King of Gods - Bölüm 516

---

Çeviri: Donovan Düzenleme: Sajapyu - [5x]

King of Gods- Bölüm 516: Göz Soyu Güç Aktarışı

Havada, büyüleyici buz mavisi ışık kavurucu ışıkla birlikte birbirine girmişti.

 

İlk yarım nefes sırasında, Üç Gözlü Azizin kavurucu altın kargası mutlak avantaja sahipti.

 

Zhao Feng’in Buz Ruhu Çizgi Vuruşu dağılmak üzereyken daha da kuvvetli bir buz gücü ortaya çıkarak saldırıyı güçlendirdi.

 

Buz mavisi çizgi daha yoğunlaşmış bir hale gelirken Üç Gözlü İlahi Işığın momentumu azalmıştı.

 

“Buz Ruhu Çizgi Vuruşu aşırı soğuğa ve aşındırmaya odaklanıyor, ancak dengeli değil. Buz Ruhu Soğuğu ise saldırıya değil sadece dondurmaya odaklanıyor.”

 

Buz Ruhu Topunun özü Zhao Feng’in zihninde belirdi, buzun gizemleri hakkında birçok şey içeriyiordu.

 

Zhao Feng önceden dondurma özelliğine fazla önem göstermemişti ama Üç Gözlü Azizin Üç Gözlü İlahi Işığı ve onun kuvvetli dağıtma özelliğiyle karşılaştıktan sonra, donma özelliği sonunda kullanılmıştı.

 

İki rakip göz soyu çarpıştı fakat kazanan hemen belirlenmemişti.

 

Birisi parçalarken diğeri donduruyordu. Göz soyu uzmanlıkları buydu.

 

Üç Gözlü İlahi Işık ateşe dayalıyken Buz Ruhu Gözü buza dayalıydı. Birbirlerinin zıtlarıydılar.

 

“Üç Gözlü Azizin Üç Gözlü İlahı Işığı engellendi!”

 

“Ama şu Zhao Feng de avantajlı bir durumda değil.”

 

İzleyicilerin hepsi heyecan içinde nefesini tutuyordu.

 

Bu kıtadaki en güçlü iki göz soyu arasındaki bir savaştı.

 

“Üç Gözlü İlahı Işık bu velet tarafından mı engellendi? Nasıl beş para etmez şu Azur Çiçek Kıtasından böyle korkunç bir göz soyu çıkabilir?”

 

Üç Gözlü Azizin yüz ifadesi öfke ve isteksizlikle doluydu.

 

Zhao Feng’in Buz Ruhu Gözü onun Üç Gözlü İlahi Işığı kadar derin veya mükemmel değildi.

 

Ne de olsa, Altın Güneş ailesinin uzun bir tarihi varken Zhao Feng her şeyi kendi bulmuştu.

 

Lakin, Zhao Feng’in göz soyu gücü Üç Gözlü Azizin göz soyu gücünden daha güçlüydü. Bunun yüzünden Zhao Feng’in Buz Ruhu Gözü Üç Gözlü İlahi Işıkla çarpışabiliyordu.

 

Uzak bir dağda.

 

“Ne kadar dehşet verici bir göz soyu. Güç bakımından, Sheng’er bile o kadar güçlü değil.”

 

Altın Güneş aile Şefinin gözleri hayranlık ve açgözlülükle parladı.

 

“Şu Zhao Feng’in gözü inanılmaz bir özgünlüğe sahip. Oldukça büyük bir ruh enerji miktarına sahip ve güçlerini bile değiştirebiliyor.”

 

Dedi hasır şapkalı elder.

 

Zaman geçtikçe, ikilinin yüz ifadeleri gittikçe daha ciddileşmeye başlamıştı.

 

Havada, Üç Gözlü Azizin kavurucu İlahi Işığı başlangıçta çarpışmanın iki bölü üçünü almıştı ve avantaja sahipti ama birkaç nefes geçtikten sonra, kavurucu İlahi Işığın uzunluğu geriye itilmişti.

 

Öte yandan, Zhao Feng’in Buz Ruhu Çizgisi ilerlemeye devam ediyordu, çarpışmanın yarısını almaya yaklaşmıştı.

 

İki taraf çarpışmanın yarısını aldığında, Üç Gözlü Aziz avantajı kaybetmişti ve şimdiki momentuma bakılırsa, Zhao Feng’in Buz Ruhu Çizgisi daha da Jinyang Shengtian’a ilerliyor gibi görünüyordu.

 

“İmkansız!”

 

Üç Gözlü Aziz dişlerini sıktı ve üçüncü gözünün gücünü deveran etti ama ne yaparsa yapsın, momentumu geriye çeviremiyordu.

 

Zhao Feng’in yarımı ileri gitmeye başladı.

 

Onda beş… Onda altı… Onda yedi…

 

Zhao Feng’in avantajı gittikçe daha büyüyordu.

 

“Bu Zhao Feng tam bir canavar. Üç Gözlü Azizi göz soyu gücüyle baskı altına alıyor.”

 

Tuoba Qi ve hayalet gözlü adam birbirine şaşkınlık içerisinde baktı.

 

Kazananın kim olduğu daha belirlenmemiş olsa da Zhao Feng’in avantajı gittikçe yükseliyordu, zafer onun tarafındaymış gibi görünüyordu.

 

Buz Ruhu Çizgisi yolun dörtte üçüne ulaştığında, Üç Gözlü Aziz yorulmaya başlamıştı.

 

Üç Gözlü İlahi Işığın gücünü küçümsememek gerek fakat böyle kuvvetli bir yetenek dehşet verici miktarda enerji gerektiriyordu.

 

“Bu nasıl mümkün olabilir…? Yüz ifadesi hala değişmiyor?”

 

Üç Gözlü Aziz gördüklerine inanamıyordu.

 

Çukurun diğer tarafındaki Zhao Feng hala sakindi. Onun ruhunun gücü bir Hükümdarla karşılaştırılabilirdi. Üç Gözlü Azizin ruhu nasıl onunkiyle karşılaştırılabilirdi ki?

 

Eğer bu savaş uzarsa, Üç Gözlü Aziz kesinlikle kaybedecekti.

 

“Üç Gözlü Aziz, kazanan çoktan belli mi oldu?”

 

Zhao Feng daha fazla baskı koyarak alay etti.

 

Bunu duyan Üç Gözlü Azizin yüzü çirkinleşti ve öfkeyle doldu.

 

Savaştan önce, Üç Gözlü Aziz tamamen kendine güveniyordu; Zhao Feng’in göz soyunun ona kaybetmesi kaderinde vardı.

 

Diğer taraftan, Zhao Feng de kendine güveniyor olsa da, düşmanını küçümsememişti.

 

“Jinyan Shengtian, bugünün sonucu ne olursa olsun, ben buraya kıtadaki bir numaralı göz soyu ailesine meydan okumak ve onlardan birkaç şey öğrenmek için mütevazı bir kalple geldim.”

 

Dedi Zhao Feng kafasını sallayıp.

 

Mütevazı mı? Öğrenmek mi?

 

İzleyicilerin yüzünde tuhaf bir ifade belirmişti.

 

Zhao Feng’in Çay Partisindeki eylemleri küstah olmasa da, mütevazı da değillerdi.

 

“Mütevazı bir şekilde öğrenmek mi? Yoksa…!?”

 

Uzak bir dağın üstünde.

 

“Şu Zhao Feng ne dolaplar çeviriyor?”

 

Altın Güneş aile Şefinin kaşları çatıldı.

 

“Ne dolaplar çevirdiğinin önemi yok. Eğer bu devam ederse, Sheng’er kaybedecek.”

Hasır şapkalı elder gözlerini devirdi.

 

“Hmph! Ben buradayken, Shen’er kaybeder mi?”

 

Altın Güneş aile Şefi soğukça kıs kıs güldü.

 

Shua!

 

Bir anda alnındaki üçüncü göz açıldı. Üç Gözlü Azizin babası olarak, Altın Güneş aile Şefinin göz soyu benzer ama onunki kadar saf değildi. Lakin pür güç bakımından, Altın Güneş aile Şefi oğlunu büyük bir farkla geçiyordu.

 

Weng~~

 

Altın Güneş aile Şefi ellerini birbirlerine geçirirken üçüncü gözünden kan damlaları akıyordu ve havadan kızgın bir aura geçmişti.

 

“Güzel, babası olduğun için, Altın Güneş ailesinin gizli tekniğiyle ona göz soyu gücünü aktarabilirsin.”

 

Hasır şapkalı elder hafifçe kafasını salladı, şaşırmamıştı.

 

Sonraki an, Üç Gözlü Azizin üçüncü gözü görkemli bir altın parlaklığı yayarken içinden bir dalga göz soyu gücü yayılıdı.

 

“Neler oluyor?”

 

“Üç Gözlü Aziz ne tür gizli bir teknik kullanıyor? Nasıl olurda birisi bir anda bu kadar göz soyu gücüne sahip olabilir.”

 

Tuoba Qi, hayalet gözlü adam ve diğerleri haykırdı.

 

Sadece bir nefeste, Üç Gözlü Azizin göz soyu gücü iki katına çıkmıştı.

 

Weng~ Boom!

 

Zhao Feng’in Üç Gözlü Azizin önüne kadar gelmiş buz mavi çizgisi bir anda bir ışık dalgası tarafından geriye itildi.

 

Hmm?

 

Zhao Feng şaşırmıştı.

 

Shua!

 

Rüzgar ve yıldırım fırtınası eserken İlahi Işık yeniden ona doğru gelmeye başladı.

 

Rüzgar ve Yıldırım Kanatları!

 

Zhao Feng’in sırtında Gök ve Yeryüzü Yuan Qi’siyle çınlayan bir çift kanat ortaya çıktı.

 

O an, Zhao Feng bir tüy kadar hafif hissediyordu, sanki dünyanın rüzgar ve yıldırımının merkeziydi.

 

Son yarım sene içerisinde, Zhao Feng’in kavrayışı yeni bir seviyeye ulaşmıştı.

 

“Zhao Feng, ne kadar hızlı olursan ol, İlahi Işığımdan kaçamayacaksın.”

 

Üç Gözlü Aziz kükrerken yüzündeki öfkenin yerini karşı konulamaz bir neşe ve heyecan alıyordu.

 

“Üç Gözlü İlahi Işık!”

 

Babasının göz soyu gücünün desteğiyle, Üç Gözlü Aziz tekrardan öncekinden iki kat daha güçlü olan korkunç bir ışık hüzmesi fırlattı.

 

Zhao Feng’in figürü anında ışık tarafından delinmişti.

 

Mantıksal olarak, kilitlendiyse kaçınamayacaktı ama o an Zhao Feng gülümsemişti. Bir anda sırtındaki Rüzgar ve Yıldırım Kanatlarını çırparak yanındaki diğer Yuan Qi’yi iten sayısız yıldırım arkı yarattı.

 

Shua!

 

Zhao Feng’in figürü göz soyu gücüyle kaplı bölgeden kurtulmuş ve ortadan kaybolmuştu.

 

Qiu~~~

 

Üç Gözlü Azizin yıkıcı darbesi ıskalamıştı.

 

“Bunu nasıl yaptı?”

 

Üç Gözlü Azizin gördüklerine inanamıyordu.

 

Doğduğundan bu zamana dek, ilk defa Üç Gözlü İlahi Işığından bu kadar kolay bir şekilde kaçınabilen bir dahiyle karşılaşıyordu.

 

Uzak dağın üstünde.

 

“Bu nasıl bir gizli teknik? Soy kilitlenmesinden kaçınmasını sağlayan küçük bir miktar uzay kanunu içeriyor gibi gözüküyor.”

 

Hem Altın Güneş aile Şefi hem de hasır şapkalı elder şaşırmıştı.

 

Shua!

 

Rüzgar ve Yıldırım Kanatlarıyla, Zhao Feng’in hem hızı hem de çevikliği çarpıcı bir şekilde yükselmişti ve Üç Gözlü Azizin görüşünden kaçmıştı.

 

Bir anda, sırtı görünmez bir bıçakla kesilmiş gibi olan Üç Gözlü Aziz sırtının soğuduğunu hissetti.

 

“Azur Göz Keskin Kesiş!”

 

Kanatları çırpmaya devam eden Zhao Feng’in sol gözü azura dönüşerek onu kadim bir savaş tanrısı gibi gösteriyordu.

 

Shuuu~~~~~~

 

Saydam bir rüzgar kılıcı Üç Gözlü Azize kesmişti, zirve dahilerin hepsi bunun oldukça tanıdık olduğunu hissetti.

 

Bu saldırı inanılmaz bir şekilde İlahi Delici Göze benziyordu.

 

“Neler oluyor? Bu Tuoba ailesinin gizli tekniği, İlahi Delici Göz!”

 

Tuoba Qi şaşkınlık içerisinde ayağa kalktı.

 

Ancak, herkes Zhao Feng’in Azur Göz Keskin Kesişinin tamamlandığını fark edene kadar, Zhao Feng saldırısını Rüzgar Yıldırım İmparatorundan gelen hız kanunlarıyla birleştirdiği için kılıç çoktan İlahi Delici Gözden daha hızlı olmuştu.

 

Shua!

 

Üç Gözlü Azizin sırtından kan sıçrarken birkaç santimlik bir yara izi belirmiş, inlemesine sebep olmuştu.

 

Koruyucu bir kalkan oluşturmuş olsa da, yeteri kadar hızlı değil.

 

Üç Gözlü Aziz saldırıyı dağıtma yeteneğine sahip olsa da, Zhao Feng’in Azur Göz Keskin Kesişinin hızı ve gücü Tuoba Qi’yi aşmıştı, ayrıca Üç Gözlü Azizin kör noktasına atılmıştı.