141. Bölüm | Elfler, İnsanlara Karşı (1)

avatar
911 1

İnsan Tanrı - 141. Bölüm | Elfler, İnsanlara Karşı (1)


Güneş tamamen batmıştı. Güneşin doğmasına bir saat varken, şeytan ırkı iki yüz bin kişilik ordusu ile insan ırkının ana şehrine doğru ilerliyordu. Ana şehrin önünde ise, yüz bin kişilik bir ordu duruyordu. Yüz bin kişilik ordu kendi içerisinde gruplara ayrılmıştı. Kılıç kullanıcıları ortada duruyordu ve önlerinde onların komutanları vardı. Mızrak ve diğer silahları kullananlar ise kılıç kullanıcılarının sağındaydı ve onların başında da bir komutan vardı. Fiziksel güç kullananlar ise kılıç kullanıcılarının yanındaydı ve onların başında Zoich vardı. Bu ordunun en arkasında ise, büyücüler vardı ve onların da bir komutanı vardı. Zoich'in yanında, Lich, Rowan ve Yuzhou duruyordu.

 

Şeytan ırkı, kendi temsilcileri ve birkaç komutanla birlikte, iki yüz bin kişilik ordu ile insan ırkının yanına gelmişlerdi. Seçme hakları yoktu, Yuzhou'da Lucifer'in gücü vardı ve ona itaat etmek zorundaydılar. Onun emrinden dolayı da insan ırkına da hizmet edeceklerdi.

 

Yuzhou, şeytan ırkının ordusuna göz gezdirdi ve

 

"Yola çıkalım!" dedi.

 

-

 

Güneş doğmuştu ve gökyüzünün tam ortasındaydı,hava güneşliydi ve oldukça güzeldi. Bundan sadece birkaç saat sonra oldukça büyük bir savaş olacaktı ve her yer kan gölüne dönecekti. Herkes tüm hızını kullanıp birkaç saat içerisinde yolu yarılamışlardı. Zoich, Yuzhou'nun yanındaydı ve

 

"Dinlenmemiz gerekiyor, dinlenmeden gidersek savaşta yorgun düşeriz." dedi.

 

Yuzhou,

 

"Pekâla, yarım saat yeterli mi?" dedi.

 

Zoich evet anlamında kafasını salladı.

 

-

 

O anda, Peri Ormanı olarak anılan oldukça büyük bir ormanın içerisinde bir şato vardı. Peri kraliçesi tahtında oturuyordu ve etrafında diz çöken on kişi vardı. Bu ormana sadece periler girip doğru yolu bulabilirdi. Çünkü orman Peri Büyüsü ile büyülenmişti ve periler dışında giren kişiler yolu bulamazlardı, daha sonra halisünasyon görmeye başlarlardı ve ormandaki ağaçlar, ya da yaratıklar tarafından öldürürlerdi.

 

Peri Kraliçesi gözleri kapalı bir şekilde duruyordu ve yüzünde bir gülümseme vardı.

 

"İnsan ırkı şimdiden harakete geçti demek... Ayrıca yanlarında daha önce hiç görmediğim birisini de getirmişler. Gücünü tam olarak anlayamıyorum fakat savaşta en çok dikkat etmemiz gereken kişi de o. Tüm bu dünyayı tek başına yok edebilir sanırım." dedi.

 

O sırada, diz çökenlerden bir kişi konuştu.

 

"Kraliçem, savaş hazırlıkları yapalım mı?" dedi.

 

Kraliçe, gözünü açtı ve

 

"Sadece zırhlarınızı giyin ve silahlarınızı kuşanın. Savaşta ihtiyacınız olan her şeyi alın. Başka bir hazırlık yapmayın. Biz kimseye saldırmayacağız, eğer onlar bize saldıracaklarsa ormanın içine girmek zorundalar ve yolu bulamazlar. Biz de doğanın yardımıyla onları öldüreceğiz." dedi.

 

Diz çökenlerin hepsi ayağa kalktı ve oradan uzaklaştılar. Hepsi hazırlıklarını yapmaya ve diğerlerine haber vermeye gitti.

 

-

 

O anda, tüm diğer ırklarda savaş hazırlıklarını yapmıştı. Fakat Ejderha ırkı dışında kimse başka bir ırka saldırmaya gitmemişti. Hepsi kendi şehirlerinde savaşa hazır bir şekilde bekliyordu.

 

Ejderha ırkı, altı yüz bin kişilik bir ordu ile titan ırkına doğru ilerliyordu.

 

-

 

Elf ırkının ana şehrinde, Elf ırkının temsilcisi olan adam, tahtında oturuyordu. Yanında ise üç kişiden başka kimse yoktu. O anda taht odasının kapısı açıldı ve içeriye kadın bir elf girdi.

 

"İnsan ırkı ve şeytan ırkı toplamda üç yüz bin kişilik bir ordu ile bize yaklaşıyorlar. 2-3 saate burada olucaklar." dedi.

 

Elf ırkının temsilcisi ayaklandı ve

 

"Onlara bir ders verelim. Üç yüz bin kişilik ordu ile geliyorlarsa bizi küçümsüyorlar demektir. Beş yüz bin kişilik ordu hazırlayın ve şehirden uzaklaşalım. Ana Şehrin savaştan çok etkilenmesini istemiyorum. Onları kolayca yenebiliriz." dedi.

 

Elf Temsilcisi odasından dışarıya çıkarken arkasındaki üç kişi de onu takip ediyordu. Temsilci,

 

"İnsan ırkı ve şeytan ırkı... O Lucifer yüzünden şeytanlar insanlara hizmet ediyor. Şeytan ırkı sıkıntı çıkarıcak olsa da, onların ordusunu kolayca yenebiliriz." dedi.

 

-

 

İnsan ırkı ve şeytan ırkı tekrar harakete geçmişlerdi. İki saat sonra elf ırkının ana şehrine yaklaşmış olacaklardı. Yuzhou, attığı her adımda daha da heyecanlanıyor, yüzündeki gülümseme daha da büyüyordu.

 

-

 

Bir saat geçtikten sonra, elf ırkının devasa surları görünmeye başladı, ayrıca oldukça uzakta elf ırkının ordusu da görünüyordu. 

 

Zoich,

 

"Bizden daha kalabalıklar, sıkıntı olacak." dedi.

 

Yuzhou,

 

"Hadi, saldıralım!" dedi.

 

Zoich, derin bir nefes alıp verdi, uzun süredir böyle büyük bir savaşa girmemişti. Vücudunu kullanabildiği tüm Saf Güç ile güçlendirdi, vücudundan kemik kırılma sesleri geliyordu. Dışarıdan normal bir insan baksa bile Zoich'in vücudunda dolanan hafif kırmızı enerjiyi farkedebilirdi. Fakat Zoich etrafa hiçbir aura yaymıyordu.

 

Yuzhou, gülümsemeyi bırakmıştı. Ciddileşmişti, karşısındakilerin gücünü bilmiyordu ve küçümsememeliydi. Bu savaşta ölme ihtimali de vardı fakat Lucifer onu kurtarabilirdi. Bu yüzden ölmekten çekinmeyerek savaşacaktı.

 

Yuzhou, tüm aurasını saldı. Kendisini hiç sınırlamayacaktı, aksine sınırlarını zorlayacaktı. Önce İnsan Tanrı'nın olağanüstü aurası tüm insan ordusunu sardı. O kadar güçlü bir auraydı ki, elf ırkının ordusu da bu aurayı hisseti. Yuzhou'nun gözleri sarı oldu.

 

Daha sonra, neredeyse İnsan Tanrı aurasından daha güçlü, fakat daha ölümcül, daha korkutucu, daha şeytani bir aura daha yayıldı ve Yuzhou'nun gözleri kırmızıya döndü, dişleri uzadı. Elf ırkı bu aurayı da hissetmişti ve içlerine istemsizce bir korku oluşmuştu. Savaşmalarına engel olmayacaktı fakat sonuçta Lucifer'in aurasıydı ve onları korkutuyordu. Daha önce böyle şeytani bir aura gören olmamıştı.

 

Rowan ise siyah kılıcını çıkardı, gözleri parladı, ondan da önce İnsan Tanrı aurası gibi bir aura yayıldı. Bu aura da tüm insan ordusunu sardı ve elf ırkı tarafından hissedildi. Bu, Gri-Beyaz'ın aurasıydı. Daha sonra Rowan'ın iki gözü de gri oldu ve dişleri uzadı. Azazel'in aurası yükseldi. Lucifer kadar ölümcül, şeytani ve korkutucu bir auraydı.

 

Lich, bu savaşta tüm gücünü kullanmayacaktı. Savaşta çok aktif olmayı da düşünmüyordu. Sadece önüne geleni öldürecekti, eğer durum kötüye giderse gücünü kullanıp savaşı bitirecekti.

 

O anda bir çöldeydiler. Elf ırkının ana şehri çölün sonunda yeşillik bir alandaydı. Savaşın başlamasına sadece yarım saat kalmıştı.

 

Lich, mızrağını çevirip bir kere yere vurdu. Kırmızı bir enerji tüm çölü sarıp Elf ırkına doğru ilerledi. Elf ırkına bir zarar vermedi, sadece onların yanından geçip gitti fakat enerji çöldeki kumları havalandırıp geçmişti. Ama oradaki insanlar havada uçuşan yoğun kumlara rağmen, sanki bir kum fırtınası olmasına rağmen görebiliyordu. 

 

Yarım saat sonra, elf ırkı, insan ve şeytan ırkı karşı karşıya gelmişlerdi ve savaş başlamıştı.

 

------------------------------------------

Kendi kurduğum bir discord var, içinde okuyucular ve ben sohbet ediyoruz, sadece benim serim değil, başka seriler ve genel sohbet olarak güzel bir ortam discordu kurduk. Gelip sohbet edebilirsiniz, soru sorup seriler hakkında tartışabilirsiniz.

DC Link : https://discord.gg/KPBTkTe

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44260 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr