73.Bölüm - Değer Biçmek

avatar
9585 32

Kara Büyücü - 73.Bölüm - Değer Biçmek


"Herkes yerine geçsin!"

Devasa kolezyumun içi masalar ve sandalyelerle doldurulmuştu. Her biri iki kişilik olan bu masaların yanlarında dolu kutular vardı. Kolezyumun merkezinde orta yaşlı bir adam bağırıyordu.

"1 numara, Alva Seditt. 2 numara, Syph Elvar..."

Bu şekilde isimler uzayıp gitti. Paul sıkılmış bir şekilde köşede bekliyordu. Bugün en düşük puanlı yarışma yapıldığından neredeyse hiç izleyen yoktu. Yalnızca katılımcıları olanlar burada duruyordu.

O sırada gözlerine katılımcı kısmında oturan bir aile çarptı ve yzününü şaşkın bir ifade almasına neden oldu.

"Ferrua Ailesi? Onlar neden buradalar?"

O sırada orta yaşlı adamın bağırışı sorusunu cevaplamıştı.

"58 numara, Latai Ferrua."

Gülümsedi. Latai'nin katılabileceği tek yarışma büyük ihtimalle buydu zaten. Bir süre daha kendi isminin okunmasını bekledi.

"107 numara, Kara Büyücü!"

Adam kendi adını, daha doğrusu lakabını gür bir sesle okumuştu. Paul turnuvada temsilcilerin isimlerinin kullanılmadığını ve sadece lakaplarıyla çağırıldıklarını duymuştu. Yaslandığı duvardan çekildi ve sert adımlarla kendi masasına ilerledi. Etrafındaki fısıltıları duyabiliyordu.

"Hey, bu o değil mi?"

"Yüce Ata Kabus'un Temsilcisi değil mi?"

"Epey genç görünüyor."

Paul fısıltıları duymazdan gelip masasına ilerlemeyi seçti. O sırada gözünün ucuyla Latai'e baktı. Latai'nin gözlerinde ufak bir öfke parıltısı sezmişti.

Katılımcıların her biri masasına geçtiğinde her masanın yanına bir başka adam dikildi. Onlar yarışmanın görevlileriydi.

Tüm masaların dolduğunu gören orta yaşlı adam bağırdı.

"Yarışma, başlasın!"

O sırada masanın yanında duran görevliler kutudan onar adet eşya çıkarıp masaya dizdiler.

Paul o sırada kendi rakibini süzüyordu. Vücut yapısı olarak zayıf olan bu adam Paul'ün bakışından korkmuş gibi titredi ve göz göze gelmeye cüret edemedi. Gözlerini masanın üzerindeki eşyalara çevirdi.

Paul'de masanın üzerindeki eşyalara döndü. Eşyaların her biri farklı şekil ve kullanıma sahip olsalar da bugün hepsinin tek bir özelliğine bakılıyordu: Değeri.

O sırada yarışma görevlisi hafifçe öksürdü ve konuştu.

"Bu eşyalardan arasından en değerli ikisi aynı değerdeler. Eğer biriniz en değerli eşyayı ilk elden alır ve diğeri alamazsa direkt olarak diğer tura geçecek."

Paul başını salladı. Zayıf adam da hafifçe onayladı. Yarışma görevlisi başını salladı ve konuştu.

"İlk olarak Valn Sirr başlayacak."

"A-anladım."

Valn denen adam elini uzattı ve masanın üzerinden bir eşya seçti. Seçtiği şey parlak kırmızı mücevherlerle süslenmiş altın bir bilezikti. Yarışma görevlisi hafifçe başını salladı ve Paul'e döndü.

Paul adamın o bileziği seçerek bir hata yaptığını anlıyordu. O bilezik ne kadar mücevherlerle bezenmiş olsa da herhangi bir aura yaymıyordu ve özel bir yanı yoktu. Sadece sıradan bir takıydı. Gülümsedi ve masanın en solundaki bir kolyeyi aldı.

Kolye oldukça sıradan görünüyordu. Basit, gümüş bir zincirin üzerinde kılıç şeklinde gümüş bir süs vardı. Takı olarak bileziğe karşı koyamayacak olsa da işlevi çok daha önemliydi.

Kolyenin içinde sıkıştırılmış kılıç enerjisi vardı ve süs kılıç kırıldığı sürece bu kılıç enerjisini salarak bir saldırı yapılabilirdi.

Yarışma görevlisi güldü ve elini kaldırdı.

"107-108 yarışma bitti! Kara Büyücü Keskin Ruh Kolyesi'ni seçti."

Paul kalkarken karşısındaki zayıf adam itiraz etmeye başladı. Öyle basit bir kolye böyle bir takıdan pahalı olamazdı. Paul köşeye geçti ve diğerlerini izlemeye devam etti. O sırada bir başka ses daha duyuldu.

"65-66 yarışma bitti! Altıngöz Altın Ruh Aynası'nı seçti."

Masadan genç bir adam kalktı ve Paul'ün yanına doğru yürümeye başladı. Yüzünde parlak bir gülümseme olan bu adamın parlak sarı gözleri ve saçları vardı. Kısa zamanda Paul'ün yanına vardı ve elini uzattı.

"Kıdemli Kara Büyücü'yle tanışmak istemiştim ama imkan bulamayacağımı düşünmüştüm. Sizinle burada görüşmek ne kadar da güzel."

Paul bir süre uzatılan ele baktı. Daha sonra Altıngöz'ün elini sıkarken yavaşça konuştu.

"Ben de Kardeş Altıngöz'le tanışmak istiyordum. Sizi görmek de güzel."

Altıngöz başını salladı. Daha sonra cübbesinin içinden bir rozet çıkardı.

"Kıdemli Kardeş Kara Büyücü, Engin Gökyüzü Rozeti'ni al lütfen. Bir daha Engin Gökyüzü Salonu'na gelip bunu gösterirsen emin ol daha iyi bir karşılama alacaksın."

Paul bir süre rozete baktı. Üzerinde beyaz bir bulut işareti olan bu rozetin mavi arkaplanı oldukça parlaktı. Paul Altıngöz'ün yapmak istediği şeyi anlamıştı.

Bir Temsilci geleceği sınırsız biri demekti. Elbette, onunla iyi bir ilişki kurmak isteyecekti. Uzatılan rozeti alıp boyutuna attı ve daha fazla konuşmadı.

O sırada çoğu masa boşalmıştı. Elbette, düşündükçe düşünen ve zamanını uzatan kişiler de vardı.

Kısa bir süre sonra tüm masalardaki yarışmalar bittiğinde orta yaşlı adam yeniden merkeze geçti.

"Kazananlar, ikinci tura yükselme hakkı kazandı. İkinci turun sırası..."

Paul toplanmış kişilerin içinde gözlerini gezdirdi ve Latai'yi gördü. Latai ilk turu geçmiş gibi görünüyordu.

"25 numara, Kara Büyücü!"

Paul yeniden ilerledi ve masasına oturdu. Ondan hemen sonra ise rakibi geldi.

Bu seferki rakibi daha fazla bilgili gibiydi. En azından ilk rakibi gibi titremiyordu.

Tüm katılımcılar masalarına oturduklarında yarışma görevlileri yeniden yerlerini aldı.

Görevli önce Paul'e sonra ise rakibine baktı. Daha sonra eşyaları masaya dağıttı ve konuştu.

"Kuralları biliyorsunuz, ilk olarak Zalan Hetya başlayacak."

Zalan denen adam elini uzattı ve masanın üzerinden bir hançer aldı.

Paul hançerin nasıl bir şey olduğunu anlamıştı. Rüzgar manasıyla dövülmüş olan hançer hafif yeşil bir parıltıya sahipti. Zaten yeşimgümüşün hafifliği göze alındığında oldukça hızlı kullanılabilirdi. Bir de buna rüzgar elementi eklenmişti. İyi bir silah olduğu söylenebilirdi. Ancak buradaki en değerli şey değildi.

Paul elini uzattı ve parlak siyah, küp şeklinde sert bir eşyayı eline aldı. Tam olarak ne olduğunu anlamasa da içindeki karanlık manayı sezebilmişti. Bir kişinin karanlık mana ile bir eşya yapmak için kendi hayat süresini harcaması gerekliydi. Bu eşyadaki karanlık mana ise yaklaşık 50 yıl gerektirirdi!

Yarışma görevlisi gülerek elini kaldırdı.

"25-26 yarışma bitti! Kara Büyücü Hayat Hapseden Hücre'yi seçti."

Paul ufak küpü masaya geri bıraktı ve köşeye geri döndü. O sırada kaybedip izlemeye başlayan katılımcıların fısıltılarını duydu.

"Gerçekten yetenekliye benziyor."

"Belki de şanstır?"

"Bunu göreceğiz."

Paul gülümsedi. Yaptığı şeyin şansla alakası olmadığını en iyi kendisi biliyordu. Bir sonraki turlar ise onun yaptığının şans olmadığını herkese göstermeye yaradı.

"41-42 yarışma bitti! Kara Büyücü Alevağzı Mührü'nü seçti."

"15-16 yarışma bitti! Kara Büyücü Beyazaltın Bilekliği seçti."

"27-28 yarışma bitti! Kara Büyücü Karaçelik Çekirdeği'ni seçti."

"..."

Bu şekilde turlar devam etti ve her seferinde yenilen katılımcıların ağızlarını açık bıraktı. Kara Büyücü denen bu genç adam ya oldukça yetenekliydi ya da göklerin tüm şansını çalıyordu!

Bu şekilde son dört kişi kalana kadar devam etti.

"Kalan kişiler için yarı final başlıyor. 1 numara, Latai Ferrua! 2 numara, Kara Büyücü!"

Paul ilerledi ve Latai'nin karşısına oturdu. Altıngöz ve diğer yarı finalist diğer masaya geçerken o alayla Latai'yi süzüyordu.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43991 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr