116. Bölüm | Yukarıya Çıkmak

avatar
1128 1

İnsan Tanrı - 116. Bölüm | Yukarıya Çıkmak


Yuzhou, ve on iki askeri, girdikleri evin içerisinde dövüşüyorlardı. Herkes değil, on iki kişi evin içini yuvarlak bir biçimde dizilmişlerdi ve ortada iki kişi dövüşüyordu. Yuzhou ise yukarıdan onları izliyordu. Büyük evin merdivenleri vardı ve bir üst kattan Yuzhou izliyordu. Yuzhou'nun asıl amacı askerlerinin gücünü görmekti. Ona göre daha fazla kişiyi dönüştürecekti ya da şuan bu kadar kişi ile duracaktı.

 

Yuzhou yukarıdan konuştu. 

 

"Birbirinize öldürmek için saldırın. Fakat amaç öldürmek değil, kendi gücünüzü görmek. Aranızdaki en güçlü kişi benim asıl yardımcım olacak. Daha fazla güç istiyorsanız dövüşü kazanmaya çalışın. Öldürmeyin, fakat dövebildiğiniz kadar dövün birbirinizi. Gücünüz sayesinde hemen iyileşeceksiniz." dedi.

 

O bunu dedikten sonra, on iki kişinin oluşturduğu yuvarlağın ortasında iki erkek dövüşüyordu. Bu iki erkekten birisi oldukça kalıplı, kel ve uzun boylu birisiydi. Diğeri ise daha kısa, yapılı bir vücuda sahipti ve kısa saçları vardı.

 

İkisi de dövüşmeye başladı. 

 

Kısa, yapılı vücuda ve kısa saçlara sahip adam yapılı adama doğru koştu. Bir yumruk attı fakat yapılı adam yumruğu havada tuttuktan sonra karşısındakini boyun kilidine alıp boğmaya başladı.

 

Kısa adam bu boyun kilidinden kurtulamıyordu, aynı zamanda nefes de alamıyordu. Yapılı adam biraz daha güç uyguladığında kısa adamın boynunu kolayca kırdı. Daha sonra ellerini çekti ve kısa saçlı adam yere düştü.

 

Yuzhou,

 

"Kolay bir dövüş oldu. Onu kenara çekin, bir süre sonra uyanır. Unutmayın, içinizdeki güç sizin kalbiniz çıkarılmadığı ya da kafanız kopmadığı sürece ölmenize izin vermez. Dövüşürken bunu unutmayın ve iyileşme gücünüzün farkında olun." dedi.

 

Daha sonra, yapılı ve uzun boylu adamın karşısına 1.70 boylarında bir erkek çıktı. Bu kişi de kaşlarına kadar gelen kahverengi saçlara ve gözlere sahipti. Dövüş başladığında adam hızla kalıplı ve uzun adama doğru koştu.

 

Kaşlarına kadar gelen saçlı adam, kalıplı adamın önüne gelince hızla bir yumruk atsa da bu yumruk kalıplı adamın canını biraz acıtmaktan başka bir şey yapmamıştı. Adam gerçekten kalıplıydı ve uzun boyluydu, vücudu da normal insanlardan daha güçlüydü, vücut çalışmış olması gerekiyordu ya da uzun süredir dövüşüyordu. 

 

Yapılı adam bunu görüp gülümsedi ve hızla bir yumruk attı. Şeytan gücünün ona sağladığı güç ve hızla, kaşlarına kadar gelen saçlı adam bu yumruktan kaçınamadı ve bu yumruk ile birlikte geriye fırladı. Yerden kalkamadı.

 

Yapılı adam kimseye acımayı düşünemiyordu. Sonuçta dövüşü kazanabilirse Yuzhou'nun yardımcısı olacaktı ve daha da güçlenecekti.

 

Kalıplı adam bir dövüşü daha hızla bitirmişti. Yuzhou biraz hayal kırıklığına uğramıştı. Askerlerinin bu kadar güçsüz olmasını beklemiyordu. Ya da kalıplı adam çok güçlüydü. Yuzhou bir şeyler daha söyledi.

 

"Cidden bu kadar güçsüz müsünüz? Bu dövüşün sonunda benim yardımcım olmak ve daha fazla güçlenmek var, yukarıya çıkacaksınız. Güçlü insanlar sizi yukarıya çıkartır. Ben sizi yukarıya çıkaracağım ve daha çok güç vereceğim. Fakat bu dövüşü kazanamazsanız aşağıda olacaksınız." dedi.

 

Bunu dedikten sonra bir sonraki gönüllü kişinin ortaya çıkmasını beklerken, bir erkek ortaya çıktı ve konuştu. Bu kişi 1.60 boylarında, kısa saçlı siyah gözlüydü. 

 

"Cidden bu dövüşü yapıyor musun? Adil bir dövüş olduğunu düşünüyor musun? Şu adamın cüssesine bak, hayvan gibi. Ben ve diğer çoğu kişi bu adamın yanında hiçbir şeyiz. Kolayca yenilebiliriz. Adil bir dövüş değil. Neden kendi kalıbımızda birisiyle dövüşmüyoruz?" diye sordu.

 

Diğer kişiler de bu adamı haklı bulsa da bir şey demediler. Tabii haksız bulan kişiler de vardı.

 

Yuzhou bunu duyduktan sonra, merdivenlerden aşağı atladı ve

 

"Benim yaptığım, söylediğim şeye karşı mı çıkıyorsun?" dedi ve adamın üzerine doğru yürümeye başlamıştı. Bunu derken bir gözü kırmızıya döndü ve kırmızıya dönen gözü ve gözünün altındaki damarlar belirginleşmeye başladı. Korkutucu bir yüzü vardı. Ayrıca gücü de fazlaydı, 1.60 boylarında adam bunu biliyordu ve korkmaya başlamıştı. Yuzhou o adamın üstüne yürürken o adam istemsizce geriye doğru adım atıyordu.

 

Yuzhou,

 

"Seni yukarı çıkarmamı mı istiyorsun?" diye sordu.

 

1.60 boylarında adam korkuyordu, fakat bir cevap verdi.

 

"Evet, yukarıya çıkmayı istiyorum. Fakat bu dövüş adil değil. Kendi cüssemizde birileriyle dövüşmek daha iyi olur." dedi.

 

Yuzhou daha sonra adamın önüne geldi. Adamın daha fazla gidecek yeri yoktu, duvara çarpmıştı. Yuzhou o adamın üstüne yürürken, adam da istemsizce geriye giderken, etrafı yuvarlak yapan kişiler kenara çekilip yolu açmıştı. Bu yüzden o adam duvara çarptığında daha fazla korkmaya başladı.

 

"Pekâlâ." dedi Yuzhou.

 

Daha sonra hızla adamın boğazından tutup sıkmaya başladı. Adamın boğazını sağ eli ile sıkarken, yavaşça adamı yukarıya doğru kaldırmaya başladı. Adamın ayakları yerden kesilmişti ve havada duruyordu. Yuzhou tek eli ile adamı kaldırmıştı.

 

Adam kurtulmaya çalışsa da başarısız oluyordu. Yuzhou'nun gücü adamınkinden çok daha fazlaydı.

 

Yuzhou,

 

"Ne oldu? Yukarıya çıkmak istemiyor muydun?" diye sordu.

 

Adam bir şey demedi ve her ne kadar başarısız olsa da kurtulmaya çalışıyordu. Yuzhou aslında adamı bırakmayı planlıyordu. Sadece göz korkutmak istemişti. Bu sayede bir daha kimsenin onun emrinden çıkamayacağını düşünüyordu. Fakat daha sonra Lucifer'in sesini duydu.

 

"Öldür onu Yuzhou. Bazen öldürmek, kendini dinletmenin tek yoludur. Diğerleri sana bir daha karşı çıkamaz." dedi.

 

Yuzhou bunu duyduktan sonra,

 

"Karanlık Alevler." dedi.

 

Yuzhou adamı karanlık alevler ile yakmıştı. Fakat tam güçte değil, adamın acı çekerek öleceği güçte yakmıştı. Ayrıca adam dışında başka bir yere hasar gelmesini istemiyordu. Karanlık Alevleri istediği gibi kontrol edebildiği için adam yerde çırpınsa bile eve bir şey olmuyordu.

 

Adam acıyla bağırırken ve yanarken, diğerleri korkulu gözlerle onu izliyordu. Yuzhou, diğer kişilere döndü ve

 

"Kimse bana karşı çıkamaz. Söylediğim şeyleri yapmak zorundasınız. Koyduğum kurallara uymak zorundasınız. Yoksa, ölürsünüz." dedi.

 

Yuzhou geri merdivenlere çıkıp herkese baktı ve

 

"Dövüşmeye devam edin." dedi.

 

-

 

O sırada, bir düyada, beyaz gömlek, siyah pantolon ve siyah ayakkabı giyen, kısa siyah saçlı ve koyu gri gözlere sahip bir adam duruyordu. O adamın yanında ise milyonlarca dünyadaki tüm kadınlardan daha güzel bir kadın vardı. Bu kadının beline kadar uzanan siyah saçları ile yemyeşil gözleri vardı.

 

Bu kadın her erkeğin isteyeceği bir güzellikteydi.

 

O adamların oldukları dünyada hiçbir yaşam belirtisi yoktu. Çoğu yer alevler içerisinde yanıyordu. Bazı yerler ise kırmızı suların altında kalmıştı. Aslında bu kırmızı sular tamamen kandan oluşuyordu. Yeryüzünde ise bazı çatlaklar vardı ve çoğu yer yıkılmıştı. Bu dünya tamamen yok olmak üzereydi.

 

Koyu gri gözlere sahip adam, yanındaki kadına baktı ve

 

"Cidden burası mı kız kardeşim?" diye sordu.

 

Kız kardeşi etrafa biraz göz gezdirdi ve

 

"Burası olduğuna eminim, fakat bu dünya yok olmak üzere. O'da bu dünyada yok olmuş olabilir mi?" diye sordu.

 

Koyu gri gözlü adam,

 

"Hayır, dünya yok olsa bile o yok olmamıştır. Ya başka birisinin vücudunda kaçmıştır, ya da uzayda bir yerde başıboş duruyordur. Mühürlü bir şekilde bunu yapabileceğini sanmasam da bir ihtimal olabilir. Fakat büyük ihtimal dediğim gibi başka birisinin içerisinde, başka bir dünyada." dedi.

 

Kız kardeşi,

 

"Eğer burayı bulduysak, diğer gittiği yeri de kısa süre içerisinde bulabilirim. Fakat bana biraz vakit gerekiyor, geri dönelim." dedi.

 

------------------------------------------

Kendi kurduğum bir discord var, içinde okuyucular ve ben sohbet ediyoruz, sadece benim serim değil, başka seriler ve genel sohbet olarak güzel bir ortam discordu kurduk. Gelip sohbet edebilirsiniz, soru sorup seriler hakkında tartışabilirsiniz.

DC Link : https://discord.gg/KPBTkTe

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44237 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr