149. Bölüm | Yedi Kişilik Klan

avatar
591 1

İnsan Tanrı - 149. Bölüm | Yedi Kişilik Klan


Yuzhou tüm gücünü açığa çıkardıktan sonra bazı askerler korkmuştu, fakat ortaya konulan bariyer büyüsü yüzünden kaçacak yerleri de yoktu. Tek bir kişiyi kolayca halledebileceklerini düşünüyorlardı fakat sadece aura bile askerleri korkutmuştu. Yuzhou karşısındaki kişilerin aurasından korktuklarını anlayabiliyordu.


"Bu kadar küçük bir auradan korkuyor musunuz?" dedi.


Aurasının tamamını ortaya çıkarmak istemiyordu yoksa bu işin eğlencesi kaçardı. 


Lucifer ise Yuzhou'yu zevkle izliyordu. Aklına eskiden olan bazı anıları gelmişti.


Savaş başlamıştı.


Yuzhou ona doğru gelen ilk askerin saldırısından kaçınıp kafasına sertçe bir yumruk atmıştı. Fakat tek bir yumrukla o askerin kafası fırlamış ve cansız vücudu yere düşmüştü. Yuzhou kanlanan elini yaladıktan sonra bir anlık duraksayan askerlere baktı. 


Büyücüler ilk önce alev elementi ile saldırmaya başladılar. Alev elementi altı ana element arasında en güçlü (saldırı açısından) üçüncü elementti. Diğer iki element ışık ve karanlıktı fakat onları kullanabilen nadir kişiler vardı ve bu büyücüler arasında yoktu.


Bu yüzden saldırı için alev topları göndermişlerdi. Diğer büyücüler ise yerden çıkan duvarlar ile Yuzhou'nun etrafını kapatıp kaçmasını engellemişlerdi. Yuzhou ise kaçmamıştı, olduğu yerde durmuştu. Etrafı kapalı olduğu için kimse onu göremiyordu.


Tam alev topları ona değeceği zaman hızla zıplayıp alev toplarının içinden üst kattaki büyücülerin arkasına geçmişti. Alev topunun herkesin dikkatini çekmesi ve Yuzhou'nun olağanüstü hızı sayesinde kimse farkedememişti. Herkes duvarlarla kaplı alanın içerisinde Yuzhou'ya ne olduğunu merak ediyordu.


"Bam!"


Fakat birkaç saniye sonra, askerler arka taraftan gelen seslere doğru dönmüşlerdi. Üst kattaki büyücülerin her birinin kafasız bir şekilde ya da göğüslerinde bir delikle yukarıdan aşağı düştüğünü görmüşlerdi. Yuzhou ise üst kattaki korkuluklara yaslanmıştı ve askerlere bakıyordu.


Büyücülerin ölümü sebebiyle yapılan bariyer büyüsü bozulmuştu. Yuzhou Zoich'e bakmıştı ve


"Bir şeyler yapmak ister misin?" diye sormuştu. 


Zoich bir şey demeden direkt cam ve kemik kırılma sesleriyle ortadan kayboldu. Zoich karşısındaki kişiler her ne kadar ondan güçsüz olsa da savaşmayı seven birisiydi ve şuan bir savaş içindelerdi. Bu yüzden gücünü sınırlamıştı ve saldırıyordu.


Yaklaşık on saniye içerisinde odadaki Klan lideri dışında herkes öldükten sonra Yuzhou aşağı atladı ve Klan Lideri'ne baktı. Klan Lideri bu manzaradan dolayı ve hissettiği auralardan dolayı korkmuştu ve kılıcını bile çekemiyordu.


Yuzhou Klan Lideri'nin boğazından tutup havaya kaldırdı ve onun gözlerine baktı. Klan Lideri Yuzhou ile göz göze gelemiyordu bile. 


Yuzhou bir şey demedi ve Klan Lideri'ni hızla fırlattı. Lider malikanenin giriş kapısından çıkıp yerde sürüklenerek durmuştu. Yuzhou ve Zoich'te yavaş yavaş yürüyerek malikaneden çıkmışlardı. O anda herkes onların önünde duruyordu, Lich, Mars, Rowan, Liecia ve Acwel. Klan Lideri dışında tek bir kişi bile yaşamıyordu. Ayrıca Mars dışında kimse de gözle görülür bir yara yoktu. Acwel'in üstünde kanlar olsa da o da içindeki güç sayesinde oldukça hızlı iyileşiyordu.


Mars'a da çoktan iyileşmesi için bir hap verilmişti ve iyileşmişti. Ama yaraların izleri hâlâ duruyordu ve yavaş yavaş gözden kayboluyordu.


Onlar bu şekilde dururken, hepsi birlikte kafalarını gelen bir sese çevirdi.


"Bravo."


Herkes şaşırmıştı. çünkü bu kişi herhangi bir aura yaymıyordu ve birden herkesin yanında belirmişti. Aslında Yuzhou Klan Lideri'ni fırlattığı anda gelmişti fakat Lich dışında kimse onu farketmemişti. Konuştuğunda ise herkes şaşırmıştı. Gelen kişi o şehrin Kralı'ydı.


Gelen kişi oldukça genç görünüyordu. Siyah saçlara ve yeşil gözlere sahipti. Üstünde ince, koyu gri bir kaban vardı. Kabanda mavi ve açık gri işlemeler vardı. Belinde ise mavi bir kemer vardı ve kemerin tokası gümüş renginde büyük bir dikdörtgendi ve o dikdörtgenin içinde bir deltoid şekli vardı.


Kral kabanın içine beyaz bir gömlek ve siyah bir kravat giymişti.


Kabanın üstünde ise dış kısmı tamamen beyaz olan gri işlemelere sahip bir cübbe vardı. Cübbenin iç kısmı ise tamamen maviydi. Ayrıca cübbenin sağ ve sol omuz kısmında gümüş renginde büyük yuvarlaklar vardı ve üstlerinde K harfi vardı. Bu büyük yuvarlakların arasında cübbenin düşmemesi için yuvarlakları birbirine bağlayan kolye gibi görünen yıldız şeklinde zincirler vardı. 


Kralın elinde siyah eldivenler vardı. Önünde ise ucu yere değen, kabzası ise kralın göğsünün biraz altına gelen uzun çift elli bir kılıç vardı. Kılıcın bıçağı tamamen gümüş rengindeydi ve parlıyordu. Kabzası da gümüş rengindeydi fakat kabzanın ortasında bir kristal vardı. Bu kristal yeşil renginde parlıyordu. Oldukça göz alıcı bir parlaklıktı. Yuzhou bile bu parlaklığa zor bakıyordu.


Kral'ın elleri ise kılıcın kabzasındaydı.


"Yedi kişi ile tek bir klanı yok etmeyi başardınız. Kazandığınız için bu malikane artık sizin. Temizlik işlerini biz halledeceğiz. Birkaç saat içerisinde malikaneyi dilediğiniz gibi kullanabilirsiniz. Fakat bir uyarım var. Farklı bir dünyadan geldiğinizi ve gücünüzün fazla olduğunu biliyorum. Eğer, şehrime zarar verecek bir şey yaparsanız bizzat ben müdahale edeceğim. Bunu yapmayacağınızı düşünsem de yine de uyarmak istedim." dedi kılıcını yerden kaldırdı. Kılıcın parlaklığı bir an herkesin dikkatini çekti ve Lich dışında kimse bakamadı. Zoich bile zorlanıyordu. Parlaklık geçtiğinde ise kral ortadan kaybolmuştu.


-------------------------------------

Destekçilerime teşekkürler.

-Kaiden

-Tomris

-------------------

------------------------------------------

Kendi kurduğum bir discord var, içinde okuyucular ve ben sohbet ediyoruz, sadece benim serim değil, başka seriler ve genel sohbet olarak güzel bir ortam discordu kurduk. Gelip sohbet edebilirsiniz, soru sorup seriler hakkında tartışabilirsiniz.

DC Link : https://discord.gg/KPBTkTe












Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43990 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr