592.Bölüm - Asi Tanrı Ortaya Çıkar (6)

avatar
2560 28

Kara Büyücü - 592.Bölüm - Asi Tanrı Ortaya Çıkar (6)


592.Bölüm – Asi Tanrı Ortaya Çıkar (6)

 

“Demek tüm o zayıf Tanrıları öldüren kötü şöhretli Tanrı Öldürme Formasyonu bu.”

 

Katliam Tanrısı Yükselenlerin arasında beliren ışıktan oluşan beyaz çizgilere ve altlarındaki aynı şekilde ışıktan oluşan beyaz çemberlere bakarken konuşmuştu. İlgisiz gözlerinde anlık bir şaşkınlık belirmişti ama bu o kadar kısa bir süreliğine olmuştu ki Luke bile fark edememişti.

 

“Bu kadar yüksek seviyeli bir formasyonun yalnızca Yükselenlerle kurulması büyük bir israf. Ama eğer yüzlerce Tanrıyı kullanabilecek olsaydınız yalnızca bir yan güç olmazdınız ve Cehennem’den yardım alsaydınız o zaman cehennemin gölgesi olarak bilinemezdiniz, değil mi?”

 

“Aslında, şu anda içimden keşke daha önceden kendi birliklerimi Cehennem’inkilerle birleştirseydim diye geçiriyordum.”

 

Luke Katliam Tanrısının gözlerine bir süre baktıktan sonra derince bir nefes vermiş ve başını iki yana sallamıştı. Yüzü o anda sakin görünüyordu ama bıçaklarını kavrayan elleri öncekinden çok daha fazla baskı uyguluyorlardı.

 

“Bu kaderle karşılaşmadan önce Paul’le bir kez daha oturup muhabbet etmeyi isterdim. Ama sanırım bu muhabbeti hiçliğe saklamalıyım. Belki Paul bir gün Yaradan seviyesine geçtiğinde benim parçalanan ruhumu birleştirebilir ha?”

 

Onun sözleri bittiğinde Simon ve Semia’nın altlarında da birer ışık çemberi belirmiş ve bu çemberler beyaz çizgilerle asıl formasyona bağlanmışlardı. İnfirmi Luke’un isteği üzerine geriye doğru çekilirken Luke olduğu yerde birkaç metre yükselmiş ve Katliam Tanrısına yaklaşmıştı.

 

“Kara Büyücü... hayır, Paul Veussia’dan çok fazla şey bekliyorsun.”

 

Katliam Tanrısı başını iki yana sallamıştı. Eğer Luke Paul’ün bu evrenin zirvesine geçebileceğini söyleseydi ona hak verebilirdi ama bir Yaradan olmak... herhangi bir varlık için çok ama çok uzak bir hayaldi.

 

“Çünkü bunu yapabileceğini biliyorum, Katliam Tanrısı.”

 

Luke ise onun gibi düşünmüyordu. Paul’ün gelişiminin büyük kısmına şahit olamamıştı ve çoğunu yalnızca evreni gezmeye başlayınca öğrenmişti. Onun gözlerinde, Paul bir Yaradan olma potansiyeline tamamen sahipti.

 

“Öyle olsun. Hayal kurmak kimsenin yasaklayabileceği bir şey değil sonuçta. Hem, daha fazla konuşmaya devam edersem topladığın enerjinin yüksek bir miktara ulaşacağını düşünüyorum.”

 

“Hehe... görünüşe göre yakalandım.”

 

Luke Katliam Tanrısının sözlerinden sonra yalnızca tek bir cümle konuşmuş ve ardından onun altında da devasa bir ışık çemberi belirmişti. Bu çember diğer Yükselenlerin ve Semia ile Simon’ınkinden çok daha parlak ve büyüktü.

 

Bu çemberden yayılan çizgiler formasyonla birleştiğinde formasyonun parlaklığı kat kat artmış ve alanı neredeyse ışık yüzünden görülmeyen bir yere çevirmişti ama Katliam Tanrısı Luke’u belirgin bir şekilde görebiliyordu.

 

“Şaşırtıcı...”

 

O anda Luke’un beyaz gözlerinde önceden görünen sakinlik tamamen kaybolmuş, yerine vahşi bir öldürme niyeti yerleşmişti.

 

“Cehennem’den birisi olmaya gerçekten de layıksın.”

 

Katliam Tanrısının vücudunu saran siyah çizgiler bir anlığına parıldadıktan sonra Katliam Tanrısı kollarını önüne koymuş ve defansif bir pozisyonda kalmıştı. Hızla ona doğru ilerleyen Luke bıçaklarını savurduğunda Katliam Tanrısı saldırıyı direkt olarak engellemişti.

 

Dövüş devam ederken Katliam Tanrısı sürekli defans pozisyonunda kalmış ve Luke’un saldırılarını engellemeye devam etmişti. O anda Cain’in ilk başta istediği 5 dakikanın sonuna neredeyse gelmişlerdi ve bunun tehlikeli olabileceğini biliyordu ama o anda zaten oldukça tehlikeli bir durumdaydı.

 

“Bu formasyonun gücü belli değil. Daha önceden Tanrıları öldürebildiyse o zaman en azından bir miktar tehlike gösterebiliyor olması gerekiyor.”

 

Tanrı Öldürme Formasyonu yalnızca Yükselenlerden oluşsa da Katliam Tanrısı hislerine güveniyordu. Bu yüzden dile getirmese de oldukça dikkatliydi. Bir süreliğine tamamen defansta kalmayı planlıyordu. O anda Luke’un saldırıları ona hasar vermiyordu ve ruhuna daha önceden aldığı hasar da fazla hızlı olmasa da iyileşiyordu.

 

“Hızlı olun, ama bir şey fark etmesine izin vermeyin.”

 

O sırada Semia ikilinin dövüşünü izlerken bir yandan da Yükselenlere hareketleri için emirler veriyordu. Yükselenler hareket ederken altlarındaki çemberler ve çemberleri bağlayan çizgiler de hareket ediyorlardı. Formasyon sürekli değişiyordu ve bu dışarıdan bakıldığında oldukça güzel bir görüntü oluşturuyordu. Sıkıntı yaratan tek şey formasyonun yaydığı beyaz ışığın aşırı göz alıcı parlaklığıydı.

 

“Şimdi!”

 

Luke birden saldırılarını kesip geriye atıldığında Semia bağırmış ve Simon Katliam Tanrısı’na doğru fırlamıştı.

 

“Cennet Yakan Bin Ejder!”

 

O anda bir kılıcı yoktu, bu yüzden Simon alevlerden bir kılıç yaratmış ve bu kılıçla tekniğini gözler önüne sermişti. Uzak bir mesafeden bile yakıcı bir his veren bin alev ejderi etrafını sararken Katliam Tanrısı en sonunda defansif pozisyonunu bozmaya karar vermişti.

 

“Aynı teknikle beni bir kez daha kıstıramazsın!”

 

Cinayet Ruh Özünün öz enerjisini vücudundan bolca salıp tek yumruğunda toplayan Katliam Tanrısı ejderlerin daha çok toplandıkları bir alana dönmüş ve yumruğunu hızla savurmuştu.

 

“Aah!!!!!”

 

Katliam Tanrısının yumruğundan fırlayan Cinayet Öz Enerjisi o taraftaki Yükselenlerden birkaçını öldürse de diğer Yükselenler anında hareket etmiş ve formasyonun bütünlüğünü korumuşlardı. O anda Semia’nın figürü de hızlıca Katliam Tanrısının arkasına geçmişti.

 

Buzul zincirler arkasından yaklaşırken Katliam Tanrısı birden dönmüş ve havayı tekmelemişti. Tekmesinden yayılan siyah dalga zincirleri parçalamış ve Semia’yı metrelerce geriye doğru fırlatmıştı.

 

“Semia!”

 

Simon öfke dolu bir sesle kükrerken Semia’nın fırlayan vücudunu yakalamış ve tek elini Katliam Tanrısına çevirmişti. Avcunda ortaya çıkan turuncumsu bir top güçlü bir parıltı oluşturarak patladığında yakıcı bir ışın Katliam Tanrısının vücuduna ulaşmış ve bariyerini aşıp orada yanık bir delik bırakmıştı.

 

“Hmph!”

 

Katliam Tanrısı saldırıdan aldığı acıyı görmezden gelmiş ve Simon’a doğru fırlamıştı. O anda Simon’a kolayca hissedilen bir öldürme niyetiyle yaklaşıyordu. Ama siyah enerjiyle kaplı olan yumruğu Simon’ın başına ulaşıp onu parçalamak üzereyken aniden durmuştu.

 

“Hehehe...”

 

Katliam Tanrısının arkasında duran Luke onun yumruğunu dirseğinden tutarken hafifçe kıkırdamıştı. Cinayet Öz Enerjisi eline anında etki ettiği için elinde ve kolunun üzerinde birkaç ufak kanlı yara belirmişti ama bunu umursamıyor gibi görünüyordu.

 

“İyi dövüştü, Katliam Tanrısı. Ama biz kazandık.”

 

“Hm?”

 

Luke’un sözleri üzerine Katliam Tanrısı anında Cain’e bir bakış atmıştı. Ama o anda Cain zamanının sonuna gelse de henüz uyanmış gibi görünmüyordu. Ve uyansa bile Luke’un ona bu kadar güvenmiyor olması gerekirdi. O zaman neden...

 

“Herkese teşekkürler, şimdi son bir kez...”

 

“Dokuz Mühür.”

 

Luke sözlerini bitirdiği anda formasyonun içinde Katliam Tanrısı hariç herkesin hayat güçleri bir anda solmuştu. Zaten zayıf olan İnfirmi’nin ruhundaki yaralar bir anda ölümcül bir hâle gelirken sayısız Yükselen hayatlarını kaybetmiş ve Semia, Simon ve Luke bir anda kat kat zayıflamışlardı.

 

Karşılığında Katliam Tanrısı herhangi bir şekilde hareket edemeyen bir hâle gelmişti. Vücudunun çevresinde dokuz küre belirmişti ve hareketini tamamen engellemişti. Ama bunun nasıl onun sonu olduğunu hâlâ anlayamıyordu.

 

Mühürlenmek defansının zayıfladığı anlamına gelmiyordu ve en kısa sürede mühürden kurtulabilmesi gerekiyordu. Mühür biraz güçlü olsa da kaçamayacağı bir şey değildi.

 

“Bazen teknikleri asıl amaçlarından farklı yollarda kullanmak gerekir, Katliam Tanrısı.”

 

Luke elini hafifçe ittirip Katliam Tanrısının vücudunu çevirdiğinde Katliam Tanrısı hızla yaklaşan mavi bir ışığı fark etmişti.

 

“Tanrı Öldürme Formasyonunun gücü değil, yaydığı ışık bu sefer senin sonuna neden olacak.”

 

Luke yüzünde bir gülümsemeyle Katliam Tanrısına bakıyordu. Mavi ışın her an oraya varabilirdi ve bunun sonu olacağını biliyordu. Eğer kaçarsa Dokuz Mühür etkisini kaybedecekti ve diğerlerinin de mührün etkisi yüzünden güçleri kalmamıştı, bu yüzden artık direnmenin bir mantığı yoktu.

 

“Paul... bir düşmanını benimle birlikte götürüyorum. Umarım... umarım zirveye ulaşmayı başarırsın.”

 

Luke sözlerini yorgun bir tonla bitirdiği anda mavi ışın bölgeye ulaşmış ve önceden formasyonun bulunduğu alanı tamamen yutmuştu. 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44256 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr