King of Gods - Bölüm 491: Qin Kılıç Saray Ustası

---

Çeviri: Donovan Düzenleme: Sajapyu

 

Şehir Lordunun Sarayında zarif bir binanın içinde.

 

Bir erkek ile bir kadın karşılıklı oturuyordu.

 

“Qin Kılıç Saray Ustası, Taşan Göl Şehrine tüm yolu Gök Qin Dokuz Müziği için mi teptiniz?”

 

Taşan Göl Şehir Lordu dik oturmuştu fakat yüz ifadesinde bir soğukluk vardı.

 

Karşısındaki kadın yirmi yedi veya yirmi sekiz yaşlarındaydı ve tanımlanamaz bir zarifliğe sahipti.

 

Bu güzelliğin Gök Kubbe Ülkesindeki sekiz büyük güçten birine ─ Qin Kılıç Sarayına ─ liderlik yaptığını hayal etmek zordu.

 

“Liu Jiutian, birbirimizi uzun bir süreden beri tanıyoruz. Gök Qin Dokuz Müziği, Qin Dao’su için yüce bir yetenek ve Qin Kılıç Sarayından Qin Kılıç Dokuz Mistik Tekniğine bağlı. Bu müzik senin çok işe yaramaz.”

 

Qin Kılıç Saray Ustası gülümsedi ve Taşan Göl Şehir Lordunu ikna etmeye çalıştı.

 

“Gök Qin Dokuz Müziğinin senin için inanılmaz bir cazibeliğe sahip olduğunu biliyorum. İmparatoriçe Qin de oldukça ilgili.”

 

Taşan Göl Şehir Lordu sakince konuşuyordu. Yüzünde herhangi bir duygu belirtisi yoktu.

 

“İmparatoriçe Qin? O da mı sana geldi?”

 

Qin Kılıç Saray Ustası kaşlarını çattı.

 

İmparatoriçe Qin’in statüsü çok yüksekti, Saray Ustası bile ona karşı hafif tedbirliydi.

 

Üstelik, Qin Kılıç Sarayı ve Liu ailesinin ikisi de İmparatorluğun tarafındaydı.

 

İmparatoriçe Qin ve Qin Kılıç Saray Ustası bu büyük ülke içindeki en yüksek statü ve güce sahip olan iki kadındı.

 

Eğer ikisi de aynı şeyi isterse, iki tarafında gücendirilmemesi gerektiğinden, Gerçek Lord Dereceleri bile baskı altında hissederdi.

 

“Çoktan İmparatoriçe Qin’i reddettim.”

 

Taşan Göl Şehir Lordu konuştu.

 

“İmparatoriçe Qin’i ret mi ettin?”

 

Bunu duyan Qin Kılıç Saray Ustası yarı sevinmiş yarı kaygılanmıştı.

 

İmparatoriçe Qin’in almadığına sevinmişti fakat Şehir Lordunun İmparatoriçe Qin’i çoktan gücendirdiyse, ona da vermeyeceğinden endişelenmişti.

 

“Bu müzik Qinxin’in annesi tarafından bırakıldı, yani Qinxin ona büyük bir değer veriyor. Benim için işe yaramaz olsa bile, kimseye kolayca vermem.”

 

Taşan Göl Şehir Lordu kafasını sallayarak kararını gösterdi.

 

Qin Kılıç Saray Ustası şaşırmamıştı. Taşan Göl Şehir Lordu duygularına karşı inanılmaz bir şekilde sadakatli biriydi. Onu ikna etmek kolay olmayacaktı.

 

Qin Kılıç Saray Ustası, Taşan Göl Şehir Lordunu ikna etmek için ne kullanabileceğini düşünmeye başlamıştı.

 

Tam o anda, kapının dışından aceleci ayak sesleri geldi.

 

“Şehir Lordu, iyi değil~~~~!”

 

Dışarıdan yüksek bir ses geldi.

 

Hmm?

 

Taşan Göl Şehir Lordu hafiften sinirlenmişti, “Neler oluyor?”

 

Burası Şehir Lordunun inzivaya girdiği binaydı.

 

Genellikle eğer Şehir Lordu oradaysa, kimse onu rahatsız etmeye cesaret edemezdi.

 

Üstelik, şu an Qin Kılıç Saray Ustasıyla bir görüşme içerisindeydi.

 

“Büyük bir şey mi oldu?”

 

Qin Kılıç Saray Ustası da meraklanmıştı.

 

Taşan Göl Şehir Lordu burnundan soluyordu.

 

Shua!

 

Odanın köşesinde bir gölge belirdi, “Şehir Lorduna, Zhao Feng’in geri döndüğü rapor ediyorum.”

 

“Kim geri döndü? Zhao… Zhao Feng mi?”

 

Taşan Göl Şehir Lordunun bedeni dona kaldı.

 

“Zhao Feng? Ezici dahilerden biri olan Zhao Feng olabilir mi? Evlilikten kaçmış olan?”

 

Qin Kılıç Saray Ustasının yüzünde şaşkın bir ifade belirdi.

 

“Zhao Feng, Şehir Lordu Sarayının hemen dışarısında ve sizden…”

 

Figür dikkatlice konuştu.

 

Ancak, daha sözlerini bitiremeden, Taşan Göl Şehir Lordunun gözleri gümüş ile kırmızıya dönüştü ve dehşet verici bir aura yaymaya başladı.

 

“Zhao Feng, hala Taşan Göl Şehrine geri gelecek kadar küstah mısın? Canına susamışsın~~~!”

 

Taşan Göl Şehrinin tamamı boyunca bir kükreme gürledi.

 

Şehir Lordunun Sarayının üstünde kırmızı bir ışık dalgası belirdi ve Ateş Yuan Qi’si ile birlikte yankılandı.

 

O an, Sağlamlaştırma Aleminden tut Gerçek Ruh Alemine kadar herkes şiddetli bir ısı hissetti.

 

Sanki yerden lav çıkmaya çalışıyormuş gibiydi.

 

Bir Gerçek Lord Derecesinin arzusu tamamen bırakıldığında, bin mil içerisindeki her Gerçek Ruh Alemi Gök ve Yeryüzü Yuan Qi’sindeki değişimi hissedebilirdi.

 

“Şehir Lordu!”

 

“Selamlar olsun, Şehir Lordu!”

 

Şehir Lordu Sarayının önündeki kalabalık korku içerisinde eğildi.

 

O an, sayısız insan gökyüzünde süzülen görkemli bir adama bakıyordu ─ Taşan Göl Şehir Lordu.

 

“Ne kadar güçlü bir aura. Normal Gerçek Lord Dereceleri muhtemelen onun rakibi olamaz.”

 

Die Ye ve Jiang Sanfeng şaşkın bakışlarla birbirlerine baktı.

 

Kutsal Gerçek Ejderha Toplantısına katılmış ve bundan dolayı oldukça bilgiliydiler.

 

Şu anki öfkelenmiş halinde, Taşan Göl Şehir Lordunun ateş yetenekleri inanılmaz bir seviyeye ulaşmıştı.

 

Zhao Feng kaçtığı zaman da, Taşan Göl Şehir Lordu Gerçek Lord Derecesine şu anki olduğuma duruma benzer bir halde aşmıştı.

 

“Şehir Lordu Liu, bu genç size selam vermeye geldi. O zamanlar─”

 

Zhao Feng başını eğdi. Ne olursa olsun, bu adam Liu Qinxin’in babasıydı.

 

“Velet, ne cüretle o zamanlar hakkında konuşursun!? Senin yüzünden, Qinxin’in ismi kirlendi ve Taşan Göl Liu ailesi alay konusu oldu.”

 

Taşan Göl Şehir Lordu kükredi, sesi şimşek gibi gürlüyordu.

 

Zhao Feng sakin ve durgundu, Şehir Lordunun laflarını ciddiye almıyordu.

 

O zamanlar, Şehir Lordu savaşması için onu zorlamasaydı, Zhao Feng, Liu Qinxin ile nişanlanmayacak ve kaçmak zorunda kalmayacaktı.

 

Zhao Feng, Liu Qinxin ona yetiştiğinde suçlu hissetmişti, bundan dolayı telafi için bir söz vermişti.

 

“Tam zamanında geldin… Qinxin’in intikamını alacağım!”

 

Taşan Göl Şehir Lordunun kükreyen sesinde keder vardı.

 

Ancak tamamen kendini kaybetmemişti.

 

Zhao Feng’in yetişimi erken aşama Gerçek Lord Derecesine ulaşmış ve onla karşılaştırabilirdi. İkisi burada savaştığında, çoğu masum insan yaralanırdı.

 

Taşan Göl Şehir Lordu özgüvenli olsa da, Zhao Feng’i bir darbeyle öldürüp öldüremeyeceğinden emin değildi.

 

“İntikam mı? Qinxin’e ne oldu?”

 

Zhao Feng’in kalbi sarsıldı, kaygılı bir şekilde soru sormaktan kendini alıkoyamadı.

 

Taşan Göl Şehir Lordunun tonundan çıkarsak, Qinxin bir kazaya karışmış gibi görünüyordu.

 

Kutsal Gerçek Ejderha Toplantısında, Taşan Göl Şehir Lordunun Zhao Feng’e karşı kötü niyetleri vardı fakat Demir Kan Mezhebi yüzünden bir şey yapmamıştı.

 

Ancak, şimdi bu kötü niyet intikama dönüşmüş gibi gözüküyordu.

 

“Zhao Feng, sen Kutsal Gerçek Ejderha Toplantısının dahisisin, Qinxin’in mirasından geri dönmediğini bilmiyor musun?”

 

Taşan Göl Şehir Lordu soğuk bir şekilde güldü ve Zhao Feng’e baktı.

 

Sou! Sou! Sou!

 

O an, çoktan çoğu izleyici tahliye edilmişti, yüz metrelik bir alan içinde sadece Zhao Feng ve diğerleri kalmıştı.

 

“Qinxin geri gelmedi mi?”

 

Zhao Feng, Jiang Sanfeng ve Die Ye’ye onay için dönerken yüz ifadesi çarpıcı bir şekilde değişmişti.

 

İkili kafasını hafifçe salladı.

 

Liu Qinxin’in geri dönmediğini duymuşlardı ama Zhao Feng’in buraya intikam için geldiğini düşündüklerinden büyük bir şey olmadığını düşünmüşlerdi.

 

“Neden böyle oldu?”

 

Bu haberi teyit ettikten sonra, Zhao Feng’in kalbi çekiçle ezilmiş gibiydi, afallamıştı.

 

Kalbinin içinde, hayal kırıklığına uğramış, pişman ve suçlu hissediyordu.

 

Zhao Feng, Liu Qinxin’in şimdiye dönmediyse, hayatta olma ihtimalinin inanılmaz bir şekilde düşük olduğunu biliyordu.

 

Ne de olsa, herkes göklere karşı gelen şansı olan Zhao Yufei gibi değildi.

 

“Qinxin sessiz ve yalnız olmayı seviyor. Eğer sen olmasaydın, Kutsal Gerçek Ejderha Toplantısına katılmayacaktı.”

 

Taşan Göl Şehir Lordu kükredi ve yerdeki Zhao Feng’e doğru hücum eden kırmızı bir ışık çizgisine dönüştü.

 

O an, Şehir Lordunun Sarayının etrafındaki herkes tahliye edilmiş ve Zhao Feng afallamıştı. Bu saldırmak için en iyi şanstı.

 

“Mistik Ateş Kavurucu Şeytan!”

 

Taşan Göl Şehir Lordunun figürü bir anda yaklaştı ve havayı bile yakan büyük bir kavurucu alev dalgası fırlattı.

 

İyi değil!

 

Jiang Sanfeng ve Die Ye sadece havanın kırmızı ışıkla dolduğunu hissedebildi, koruyucu Gerçek Ruh Qi’leri bile bunu durduramamıştı.

 

Bu sadece saldırının aurasıydı.

 

Saldırının kendisinin ne kadar güçlü olduğunu hayal etmek zor bir şeydi.

 

“Taşan Göl Şehir Lordunun herkesi tahliye ettiğine şaşmamalı.”

 

Jiang Sanfeng ve Die Ye küfretti.

 

Zhao Feng’in Taşan Göl Şehir Lordunun saldırısını engelleyebileceğine inansalar da, savaşta yaralanma ihtimali vardı.

 

“İlk siz ikiniz geri çekilin.”

 

Kulaklarında düşük bir mırıltı yankılandı.

 

Weng~

 

İkiliye hafiften uyuşturucu bir his vurdu ve onları düzinelerce metre geri iten bir hortum yarattı.

 

Sonraki an.

 

Boom!

 

Taşan Göl Şehir Lordunun kavurucu avucu yere pat diye vurdu.

 

Şehir Lordu Sarayının önündeki bölge sarsılmış ve kırık ila elli metrelik derinlikte bir delik oluşmuştu.

 

Si!

 

Yakındaki uzmanların hepsi soğuk bir nefes aldı, sıcak hava dalgasının üstlerinden geçtiğini hissetmişlerdi.

 

Bam!

 

Bu avucun gücü aşırı bir şekilde yoğunlaştırılmış olsa da, yalnızca minicik bir dalgası bile Şehir Lordunun Sarayının bir parçasını yıkmıştı.

 

“Bizi kurtarmak için, Bölüm Lideri…”

 

Die Ye tepki verdi, kendini üzülmekten alıkoyamamıştı. Daha yeni, Zhao Feng’in onları Taşan Göl Şehir Lordunun saldırı menzilinden uzağa itmek için bir teknik kullanırken, kendisinin hiç direnç göstermediğini görmüşlerdi.

 

İkili dumanlar çıkan siyah deliğe bakarken soğukça terliyordu.

 

Onların gözlerinde, Zhao Feng güçlü olsa da, herhangi bir vücut güçlendirici teknik yetişimi yapmamıştı ve bir Gerçek Lord Derecesinin saldırılarını doğrudan engelleyemezdi.

 

Üstelik, Taşan Göl Şehir Lordunun Mistik Ateş Kavurucu Gök El Kitabı yüksek bir seviyeye varmıştı ve saldırı yetenekleri inanılmaz bir şekilde güçlüydü.

 

Shua!

 

Taşan Göl Şehir Lordunun kızgın figürü deliğe yaklaştığına dona kaldı.

 

“Şehir Lordu Liu, Qinxin konusunda suçlu hissediyorum.”

 

Havadan bir iç çekme sesi geldi ve bir rüzgar ve yıldırım fırtınasıyla, mavi saçlı bir gencin figürü ortaya çıktı.

 

“Rüzgar ve yıldırımı ne kadarda iyi kullanıyor. O ikiliyi arkaya iterken aynı zamanda Taşan Göl Şehir Lordunun saldırısından kaçtı. Zhao Feng’in gizemli bir mirasa gittiğini duydum. Kim bilir oradan ne aldı?”

 

Çok uzakta olmayan Qin Kılıç Saray Ustasının gözleri parladı.