430.Bölüm - Aile Ziyafeti

avatar
5366 18

Kara Büyücü - 430.Bölüm - Aile Ziyafeti


430.Bölüm – Aile Ziyafeti

 

Guren Ailesinin Gardiyan Kolunda, yeraltında gizlenmiş ufak bir toplantı odasında üç kişi toplanmıştı. O gün oldukça sade kıyafetlere bürünmüş olan bu üç kişi İkinci Büyük, Clad ve Dördüncü Büyük’tü. O sırada Clad diğer ikisine bakarken hafifçe gülümsüyordu.

 

“Ee, Üçüncü, bizi neden buraya çağırdın? Bir de gizlice çağırdığın için bu şeyleri giymek zorunda kaldım…”

 

Dördüncü Büyüğün giydiği kıyafetler normal dursalar da aslında varlığını gizlemek için bir formasyona sahipti. Bu kıyafetler normalde etrafa gücünü göstermeyi seven Dördüncü Büyük için sinir bozucu şeyler sayılırlardı.

 

İkinci Büyük de ona katılıyordu. Onların seviyesindeki güçlü kişiler, neden kendi alanlarında varlıklarını gizliyorlardı? Bu anlamsızdı.

 

“Biraz iyi bir haber almış olabilirim. Şuna bakın.”

 

Clad bir resmi ortalarındaki masaya koyduğunda Dördüncü Büyüğün gözleri parlamıştı. Resimdeki kişi kucağında bir kedi olan oldukça güzel genç bir kadındı. Kendisi çoktan yüz yaşını aşmış olsa da yine de güzellikler onun ilgisini çekiyordu.

 

“Dördüncü, o gözleri gizlemeni tavsiye ederim. Bu kadın Saf Soylu’nun eşi.”

 

“Tch.”

 

Clad’ın sert uyarısının üzerine Dördüncü anında bakışlarını kaçırmıştı. Aynı zamanda kadın hakkındaki tüm düşünceleri de birden ortadan kaybolmuştu. Bir Saf Soylunun kadınına dokunursa ailenin başa gelenlerinin ondan kurtulacaklarını biliyordu.

 

“Ee, neden ona bakıyoruz o zaman?”

 

“Fazla kalın kafalısın Dördüncü.”

 

İkinci Büyük konuştuğunda direkt olarak Dördüncü Büyüğü aşağılasa da Dördüncü Büyük herhangi bir tepki vermemişti. Buna alışmıştı. İkinci Büyük her konuştuğunda ya bir şeyi açıklardı, ya bir şeye cevap verirdi, ya da bir başkasını aşağılardı.

 

“Bu kadın ne kadar güzel olsa da bir Saf Soylu olmadığı belirgin. Yani Saf Soylu aslında eşinin kan soyu hakkında seçici değil. Eğer bizim ailemizden bir kız onun gözüne girmeyi başarabilirse o zaman onunla iyi bir bağ kurabiliriz, değil mi?”

 

Clad başını sallayarak İkinci Büyüğün sözlerini onaylamıştı. Kendisi de böyle düşünüyordu. Onların ailesinden gidecek kız ikinci eş veya cariye unvanı taşıyabilirdi ama iki unvan da onlar için yeterliydi.

 

“Ve ailedeki tüm genç kızları düşündüğümüzde öne çıkan yalnızca bir tane-”

 

“İmkansız!”

 

Dördüncü Büyük anında ayaklanmıştı. Yüzü kıpkırmızıydı ve öfkeli bir boğaya benziyordu. Bunu gören Clad hafifçe başını sallamıştı. Bunun zor olacağını biliyordu.

 

“Dördüncü Büyük, Clara ailedeki en güzel genç kız olarak namını salmış durumda ve yaşı da yalnızca 18. Şu anda sunabileceğimiz en iyi kız o zaten.”

 

“Hayır! Bu imkansız! İzin vermiyorum! Benim öğrencim!”

 

“Peh! Öğrenciymiş!”

 

İkinci Büyük birden öfkelenmiş ve elini sertçe masaya vurmuştu. Gözleri ise Dördüncü Büyüğün üzerine kilitlenmişti.

 

“S*kik boğa, senin bir ‘çiçek yetiştiricisi’ olduğunu şehirde bilmeyen yoktur emin ol! Söyle bana, eşlerin ve cariyelerinden hangileri eskiden senin öğrencindi? Hatta yalnızca bir kere yatıp sonra aileden attığın kızları da hatırlıyorum. HATTA köle olarak sattıklarını hatırlıyorum! Şimdi kendi zevkin için ailenin iyiliğine karşı mı çıkacaksın? Büyük rütbenden vazgeçmek mi istiyorsun!?”

 

“Ah…”

 

İkinci Büyüğün sinirli çıkışı Dördüncü Büyüğün yüzünün kızarmasına neden olmuştu. Bunda öfkesinin de, utancının da bir etkisi vardı.

 

İkinci Büyüğün sözleri doğruydu. Sahip olduğu kadınlardan çoğu kendisinin özel olarak yetiştirdiği öğrencilerdi ve bu yüzden adı biraz kötü yayılmıştı. Ancak yine de bir Büyük olarak rütbesi birçok öğrenciyi çekebilmesini sağlıyordu.

 

Clara bir süre önce aldığı bir öğrenciydi. 18 yaşındaki genç kız oldukça güzeldi ve yalnızca bir veya iki sene içerisinde yeterince ‘olgun’ olacaktı. Ama şimdi ondan vazgeçmesini söylüyorlardı. Bunu hiç istemiyordu. Ama İkinci Büyük bu konuyu Birinci Büyüğe çıkartırsa gerçekten de ‘Büyük’ rütbesini kaybedebilirdi!

 

“Her neyse. Bu konuyu daha sonra konuşabiliriz. Konuşmamız gereken başka şeyler de var.”

 

Clad Dördüncü Büyüğün yavaş yavaş bu konuya ısındığını fark edince daha fazla üstelememeye karar vermiş ve resmi de ortadan kaldırmıştı.

 

“Büyük Ziyafete yalnızca bir hafta kaldı. Hazırlıkların çoğu tamamlandı ancak davetiyeler henüz dağıtılmadı. Gönderilecekleri yerlerin seçiminde sizlerin de bir kararı olduğu için sizlerle birlikte konuşmamız gerektiğini düşünüyorum. Önerileriniz?”

 

Clad bunu söyledikten sonra iki büyük de sessizleşmişlerdi. Cevapları yok değildi. Düşünüyorlardı.

 

Büyük Ziyafet Gardiyan Kolunun her yıl düzenlediği büyük bir ziyafetti. Ailedeki herkes katılma hakkına sahip olsalar da şehirdeki diğer aileler de davet edilirdi bu yüzden davetiyeler önemliydi. Aynı zamanda, aile içinde de bu davetiyeler oturulacak yeri belirtmek için kullanılırdı.

 

Sonuçta herkes gelip istediği yere oturamazdı. Her şey belirli olmalıydı. Guren Ailesinin düzeni sağlama politikası böyleydi ve neredeyse her yere yansıtılıyordu.

 

“Şehirdeki Büyük Aziz seviyesinde uzmanlara sahip olan aileleri iç kısma, yalnızca Aziz seviyede sahip olanları da dış kısma bir yere yerleştirebiliriz. Elbette, kendi öğrencilerimizde güçlerine dayalı bir sıralama kullanacağız.”

 

Dördüncü Büyüğün sözlerine onlar da katıldığından Clad ve İkinci Büyük başlarını sallamışlardı. Ancak bir süre sonra akıllarına en büyük soru oturmuştu.

 

“Baş koltuğa kim oturacak?”

 

Birinci Büyük kapalı kapı eğitimindeydi ve dışarıya çağrılamazdı. Bu yüzden tüm ziyafetin en önemli koltuğu olan baş koltuk boştu. Peki oraya kim oturacaktı?

 

Üçlü bu konu üzerinde bir süre düşündükten sonra Clad ve İkinci Büyük bakışlarını Dördüncü Büyüğe çevirmişlerdi. Ancak Dördüncü Büyük bu bakışın onun baş koltuğa oturması için bir işaret olmadığını biliyordu. Diğer ikisi aynı düşünceyi paylaşıyorlardı ve onun da aynı şeyi düşünüp düşünmediğini merak ediyorlardı.

 

Ve Dördüncü Büyüğü epey sinir edecek bir şekilde, kendisi de aynı şeyi düşünüyordu.

 

 

“Hm? Büyük Ziyafet? Bir hafta sonra mı?”

 

Paul Eena’nın ona getirdiği davetiyeyi okuduktan sonra başını hafifçe kaldırmış ve merakla sormuştu. Onun gelmeyi seçtiği zamanın yılda bir yapılan bir olaya denk gelmesi beklediği bir şey değildi. Bu olaya araya girdiğine göre planlarını değiştirmesi gerekecekti.

 

“Üç Büyük size Ziyafetin Baş Koltuğuna geçmeniz için bir davetiye göndermiş efendim. Aynı zamanda diğer koltukları da istediğiniz gibi düzenleyebilir ve başkalarına hediye edebilirsiniz.”

 

Haberi veren Eena bu düzenleme gücünün oldukça yüksek bir onur olduğunu biliyordu. Bu yüzden kendisi de biraz heyecanlıydı. Eğer Paul onu iyi bir yere yerleştirirse belki de iç kısımdan öğrencilerle yakınlaşabilirdi.

 

“Kabul ettim say. Eşimi benim solumdaki ilk sandalyeye koy ve kendini de istediğin bir yere yerleştir. Tek istediğim bu. Gidebilirsin.”

 

“Teşekkürler efendim!”

 

Eena heyecanla eğildikten sonra hızla Paul’ün evinden ayrılmıştı. Paul ise kucağında oturan Grim’i severken yanında duran Aleena’ya zihninden bir mesaj göndermişti.

 

“Aleena. Koyduğun formasyon kırıcıların zamanını biraz daha geciktirebilir misin?”

 

“İstediğiniz her şeyi yapabilirim efendim.”

 

Aleena Paul’ün koluna sürtünerek nazlı bir tonda konuşurken sanki kocasını davet eden bir kadın gibi davranıyordu. Ancak Paul onun dediğini ciddiye aldığını biliyordu. Yani Aleena formasyon bozucuların zamanını değiştirebilirdi.

 

“Bunu sana bırakıyorum o halde. Ziyafette tüm aile ve şehirdeki diğerleri de bu yerde toplanacak. En iyi şansımız bu olacaktır.”

 

Paul’ün ikinci zihin mesajının üzerine Aleena oturduğu yerden kalkmış ve yavaşça evin içine ilerlemişti. Sonrasında, kimsenin onu fark etmediğinden emin olarak hızla evden ayrılmış ve Paul ile Grim’i evde yalnız bırakmıştı.

 

Paul bir süre daha Grim’in başını okşadıktan sonra onun hareketlendiğini fark etmişti. Grim yavaşça dönmüş, patilerini Paul’ün vücuduna yerleştirmişti. Aynı anda vücudundan siyah bir sis yayılıyordu.

 

Grim kısa bir sürede bir insan vücuduna sahip olmuştu ve hâlâ Paul’ün kucağında oturuyordu. Dudakları Paul’ün boynundaydı ve kollarıyla onu sıkıca sarmıştı. Kıyafetlerini tamamen oluşturmadığı için Paul onun sıcak vücudunu hissedebiliyordu.

 

“Yaramaz kız…”

 

Paul Grim’in başını hafifçe okşadıktan sonra onu da kaldırarak hafifçe kalkmış ve evin içine girmişti. Bu evin kaliteli eşyalarla döşenmiş olması gerekiyordu. Yatağın sağlamlığının test zamanı gelmişti.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr