93. Bölüm | İki Seçenek

avatar
1277 2

İnsan Tanrı - 93. Bölüm | İki Seçenek


Rowan, Yuzhou'nun boğazını oldukça sıkıyordu. Yuzhou her şeyi yapmıştı, Gerçek Buz ile Rowan'ı kaplamaya çalışmıştı fakat Gerçek Buz'u koyduğu gibi eriyordu ya da kırılıyordu. Karanlık Alevleri kullanıyordu fakat Karanlık Alevler hemen kayboluyordu. Rowan'a hiçbir zarar veremiyordu.

 

Yuzhou hiçbir şekilde kurtulamayacağını anlayınca, boğazı sıkılırken zar zor konuştu.

 

"Tamam, söyleyeceğim." dedi. Rowan bunu duyduğu anda Yuzhou'yu bıraktı. Daha sonra Rowan eski haline geri döndü. Gözündeki parlaklıklar sönmüştü, saçları geri kısalmıştı. Eski halini almıştı. Gücü oldukça kullanmasına rağmen, kontrolü kaybetmemişti.

 

Yuzhou o anda tamamen kendisine geldikten sonra, Rowan'ı Rebekah'nın yanına götürdü.

 

Rowan, Rebekah'nın göğsünde hançerli bir şekilde yattığını görünce endişelendi. Hızla onun yanına gitti ve eğildi, fakat bu hançer daha önce Yuzhou tarafından ona saplanmıştı ama ölmemişti. Bu hançerin ne olduğunu o anda anlamıştı. Hançer sadece vücutta saplı kaldığı sürece ölü bırakıyordu.

 

Rowan bunları düşünürken Yuzhou hemen hançeri çıkardı ve yüzüğüne koydu. Daha sonra,

 

"Birkaç saat ya da gün içinde geri canlanır." dedi. Rowan o anda ayağa kalktı ve Yuzhou'ya baktı.

 

"Bunu neden yaptın?" diye sordu. Yuzhou biraz durdu. Rowan'ın ne dediğini anlamıştı. Rowan'a hançer saplaması, Rebekah'ya da hançeri saplaması. Rowan bunu soruyordu.

 

Yuzhou,

 

"Güç tarafından ele geçirildiğini sandım. Seni o anda öldürebilirdim ve amacımı gerçekleştirebilirdim. Fakat, seni hançerledikten birkaç gün ya da hafta, ne zaman düzelirsen o zaman uyandırmayı düşünüyordum." dedi. 

 

Rowan,

 

"Beni öldürebilirdin, neden öldürmedin?" diye sordu. 

 

Yuzhou,

 

"Sen benim kardeşimsin, seni öldürmem." dedi. Aslında yalan söylemişti. Eğer o anda gerçekten Rowan'ı öldürse, Rebekah, Yuzhou'nun peşinden gelip onu öldürecekti. Bu yüzden ölmemenin tek seçeneği Rowan'ı hançerlemekti fakat sonuç olarak düşündüğü şey olsa da, Rowan serbest kaldı, planları biraz daha yavaş işleyecekti. Ama Rowan bunu bilmiyordu ve Yuzhou'ya güvendi.

 

Rowan bunu duyunca, gülümsedi ve

 

"Bu yaptığını affediyorum. Kız kardeşim uyanınca sana saldırmaya çalışacaktır. Onu durduracağım. Daha sonra buradan gideriz."

 

Yuzhou,

 

"Buradan gitmeyi düşünmüyorum. Bu küçük yer şuan benim kontrolüm altında, burası ile ilgili planlarım tamamladıktan sonra daha büyük şehirleri ele geçireceğim. Daha sonra tüm dünyayı. Ondan sonra buradan gerçekten gideceğim." dedi.

 

Buradan gerçekten gitmekle söylemek istediği şey, farklı bir dünyaya geçmekti. Direkt olarak Temps'e gitmeyi düşünüyordu.

 

Rowan,

 

"Sana yardım edeceğim kardeşim." dedi. 

 

Yuzhou, gülümsedi ve

 

"O zaman, birlikte bu dünyaya hükmedelim!" dedi.

 

Yuzhou daha sonra aklına birden bir şey gelmiş gibi göründü ve

 

"Yapmam gereken bir şey var. Gitmem gerekiyor, istersen burada kal." dedi. Rowan,

 

"Uyanması birkaç saat ya da gün demiştin. Seninle gelebilirim." dedi. 

 

Yuzhou yürümeye başladı ve

 

"Öldürmem gereken kişiler var." dedi ve hızla koştu. Zaten hızlıydı, Lucifer'in gücünü de aldığında beklemediği bir hız ortaya çıkmıştı ve kendisini kontrol edemeyip malikanenin duvarına çarpmıştı. Fakat vücudu yüzünden malikanenin duvarı kırılmıştı ve Yuzhou duvardan geçerek koşmaya devam etmişti. Koşarken dışardan bakıldığında vücudu bulanık olarak görülüyordu, fakat bunu sadece güçlü kişiler böyle görüyordu.

 

Normal insanlar Yuzhou'yu gözü ile takip edemiyordu. Fakat Rowan Yuzhou'nun hızına eşlik edebiliyordu.

 

Yuzhou kısa sürede şehrin dışındaki malikaneye gitmişti. Kardeşlerin malikanesindeydi. Hızla kapıya vurdu ve kapı fırladı. Yuzhou içeriye girmek istedi fakat giremedi. Önünde sanki görünmez bir duvar vardı. Bu duvarı ne yaparsa yapsın aşamıyordu.

 

Birkaç saniye sonra iki kardeş kapının önüne geldi. İlk başta biraz korksalar da, bariyer büyüsü yüzünden Yuzhou'nun içeriye giremeyeceğini biliyorlardı. Siyah saçlı olan,

 

"Boşuna çabalama. Ben izin vermediğim sürece buradan giremezsin." dedi.

 

Yuzhou o anda gülümsedi,

 

"O zaman sana iki seçenek vereyim. Bir, ya bizi içeriye al. İki, ya da ben burayı saniyeler içerisinde yok edeyim, sizinle birlikte." dedi. 

 

Siyah saçlı erkek o anda biraz korktu. Yuzhou'nun oldukça güçlü olduğunu biliyordu. Fakat gücünü tam olarak bilmese de, bunu yapabilecek güce sahip olabilirdi.

 

Yuzhou biraz bekledikten sonra konuştu.

 

"Cevap vermiyorsan senin yerine ben seçerim. İkinci seçeneği seçiyorum." dedi ve gülümsedi.

 

Daha bir şey yapmadan durdu ve,

 

"Aslında, aklıma bir şey geldi." dedi. Daha sonra kapıya baktı, elini koydu. Görünmez bir duvara elini koymuş gibiydi. Daha sonra Karanlık Alevleri kullanarak o görünmez duvarı yok etmek istedi. Her şeyi yakabilecek bu alevlerin, bunu da yakabileceğini düşündü. 

 

Siyah saçlı,

 

"Buraya hiçbir büyü işlemez." dedi. Fakat Karanlık Alevlerin gücünü bilmiyordu. Karanlık Alevler birkaç saniye orada durduktan sonra kayboldu. Siyah saçlı,

 

"Söylemiştim." dedi. Fakat o anda, Yuzhou gülümsedi ve bir adım attı. Kapıdan geçebilmişti. Siyah saçlı erkek ve kardeşi bunu görünce şok olmuşlardı. Yuzhou ise gülümsüyordu. Ardından hızla sol eli ile siyah saçlının, sağ eli ile kahverengi saçlının boğazlarından tuttu ve onları havaya kaldırdı. İkisine de bakarak,

 

"Şimdi... size ne yapsam acaba?" dedi. Daha sonra kahverengi saçlıyı hızla duvara fırlattı. Duvara fırlattığında düşmesine izin vermedi ve göğsünü Gerçek Buz ile kapladı. Buz duvara da değiyordu ve kahverengi saçlının düşmesini engelliyordu.

 

Yuzhou, siyah saçlıya bakarak

 

"O saldırının karşılığını vereyim önce." dedi. Daha sonra elinde mavi bir kılıç belirdi ve hızla bu kılıcı siyah saçlının karnına sapladı. Siyah saçlı o anda acı ile bağırsa da, bir yandan da boğazı sıkıldığı için sesini tam çıkaramıyordu. 

 

Yuzhou kılıcı geri çektikten sonra tekrar boyutuna attı ve siyah saçlıyı yere indirdi. Siyah saçlı karnınındaki akan kanı engellemeye çalışsa da, başaramıyordu.

 

Yuzhou o anda elinde tekrar mavi bir kılıç belirdi ve elini kesti. Daha sonra kılıcı tekrar boyutuna attı ve hızla elini siyah saçlının ağzına götürdü. Siyah saçlı istemese de Yuzhou'nun kanı onun vücuduna girmişti. 

 

Yuzhou daha sonra bekledi. Birkaç saniye içerisinde, siyah saçlının karnındaki delik hemen iyileşmişti.

 

Yuzhou,

 

"Şimdi, farklı bir şey deneyeceğim." dedi ve hızla siyah saçlının boğazını tutarak tüm gücüyle sıktı. Siyah saçlının boğazı ezildikten sonra Yuzhou onu bıraktı ve siyah saçlının cansız vücudu yere düştü. 

 

Kahverengi saçlı bunu görünce istemsizce gözünden yaş geldi ve

 

"HAYIRRR!" bağırırken Yuzhou birden onun önünde belirdi. Ona da kanını içirecekti fakat elindeki yara iyileşmişti. Yuzhou hızla kılıcı ile tekrar kestikten sonra kanını içirdi ve hızla göğsüne yumruk atarak göğsünü deldi. Tam kalbini çıkarıcaktı ki, Lucifer onu durduru.

 

"Dur! Sadece boyunlarını kır. Kalplerini çıkarırsan tekrar doğamazlar." dedi.

 

Yuzhou daha sonra elini yavaşça geriye çekti. Kanını içirmiş olduğu için kahverengi saçlının yarası hızla iyileşti. Yuzhou daha sonra bir bakış attı ve kahverengi saçlının boynunu kırdı.

 

Daha sonra Gerçek Buz'u geri özümsedi ve kahverengi saçlının da cansız vücudu yere düştü. Yuzhou gülümseyerek Rowan'a döndü ve

 

"Bekleyelim kardeşim." dedi.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44226 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr