513.Bölüm - Taht Müsabakası (2)

avatar
4348 19

Kara Büyücü - 513.Bölüm - Taht Müsabakası (2)


513.Bölüm – Taht Müsabakası (2)

 

Kutsal Aura Ruh Özü, garip veya bilinmeyen bir ruh özü değildi. Ancak kesinlikle nadir bir tanesiydi ve bu Ezrelda ile Vord’un şaşkın yüzlerinden anlaşılabilirdi. Konsey’in ışık tipi tekniklere odaklanan milyonlarca öğrencisinden yalnızca çok azı bu ruh özünü kavrayabilirdi.

 

Sebebi ise belliydi. Çünkü bu ruh özünün kavranması için birisinin ışığı her gücünü başka güçlere çevirmenin bir yolunu bulması gerekiyordu. İyileştirme ve hızlı saldırı konularında muhteşem olan ışık tekniklerinin birden zırh veya benzer bir şey olarak kullanılması kolay bir şey değildi.

 

Elbette, sürdürülmesi de kolay değildi. Bu nedenle Wulian önemli noktada kullandıktan sonra anında geri çekmişti. Zaten Ezrelda’nın çıkışıyla kaotik enerjiyi sağlayan formasyon kapandığından kaotik enerji etrafa yayılmış ve çoktan normal haline geri dönmüştü.

 

Wulian arenanın belli yerlerine düşen zırhını alıp arenadan inmiş ve Paul’ün karşısına geçmişti. Paul ise onun bir şey demesini beklemeden ona hafifçe sarılmıştı. “Aferin, Wulian. Bu oldukça güzel bir sürprizdi.” Normalde savaş gücü konusunda düşük olan Wulian’ın böyle bir ruh özünü kavraması ona Wulian’ın gelecekteki güvenliği konusunda biraz güvence veriyordu.

 

“Eh? Ah… Teşekkürler…” Paul ona birden sarılınca Wulian’ın yüzü kızarmış ve az önceki kahramansı havası dağılıp yeniden Paul’ün tanıdığı küçük kıza dönüşmüştü. Elbette, Paul için arada pek bir fark yoktu. İki form da onun gözlerinde sevdiği Wulian’dı.

 

“İkinci karşılaşma için bir saatlik bir ara verilecek. Bu süre boyunca ekipmanlar yenilenebilir veya kişi iyileşebilir. Bu süre boyunca tarafların yardımcıları da onlara yardım edebilir.” Ezrelda konuşmayı bitirdiği anda bir Işık Perisi onun yanına gelmiş ve yarasını iyileştirmesinde ona yardımcı olmaya başlamıştı.

 

Paul ise Wulian’ın üzerinde gözünü gezdirdikten sonra herhangi bir yara almadığını görmüş ve başını sallamıştı. Uzay boşluğundan daha önceden Vord’un öldürdüğü Küçük Dünya Tanrılarından birinin ruh kalbini çıkarmış ve uzatırken konuşmuştu.

 

“Enerjini tamamen yenilediğinden emin ol. Ben zırhını tamir edeceğim.” Paul konuştuktan sonra Wulian ruh kalbini ondan almış ve enerjiyi çekmeye başlamıştı. Uzaktan bu sahneyi izleyen Ezrelda ise yarasının daha da acı verdiğini hissetmişti.

 

O şey bir Tanrı’nın ruh kalbiydi! Ezrelda onu kendi enerjisini artırmak için kullanamasa da yine de muhteşem bir silahın yapımında kullanılabilirdi! Kara Büyücü’nün o ruh kalbini sadece enerjiyi yenilemek için kullanması savurganlıktan başka bir şey değildi!

 

Ancak işe yarar olduğu da söylenmeliydi. Wulian’ın bu ruh kalbinden çektiği enerjiyle kendi gücünü tamamen doldurması yalnızca birkaç dakika almıştı ve geri kalan zamanda da biraz meditasyon yapıp zihnini rahatlatmıştı. Paul de dinlenme zamanı bitene kadar zırhın birleşim yerlerini öndekinden daha sağlam bir şekilde düzeltip yeniden Wulian’a giydirmişti.

 

“İkinci karşılaşma, Stratejik Karşılaşma, başlayacak. İkinci arenaya gel.” Ezrelda yaralarını iyileştirdikten sonra Wulian’a bakarken konuşmuş ve direkt olarak ikinci arenaya çıkmıştı. Wulian ise zırhını son bir kez kontrol ettikten sonra arenaya çıkmıştı.

 

İkinci arena önceki gibi bir bariyerle kaplıydı ancak bu sefer yalnızca dışarıdan herhangi bir sesin veya görüntünün gelmemesi için bu bariyer kurulmuştu. Arenaya girdikten sonra Ezrelda ve Wulian tamamen baş başa kalmışlardı.

 

Arenanın dışındaki kişiler onları görebiliyorlardı ancak sesleri onlara ulaşmıyordu veya onlar dışarıyı göremiyorlardı.

 

“Bu karşılaşma bir oyun ile belirlenecek. Lütfen masaya geç, geri kalanını şimdi anlatacağım.” Ezrelda konuştuğunda Wulian başını sallamış ve arenanın ortasındaki masanın yanındaki sandalyelerden birisine oturmuştu. Ezrelda da onun karşısındaki sandalyeye oturmuş ve sade masanın üzerinde birden illüzyon benzeri bir ekran belirmişti.

 

Bu ekranda büyükçe bir alanın haritası vardı. Dağlar, nehirler, ormanlar… bu yerler boş da değillerdi. O yerlerde yaşayan canlılar vardı. Hayvanlar ve canavarlar bu yerlerde görülebiliyorlardı ve Wulian ile Ezrelda’nın taraflarında insan formlarındaki periler vardı.

 

İki tarafta da 1000’er peri vardı ve bu ufak dünyadaki bazı canavarlardan daha zayıf sayılırlardı. O sırada, Ezrelda konuşmaya başlamıştı. “Bu oyun, Yarı-Gerçeklik Çatışması, basit kurallara sahiptir. Basitçe iki taraf da aynı sayıdaki birimlerle başlar ve belirli bir oyun süresi boyunca kendi tarafını geliştirmeye başlar. Zaman ve birim sayısı oyundan oyuna değişebilir. Bizlerin başlangıç birimleri yalnızca 1000 ve zamanımız asıl dünyada geçecek olan 1 gün. Bu bir günde illüzyonun zaman akışıyla tam olarak 100 yıl akacak.”

 

“Birimlerin sayıları artırılabilir ve geliştirilebilirler. Aynı şekilde, bu dünyada da avlanmalarını veya bir şehir kurmalarını sağlayabilirsin. Hatta krallıklar, imparatorluklar bile olabilir. Ne yapacağın sana kalmış.”

 

“Kazanmak için yapman gereken şey farklı puanları toplamak. Ün puanları, kötü ün puanları, onur puanları… oyunda birçok farklı puan var ancak bunların hepsi farklı bir miktardaki genel puana dönüşerek kendi tarafına ekleniyor. Eğer geçecek olan 100 yılda karşı tarafı yok edebilirsen kazanırsın. Eğer iki taraf da birbirini yok edemezse o halde genel puanları yüksek olan kazanır. Anladın mı?”

 

Bu uzun açıklamanın sonucunda Wulian başını hafifçe sallamıştı. Ne yapması gerektiğini kavramış sayılırdı ve bu oyunun aslında gelecek için de oldukça işe yarayabileceğini fark etmişti. “O halde, oyun başlasın.” Ezrelda Wulian’ın başını salladığını gördükten sonra oyunu başlatmış ve birden önceden donuk olan peri birimleri daha canlı görünmeye başlamışlardı.

 

 

Bariyerin dışında, neredeyse bir gün sonra, Paul ve diğer periler oyun masasına odaklanmışlardı. Daha doğrusu, bariyerin üzerinde beliren oyun alanını gösteren ekrana bakıyorlardı.

 

Oyun içindeki 100 yıl neredeyse sona eriyordu ve iki taraf o anda bir savaştalardı. 1000 ile başlayan birimler çoktan milyonlara ulaşmışlardı ve savaş alanında yüz binlerce kişi savaşırken diğerleri de askerleri ekipmanlar, ilaçlar ve yiyecek gibi şeylerle desteklemekle meşgullerdi.

 

Oyun zamanı bittiğinde, savaş sona ermemişti. İki taraftan biri de tamamen yok edilmediğinden kazanan puanlar ile belirlenecekti ve oyun alanı bunu kendisi hesaplıyordu. Oyun bittikten birkaç dakika sonra, iki panel bariyerdeki ekranlarda belirmişti.

 

“Ezrelda, 10.888 Genel Puan.”

“Wulian, 10.230 Genel Puan.”

 

Wulian kaybetmişti ve perilerin tarafı yüzlerinde büyük bir gülümseme ile Ezrelda’yı karşılıyorlardı. Paul de Wulian’ı karşılaşmıştı ancak ikisinin durumlarına baktığında kazanan kişi Ezrelda olsa da onun bunu rahat bir şekilde yapmadığını anlamıştı.

 

Wulian yalnızca biraz üzgün görünüyordu ancak o kadar rahatsız değildi. Sonuçta kendisi yalnızca son birkaç gündür Aleena’dan bir şeyler öğreniyordu ve Ezrelda yüzyıllardır bu yeri yönetiyordu. Konsey buraya gelmeden önce diğerleriyle savaşmaları gerekmişti yani asker ve krallık yönetimi hakkında bilgileri daha yüksekti.

 

Ancak Wulian Aleena’nın ona öğrettiği ‘numaraların’ Ezrelda’yı ne kadar endişelendirdiğini anlayamamıştı. Aleena önceki hayatını Toprağın Varlık Lordu olarak yaşamıştı ve grupta Shane dışındaki en akıllı kişi de kendisi olmuştu. Konu strateji konusuna geldiğinde Konsey’in en iyi stratejistinden bile iyi olabilirdi.

 

Ezrelda’nın oyunu oynarken hissettiği şey karşısındaki kişinin Tanrısal bir silahı tutan bir çocuk olmasıydı. Wulian elindeki numaraların ne kadar önemli veya ne kadar etkili olduğunu bilmiyordu ancak kullandığı anda Ezrelda büyük kayıplar veriyordu. Puanların bu kadar yakın olmasının nedeni de buydu. Ezrelda’nın fazladan sahip olduğu 658 puan sadece savaş sırasında krallığın faaliyetlerinin düşmemesi için önceden önlemler almasıydı ve Wulian bunları unutmuştu.

 

“Özür dilerim efendim, bu maçı kazanamadım…” Wulian’ın yüzü biraz düşmüştü ancak Paul hafifçe gülümsemiş ve onun başını okşamıştı. Biraz umutlu olsa da bu maçı kazanacaklarını zaten düşünmüyordu. Ezrelda bu perileri boşuna yüzyıllarca yönetmemişti. Konu yönetime geldiğinde Wulian gibi basit bir stratejistin onunla karşılaşmasına imkân yoktu.

 

“Bir saat sonra diğer karşılaşma başlayacak.” Paul bunu kendi kendine mırıldanmış ve Vord’un sözlerinden sonraki karşılaşmanın amacını hatırlamıştı. Üçüncü karşılaşma, Kavrayış Mücadelesiydi. Ve Paul bu konuda kazanabileceklerinden emin olmasa da en azından bir şansları olduğunu düşünüyordu.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44239 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr