227.Bölüm - Ellen'in Anıları

avatar
7152 29

Kara Büyücü - 227.Bölüm - Ellen'in Anıları


“Hahaha… Küçük beyaz, buraya gel!”

 

Paul Ellen’in anılarını incelemeye en baştan başlamaya karar vermişti. Yalnızca kendisi ile ilgili anılar önemli olsalar da bu anıları değiştirirken bir hata yapmaması için geçmişini bilmesi gerekiyordu.

 

O sırada Ellen’in 3-4 yaşındaki hâlini izliyordu. Uzun, sarı saçlara sahip küçük kız peşinden koşturan beyaz renkli bir kedi ile birlikte ufak bir bahçede oyun oynuyordu. Bahçe kare şeklindeydi ve bir köşesindeki ağaç ile ağacın etrafındaki çiçekler dışında tamamen parlak yeşil otlarla kaplıydı.

 

Yüzünde büyük bir gülümsemeyle oynayan Ellen’i izleyen Paul bu sırada bahçeye giren bir başkasını hissetti. Bu kişi, oldukça yaşlı bir kadındı.

 

Saçlarının çoğu çoktan beyazlamış olan kadın kambur bir şekilde duruyordu. İki siyah gözüyle Ellen’i izlerken gözlerinde hafif bir neşe olduğu belliydi.

 

“Büyükanne!”

 

Yaşlı kadının geldiğini fark eden Ellen anında oynamayı kesti ve yaşlı kadına doğru koşarak ona sarıldı. Yüzünde büyük bir gülümsemeyle Ellen’in başını okşayan yaşlı kadın oldukça huzurlu görünüyordu.

 

Paul anıları bir süre izlemeye devam ederken yaşlı kadının bir çeşit hastalığa sahip olduğunu fark etmişti. Gün geçtikçe kadının daha da zayıfladığını ve yaydığı auranın bile güçsüzleştiğini fark edebiliyordu. Bu kısa sürede o kadar tehlikeli olmasa da uzun sürede oldukça korkutucu bir şeydi.

 

Ellen 7 yaşına girdiğinde yaşlı kadın artık yatağından kalkamaz olmuştu. Yanında kendisiyle neredeyse aynı yüze sahip olan annesiyle beraber büyükannesinin yatağının yanında bekleyen Ellen’ün ifadesi ağlamaklıydı ve gözleri kızarmıştı. Küçük bir kız olsa da büyükannesinin durumunu anlayabiliyordu.

 

Büyükannesi ise yüzünde hâlâ sıcak bir gülümseme ile Ellen’e bakıyordu. Bu sırada Ellen’in annesi yavaşça konuştu.

 

“Anne, durumun…”

 

Yaşlı kadın tek elini kaldırıp Ellen’in annesini sustururken gözlerini Ellen’e çevirdi ve nazik bir tonla konuştu.

 

“Ellen, annenle konuşmamız gereken şeyler var. Şimdilik buradan çıkabilir misin?”

 

“Hayır! Büyükannemle kalmak istiyorum!”

 

Ellen yeniden dolan gözleriyle bağırırken yaşlı kadın hafifçe gülümsemiş ve yatağının yanında bulunan tahta sandığın hemen üzerindeki bir yüzüğü almıştı.

 

Yüzüğü gören Paul’ün gözleri anında sonuna kadar açılmıştı. Bu yüzük bir evren yüzüğüydü!

 

Evren yüzüğünün bu dünyada oldukça nadir bir şey olduğunu bilen Paul o anda bu nazik yaşlı kadının normal birisi olmadığını anlamıştı.

 

Yüzüğü yavaşça parmağına takan yaşlı kadın yüzüğün içinden bir kitap çıkardı ve kitabı Ellen’e uzattı. Beyaz kapaklı kitabı iki küçük eliyle kavrayan Ellen hâlâ büyükannesine bakıyordu.

 

Büyükannesi yüzüğü çıkarıp yerine geri koyarken konuştu.

 

“Odana git ve bu kitabı okumaya başla. Kitabı bitirdiğinde büyükannen sana bir ödül verecek, tamam mı?”

 

Ellen hâlâ gitmek istemiyor gibi görünse de en sonunda odadan çıkmış ve kendi odasına ilerlemişti. Sade görünümlü odasında yatağının üzerine çıkıp kitabı açan küçük kız yavaş yavaş okumaya başlamıştı.

 

Bu sırada kitabın içeriğini okuyan Spadia bağırdı.

 

“Bir ruh mantrası!”

 

Kitabı okuyamadığı için anlamını bilmeyen Paul Spadia’nın zihninde ona bağırdığını duyabiliyordu.

 

“Bunu benim okumam senin işine yaramaz. İşin bittiğinde sana Zara’nın dilini öğreteceğim ve sen de okuyacaksın. Yani her bir sayfayı ve kelimeyi hatırladığından emin ol.”

 

Spadia’nın uyarısı üzerine sayfaları iyice inceleyen Paul her bir kelimeyi aklına kazıdığından emin oluyordu. Bu ruh mantrasının tam olarak ne olduğunu bilmese de etkilerini biraz anlayabilmişti.

 

O anda yalnızca 7 yaşında olan ve ruhunu hissetme aşamasına bile geçmemiş olan Ellen’in ruhu yavaş yavaş güçleniyordu. Ancak seviye aşımı benzeri bir gelişim yerine daha çok temeli güçlendiren bir gelişimdi. İleri ruh seviyelerinde bu oldukça büyük farklar oluşturabilirdi.

 

Elbette, yeterli ruh gücüne sahip olmayan Ellen yalnızca bir sayfayı tamamen okuyabilmiş ve ikinci sayfaya geçtiği anda başının ağrıdığını hissetmişti. Büyükannesine verdiği söz yüzünden zorla okumaya çalışan küçük kız en sonunda ruh gücünün yetersizliği yüzünden bayılmıştı.

 

Paul Ellen’in anılarında gezinmeye devam ederken onun yaşadığı şeyleri de birer birere gözlemleyip karakterini ve arka planını iyice anlamaya çalışıyordu.

 

Arka planını bulmak o kadar zor sayılmazdı. Ellen’in Ailesi Alean Krallığında cidden büyük bir önem kaplıyordu.

 

Anlayabildiği kadarıyla Alean Krallığında Kralın hemen altında bulunan iki büyük aile bulunuyordu. Bunlardan birisi Ellen’in ailesiydi ve krallık üzerindeki güçleri oldukça büyüktü.

 

Ailenin tamamı ruhsal gelişime odaklanıyordu ve birçok ruhsal gelişim kaynaklarına sahiplerdi. Ailedeki neredeyse her çocuk 10 yaşından itibaren ruhsal gelişim yapmaya başlıyordu. Ellen’in yaptığı temel geliştirme ise büyükannesinin özel bir etkisiydi.

 

Ellen 8 yaşına girdiğinde hâlâ ruhsal gelişime başlamasa da ruh gücünün temeli oldukça sağlamlaşmıştı ve artık kesilmeden 20 sayfaya kadar okuyabiliyordu. Ancak yüzden fazla sayfaya sahip olan kitabın içinde bu fazla iyi bir gelişim sayılmazdı.

 

Bir yılda Ellen’in büyükannesinin hastalığı güçlenmiş ve onu ziyaret eden ziyaretçi sayısı artmıştı. Ellen evdeki zamanının çoğunu büyükannesinin yanında geçirdiğinden bu ziyaretçilerin yaşlı kadına olan saygılı yaklaşımlarını görebilmişti.

 

Bir keresinde gelen altın işlemeli bir cübbe giyen yaşlı, uzun beyaz bir sakala sahip olan kel bir adam yaşlı kadına ‘Göksel Rahibe’ olarak hitap etmişti. Gelen ziyaretçilerin arasında en abartılı hitap şekli buydu.

 

Yaşlı kadın bu adam konuşmaya başladığı anda Ellen’i odadan çıkardığından ikisinin ne konuştuğundan emin olmasa da Paul’ün yaşlı kadının üzerine olan düşünceleri karmaşıklaşmıştı. Kadının normal birisi olmadığı oldukça belliydi.

 

Belki daha ileride bir şeyler bulabileceğini düşünen Paul hızlıca Ellen’in dokuzuncu yaşına kadar geldi. Ellen çoktan kitabın 50 sayfasını kesintisin bir şekilde okuyabiliyordu ve büyükannesinin durumu bir miktar iyileşmiş gibiydi.

 

Paul bu iyileşmenin kaynağını bilmese de bir şeylerin yanlış olduğunu hissediyordu. Eğer ilk başta bir iyileşme yöntemi olsaydı bu yaşlı kadın onu çoktan ele geçirmiş olurdu.

 

Bu sırada, yaşlı kadın yavaşça Ellen’i kucağına aldı. Sarı saçlarını nazik bir şekilde okşarken konuşmaya başladı.

 

“Ellen, ah… Ne kadar büyüdüğüne bir bak. Çoktan seni taşıyamayacağım kadar ağırsın.”

 

“Büyükanne!”

 

Ellen yanaklarını şişirerek tatlı bir şekilde somurturken yaşlı kadın yavaşça güldü. Ardından, derin bir şekilde iç çekti ve odasının camından bir süre dışarıyı izledi.

 

Yaşlı kadın dışarıya bakarken gözlerinde garip bir parıltı vardı. En sonunda, gözlerini Ellen’e çevirdiğinde yalnızca ikisinin duyabileceği bir seste konuştu.

 

“Ellen, benim güzel torunum. Çoktan 8 yaşına ulaştın ve gelişime başlamak için yalnızca iki senen kaldı. Verdiğim kitapta en son 50 sayfaya çıktığını hatırlıyorum. Başka bir gelişme oldu mu?”

 

Ellen’in mutluluğu bir miktar düşerken başını iki yana salladı. Gelişimi oldukça yavaştı ve birkaç günde gücünü artıramıyordu.

 

Ancak büyükannesi bunu bir sorun olarak görmüyor gibiydi. En sonunda, nazikçe konuşmaya devam etti.

 

“Sakın cesaretin kırılmasın. Sen ilerlemeye devam edebilecek iradeye sahip olduğun sürece o kitap yalnızca bir başlangıç olacaktır. Ruhunu geliştirmeye başladığında, bu ne kadar zor olursa olsun ilerlemeyi sakın kesme.”

 

Bir süre sessiz kalan yaşlı kadın konuşmaya devam etti.

 

“Sakın güce kapılıp kendini kaybetme. Zayıf olanlara zorbalık etme, güçlü olanlara kolayca boyun eğme. En sonuna kadar kendini ve sevdiklerini koruyabileceğin bir yoldan ilerle ve saf karakterinden sakın vazgeçme. Çünkü bir kez ellerin kanlandığında bir daha bunun geri dönüşü olmayacaktır.”

 

Yaşlı kadın bunları konuşurken bir yandan da camdan dışarıya bakıyordu. Sanki geçmişten bir şeyleri hatırlıyormuş gibiydi.

 

Daha 8 yaşındaki bir çocuk olan Ellen elbette bu sözlerin asıl derinliğini anlamamış ve hafifçe kıkırdamıştı.

 

“Bir hata yapsam da büyükannem bana yardımcı olacaktır!”

 

Küçük kızın gülümseyen yüzüne iyice bakan yaşlı kadın onun başını okşamaya devam ederken oldukça kısık bir seste mırıldandı.

 

“Büyükannen sana uzun zaman eşlik edemeyecek…”

 

Aynı yaşlı kadının söylediği gibi, Ellen’e uzun zaman eşlik edememişti. Yaklaşık bir yıl sonra, yaşlı kadın vücudundaki garip hastalık nedeniyle ölmüştü.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44337 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr