı. Ancak, hakiki Tanrı Gözüne sahip olanlar dünyada benzersizdi.

 

“...Fakat Zhao Feng’in gözü Sekiz Büyük Tanrı Gözünden değil gibi gözüküyor.”

 

Mor Aziz Kısmi Ruhu başını salladı. Fakat bu cümle kendisi Ölüm Gözünün neslinden olan Ölüm İmparatorundan gelmişti. Hakiki bir Tanrı Gözünün neslinden olan Ölüm İmparatoru Tanrı Gözlerinin auralarına karşı son derecede hassastı.

 

“Sekiz Büyük Tanrı Gözünden biri değil. Yoksa bu daha yeni uyanmış dokuzuncu Tanrı Gözü olabilir mi?”

 

Ölüm Yadigarından gelen ışık solmaya başlamıştı.

 

Siyah Ölüm Gözü düşünceli bir şekilde Zhao Feng’e bakıyordu.

 

Çatırt!

 

Tanrının Ruhani Gözünün kadim aurası altında, Ölüm Yadigarı çatlamış ve bir toz yığınına dönüşmüştü.

 

“Ölüm sonuna kadar seni takip edecek.”

 

Yadigar parçalandığı an Zhao Feng’in zihninde soğuk bir ses yankılandı.

 

Plop!

 

İskelet Bölüm Lideri yere düşmüştü, Zhao Feng ise hareketsiz bir şekilde duruyordu. Tanrının Ruhani Gözü büzülüp genişlemeye devam ediyordu ve içinde hemen ortadan kaybolmamış bir tutam kadim aura vardı.