Yuzhou, Lich ve Zoich malikaneye gelmişlerdi. Zoich'in Yuzhou'lar için ayarladığı malikanede o anda hizmetçiler, Rowan ve Mars vardı. Rowan, Mars ile savaşıyordu. Bir eğitim dövüşü yapıyorlardı. Mars bu kadar kısa sürede yine oldukça güçlenmişti.

Yuzhou'ların gelmesiyle dövüşü bölünen Rowan ve Mars, durup Yuzhou'ya baktılar. Yuzhou'nun yüzünde o anda oldukça heyecanlı bir ifade varken, Zoich ve Lich sakinliklerini koruyorlardı.

Rowan,

"Bu kadar heyecanlı olmanın sebebi nedir, kardeşim?" diye sordu.

Yuzhou, gülümsemesini engelleyemeyerek,

"Savaş." dedi.

Rowan, Yuzhou'ya baktı. Bir savaş mı çıkacaktı, savaşıp mı gelmişlerdi? 

Yuzhou,

"Tüm ırklar arasında bir savaş çıkacak, bu savaşı kazanacağız fakat yine de dikkatli olmamız gerekiyor. Mars, şu an karşımızdaki rakiplere hiçbir şey yapamazsın. Savaşa katılmayacaksın. Rowan, sen istersen gelebilirsin." dedi.

Yuzhou, Mars'ın yanına gitti ve

"Bu kadar kısa sürede oldukça güçlendin, Mars. Şimdi sana biraz daha güç vereceğim. Olağanüstü bir güç, fiziksel güç, hız, refleksler ve daha fazlası. Fakat bunun sonucunda elementlerinden vazgeçmen gerekecek. Ne dersin?" dedi.

Mars, Yuzhou'nun "olağanüstü bir güç" olarak yorumladığı bir gücü tabii ki de kabul edecekti. 

"Elementlerimden vazgeçebilirim, bana o gücü ver." dedi.

Yuzhou, Mars'ın bunu demesinden mutlu olmuştu, daha sonra Mars'a

"O zaman, iç." dedi.

Daha sonra dişleri uzadı ve bileğini ısırdı. Bileğinden akan kanları Mars'a içirdikten sonra,

"Sonra görüşürüz." dedi ve Mars'ın boynu kırıldı.

Yuzhou, Zoich'e baktı ve

"Savaş ne zaman başlayacak?" diye sordu.

Zoich,

"Yuzhou, sakin ol. Irklar Arası bir savaş oldukça ciddi bir şey ve bu dünyaya zarar verebilir. Yanımızda Lich olduğu için çok büyük bir ordu hazırlamayacağım. Yüz bin kişilik bir ordu, sen, ben, Lich ve eğer gelecekse Rowan bize yeter. Yanımızda şeytan ırkı'da var. Fakat büyük kayıplar vermemeliyiz. İlk önce hangi ırka saldıracağımızı düşünmeliyiz." dedi.

Yuzhou,

"Peri, elf, ejderha ya da titan. Bu dört ırktan biri ile savaşalım." dedi.

Zoich bir şey diyecekti ki, Yuzhou onun konuşmasına izin vermeyip,

"Biliyorum, bunlar en güçlü dört ırk fakat cüce ve goblin ırkı ile savaşmak eğlenceli olmaz. Zoich, bana bu dört ırkın gücünden bahsedebilir misin?" dedi.

Zoich, derin bir nefes alıp verdi ve

"Titan ırkı. Sadece Fiziksel Güç ile gelişirler. Irkın tamamı savaşçıdır ve yarısından fazlası Saf Güç kullanıyor. Mirasları, yani ırka özel güçleri ise Titan Formu. Boyları uzuyor, zaten olağanüstü olan kasları daha da güçleniyor. Fiziksel Güçleri, dayanıklıkları, hızları artıyor. Basit bir şey gibi görünse de, oranın en güçsüzü senle kıyasıya kapışabilir.

Ejderha ırkı. Ordusu beşe ayrılır. Kılıç kullanıcıları, mızrak kullanıcıları, kılıç-kalkan kullanıcıları, mızrak kullanıcıları ve büyücüleri. Her biri ateş elementini ustalıkla kullanabilir fakat büyücülerinin ateş elementi oldukça güçlüdür ve herhangi bir silah kullanmazlar. Kalkan kullanıcıları onları korurken arkadan büyüler ile saldırırlar. Mirasları ise "Ejderkanının Hiddeti." yani ejderha formuna girebilirler. Ten renkleri kırmızıya döner. Aralarından nadir olanları siyaha döner ve diğerlerinden daha güçlü olurlar. Genelde siyah olanlar Ejderha İmparatoru'nun soyundan gelirler. İlk Ejderha'nın soyu. Sırtlarından uçmalarına yarayacak kanatlar çıkar.  Ateş elementleri daha da güçlenir. Fiziksel güçleri ve dayanıklıkları artar. Ayrıca bazı özel Ejderha yeteneklerini kullanabilirler.

Elf ırkı, ordusu dörde ayrılır. Kılıç kullanıcıları, okçular, ana element büyücüleri ve alt element büyücüleri. Her bir elf, elementleri, manayı ustalıkla kullanıyır. Elf ırkının %80'i alt elementleri kullanırken, geri kalan %20'si ana elementleri kullanır. Ana elementleri kullananlar en az üç ana elementi ustalıkla kullanabilir. Alt element kullanıcıları ise en az iki alt element kullanırlar. Mirasları ise Büyü Çemberi. Yaptıkları her büyü bir büyü çemberi ortaya çıkarır ve büyülerinin gücü artar fakat büyü yapma hızları yavaşlar. Ayrıca bu onları oldukça yoran bir şeydir. Fakat olağanüstü mana kapasiteleri olduğu için genelde savaş boyu büyü çemberi kullanabilirler.

Ayrıca İki özel elf ırkı daha vardır. Kara Elfler ve Kutsal Elfler. Kara elfler, karanlık elementi ve alt elementlerini kullanabilirler ve oldukça tehlikelidirler. Kursal Elfler ise, ışık ve alt elementlerini kullanabilirler ve Kara Elflerden daha tehlikelilerdir.

Peri ırkı ise, aralarında en güçsüz gibi görünenidir. Peri ırkının ordusu ikiye ayrılır. Mızrak kullanıcıları ve Doğa Büyüsü kullanıcıları. Mızrak kullanıcıları sadece yakın dövüşten mızrakları ile saldırırlar fakat toplantıda Kraliçe'nin de söylediği gibi onlar doğa ile iletişime geçebilirler. Bu yüzden savaşılan her yer aslında onların kendi evleri gibidir. Doğa onlara senin yapacağın her haraketi söyler ve her saldırını karşılayabilirler. Bu yüzden tahmin edilemez olman lazım ama oldukça zor. Doğa Büyücüleri ise karışık. Tam olarak ben de bilmiyorum. Onların mirası ise söylediğim gibi doğa ile iletişime geçebilmeleri." dedi.

Yuzhou biraz düşündü, daha sonra,

"İlk önce Elf ırkına saldıralım." dedi. Zoich karşı çıkmak istede de ettiği yemin yüzünden bir şey diyemezdi. Bu savaşın sonucunun oldukça kötü olacağını düşünüyordu ama yapacak bir şey yoktu. Savaşı kesin kazanacaklardı, ama oldukça büyük kayıpları olacaktı.

Yuzhou,

"Hemen Şeytan Irkı'na haber verin. Biz yüz bin kişilik ordu ile saldıracağız. Onlar da iki yüz bin kişilik ordu ile gelsinler. Bu akşam, güneş batana kadar burada olsunlar. Şafakta yola çıkacağız." dedi.

Zoich, rozetinden konuştu. Seçkin Askerler'de ve Zoich'te iletişim rozeti vardı ve kolayca konuşabiliyordular.

"Şeytan Irkı'nın ana şehrine yakın olan birisi varsa, hemen oraya gitsin ve insan ırkından haber getirdiğini söylesin. Eğer yakın birisi yoksa, aranızdan birisi hemen oraya doğru ilerlesin ve haberi versin. Oldukça hızlı olmanızı istiyorum. Haber ise, güneş batana kadar iki yüz bin kişilik ordu ile insan ırkının ana şehrinin önünde olsunlar. Şafakta Elf Irkı'na karşı saldırıya gideceğiz."  dedi.

Bir cevap geldi,

"Şeytan Irkı'nın Ana Şehri'ne bir saat uzaklıktayım, hemen gidiyorum." 

Zoich,

"Olabildiğince hızlı git ve cevaplarını bana ilet." dedi.

Zoich,

"Söyledim, şeytan ırkının ana şehrine bir saat uzaklıkta olan bir asker var. Haberi verecek. Şafakta saldırıya gideceğiz. Ben orduyu hazırlamaya gidiyorum." dedi ve ortadan kayboldu.

Lich, daha sonra Yuzhou'ya baktı ve

"Yuzhou, söylediğin şeylere karşı çıkamayacak olsak da, bu yaptığın şey insan ırkına oldukça büyük kayıp yaşatacak." dedi.

Yuzhou, Lich'e baktı ve

"Önemli olan savaşı kazanmamız. Eğer biz olmasaydık bu savaş sonucu insan ırkı daha da büyük kayıp verecekti. Sen, ben ve şeytan ırkının birşleşimi ile normalden oldukça az kayıp vereceğiz." dedi.

Lich, bir şey demedi. Yuzhou, Rowan'a baktı ve

"Savaşa gelecek misin, kardeşim?" dedi.

Rowan,

"Seni bu savaşta yalnız bırakacağımı mı düşündün? dedi.

Yuzhou gülümsedi ve

"O zaman, hazırlanalım." dedi.

-----------------------------

140. Bölüme geldik, her 10 bölümde yaptığımız gibi bu bölümün altına tüm eleştirilerinizi ve sorularınızı yazabilirsiniz. 140 bölüm sonunda şimdi bir Disquis hesabı açacağım ve cevap vereceğim, uzun uzun konuşmak içinse discordumuza gelebilirsiniz.

-

------------------------------------------

Kendi kurduğum bir discord var, içinde okuyucular ve ben sohbet ediyoruz, sadece benim serim değil, başka seriler ve genel sohbet olarak güzel bir ortam discordu kurduk. Gelip sohbet edebilirsiniz, soru sorup seriler hakkında tartışabilirsiniz.

DC Link : https://discord.gg/KPBTkTe