104. Bölüm | İnfazcılar

avatar
1114 2

İnsan Tanrı - 104. Bölüm | İnfazcılar


 Arenada toplam 5 kişi kalmıştı. Yuzhou 3 kişiyi hızla öldürmüştü, o sırada geri kalanlar da birbirlerini öldürmüştü. Son kalan 5 kişi aralarında savaş yapmadan arenanın farklı köşelerinde duruyorlardı. Herkes kendisine bir rakip seçmeye çalışıyordu, sonuçta eğer infazcıları yenebilirlerse buradan çıkma ihtimalleri de vardı.

 

Fakat birkaç dakika boyunca kimse bir şey yapmayınca sıkıldı ve yeni bir toprak tekniğini denemek istedi.

 

"Toprak Kasırgası!" Hızla bunu dedi ve sağ elinin avcunun içiyle yere vurdu. Daha sonra diğer dört suçlunun altında bir kasırga oluştu. Kasırga yukarıda olması yerine yerin içinde oluyordu ve etrafındaki her şeyi yere çekiyordu.

 

Suçlular oradan kurtulamadı ve hepsi yere doğru çekildi, kasırganın içine. Daha sonra Yuzhou elini yerden çektikten sonra kasırgalar bitti ve delikler kapandı. Suçlular kasırganın içinde dönerken kasırga onlara zarar vermişti, kasırga kaybolurken de onların bazı vücut uzuvlarını koparmıştı. Bazıları toprağın içinde uzuvsuz bir şekilde duruyordu, birkaç dakikaya nefessizlikten ölürlerdi, bazıları da direkt ölmüşlerdi.

 

İzleyiciler coşkuyla bağırmaya devam ederken, Kral normal bir tonla konuştu. Fakat sesi tüm herkesin kulaklarında duyuluyordu.

 

"Özel misafirimiz herkesi yenmeyi başardı! Şimdi sıra sevilen infazcı, Thevun!"

 

Arenanın ortasındaki iki metre sutün kırıldı. Kırılınca, içerisinden iki metre boyunda, elinde de iki metrelik büyük bir balta ile yüzünde bazı yara izleri olan adam belirmişti. Adamın saçları yoktu ve siyah gözleri vardı. Baltası ise tamamen beyaz bir renkteydi. Fakat baltanın çoğu kısmı koyu kırmızı bir renkle desenlerle kaplanmıştı.

 

Aslında onlar desen değildi, Thevun'un öldürdüğü kişilerin kanıydı. Kanları silmiyordu ve kanlar kuruyunca orada bıraktığı şekil Thevun'un hoşuna gidiyordu. Baltanın beyaz olması da kanların daha çok belirgin olmasını istediği içindi.

 

Thevun dilsizdi, fakat oldukça güçlüydü. Yapılıydı.

 

"Şov Başlasın!" Kral bunu dedikten sonra Thevun elinde baltası ile koşarak Yuzhou'ya saldırdı. Baltası S seviyedeydi. Fakat S seviyenin en güçlü maddesinden yapılmıştı, SS Seviyeye oldukça yakındı.

 

Thevun hızla baltasını savurdu, fakat Yuzhou Thevun'dan daha hızlıydı. Bu yüzden birden Thevun'un arkasında belirdi ve sivri dişleri ile hızla boynuna yapıştı.

 

Thevun'un kanını içerken, Thevun birkaç saniye sonra Yuzhou'yu üstünden fırlatmayı başardı. Elinde yeşil bir hap belirdi ve bu hapı içti, boynundaki yara birkaç saniyede iyileşti.

 

Yuzhou o anda gülümseyerek çenesinden akan kanları siliyordu. Daha sonra tekrar Thevun'a doğru koştu. Thevun bir kere Yuzhou'nun hızını görmüştü ve ona doğru zamanda hamleyi yapabilecek durumdaydı.

 

Thevun baltasını yukarıya kaldırdı, Yuzhou bir saniyede Thevun'un önünde belirdi ve saldırısını yapacaktı ki, Thevun'un baltası onun üzerine geldiğindi gördü.

 

Thevun yukarıdan aşağıya doğru oldukça hızlı ve güçlü bir saldırı yapıyordu.

 

Yuzhou saldırıdan kaçınamazdı, bu yüzden tüm vücudunu hızla Gerçek Buz ile kapladı ve elleri ile kafasını korudu.

 

Thevun'un baltası Yuzhou'ya çarptığında, bir ses duyuldu.

 

"Crack!"

 

Yuzhou'nun gerçek buzları üstünde dursa da, bazı parçaları kırılmıştı. Çoğu da çatlamıştı. Ve baltanın vurduğu yerde Gerçek Buz yoktu bile. Balta Gerçek Buz'u tamamen kırıp Yuzhou'nun kolunda derin bir yarık açmıştı. Thevun biraz daha güçlü olsa Yuzhou'nun kolunu tamamen kesicekti.

 

Yuzhou oldukça hızlı bir şekilde geriye çekildi, yaraları çok değildi, sadece kolunda derin bir balta yarası vardı.

 

On saniyede yarası tamamen iyileştikten sonra, tekrar saldırdı. Seyircilerin bağırış sesleri git gide artıyordu. Hepsi heyecanlıydı fakat yine de herkes infazcının ismini söylüyordu.

 

"Thevun!"

 

Herkes bu şekilde tezahürat ediyordu. Çünkü çoğu insan buraya suçluların dövüşünü izlemek yerine, bir gösteri izlemek için geliyordu.

 

Yuzhou yeni bir toprak tekniği deneyecekti.

 

"Toprağın İnfazı!"

 

Yuzhou sağ elini yavaşça havaya kaldırmaya başladı. Elini havaya kaldırırken, yerden yukarıya doğru çıkan topraktan bir kafesin içindeydi Thevun. Ne yaparsa yapsın çıkamıyordu. Bu toprak manası ondan daha güçlüydü.

 

Yuzhou daha sonra elini Thevun'a doğrultu ve elini yavaşça yumruk yapmaya başladı. Yumruk yaparken, kafes yavaşça daralıyordu. Thevun, Kafesin içinden Yuzhou'ya bakıyordu. Dilsiz olduğu için de bir şey diyemiyordu.

 

Yuzhou, Thevun'a son kez baktı ve gülümsedi. Thevun'un gördüğü tek ve son şey, Yuzhou'nun gülümsemesi olmuştu.

 

Daha sonra kafes tamamen kapandı, Thevun hiçbir şeyi göremiyordu. Tek gördüğü şey karanlıktı, hissetiği tek şey ise toprağın yavaşça onun vücudunu ezdiğiydi.

 

Yuzhou en sonunda elini tamamen yumruk yaptı ve sıktı. Elini sıkarak yumruk yaptığında, kafes birden daralmıştı ve Thevun'u ezmişti. Yuzhou daha sonra elini açtığında, kafes kuma dönüşüp yıkıldı. Fakat kum Thevun'un kanlarından dolayı kırmızı rengindeydi. Ayrıca Thevun'un organları, bazı uzuvları da kumun içinde belli oluyordu.

 

Bu manzaradan sonra tüm seyirciler sustu. Kimse en ufak bir ses çıkarmıyordu.

 

Daha sonra Yuzhou döndü ve Kral'a baktı. Kral duygularını pek belli etmiyordu fakat o an sinirlenmişti. O da bir bakış ile Yuzhou'ya karşılık verince,

 

"Uzun zamandır Thevun'u yenen birisi görülmemişti." dedi. 

 

Bu sessizliği Kral bozmuştu. Daha sonra tekrar konuştu.

 

"Misafirimizin serbest kalması için son bir gösteri kaldı. Eğer son infazcıyı da yenmeyi başarırsa, serbest kalacak. Son infazcı, çoğunuzun bildiği birisi. Güzel bir kadın! Adia!" dedi.

 

Adia diyince seyircilerin yarısı oldukça büyük bir coşkuyla bağırmıştı. Adia ikinci infazcı olduğu için, ilk infazcıyı yenen kişinin karşısına çıkıyordu. Bu yüzden çoğu kişi ikinci infazcıları tanımıyordu. Bu yüzden seyircilerin yarısı bağırırken, yarısı sessiz duruyordu.

 

Seyircilerin altında, arenanın biraz üstünde orta kısımda özel kişiler için yapılmış izleme alanı vardı. Adia oradaydı ve oradan hızla aşağıya atladı. Elinde bir metrelik bir kılıç vardı. Kılıç oldukça kalındı. Adia beyaz saçlı ve kahverengi gözlüydü.

 

Adia aşağı atladığında bir toz bulutu oluştu. Toz bulutu yavaşça dağılırken, Kral konuştu.

 

"Şov, başlasın!" dedi.

 

Bunu dediği anda toz bulutu dağıldı ve Adia büyük kılıcını iki eli ile kaldırıp yere vurdu. Yere vurunca, yer kırıldı ve bu kırık yavaşça Yuzhou'ya doğru ilerledi. Kırık Yuzhou'ya gelince, yerin altından büyük sivri bir taş Yuzhou'ya doğru ilerledi.

 

Fakat Yuzhou hızla bu taştan kaçtı ve Adia'nın önünde belirdi. Yakın dövüşte şansını denemek istiyordu. Adia'nın kılıcı çok büyük olduğu için Yuzhou hızını kullanarak bir şeyler deneyebilirdi.

 

Yuzhou hızla bir yumruk attı. Fakat Adia kılıcını kaldırarak yumruğu engelledi. Adia hızlyıdı. Yuzhou'nun beklediğinden daha da hızlıydı. 

 

Yuzhou'nun eli kılıca çarpınca, Yuzhou'nun eli biraz acıdı. Kılıç SS Seviyeliydi!

 

Yuzhou sağ eli ile kılıcı tuttu ve Gerçek Buz ile dondurdu, kılıcın haraket etmesini istemiyordu. Sol eli ile de bir yumruk denedi. Fakat Adia kılıcı elinden bıraktı ve Yuzhou'nun yumruğundan kaçındı, daha sonra kılıcını tuttu ve Yuzhou'ya kafası ile vurdu.

 

Adia'nın fiziksel gücü de oldukça fazlaydı.

 

Yuzhou bu darbeden sonra geriye doğru sendeledi fakat hızla kendisine geldi. Adia o sırada kılıcına bakıyordu. Bu buz da neyin nesiydi?

 

Fakat Adia bu buzu kırabilirdi. Kılıcı sağ eline aldı ve havaya kaldırdı. Hızla aşağıya doğru savurdu. Aşağıya doğru savurmasıyla birlikte kılıcı büyüdü ve birden iki metrelik bir kılıca dönüştü. Kılıcın büyümesiyle birlikte buzlar da kırıldı.

 

Yuzhou bu dövüşü fazla uzatmak istemiyordu.

 

Kırmızı gözü tekrar sarıya dönüştü. Yuzhou Adia ile göz göze geldi ve Yuzhou'nun sarı gözleri parladı. Yuzhou o anda Hipnoz tekniğini kullanmıştı.

 

Yuzhou orada Adia'ya bir dakika boyunca çeşitli işkenceler yapmıştı. On saniye boyunca Adia'nın milyon tane bededini karanlık alevler ile yakmıştı. Adia tek bir acıyı milyon farklı bedeninde hissetmişti. Yani çektiği acı normal bir acıdan milyon kat daha fazlaydı.

 

Daha sonra bir süre Gerçek Buz ile dondurdu. Buz onun soğuktan vücudunu yaktı ve yavaş yavaş öldürdü.

 

Yine milyon tane Adia'nın bedenine yapmıştı.

 

En sonunda da, Adia'nın milyon tane bedeninden göğsünden kalbini çıkarmıştı ya da kendi gerçek buz kılıcını sokup çıkarmıştı.

 

Bir dakika boyunca Adia oldukça fazla acı çekti.

 

Yuzhou devam edicekti fakat oldukça yorulduğunu hisseti. Fakat daha süresi olması lazımdı. Beceri statını geliştirdiğini hatırlıyordu.

 

Şuan sistemine bakamazdı. Fakat arenadan çıktıktan sonra bakacaktı.

 

Adia ve Yuzhou, Gerçek Dünya'ya döndükten sonra Adia direkt olarak yere düştü.

 

Bir saniyede ne olmuş olabilirdi? Normal insanların gördüğü şey buydu. Fakat Kral ve diğer güçlü kişiler bir çeşit teknik olduğunu anlamışlardı.

 

Çünkü yabancı bir enerji Adia'nın vücudunu kaplamıştı. Fakat bu enerji Yuzhou'dan gelmiyordu. Oldukça değişik bir teknikti. 

 

Adia yere düştükten sonra uyanmıyordu.

 

Yuzhou onun yanına gitti ve onun boğazından tutup havaya kaldırdı. Daha sonra gözü tekrar kırmızılaştı ve dişleri uzadı. Adia'nın kanının son damlasına kadar içtikten sonra damarlarını yırtarak Adia'nın boynunu kopardı.

 

Daha sonra gülümseyerek Kral'a baktı.

 

---------------------------------

Kendi kurduğum bir discord var, içinde okuyucular ve ben sohbet ediyoruz, sadece benim serim değil, başka seriler ve genel sohbet olarak güzel bir ortam discordu kurduk. Gelip sohbet edebilirsiniz, soru sorup seriler hakkında tartışabilirsiniz.

DC Link : https://discord.gg/KPBTkTe

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44252 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr