93.Bölüm - 'Zehirli' Plan

avatar
9460 35

Kara Büyücü - 93.Bölüm - 'Zehirli' Plan


Valer hızla ileri atılırken Paul çoktan kılıcını savunma pozisyonuna geçirmişti bile. Valer'ın sabresi havayı yararak savrulup kendi kılıcına çarptığında, önceki saldırılardan hiç hissetmediği bir baskı hissetti.

Kılıcını santim santim geri çekmesini sağlayan ağır güç Valer'ın gücünden mi yoksa sabrenin bir özelliği mi Paul hiç bilmiyordu.

Ancak, anında kılıcını çekti ve kendisi de geri çekildi. Kılıcını kaldırırken vücudunu saran yıldırımların daha fazla parlamasına neden oldu.

"Ufuk Çizgisi!"

Kılıcını aşağıya doğru savurduğunda kılıcından dalga şeklinde bir rüzgar manası yayıldı. Valer'a doğru hızla ilerleyen bu dalga ne kadar güçlü görünse de Valer hiç endişelenmemiş gibi görünüyordu.

Bu sırada, Valer'ın sabresini parlak bronz bir sabre enerjisi kapladı. Valer sabresini havada hızlıca savurdu.

"Bronz Pençe!"

Sabreden ayrılan enerji dalgası hızla ilerledi ve Paul'ün saldırısıyla çarpıştı. İki saldırının çarpıştığı bölgedeki otlar ve yakındaki birkaç ağaç parçalanırken etrafa ağır bir baskı yayıldı.

Paul kaşlarını çattı. İki saldırı birbirini nötrlemiş olsa bile Valer'ın saldırısı daha baskın çıkmıştı. Gerçekten de Valer'ın elindeki sabre epey güçlü bir şeydi.

Bu sırada Valer gülümsüyordu. Sabresini bir kez daha kaldırdığında ilk olarak sabreyi bronz bir enerji sardı. Daha sonra ise bu bronz enerji yavaşça açılarak parlak gümüş bir renge büründü.

Valer sabresini hızla indirirken bağırdı.

"Gümüş Pençe!"

Valer'ın sabresinden ayrılan gümüş enerji dalgası önceki saldırıdan çok daha güçlüydü. Aynı zamanda çok daha hızlıydı.

Paul kaşlarını çatarken kılıcını kaldırdı. Yeniden kılıcına rüzgar manası aktarmaya başladı. Ancak bu sefer, normalin iki katı kadarını aktarıyordu.

"Ufuk Çizgisi!"

Kılıçtan ayrılan rüzgar manası dalgası dengesiz bir halde olsa da gücü öncekilerden çok daha yüksek bir seviyedeydi.

Saldırısı hızla ilerleyip Valer'ın enerji dalgasına çarptığında, Valer'ın enerji dalgası saldırıyı ikiye bölerek ilerlemeye devam etti ve Paul'ün sağ omzundan belinin sol tarafına kadar inen bir yara oluşturdu.

Paul üzerinde açılan yaraya şaşkınlıkla bakarken Valer gülüyordu.

Çalıştığı teknik, [Kral Kaplan Pençesi], birbirinden güçlü beş aşamadan oluşuyordu. İlk aşama olan [Bronz Pençe], sabre enerjisini toplayarak yoğunlaştırmak ve keskin bir dalga olarak salmaktı. En basit adım olan bu teknik ilk olan olsa da gücü oldukça yüksekti.

Ancak, ikinci seviye olan [Gümüş Pençe] ile aralarında dağlar kadar fark vardı.

[Gümüş Pençe], tam olarak öğrenildiğinde kendinden bir alem yüksek kişileri kesebilecek bir güç oluştururdu. Valer saldırıyı tam olarak kavramamış olsa bile zaten kendisi bir Zirve Seviye Sabre Ustası'ydı. Onun yarattığı bir [Gümüş Pençe] Büyükusta Savaşçıları bile kesebilirdi!

Paul saldırısına ne kadar mana aktarsa da en sonunda kendisi yalnızca Başlangıç Seviye bir Usta Büyücü'ydü. Kılıç saldırıları kılıç enerjisinden yoksun olduğundan kolay kolay güçlendiremezdi de.

Manasını kendini iyileştirmek için yaraya yönlendirirken iç çekti. Eğer ustası ona bir kılıç tekniği vermiş olsaydı şimdi yaralanmamış olurdu.

Yarası iyileşirken Valer saldırmadı. Aksine, Paul'ü alaycı gözlerle izledi. Paul onun kendisine güvendiğini ve bir kez daha onu yaralayabileceğini düşündüğünü biliyordu.

Yarası tamamen iyileştiğinde kılıcının kabzasını sıkıca kavradı. Gözlerini Valer'ın göğsündeki beyaz kolyeye dikti.

Bu kolye, onun ruhsal saldırılarını engelleyen kolyeydi. Eğer ilk başta onu alabilmiş olsaydı [Günah Zincirleri]ni kullanarak Valer'a saldırabilirdi. Ancak, bu şansı şu anda yoktu.

Kullanabileceği ofansif bir büyü tekniği yoktu. Büyülü Kılıç teknikleri Valer'ın kılıç tekniklerinden güçsüzdü. Cennetkesen ve argı Işığı büyük ihtimalle daha güçlü olsalar da onları kullanamazdı.

O anda, Paul iç çekti. Valer ile dövüşürken gücünü iyi şekilde kullanması gerekiyordu. Yoksa ölme ihtimali bile vardı.

Paul kılıcını kaldırdığında, Valer aniden ileri atıldı ve sabresini savurdu. Valer'ın ani saldırısına şaşıran Paul bir anlığına tepki veremedi. Ancak hemen sonra kendisine yaklaşan gümüş renkli soğuk sabreyi hissettiğinde kılıcı ile kendini korudu.

Valer, sabresi Paul'ün kılıcı ile engellendiğinde hemen sabresini geri çekti ve etrafını saran sabre niyetini kullanmaya başladı. Sabre niyeti hızla Paul'ü baskılarken kendisi de sabresini bronz renkli bir enerji ile kapladı.

Paul kendisini baskılaya sabre niyetini etrafına saldığı bir miktar manayla dağıttıktan sonra kılıcını saydam kılıç enerjisiyle kapladı. Valer'ın saldırısından kendini koruması gerekiyordu.

Bu sırada Valer sabresini hızla savurdu.

"Bronz Pençe!"

Havayı yararak hızla ilerleyen bronz renkli enerji dalgası Paul'ün saydam enerjiyle ve parlak mavi yıldırımlarla kaplı kılıcıyla buluştuğunda Paul'ü bir miktar geriye doğru ittirdi.

Paul saldırıyı yalnızca kılıç enerjisiyle durdurmaya çalıştığı için böyle bir sonucu kabul edebilirdi. Ancak bir sıkıntı vardı. Kılıcı, artık dayanamıyor gibi görünüyordu. Her saldırıda daha da güçsüz ve zayıf görünmeye başlayan kılıç o anda kırılmanın eşiğindeydi. Bu olduğunda, Paul ne yapacağını bilmiyordu.

Yeniden Valer'a bakarken gözleri öldürme isteğiyle parladı. İşleri daha fazla geciktirmesi kendi hayatına mâl olabilirdi. Bunun olmasına izin vermeyecekti.

Valer Paul'ün bakışını hissettiği anda tüm vücudunu bir soğukluk kaplarken istemsizce yutkundu. Gözlerini kısarken sabresini kaldırdı. Karşısındaki çocuğu anında öldürmesi gerekiyordu.

Bu sefer, ilk atılan ve saldıran Paul olmuştu. Valer'a yaklaşıp kılıcını savurduğu anda kılıcını saran yıldırımlar gürlemiş ve epey gür bir ses çıkarmıştı.

Valer bu saldırıdan kaçınırken bir yandan da kaşlarını çatmıştı. Çünkü o sırada bir çift rüzgar bıçağı hızla ona ilerliyordu.

Sabresiyle iki rüzgar bıçağını engelledikten sonra saldırıya geçmek için ileri atıldı. Ancak hızla ona yaklaşan alev toplarını gördüğünde yeniden geri çekilmek zorunda kalmıştı.

Kaşlarını çatarken Paul'e döndü ve sabresini kaldırdı. Parlak bronz enerji bir anlığına sabreyi sardıktan sonra hızla gümüşi bir renge büründü.

Bu değişimi gören Paul anında kaçınmak için hareket etti ancak zamanında kaçınamadı.

"Gümüş Pençe!"

Hızla ilerleyen gümüşi enerji dalgası Paul'ün göğsünde öncekinden de derin bir yara bırakırken Valer çoktan Paul'ün yanına gelmiş ve sabresini bir kez daha savurmuştu.

Paul'ün sağ koluna doğru ilerleyen sabre Paul'ün son anda verdiği tepkiyle yalnızca ufak bir kesik bıraksa da Paul kılıcını düşürmüştü.

Gözleri hafifçe kanlanan Paul ellerini parlak alevlerle kapladıktan sonra Valer'ın boynuna atıldı. Ancak bu sırada Valer sabresini kınına sokmuş ve iki eliyle onun ellerini tutmuştu ki bu Paul'ü şaşırtmıştı.

"Ne yaptığını sanıyorsun?"

Valer Paul'ün sorusuna sert bir bakışla cevap verdikten sonra yavaşça konuştu.

"Her şekilde öleceksin. Benim sabremden ölmesen bile... Şimdi!"

Birden ormanın içinden atlayan bir gölge Paul'ün arkasına geçti. Bacaklarını Paul'ün etrafına sararak onu kilitledikten sonra elindeki uzun, gümüş iğneyi hızla Paul'ün boynuna sapladı.

Gümüş iğne Paul'ün boynuna saplandığı anda yeşil bir sıvı boynuna yayılmaya başladı. Bu sırada gümüş iğneyi saplayan yeşil saçlı genç, Paul'ün daha önce de gördüğü Salan Helis yavaşça konuştu.

"Ekselansları'na yaptığın saygısızlığı hayatınla ödeyeceksin. Ve ustan da kendi Temsilcisiyle ödeyecek."

Paul boynundan zehrin ne olduğunu bilmiyordu ve umursamıyordu. Gözlerini belirgin bir öldürme isteği kaplamıştı.

--------------------

[YN]: Yazarım diye karışmak istemiyorum ama bu mala ne olacağını hepimiz biliyoruz.

(13/18)






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44225 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr