Bölüm 9: Jace'i Bulmak

avatar
170 1

Kai Lane - Bölüm 9: Jace'i Bulmak


Kai Jack'in evinin önüne vardığında Jack'in onu beklediğini gördü. Jack'in yüzünde ciddi ve sinirli bir ifade vardı. Kai'ın bu kadar geç kalmasına sinirlenmiş olduğu belliydi. Kai bu sefer hatalı olduğunu biliyordu. Jack onu kolundan tutup evin içerisine sürüklerken suçlu çocuk başını eğip hakimin verdiği karara saygı duymaya çoktan karar vermişti. 


"İnsanları beklemekten zevk mi alıyorsun?! Yarım saattir seni bekliyorum. Beklemekten yoruldum artık. "dedi Jack. Kai ise mahçup bir şekilde başını eğdi ve özür diledi. İşaret parmağı ile başını kaşırken gerçekten bekletmekten zevk alıp almadığını kim bilebilirdi? 


"Kevın'ı aradın mı? Nerede? Hala gelmedi mi?"dedi Kai. Belki de suçu üzerinden atabilir ve Kevın'ı kendi yerine koyabilirdi.


Fakat işler onun lehine olamayacak kadar uzun süre geç kalmıştı. 


"Büyük baban burada. Büyük babana neden bu kadar geç kaldığını bildirmeyecek misin? "dedi bir kaç metrekarelik odanın içerisine giren tombul yanaklı mavi gözlü çocuk. Saçlarını karıştırdı ve havalı bir şekilde ayağını duvara dayayıp Kai'a bakmaya çalıştı fakat görünürde bu hareketi onu sırıtan bir hamsiden daha yakışıklı kılmamıştı. 


Kai ve Jack anında başlarını sokağı gören cama çevirdi ve Kevın'a bakmayı reddettiler. Ruhlarının intihar edeceğinden korkuyorlardı. 


"Neyse o zaman başlayalım. Ne öğrendiniz?" 


Kai hiçbir şey olmamış gibi devam etti ve bu konuyu unutturdu ama diğerleri hala bazı şeylerin farkındaydı. Bu çocuk hala neden geç kaldığını anlatmamıştı? Kai normal olmayan o kadar çok şeyle karşılaşıyordu ki onun hayatını dinlemek kitap okumaktan farksızlaşmaya başlamıştı. 


"Öncelikle fazla bir şey bulamadık."dedi Jack. Gözlerinde az önceki komik, ciddiyetsiz tavır yok olmuştu. 


"Evet ayrıca bulabildiğimiz tek şey kamera kayıtlarıydı. Senin dediğin boy ve kilolarda adı Jace olan insanları aradık."dedi Kevın.


"Ama çok fazla insan çıkmadı yine. Çıkanlarda bunu yapabilecek insanlar değildi. Kamera kayıtlarından bir şeyler çıkarabildik."dedi Jack. 


"Katilin gittiği yönü ve Jace'in gittiği yönü bulduk."


"Katil hastaneden doğuya yol aldı. Jace dediğin çocukta okulun oralarda bir yere gitmiş."dedi Jack.


"Doğuya gidiyoruz o zaman" dedi Kai ve kalkarken Kevın kolundan tuttu ve Kai'ı geri oturttu. Kai çok basit bir şekilde gaza gelmişti. Artık neyin içinde olduğunun bile farkında değildi. 


"Önce neden geciktiğini söyle."dedi Kevın.


"Biriyle tanıştım. O-" Kai konuşurken gülümsemişti ve gözleri parlamıştı. Bunlar ise Kevın ve Jack'in gözünden kaçamazdı. 


"Gözlerinden anlaşıldığı kadarıyla çok güzelmiş."dedi Kevın.


"Sözümü kesmeseniz sevinirim ve evet güzeldi kabullenmem lazım çünkü anlattıklarımda bir şeyler fark edeceksiniz." Kai'ın bu şekilde konuşmasıyla iki arkadaş çok şaşırmışlardı. Çünkü Kai bir kıza kolay kolay güzel demezdi. Aslında Kai bu zamana kadar hiç bir kıza güzel dememişti. 


"Devam edeyim. Buraya gelirken yolda birinin bizim yan arsalardan birine taşındığını gördüm. Selam verim diye oraya dönerken bir kızla çarpıştım. Eşyaları yere düştü. Toplamasına yardım ederken kıza baktım gözlerim onda kaldı. Onunla tanışırken içimde bir dalgalanma belirdi. Kızla konuştukça artıyordu." Jack ve Kevın Kai'a şaşkınca bakıyordu. Soracakları soru belliydi ve Kai da sormaları için beklemişti. 


"Yine aynısı mı?"dedi Kevın.


"Hayır bu sefer farklıydı. Eğer Bu yaşadıklarım duygularla olan bir şeyse bu aşktı." Kai'ın bunu söylemesi ile diğerlerinin gözleri daha çok açılmıştı sonra bir anda gülmeye başladılar. Güldükleri şey ise çok basit bir konuydu. 


"Vay be! Senin gibi yakışıklı bir çocuk bile aşık olabiliyormuş."dedi Jack


"Daha şaşıracağınız yere gelmedim."dedi Kai.


"Yine kontrolünü mü kaybettin yoksa?! "dedi Kevın.


"Hayır, içimdeki güç çıkmıyordu bekliyordu sanki bir şeyi bekliyor gibiydi. Yerde bir bıçak kalmıştı onu alırken elim kesildi. Işte o anda güç fırladı ve yara hızlı bir şekilde kapandı."


"Yani yeni bir şey daha mı?" 


"Evet, aynı zamanda bir şey fark ettim. Bu güçler duygulara göre oluyor. Okulda ki kavgada çok öfkeliydim. onun ile tanıştığımıza ise içimi bir sıcaklık kapladı. Ne kadar itiraz etsemde bunun aşk olduğunun farkındayım."


"Ne kadar da garip, eskiden birileri böyle şeyler anlatsa deli derdik... şimdi ise... Her şey çok daha normal geliyor."


"..." 


Bir süre sessizlik oldu. Nelerin değiştiğini anlayamıyorlardı. Onlar farkına bile varmadan çok tehlikeli bir işin içine girmişlerdi. Ama bu iş daha kötü noktalara varacaktı. 


"Acaba daha ne kadar gücün olacak? "Jack sessizliği bozdu ve herkes yeniden konuşmaya başladı. 


"Durun daha bitmedi. Ondan sonra bir ayna getiriyorlardı. İçimdeki dalgalanmanın hala orada olduğunu biliyordum. Daha çok gözlerimde yoğunlardı. aynaya bakınca gözlerimin kırmızı olduğunu gördüm" Kai bunu şaşkın bir şekilde söylese de Dava günü zaten gözlerini hatırlıyordu. Sadece Jack ve Kevın bunu bilmiyordu. 


"Kırmızı mı?" 


"Gözlerin kırmızı mı oldu! Ama nasıl?" 


"Bende bilmiyorum, neyse Emma korkmasın diye hemen gözümü kaçırdım. Sonra bedenimdeki dalgalanma yavaşça kaybolurken tarağından da gözlerimin eski haline dönüşünü izledim. Sonrada işte buraya geldim."Kai anlatmaya başladıktan kısa bir süre sonra ona imalı imalı bakmaya başladılar.


"Ne var?"


"Emma kim?"dedi Jack. Konuşurken sırıtışı daha da büyümüştü. Kai ise aklında binbir türlü kaçış planı düşünüyordu.


"Ha o mu? Hmmm..... " diye anlamazlığa yattı Kai. Ama bundan bu kadar kolay bir şekilde kurtulmak imkansızdı. 


"Iıııııııı-"


"Iııı'lamak yok. Adam gibi anlat."dedi Kevın ve Kai'ı geri iterek Jack ile beraber gıdıklamaya başladı. Kai ise gülmekten ölerek koltukta işkence çekiyordu.


"Pes! Hahahaha.....Pes! Anlatıcam! Yeter ki bırakın!!! " Kai'ın yalvarışıyla Kai'ı bıraktılar.


"Bunu özlemişim." Kai ve diğerleri ile bunu eskiden her zaman yaparlardı fakat çoğunlukla kurban onlardan biri olurdu. Kai çoğunlukla tuzağı kuran kişi olurdu.


"Ben de özledim fakat artık normal bir dünyada yaşamıyoruz. Gözlerin kırmızı oluyor senin!! Nasıl normal olabiliriz ki!? "diye sitemlendi Kevın. 


"Bana bağlı bir şey değil. Ben mi gözlerimi kırmızı yaptım. Sanki çok seviyorum bunu! "dedi Kai. Olayı çevirmeye ve onlara unutturmaya çalışsa da Jack hala her şeyi hatırlıyordu ve ciddi bakışları ile Kai'a bakıyordu. 


"Tamam Tamam, o bizim yeni komşumuz dediğim gibi. Bir de aynı okuldayız. Belki de aynı sınıftayız. Oldu mu? Bitti mi merakınız? Şimdi çıkıp bir arkadaşı bulmamız gerekiyor."dedi Kai ve yine kalkarken bu sefer de Jack onu tuttu.


"Yine ne var?"


"Gerçekten böyle sap gibi gideceğimizi mı sandın? Belki sen büyük bir olayda hayatta kalabilirsin. Yaralandığında da kendini iyileştirebilirsin hem de öfkelendiğinde hayatta kalabilecek güce sahipsin ama-"


"Tabii bunları kontrol edemediğimi saymazsak."


"Her neyse sen her şekilde yaşarsın ama biz böyle zayıf gidemeyiz bu yüzden Jack babasından çelik yelek aldı. En azından sağlam kalalım değil mi?"


Kai Jack'in sözlerini dinleyince bir şeyin daha farkına vardı. Buraya kadar o sorunlarla baş başa kalmıştı fakat Jack ve Kevın neden onunla beraber bu büyük sorunun içine giriyordu. 


"Evet ölebilirsiniz bu yüzden size soruyorum. Bu ise bulaşmak istediğinizden emin misiniz?"


"Merak etme biz bunları düşünerek yaptık. Bu işte benim kaybedecek bir şeyim kalmadı. Bir tek babam ve siz varsınız. Sizi ve babamı korumak için geliyorum. Babam bir polis olduğundan onu ararken onunla karşılaşabilir ve ölebilir. Veya siz onunla karşılaşıp ölebilirsiniz. Hayatımda biraz aksiyon olsun istiyorum."dedi Jack. Kai onun nasıl hissettiğini anlayabiliyordu. Uzun zaman önce Jack'in annesi bilinmedik bir kaza geçirmişti ve ölmüştü fakat ona çarpan kişi hala bulunamamıştı. 


"Benim ailem her zaman benim iyi bir işim ve evim arabam olabilecek bir durumda olmamı diğer insanlardan daha üstün olmamı istediler ama ben bunu istemiyorum. Ben uğruna can verilecek bir şey istiyorum. Ben aşkı bulmak istiyorum. Okulda sizin gibi arkadaşlar buldum ve sizi olmayan kardeşlerim yerine koydum ama sevdiğim kızı bulamadım. Sanırım o kadar kaslı değilim. Ama belki bu macerada bana uygun birini bulabilirim." 


Kevın da neden çok daha farklıydı. O başkalarını görebiliyordu ve mutlu olmak için gerçekten sevebileceği birini yanında istiyordu. Ama Kai bunun sadece bir bahane olduğunu biliyordu. O da Aynı Jack gibi Kai'a bir şey olmasını istemediğinden dolayı onun yanında geliyordu. 


"Tamam ama bir şartım var. Eğer birimiz arkada kalırsa ne olursa olsun onun için geri döneceğiz."dedi Kai. Bu aslında onlar için bir söz değildi. Kendisi içindi. Ne olursa olsun geri dönüp dostlarını korumalıydı. 


"Tamam"


"Tamam"


Kai ikisinin de onayladığını duyunca rahat bir nefes aldı ve onlara sarıldı. Rahat gibi görünsede o nasıl rahat olabilirdi? O arkadaşlarını kaybetmek istemiyordu. Bedeninde korku oluşurken bir kez daha korku bedenini ele geçirmeye başladı. 


Emma Foster 1 saat önce


Emma'nın Kai ile tanışmasından beri 1 saat geçmişti. Ama Emma'nın aklı hala ondaydı. 


Koltuğa oturdu. Yorulmuştu. O sırada düşünmeye başladı. Kai'ı bir yerde gördüğünü hatırlıyordu fakat nerede? İşte bilmediği soru buydu. Annesinin seslenmesiyle kendine geldi.


"Hadi şu çocuğu bu kadar düşünmeyi bırak. Git yeni okuluna bak. Hem o yakışıklı çocuktan yardım istersen o da gelir merak etme yani yine görüşürsünüz." Emma Anneainin konuşmasıyla yüzünün domates gibi olduğunu hissediyordu. Fakat hiçbir şey inkar etmedi. 


"Ta-tamam ama anne o çocuğun kesin sevgilisi vardır. Boşuna ümitlenme."


"Ben gidiyorum görüşürüz."dedi Emma ve çıktı. Bir okulu görse iyi olurdu. Herhalde Kai'dan yardım istese de reddetmezdi. Sadece arkadaşca yani.


Direk Kai'ın gösterdiği eve doğru yürümeye başladı. Eve vardığında kapıyı çaldı. Kapıyı açan kız neredeyse Emma ile aynı boydaydı Emma'dan bir kaç santim daha uzundu. Kai'inkinine benzeyen sarı saçları vardı. Kahverengi gözleriyle de çok güzel bir kızdı ama onu gördüğü anda içini bir üzüntü kaplamıştı.


"Buyrun"dedi kız.


"Ben Kai'ya bakmıştım da sanırım siz onun sevgilisisiniz."dedi Emma. Gerçekten sordupu şey çok basit ve saçmaydı. Sevgilisi olsa da 13 yaşında evinde ne gezerdi? Kız anı bir kahkaha atınca Emma da korktu.


"Sevgili mi?! Hahahahaha çok komik! Sanırım sen biraz yanlış anladın. O benim kardeşim. Yani korkmana gerek yok."


Emma'nın yüzü utançtan kıpkırmızı olmuştu. Ama içinden de seviniyordu. Ama neden sevindiğini bile bilmiyordu. 


"Yok ondan değil... şey.... Kai nerede?"


"O burada değil. Acil işi varmış o yüzden sabah erkenden çıktı. İçeri gelmek ister misin?"


"Tabii ki-" 


Cümleyi tam olarak bitiremedi. O anda ani bir baş ağrısı Emma'nın zihninde belirdi. Onu nereden hatırladığını biliyordu. Her şey eşleşmişti. Yüzünde ki gülümseme donmuştu. Gözleri genişledi ve bir adım geri attı.


"Üzgünüm!" Ani bir şokla yanıtladı. Hemen yapmam gereken bir iş olduğunu hatırladım. Hemen gitsem iyi olacak. "


Lily şüphelenmişti fakat bir şey söylemedi. Lily bu komik kızla tanıştıktan sonra geri içeri dönerken Emma'nın adımları ise oldukça hızlıydı. Onu tanıyordu. Onu daha önce görmüştü. Fakat onunla tanışmamış olmalıydı.


Tanışmadığı bir insanı rüyasında nasıl görmüştü? 







Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44535 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr