110. Bölüm | Gelişim Yolları

avatar
1125 1

İnsan Tanrı - 110. Bölüm | Gelişim Yolları


Yuzhou, malikaneye baktı. Malikanenin yarısı yok olmuştu. Diğer yarısı da oldukça zarar almıştı. Yuzhou'nun olduğu oda, üst kısımlar yanıyordu.

 

Yuzhou, malikaneye baktı ve

 

"Sanırım eski malikaneye geçmemiz gerek." dedi.

 

-

 

Yuzhou, Daren ve Rebekah, Yuzhou'nun ele geçirdiği ilk malikaneye gelmişlerdi. Bu malikane de şuan bulundukları şehrin en büyük ikinci malikanesi olsa da, Yuzhou daha büyüğünü görünce duramamıştı bu yüzden şuan yıkılmış olan malikaneyi ele geçirmişti.

 

Yuzhou, malikaneye girdikten sonra etrafa baktı. Malikane ikinci en büyük malikane olsa da, daha lüks görünüyordu. Malikanenin içindeki eşyalar daha pahalıydı ve lükstü.

 

Yuzhou, malikaneye girdikten sonra, Liecia ağzında bir adam ile içeriye girdi. Adam, Yuzhou'ların az önceki öldürükleri kişiler ile aynı kıyafeti giyiyordu. Adam kan içerisindeyd, Liecia ona bayağı zarar vermişti fakat öldürmemişti.

 

Yuzhou gülümsedikten sonra,

 

"Liecia, insan formuna geç. Bundan sonra hep yanımızda gez dedi."

 

Liecia parladı ve küçük bir ışık topuna dönüştü. Bu ışık topu biraz havaya yükseldi, daha sonra 1.70 boylarında bir kadın şeklini aldı. Işık daha sonra söndü ve inanılmaz güzel bir kadın ortaya çıktı.

 

Bu kadının yüzü ve fiziği, her erkeğin hayal ettiği kadındı. Kadının beline kadar gelen sarı saçları ve sarı gözleri vardı. Her erkek bu kadını isterdi. Fakat Yuzhou o kadına o tür duygular ile bakmıyordu.

 

Liecia, kurt formundan insan formuna geçince çıplak bir şekilde dönüşüyordu. Kurt formuna geçerken üzerinde hiçbir kıyafet kalmıyordu. Bu yüzden insan formuna çıplak bir şekilde dönüşüyordu.

 

Rowan'da bu tür duygular ile bakmamıştı fakat Liecia'nın güzelliği yüzünden o da bakakalmıştı. Daren'in elinde beyaz bir elbise belirdi ve hemen bu elbiseyi Liecia'ya fırlattı. Liecia elbisesini giyerken, Daren beyaz bir gömleği de Yuzhou'ya fırlatmıştı.

 

Yuzhou gömleği giydi, Liecia'da beyaz elibseyi girdi. Liecia beyaz elbise içerisinde oldukça güzel görünüyordu. Daren,

 

"Yüzüğümde ayakkabı yok Yuzhou. Sana kıyafet almaya gidelim." dedi.

 

Yuzhou bir şey diyecekti ki, yerde yaralı yatan adam öksürdü. Öksürdüğünde ağzından bir miktar kan çıktı. Yuzhou o kanları ve adamın vücudundaki kanları görünce tek gözü yavaşça kırmızıya döndü. Dişleri uzadı, gözündeki ve göz altındaki damarlar belirginleşti. 

 

Yuzhou adama doğru ilerledi. Fakat kan arzusuna karşı kendisini kontrol edebiliyordu. Dişleri ile kendi kolunu ısırdı ve kanını adama içirdi. Adam kanı içerken, Yuzhou,

 

"Şuan zamanı değil. Yapmam gereken bir iki şey var." dedi. Daha sonra elini çekti, ısırdığı yer hemen iyileşmişti. Adamın yaraları da aynı şekilde birkaç saniye içerisinde iyileştikten sonra Yuzhou, ayağa kalktı ve

 

"Bu adamı konuşturmaya çalışın. Konuşturamazsanız, ben konuştururum." dedi. Yuzhou daha sonra malikanenin içerisindeki merdivenlerden yukarıya çıktı ve bir odaya girdi. Bu oda yatak odasıydı, Yuzhou yatağa oturduktan sonra,

 

"Lich." dedi.

 

Güçlü bir aura hisseti ve cevap geldi.

 

"Yuzhou, yakında beni çağıracak güce ulaşacaksın. O zaman sana haber vereceğim. Ayrıca bu gün 17 yaşına girdin." dedi.

 

Yuzhou,

 

"Lich, ne kadar güçlüsün?" diye sordu. 

 

Lich,

 

"İnsan Tanrı içindeki bir yardımcı olarak, gücüm pek seni tatmin etmeyebilir. Şuan olduğun dünyanın Kralın'dan daha güçlüyüm. Fakat Zoich'e karşı zorlanabilirim. Gücümü sen anla." dedi.

 

Yuzhou,

 

"Neyse, konuşmak istediğim konu bu değil. Neden bu dünyada insanların sistemini göremiyorum?" diye sordu.

 

Lich, birkaç saniye sonra cevap verdi.

 

"Bu durum biraz karışık. Fakat sana en basit şekilde anlatacağım. Sistem denilen şey, genelde Sıradan Dünyalar'da insanların işlemini kolaylaştırmak için oluşturulmuştur. Çünkü Sıradan Dünyalar'ın içindeki mana, saf mana gibi şeyler çok yüksek miktarda değil. Hatta Fiziksel Enerji kullanılan çok az Sıradan Dünya var.

Fiziksel Enerji'yi çok az kullanan Sıradan Dünya olmasının sebebi ise, her dünya'da gelişim yollarının farklı olması. Şuan bulunduğun dünya her gelişim yolunu sağlıyor. Saf mana, Mana ve Fiziksel Enerji. Fakat Saf mananın olmadığı dünyalar da var, Mananın olmadığı, Fiziksel Enerji'nin olmadığı dünyalar.

Bunu senin de anlamış olman gerekiyor. Bu dünya'da manadan çok yakın dövüş ile savaşılıyor. Mana kullanan kişiler olsa da tekniklerinin gücü oldukça düşük, bazı kişiler dışında.

Sistem'in Sıradan Dünyalar'da kullanılmasının sebebi de, oradaki gücün, Yüksek ve Yüce Dünyalar'a göre çok daha az olması. Bu yüzden stat gibi şeyler ile kişiler seviye atladıkça daha çok güçleniyor.

Sistem kullanılan bazı Yüksek Dünyalar olsa da, Yüce Dünyalar'da hiç kullanılmıyor.

Kısacası, her dünya da gelişim yolları farklı ve her dünya da sistem yok." dedi.

 

Yuzhou biraz Lich'in dediklerini düşündü ve

 

"Ve milyonlarca dünya var... Ayrıca Yüce Dünya olan Cennet ve Cehennem'in içerisinde bile milyonlarca dünya var... Bu kadar fazla Dünya var ve sadece üç gelişim yolu mu var?" diye sordu.

 

Lich,

 

"Sana şunu söyleyebilirim. Üç gelişim yolu yok. Daha fazlası var, fakat bunu senin bulman gerekiyor. Bu sayede daha fazla güçlenebilirsin, çünkü diğer gelişim yolları biraz daha karmaşık ve güçlü. Onlarda biz yardımcı olamayız." dedi.

 

-

 

Rowan, o sırada Liecia'nın getirdiği, Yuzhou'nun iyileştirdiği adamı boynundan tutup havaya kaldırdı. Rowan adamı korkutmak için biraz aurasını saldı ve adama yönlendirdi.

 

Adamı iki farklı, iki zıt aura kaplamıştı.

 

Bir aura onu çok korkutuyordu ve ona kaçmasını söylüyordu. Fakat adam aynı zamanda kaçamayacağını bildiği için ve karşısındaki kişiden çok korktuğu için bir an önce ölüp bu korkudan kurtulmak istiyordu. 

 

Fakat diğer aura, adama oldukça huzur veriyordu. Adam yine öleceğini biliyordu fakat kaçmak istemiyordu. Hiç acı çekmeyeceğini düşünüyordu, ve o aura tarafından öldürülmek için her şeyi yapardı.

 

Fakat bu huzur verici aura birden kesildi, adam korkutucu olan aura ile birkaç saniye başbaşa kaldıktan sonra, Rowan o aurayı da kesti ve 

 

"Bize saldırmanız için size kim emir verdi?" dedi.

 

Adam Rowan'a bakıyordu, Rowan'a baktıkça bu korkutucu aurayı hatırlıyordu, bu yüzden konuşamıyordu. Rowan adamı bıraksa bile adam korkudan haraket edemeyecek seviyedeydi.

 

Rowan, aurasını salmadı fakat sesine yönlendirdi.

 

"Konuş!" dedi sert bir şekilde, bu sesinde korkutucu olan aura vardı. Adam konuşmaya çalışsa da, korktuğu için kekeleyiyordu. Fakat kekelemesi biraz fazlaydı, konuşamıyordu. Tek bir kelimeyi bile söyleyememişti.

 

Rowan farklı bir yöntem denedi. Huzur verici olan aura ile adamı rahatlattı. Adamın korkusunun geçtiğini hissedebiliyordu. Rowan bu auranın sahibi olsa da, auranın gücünü biliyordu. Auraya maruz kalan kişiler öleceklerini biliyorlardı. Fakat acı çekmeden öleceklerini düşünüyorlardı ve rahatlayıp kendilerini bırakıyorlardı.

 

Birkaç saniye adam bu aura ile rahatladıktan sonra, Rowan

 

"Eğer konuşursan, öleceksin." dedi.

 

Adam o aurayı hatırlamıştı. Ölmek istiyordu, acı çekmemek ve huzura erişmek istiyordu. Bu yüzden konuştu.

 

"Bize emir veren kişi, bizim patronumuzdu. Fakat o da bu savaşta öldü. Patronumuza emir veren kişinin adını tam olarak bilmesem de, "Beş Güç"'ten birisi olduğunu biliyorum." dedi.

 

Rowan,

 

"Beş Güç nedir?" diye sordu.

 

Adam,

 

"Kral'ımızın yanındaki, kendi ordularına sahip olan ve Kral'dan sonraki en güçlü beş kişiye verilen isim." dedi.

 

Rowan daha sonra adamı duvara fırlattı. Adam duvara sertçe çarptı ve yere düştü. Ölmemişti, bayılmıştı.

 

Rowan daha sonra Daren'e baktı ve

 

"Kim olduklarını biliyor musun?" diye sordu.

 

Daren,

 

"Evet, daha önce onlarla tanıştım. Fakat şuan baş edebileceğiniz seviyenin çok daha ilerisindeler. Ben onları yenebilirim fakat tek başıma oldukça zorlanırım. Başlarındaki Kral olmazsa tabii. O çok daha güçlü." dedi.

 

Rowan,

 

"Hepimiz güçlerimizi birleştirirsek bile yenemez miyiz?" dedi.

 

Daren,

 

"Sizi birkaç saniye içerisinde öldürebilir, sadece fiziksel gücüyle. Beni ise birkaç dakikada. O adamla daha önce savaştım. Gücü sizin tahmin ettiğinizden çok daha ötede. Yuzhou biraz daha güçlenirse yakında beni geçecek. O zaman bir şansımız olabilir. Bir de Lich gelirse, o adamı yenebiliriz." dedi.

 

Rowan,

 

"Lich? O kim?" diye sordu.

 

Daren,

 

"Zamanı gelince tanışırsın. Benden çok daha güçlü birisi." dedi.

 

-------------------------------------------------

110. Bölüme geldik, her 10 bölümde yaptığımız gibi tüm yorumlarınızı, iyi kötü eleştrilerinizi yazabilirsiniz. Hepsini okuyacağım.

Kendi kurduğum bir discord var, içinde okuyucular ve ben sohbet ediyoruz, sadece benim serim değil, başka seriler ve genel sohbet olarak güzel bir ortam discordu kurduk. Gelip sohbet edebilirsiniz, soru sorup seriler hakkında tartışabilirsiniz.

DC Link : https://discord.gg/KPBTkTe

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44305 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr