101. Bölüm | Ruhları Yiyen Ejder!

avatar
1239 2

İnsan Tanrı - 101. Bölüm | Ruhları Yiyen Ejder!


Rowan sinirle Pars'a fırlamıştı. Saçları uzamıştı, beline kadar gelmişti ve siyah saçları gri bir renge dönmüştü. Bir gözü gri parlarken, diğer gözü de beyaz parlıyordu. Sol eli beyaz bir enerji ile parlarken, sağ elinde de siyah bir enerji parlıyordu.

 

Pars, Rowan'daki güç artışını farketmişti. Fakat Pars hâlâ biraz daha güçlüydü. Rowan Pars'ın önünde belirdiğinde hızla sol eli ile bir yumruk attı. Fakat Pars yukarıya doğru zıpladı ve yumruktan kaçındı, bir binadan daha yükseğe zıplamıştı. Havada geriye doğru takla atarken elindeki eldivenler tekrar şekil değiştirdi ve bir yay oluşturdu. Pars elini yaya götürdüğünde gri bir ok belirdi ve bu oku hızla fırlattı.

 

Rowan o anda bir oktan daha hızlıydı. Oktan kaçtı ve birden Pars'ın önünde belirdi. Havada bir yumruk atmayı başarmıştı. Sol eli ile bir yumruk attı ve Pars bu yumruktan sonra hızla yere düştü. Yere düştükten sonra geriye doğru sürüklendi ve bir toz bulutu oluştu. Rowan tekrar Pars'ın önünde belirdi ve bir yumruk daha attı. Yumruk yine sol eli ile atmıştı.

 

İlk yumruğu sağ göğsüne attı, ikinci yumruğu ise sol göğsüne attı. Pars bu yumruktan sonra yine geriye doğru fırladı ve bir ağaça çarptı ama duramadı, ağacı kırarak arkasındaki bir ağaca çarptı ve o şekilde durdu.

 

Rowan tekrar Pars'ın önünde belirip bu sefer karnına bir yumruk attı. Fakat Pars bu sefer geriye fırlamadı. O anda kıyafetlerinden dolayı görünmüyordu ama, Rowan'ın yumruk attığı yerler beyaz, yuvarlak bir mühür ile işaretlenmişti.

 

Rowan her yumruk attığında, daha da hızlanıyor ve daha da güçleniyordu.

 

Rowan dördüncü yumruğunu, göğsünün biraz altına, karnının biraz üstüne attı. Üç beyaz mührün tam ortasına atmıştı. Yumruğu atarken, Pars kafasında oldukça korkutucu bir ses duymuştu. Bu ses çok kalındı ve oldukça korkutucuydu.

 

"Yakaladım seni!"

 

Bu dördüncü yumruk Pars'a doğru ilerlerken, Pars sanki zamanı ağır çekimde görüyormuş gibiydi. Bir anda görüşü değişti. Bembeyaz bir alandaydı. Etrafta hiçbir şey yoktu ve haraket edemiyordu.

 

Önünde ise iki ışık vardı. Birisi gri, diğeri ise siyah bir ışıktı. Pars o anda çıplaktı, vücudundaki beyaz mühürler orada da vardı. Birden vücudundaki mühürler parlamaya başladı. Pars kafasını aşağı indirip vücuduna baktığında mühürleri gördü. O anda hızla siyah olan ışık fırladı ve o mühürlerin ortasına siyah bir mühür bıraktı. 

 

Pars o siyah mührü gördüğü anda, tekrar gerçek dünyaya döndü ve Rowan'dan dördüncü yumruğu yedi. Bu yumruğu yedikten sonra, ağzından kan kusarak oldukça geriye fırladı. 

 

-

 

O anda siyah duman bulutu yayılmaya başlamıştı. Yuzhou hâlâ haraketsiz bir şekilde yerde yatıyordu. Patlamanın tam dibindeydi, vücudu parçalanmamıştı. S Seviye bir vücudu vardı ve Luciferin'in gücü birleşince vücudunun sağlamlığı olağanüstü bir seviyedeydi. Bu yüzden tek parça halindeydi fakat vücudu tamamen siyah bir haldeydi. Her yeri yanmıştı.

 

Yuzhou o anda gözünü açtı. Fakat gerçek dünyada değildi. Hava kıpkırmızıydı, ve bu kırmızıdan daha koyu bir renkte bulutlar vardı. Kan kırmızısı bulutlar.

 

Yavaşça doğruldu ve ayağa kalktı. Etrafına baktığında koyu kırmızı bir maddeden yapılan şato benzeri bir binanın içerisindeydi. Dışarıyı hiçbir şekilde göremiyordu. Sadece gökyüzünü görebiliyordu. Ve etrafta sadece birkaç ses vardı. 

 

Alev sesi vardı. Alevler yanıyordu. Çığlık sesleri, kemik kırılma sesleri. İnsanların acısından ve alevlerin yanmasından başka bir şey duyamıyordu.

 

Önünde ise, bir merdiven vardı. Merdiven çok uzun değildi, merdivenin sonunda ise bir taht vardı. Taht'ta oturan bir adam vardı. Adam tamamen siyah kıyafetler içerisindeydi, tek görünen şey ise yüzüydü. Kısa siyah saçlı, siyah gözlü birisiydi. Oldukça yakışıklıydı. Yavaşça tahttan kalktı ve Yuzhou'ya baktı. Yuzhou onunla göz göze gelince birden etraf değişti.

 

Hava lacivert renge dönmüştü, bulutlar griydi ve Yuzhou hiçbir ses duymuyordu. Tek duyduğu ses, karşısındaki adamın sesiydi.

 

"Yuzhou." dedi karşısındaki adam.

 

Yuzhou bunu duyduğunda, karşısındaki adama baktı. Bu ses çok tanıdıktı. Bu ses, Lucifer'in sesiydi!

 

Yuzhou,

 

"Burası neresi?" diye sordu.

 

Lucifer gülümsedi ve

 

"Öldün, Yuzhou. Ve şuan ruhun karşımda." dedi.

 

Yuzhou şaşırdı, ölmüş müydü? Lucifer konuştu.

 

"Aslında tam olarak ölmedin, benim gücüm olmasa ölmüş olabilirdin fakat ruhunun kaçmasına izin vermedim ve seni kendi krallığıma getirdim." dedi.

 

Yuzhou bir şey demiyordu. Lucifer,

 

"Şu an cehennemdesin." dedi.

 

Yuzhou neler olduğunu tam kavrayamamıştı. Etrafına bakıyordu fakat etrafta hiçbir şey yoktu. Lucifer,

 

"Aslında cehennem burası değil. Burası benim yaşadığım yer, senin içindeyken burada oturup her şeyi izliyorum." dedi.

 

Yuzhou,

 

"Öldüm mü? Lanet olsun. En azından Pars Queen şerefsizini öldürüp ölseydim. Şimdi ne olacak, yanacak mıyım?" diye sordu.

 

Lucifer güldü ve

 

"Hayır... Senin bu kadar çabuk ölmene izin vermeyeceğim. Pars Queen'in kanından birkaç yudum alman bile olağanüstü bir güç sağladı. Senin ruhunu geri vücuduna gönderebilirim. Fakat bana bir konuda söz vermen gerekiyor." dedi.

 

Yuzhou meraklı bir şekilde Lucifer'e baktı.

 

"Sana mühürlü olduğumu daha önce söylemiştim. Tam sayısını vermem gerekirse, 666 mühür ile gücüm ve vücudum mühürlendi. 66 Mühür vücuduma kavuşmam için yeterli. Senden vermeni istediğim tek söz, 66 mührü kırmama yardımcı olmanı istiyorum." dedi.

 

Yuzhou,

 

"Yardım edebilirim. Lütfen beni geri gönder, şuan tek istediğim Pars'ı öldürmek!" dedi.

 

Lucifer,

 

"Fakat gücün şuan yetersiz. Oldukça yetersiz. Hızla güçlenmen gerekiyor. Daha sonra sana yapman gerekenleri söyleyeceğim." dedi.

 

Yuzhou,

 

"Tamam, şimdi beni geri gönder!" dedi sinirli bir şekilde.

 

Lucifer,

 

"Sakin ol." dedi ve Yuzhou'nun önünde belirdi.

 

"Ruhun artık benim elimde. Seni geri göndersem bile ruhunu kontrol edebilecek durumdayım. Eğer sözünü tutmazsan, çok kötü şeyler olur." dedi.

 

Yuzhou,

 

"Sözümü tutacağım." dedi.

 

Lucifer gülümsedi ve

 

"Tutmamak gibi bir şansın yok." dedi. Ardıdan Lucifer'in vücudu yavaşça kayboldu. Etraftaki her şey kayboldu ve Yuzhou kendisini tamamen siyah bir alanda buldu.

 

"Seni olağanüstü bir güç ile geri gönderiyorum." dedi.

 

Yuzhou birden gerçek dünyaya geri döndü. Gözünü açtı, sonunda gökyüzünü görmüştü. Siyah vücudu yavaşça iyileşerek eski haline döndü. Yuzhou gözlerini kapatmıştı. Tamamen iyileştikten sonra, vücudunda akan olağanüstü gücü hisseti.

 

Gülümseyerek gözlerini açtı. Gözlerini açması ile birlikte bir enerji dalgası etrafa yayıldı. Bu enerji dalgası Rebekah'ya çarptı ve onu metrelerce geriye fırlatattı. Bazı ağaçlar bu dalgadan dolayı yıkılmıştı. 

 

Pars ile Rowan o anda savaşıyordu. Rowan bunu hissedince bir anlığına gardını indirdi ve Yuzhou'ya baktı. Yuzhou ayağa kalkmıştı. Fakat Pars'ı duyunca tekrar savaşa döndü. Ama artık çok geçti.

 

"Ruhsömüren Ejder Yayı! Ruhları yiyen ejder, Zeghieni!"

 

Pars'ın elinde siyah bir yay belirdi. Yayın ok fırlatıldığı kısım ejder başı şeklindeydi. Pars elini yaya götürünce bembeyaz bir ok belirdi. Ejderhanın ağzından hızla bu ok fırladı. Rowan o oku kendisine saldıran büyük bir ejderha olarak görüyordu. 

 

Ejderha ağzını açtı ve Rowan'ı ısırdı. Fakat bu Rowan'ın gördüğü şeydi, dışarıdan görülen şey ise beyaz bir okun Rowan'ın göğsüne saplandığıydı.

 

Rowan bu ok tarafından vurulunca, saçları kısalmaya, gözlerindeki parlaklık azalmaya başladı. Ellerindeki gri ve siyah enerjiler kayboldu. Pars'ın elindeki yay da kaybolmuştu. 

 

Rowan'ın göğsündeki ok parlıyordu. Beyaz bir ışık yavaşça Pars'a doğru ilerlerken, Rowan acı ile bağırıyordu.

 

O anda Yuzhou birden Rowan'ın önünde belirdi ve hızla elindeki gümüş, ince uzun hançeri Rowan'ın kalbine sapladı. 

 

Bu hançer Rowan'ın kalbine saplandığında, göğsündeki ok ve Pars'a doğru ilerleyen beyaz ışık kayboldu. Rowan'ın ten rengi griye dönmüştü.

 

Yuzhou, Rowan'ın vücudunu yavaşça yere yatırdı.

 

Daha sonra arkasını döndü. Parlayan sarı gözler ile Pars'a baktı. Olağanüstü bir aura etrafa yayılmıştı. Yuzhou'nun tek gözü yavaşça kırmızıya döndü ve göz ile göz altı damarları belirginleşti. 

 

----------

Kendi kurduğum bir discord var, içinde okuyucular ve ben sohbet ediyoruz, sadece benim serim değil, başka seriler ve genel sohbet olarak güzel bir ortam discordu kurduk. Gelip sohbet edebilirsiniz, soru sorup seriler hakkında tartışabilirsiniz.

DC Link : https://discord.gg/KPBTkTe






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44225 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr