Yuzhou o anda kendisini tutmuyordu. İstese de tutamazdı zaten. Aurası son damlasına kadar her yere yayılmıştı ve şehirdeki çoğu kişinin kan kusmasına, bayılmasına sebep olmuştu. Ölen kişiler bile vardı!

Yuzhou o anda tek gözü sarı, tek gözü kırmızı bir şekilde oldukça korkutucu görünüyordu. Sarı gözü parlıyordu ve Yuzhou korkutucu bir ifade ile Pars'a bakıyordu. Pars'ın elindeki ok tekrar eldivenlere dönüştü. Ok ile artık Yuzhou'ya karşı bir şey yapamazdı, bu yüzden yakın savaşta bir şeyler deneyecekti.

Pars'ın da aurası büyümeye başlıyordu. Rowan'ın vücudundan çıkan beyaz ışık ona tam olarak ulaşamasa da, yine de o okun Rowan'ın vücudunda girip birkaç saniye orada kalması bile Pars'a güç vermişti. Çünkü uyguladığı teknik özel bir teknikti ve herkese karşı kullanmıyordu. Tekniğin sonucunda aşırı yoruluyordu fakat eğer aldığı güce değecekse yapıyordu.

Rowan'ın gücü için bunu değer görmüştü. Rowan'ın gücünün sadece ucundan alabilmişti fakat bu yine de onun yorgunluğunu engelleyip ona biraz güç vermişti.

Pars'ın siyah gözleri, yavaşça griye döndü. O anda koyu gri bir göze sahipti Pars. 

Yuzhou bu değişikliği ve Pars'ta ki güç artışını farketmişti. Fakat kendisine de güveniyordu.

Yuzhou birden Pars'ın önünde belirdi. Pars'ın eldivenleri gri bir enerji ile parlamaya başlamıştı. Yuzhou hızla birkaç yumruk atmaya başladı. Kendi vücudu o anda Gerçek Buz'dan daha güçlüydü, bu yüzden onu kullanmıyordu. Fakat yine de oldukça ince bir tabaka ile elini kaplamıştı. Bu ince tabaka onun haraket etmesini engellemiyordu ve iyi bir güç sağlıyordu.

Pars tüm yumruklardan kaçınıp karşı bir saldırı yaptı. Yuzhou, Pars'ın yumruğundan kaçınmayı başardı fakat Pars'ın yumruğundaki gri enerji patlayıp Yuzhou'nun geriye fırlamasına sebep oldu. Yuzhou geriye doğru fırlarken, sivri dişleri ile elini ısırdı ve bağırdı.

"Çağırma Büyüsü! Liecia!"

Yuzhou bunu dedikten sonra kan damlası yere düşmek yerine, onun karnına damladı. Bu yüzden Liecia Yuzhou'nun karnından hızla Pars'a doğru fırladı. 

Bembeyaz tüyler ve sarı gözler. Büyük bir kurt. Yuzhou Liecia'yı kullanmayalı uzun zaman olmuştu. Liecia'nın gücü ne kadar işe yarardı bilmiyordu fakat Liecia ona yardımcı olabilmeliydi.

Liecia Yuzhou'nun karnından fırlayıp Pars'ın üzerine atılmıştı. Liecia ışık elementi kullandığı için oldukça hızlıydı ve Pars bu hıza karşılık verememişti bu yüzden Liecia onun üzerine atıldığında Pars'ı yere düşürmüştü. 

Liecia, Pars'ı ısırmaya çalışıyordu ya da ışık elementi ile bir şeyler yapmaya çalışıyordu. Fakat Pars'ı ısıramıyordu ve ışık elementi saldırıları Pars'ın gri enerjisi sayesinde işlemiyordu.

-

O sırada, Temps'in en güçlü şehrindeki, en büyük şato'nun en üst katında oturan beş kişi bulunuyordu.

Uzun, dikdörtgen bir masada oturuyordu bu beş kişi ve bu beş kişiden birisi masanın başında oturuyordu. Bir kişi masanın başında oturan adamın sağında, diğer üç kişi de onun solunda oturuyorlardı.

Masanın başında oturan adam, yaşlı birisiydi. O adamın yaşı 500 den fazlaydı. Gücü yüzünden yaşam süresi oldukça uzundu. Adam beyaz saçlıydı ve boğazına kadar gelen beyaz sakalları vardı. Adamın gözleri ise masmaviydi. Fakat o anda adam gözü kapalı bir şekilde oturuyordu.

Adam, gözlerini açmadan konuştu. O anda iki eli de çenesindeydi ve bir şey düşünüyor gibiydi.

"Işık elementi..." dedi alçak bir ses ile. O adamın sağındaki kişi, mavi gözlü, siyah saçlı birisiydi. Gençti ve daha yaşı henüz 20 lere gelmemiş gibiydi. Mavi gözlü siyah saçlı genç konuştu.

"Baba, ben gidebilir miyim?" diye sordu. Beyaz saçlı ve sakallı adam, gözlerini açmadan konuştu.

"Hayır, biraz daha bekleyelim." dedi. Genç bir şey demedi, herkes sessizce bekliyordu. 

-

Pars, Liecia'yı zor da olsa üstünden fırlatmıştı. Ayağa kalktığı an Liecia tekrar saldırdı fakat Pars bu sefer karşılık verdi ve Liecia'ya bir yumruk attı. Liecia kurt formundayken geriye doğru fırladı. Kurt formunda Pars'a karşı bir şey yapamıyordu. Bu yüzden geriye doğru fırlarken küçük bir ışık hüzmesine dönüştü ve hemen insan formuna geçti.

Liecia insan formunda tekrar saldırırken, Yuzhou kenardan bir saldırı gönderdi.

"Karanlık Alevler!"

Karanlık alevlerden oluşan bir top hızla Pars'a ilerliyordu. Liecia bu saldırıyı farkettiği için geri çekilecekti. Fakat Pars'ı oyalamak istiyordu. Karanlık Alevler tam Liecia'ya değecekken, Liecia ışık elementini kullanarak birden ortadan kayboldu. 

Pars saldırıyı son anda farketti ve tüm vücudunu gri enerji ile kapladı. Karanlık Alevler önce gri enerjiyi yaktı ve ortadan kayboldu.

-

Şato'daki beyaz saçlı beyaz sakallı yaşlı adam, gülerek konuştu,

"Karanlık element'de mi var? Görmeyeli uzun zaman olmuştu."  dedi.

Adamın sağındaki siyah saçlı mavi gözlü genç,

"Baba, ben gi-"

Yaşlı adam gözünü açarak onun sözünü kesti. Mavi gözleri parladı ve

"Bununla ben ilgileneceğim." dedi ve yavaşça ortadan kayboldu. Şatonun en üst katı, yani o beş kişinin olduğu kat tamamen camdan oluşuyordu. Dışarıdan içerisini görmek imkansızdı ve içeriden dışarısı oldukça net görünüyordu.

Yaşlı adam, camlardan birine doğru ilerledi. O ilerleyince oradaki cam birden ortadan kayboldu. Camlar bir büyü ile yapılmıştı, bariyer büyüsü gibi fakat daha güçlüsü. Sadece beş kişi girebiliyordu ve çıkabiliyordu. Dışarıdaki kimse giremezdi.

Yaşlı adam camdan aşağıya atladı. Neredeyse 100 metreden daha fazla yükseklikteydi. Oradan aşağı atladıktan sonra bir anda ortadan kayboldu.

Karanlık ve Işık elementi, Yüksek Dünyalar'da da nadirdi. Sıradan Dünyalar'a göre daha çok olsa da, yine de oldukça nadir bir şeydi. Ve oldukça uzun süredir iki elementin bir arada olduğu görülmemişti. Genelde tek olarak görünüyorlardı ve o elementleri kullanan kişiler özel olarak eğitilip güçlü bir asker olarak kullanılıyordu.

Yuzhou, Liecia ve Pars savaşa devam ederken, yaşlı adam birden ortalarında belirmişti. Onun belirmesiyle birlikte aurası yüzünden hiç kimse zarar görmemişti fakat istemsizce haraket edememeye başlamışlardı ve diz çökmüşlerdi.

Pars Queen, Liecia diz çökmüştü. Rebekah baygındı ve yatıyordu, Rowan ise hançer yüzünden ölü olarak yatıyordu.

Fakat, Yuzhou haraket edemese de, diz çökmeyi reddediyordu. Lucifer'in gücü zaten kimseyi kendisinden üst olarak görmüyordu ve kibirli bir güçtü. Lucifer'in gücü bir yana, Yuzhou'nun İnsan Tanrı gücü birilerine itaat etmeyi reddediyordu. Bu yüzden diz çökmüyordu.

Yaşlı adam,

"Kral'ın karşısında diz çökmüyor musun? Ne saygısız birisin..." dedi.

Daha sonra Yuzhou'ya doğru ilerlemeye başlamıştı ve tüm aurasını Yuzhou'ya yönlendirmişti. Yuzhou o auranın gücü yüzünden neredeyse bilincini kaybedicekti fakat zar zor duruyordu. Yine de diz çökmüyordu.

Kral'ın tüm aurası Yuzhou'ya yönlenince, Liecia ve Pars serbest kaldı. Pars hızla oradan kaçarken, Liecia ışık elementi ile birden Kral'a saldırmıştı.

Kral o anda parlak mavi gözler ile Yuzhou'ya bakıyordu. Liecia birden Kral'ın önünde belirdi ve ışık elementi ile bir saldırı yaptı. Yuzhou bile gözleri ile o saldırıyı takip edemedi.

Fakat Kral gözünü kırpmadan, başka bir yere bakmadan tek elini kaldırdı ve Liecia'nın boynunu tuttu. Bunu yaparken bile gözünü Yuzhou'dan ayırmamıştı.

Liecia'yı boynundan tutup havaya kaldırırken, yavaşça Liecia'ya baktı ve

"Geldiğin yere dön, böcek." dedi.

Daha sonra Liecia'yı zorla Yuzhou'nun içine gönderdi.

Kral, tekrar Yuzhou'ya baktı ve

"Seni eğitip güçlü bir asker yapmayı amaçlamıştım. Elit ve asil birisi olacaktın, oldukça güçlü ve benim şehrimde oldukça yüksek bir konumda olacaktın. "Beş Güç"'e bile girebilirdin. Fakat kibrin yüzünden bana itaat etmedin ve ayakta kaldın. Aurama nasıl karşı koyduğunu anlamasam da, sana ceza vereceğim." dedi. 

Daha sonra kendi enerjisi ile Yuzhou'yu uçurdu ve kendisi de uçtu. Birden Kral'ın şehrinde belirdiler. Temps'in en güçlü şehri. Yuzhou'nun güçlendikten sonra ele geçirmeye çalışacağı en güçlü şehir. Yuzhou Kral ile şimdiden tanışmıştı.

----------

Kendi kurduğum bir discord var, içinde okuyucular ve ben sohbet ediyoruz, sadece benim serim değil, başka seriler ve genel sohbet olarak güzel bir ortam discordu kurduk. Gelip sohbet edebilirsiniz, soru sorup seriler hakkında tartışabilirsiniz.

DC Link : https://discord.gg/KPBTkTe