15.Bölüm - Alev Habitatına

avatar
10245 40

Kara Büyücü - 15.Bölüm - Alev Habitatına


Paul ağaçlarla çevrili çimenlik bir alanın merkezinde, bir kulübenin yakınında eğitim yapıyordu.

Bedeni mavi yıldırımlarla çevriliyken kılıcını savuruyordu. Kılıcın her savruluşunda etrafı yıldırım sesleri dolduruyordu.

Bir süre sonra ileri atıldı ve kılıcını yatay bir biçimde savurdu.

"Ufuk Çizgisi!"

Kılıçtan çıkan rüzgar enerjisi ve yıldırım üstün bir güç taşıyordu. Bu savuruştan sonra birden geri çekildi ve kılıçla saplama hareketi yaptı.

"Yargı Işığı!"

Havada dümdüz ilerleyen kılıç beraberinde saf bir parlaklık taşıyordu. Kılıç hareketi oldukça güçlü ve göz alıcıydı.

Paul bu hareketten sonra kılıcını mühre geri soktu ve yere oturup derin nefesler almaya başladı. Delici saldırı güçlü olsa bile ışık elementini kullanması diğer elementlerden çok daha zordu.

Bir süre yerde oturdu. Daha sonra ise Spadia'nın sesini duydu.

"Kalk artık! Bir saldırıdan sonra böyle yoruluyor musun gerçekten? Her neyse, bunu sonra konuşacağız. Artık alev habitatına gitmelisin. Oradaki mirasları da almalısın."

Paul'ün yüzü isteksizlikle doldu. Yargı ışığı oldukça zor bir hareketti ve ustası ona dinlenmek için en ufak bir zaman bile vermiyordu.

"Kalk ulan! Abyss'e düştüğünden beri 1 yıl 2 ay oldu. Çıkmak istemiyor muydun? O halde kalk ve şu mirasları al!"

Paul hala kalkmakta isteksizdi ama ustasının dedikleri de doğruydu. Işık habitatındaki eğitim alanında sadece bir ay kalmıştı ama daha iki habitat daha olduğundan yavaş olamazdı. Ne de olsa buradan çıkmayı gerçekten istiyordu.

Yavaşça oturduğu yerden kalktı ve konuştu.

"Eğitim alanından çıkmaya hazırım."

"Mirasları öğrenmekte başarılı oldun. Işık kulesi sana çıkışını sunuyor."

Etraftaki ağaçlar ve tahta kulübe yavaşça yavaşça beyaza büründü ve zeminle bir oldu. Bir süre sonra ise Paul yeniden sonsuz beyazlıktaydı.

Biraz bekledikten sonra yerden saf beyaz bir kapı yükselmeye başladı. Paul gözlerini kapadı ve kapıya dokundu. Kapı anında onu içine çekti.

Kapı onu çektikten bir süre sonra Paul gözlerini açtı. Kulenin dışına çıkmıştı.

Ne yapması gerektiğini bildiği için direkt olarak habitatın çıkışına yöneldi, yavaş yavaş sise yaklaştı.

"Çıkarken sana engel olmayacak. Direkt olarak çıkabilirsin."

Paul ustasının sözlerini duyunca rahatladı. Kolayca geçebilse bile illüzyona girmek rahatsız edici bir histi.

Sisin içinden geçti ve merkez habitata girdi. Hızlıca ağaçların arasından geçerek dağa ulaştı ve oradan hemen alev habitatına yöneldi. gerçekten hiç zaman kaybetmek istemiyordu çünkü ustasının önceden söylediği bir şeyi hatırlamıştı.

Ustası, alev habitatındaki mirası öğrenmenin zor olduğunu söylemişti ki rüzgar mirasında bile böyle bir şey dememişti ve rüzgar miraslarını kavraması yarım yıl almıştı.

Şu an tek tesellisi alevin sadece tek mirasına çalışmak zorunda olmasıydı. Diğer mirasların nasıl olduğunu ise hiç bilmiyordu.

"Usta, alevin miraslarından yalnızca birinin saldırı amaçlı olduğunu söylemiştiniz. Peki diğer ikisi?"

Spadia yeni hatırlamış gibi bir ses çıkardı.

"Oh, diğer miraslar anılar. Yüz binlerce yıl önce yaşamış kişilerden derlenmiş bilgi tipi miraslar. Onlara çalışmana gerek yok. Anında öğreneceksin zaten."

"Anladım."

Paul bu mirasları sevmişti aslında. Yüz bilerce yıl önce yaşamış kişilerin bilgilerinden oluşan miraslar, hem de hiç çalışmaya gerek yok! Bedava kazanç!

Spadia'da Paul'ün bu mutlu yüzünü fark etmişti.

"Merak etme. Alevdeki bu kolay kazancın acısını karanlık habitatında çekeceksin. O teknikleri nasıl öğreneceğini çok merak ediyorum."

Paul'ün bütün mutluluğu bir anda sönmüştü. Cidden, ustası şu mutlu anını bozmak zorunda mıydı? Karanlık habitatının zor olacağını zaten biliyordu ki.

Ustasına cevap vermeden sessizce alev habitatına ilerledi ama yüzündeki mutlu ifadenin bozulmasıyla Spadia zaten amacına ulaştığını anlamıştı.

Paul ormanın içinde bir süre ilerledikten sonra alev habitatına ulaştı. Alev habitatı diğerlerinden farklıydı ve kuleyi daha içeri girmeden bile görebiliyordu. Bunun nedeni ise alev habitatının sadece dümdüz bir çöl olmasıydı!

Girişinde ne rüzgar habitatı gibi bir dağ, ne de ışık habitatı gibi bir sis vardı. Sadece kum, ve daha çok kum.

Paul yinede biraz korkmuştu. Alev habitatının fazla sakin olmasını beklemiyordu çünkü.

Birkaç adım attı. Etrafta bazı canavarlar görünce nedense rahatladı, en azından beklenmedik sakinlik bozulmuştu. Aslında canavarları es geçip direkt olarak kuleye gitmek istiyordu ama bir şey unutmuştu.

Burası eğitim alanın değildi ve o merkez alanı boyunca koşmuştu. Karnı acıkmıştı.

Biraz etrafına bakındı. Bu bölgede avlansa bile avladıklarını pişiremezdi. Bir çölde ağaç olmasını kimse beklemezdi ve odun olmadan nasıl pişirecekti ki?

Hemen merkeze dönmeye başladı. Onun hızlıca merkeze koştuğunu gören Spadia bağırdı.

"Sen ne yapıyorsun!?"

"Ben açım."

"Sırf yemek yemek için habitattan mı ayrılacaksın yani?"

"Usta, yemek temel bir ihtiyaçtır."

Spadia kızmıştı. Sadece ruh olarak kaldığı için açlık hissetmiyordu ve Paul'ün sadece yemek için geri dönmesi onu rahatsız etmişti.

"Aman be. Ne yapıyorsan yap. Mirasları almak için geç kalmadığın sürece sikimde değil."

Paul güldü ama daha fazla konuşmadı. O sırada çoktan merkeze gelmişti ve hemen ormana girdi.

Bir süre ormanda dolaştı ve daha sonra bir kartala denk geldi. Kılıcını çekti ve kartala doğru atılarak kılıcını kanadına doğru savurdu. Kartal daha ne olduğunu anlamadan kanadını kaybetmişti.

Yere yığılan kartalın boynuna saldırdı ve kafasını kopardı. Daha sonra ise pişirmek için tüylerini yolmaya başladı. Bir süre sonra kartal tamamen temizlenmişti.

Hemen ağaçların bazılarını kesti ve yığdı. Daha sonra ise onları yaktı.

Kartalın etini kesip dallara geçirdi ve pişmelerini beklemeye başladı.

Bir süre sonra kartalın eti tamamen pişmişti ve Paul dallardan birini alarak yemeye başladı. O sırada birden ustası konuşmaya başladı.

"Şu ana kadar hep yakın dövüş ve kılıç üzerine odaklandın ve bu seni bir büyücü değil, bir savaşçı yapar. Aradaki dengeyi korumalısın. Alev kulesinden alacağın miras alevlerinin gücünü oldukça güçlendirecek bir teknik. Eğer doğru dürüst kullanırsan gücünü kolayca katlayabilir ve büyüye dayanan saldırıların epey güçlenir."

 

Paul cevap vermeden kartalın etini yedi. Hepsi bitince ise ayağa kalktı ve alev habitatına yöneldi.

"Gidelim bakalım."

Hızlıca ilerledi ve çöle girdi. Yolunda karşısına birkaç tane canavar çıktı ama o rüzgar canavarlarından bile kaçabiliyordu. Alev canavarları ne yapabilirdi ki?

İlerledi ve kuleye yaklaştı ama garip bir biçimde siyah-kırmızı kulenin etrafında hiçbir canavar yoktu. Hatta sanki canavarlar oradan uzak durmaya çalışıyordu.

"Usta, bu ne olabilir?"

Spadia ciddi bir sesle konuştu.

"Alev manası diğer manalardan daha saldırgandır. Kuleden sızan manayı özümsemek canavarlar için oldukça zor olmalı. Hatta kuleye yaklaşmak bile acı veriyor sanırım. Dikkatlice ilerlesen iyi olur."

"Anladım."

Paul ustasının sözlerinden sonra adımlarını yavaşlattı. Yavaşça kuleye yaklaşmaya başladı.

Bir süre ilerledikten sonra yavaşça derisi ısınmaya başladı. Alev manası vücudunu yakmaya çalışıyordu.

Biraz daha ilerledi ve derisi yanıyormuşçasına acımaya başladı. Rengi yavaşça kızarıyordu.

Kuleye iyice yaklaşmıştı ki artık acı neredeyse katlanılmaz bir hale gelmişti. Ustasının aktardığı alev manası kadar güçlü değildi ama yine de can yakıyordu.

Paul kulenin kapısına yaklaşıp da kapısına dokunduğunda sonunda derin bir nefes aldı. Kesinlikle rahat bir nefes...






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44263 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr