90. Bölüm | Soğuk Cehennem

avatar
1426 2

İnsan Tanrı - 90. Bölüm | Soğuk Cehennem


Aradan bir gün geçtikten sonra, Yuzhou şehre dönmeye karar vermişti. Bu bir günde, Yuzhou, Daren'den bir tane daha vücut tekniği almıştı ve bu sefer Gerçek Buz'u kullanarak onun sınavına girmişti.

 

Bu sınav, Yuzhou'nun dayanıklılığını test etmişti. Yuzhou bu sınava girdiğinde kendisini tamamen buzdan bir alanda bulmuştu. Bu buzdan alan Gerçek Buz'dan yapılmıştı ve her şeyden daha soğuktu. Ayrıca o kadar soğuktu ki, Yuzhou'nun vücudu yanıyordu.

 

Yuzhou, testin içerisinde birkaç ay o acıyı çekmişti. Fakat dayanmayı başarmış ve Gerçek Buz Vücudu'nu elde etmeyi başarmıştı. Artık Gerçek Buz ile istediğini yapabilecek bir seviyedeydi. Kullanım hızı o kadar artmıştı ki, bir saniye içerisinde tüm vücudunu kaplayabilirdi. 

 

Ayrıca Gerçek Buz Vücuduna sahip olduğu için kendi vücudu da iyice güçlenmişti ve daha dayanıklı, güçlü hale gelmişti. Şuan normal bir S seviyeden çok daha güçlüydü.

 

Ayrıca yeni bir teknik elde etmişti. 

 

------------------------------------------------------------------------

Soğuk Cehennem : Kişi vücudundan oldukça güçlü bir gerçek buz enerjisi yayar. Bu enerjinin değdiği her şey anında donar ve sonsuza kadar her şeyden daha soğuk bir soğuğa maruz kalır ve vücudu sürekli soğuktan dolayı yanar. Buza yakalanan kişi sonsuz acı çeker.

Tekniği kullanmak kişinin vücudundaki tüm gerçek buz manasını tüketir. Ayrıca kişi ne kadar mesafe isterse bu tekniği o kadar büyük uygulayabilir, ama yan etkisi fazla olur.

Kişi buz manasına karşı oldukça fazla direnç kazanmıştır. Gerçek Buz'u kontrol etme yeteneği artmıştır ve Gerçek Buz'un gücü yükselmiştir.

------------------------------------------------------------------------

 

Yuzhou, kendisine geldikten sonra yattığı yerden ayağa kalktı. Vücudunun gücünün arttığını hissedebiliyordu. Şuan vücudundan yayılan auranın derinlerinde, inanılmaz soğuk ve güçlü bir aura vardı. Artık Yuzhou kendisinden oldukça güçsüzleri aurası ile öldürebilecek seviyeye gelmişti.

 

Yuzhou bunu farketti ve kendisini biraz kontrol altına aldı. Çünkü nefes alış verişinde ağzından buharlar çıkıyordu. Şuan biri ona dokunsa neredeyse hayatında dokunduğu en soğuk şeylerden birisine dokunmuş gibi olurdu. Fakat Yuzhou bu gerçek buz aurasını kontrol etti ve onu azalttı. Artık ağzından buhar çıkmıyor, vücudu da eski ısısına geri dönüyordu.

 

Yuzhou yüzünde bir gülümseme ile

 

"Artık geri dönebilirim." dedi. Daren'e baktı ve Daren kafasını salladıktan sonra hızla onu birkaç saniye içinde geri şehire gönderdi. Daren'in gücü olağanüstü bir seviyedeydi. Şuan bulunduğu dünyayı tek başına yok edebilirdi. Bu yüzden birkaç saniyede dünyayı dolaşmak onun için sorun olmazdı. 

 

Yüksek Dünyalarda bunu yapamazdı. Orada da gücü farklı bir seviyede olsa da, orası oldukça büyüktü ve Daren'e yakın güçte kişiler vardı. Ayrıca orası çok büyük olduğu için bu kadar hızlı haraket edemezdi. Kendisi hiç Yüce dünyalara gitmemişti fakat orada neler yapabileceğini ve oranın gücünü bilmiyordu.

 

Yuzhou yüzünde bir gülümseme ile şehre inmişti. Şehre indiğinde malikanesinin oraya gitti ve malikaneye girdi. Rebekah etrafta görünmüyordu.

 

Yuzhou, malikanede biraz durduktan sonra, tam çıkacaktı ki, arkasında birisini hisseti. Hızla arkasını dönmeyi başardı bu sefer. Fakat arkasını döndüğünde haraket edemedi ve önündeki kişinin mavi ve mor gözleri parlamaya başladı. Yuzhou'nun da gözü parladı. Yuzhou bazı şeyler görüyordu.

 

Gördüğü şeylerde nehirler, sular her şey teker teker kan olup akıyordu. Fakat suların seviyesi yükselmişti ve bu kana dönüşen suları, nehirleri, denizleri hiç kimse durduramıyordu. Çoğu kişi çığlıklar içerisinde kaçışıyordu. Bu felaket uzun bir süre durduktan sonra, sular birden eski haline döndü.

 

Çok fazla insan ölmüştü. Fakat bu felaketin durması ile insanlar rahatlamaya başladı. Tam rahat oldukları anda, birden herkesin kulağının kanamasını sağlayak yükseklikte bir ses duyuldu. Ardından kör edici bir ışık göründü.

 

Fırtınalar başlamıştı. Bu fırtınaların sesi kulak kanatıyor, görüntüsü kör ediyordu.

 

Ardından Yuzhou birden bir şeyler görmeyi kesti. Önündeki adam,

 

"Bunlar sadece başlangıç... Buradan gitmeniz gerekiyor. Fırtına kopacak." dedi ve ortadan kayboldu.

 

Yuzhou gördüğü şeyleri anlamaya çalışıyordu. Kiminle gitmesi gerekiyordu? Bu gördüğü şeyler, katliamlar gerçekten ileride olacak şeyler miydi? O bunları düşünürken birden kapı açıldı ve içeriye Rebekah girdi. Rebekah içeriye görünce Yuzhou'yu gördü ve yüzünde mutlu bir ifade takındı. Güldü ve

 

"Yuzhou!" dedi mutlu bir sesle. O anda Yuzhou kendisine geldi. Aklındaki her şey birden kayboldu ve

 

"Kız kardeşim. Ben yokken neler yaptın?" diye sordu. Rebekah,

 

"Rowan nerede? Onu getireceğini söylemiştin fakat aurasını hissedemiyorum. Nerede o?" dedi. Yuzhou,

 

"Sakin ol, hançerini çıkarmadım fakat o burada. Hançeri senin yanında çıkarmak istiyorum." dedi. Rebekah,

 

"Peki öyleyse, ben de sana bir şey getirdim." dedi. Yuzhou bunu duyunca meraklandı. Fakat daha sonra gözü Rebekah'nın boynundaki kolyeye takıldı. Yuzhou gülümseyerek,

 

"Bu..." Rebekah'ya yaklaştı ve kolyeyi elledi. Rebekah bir adım geri çekildi ve

 

"Önce Rowan'ı diriltelim." dedi. Yuzhou,

 

"Pekâla, gel benimle dedi ve arkasını dönüp bir odaya doğru ilerlemeye başladı." Rebekah onu takip ediyordu.

 

Yuzhou, gireceği odanın kapısını açarken, birden elinde hançer belirdi. Fakat arkası dönük olduğu için Rebekah onu farketmedi. Yuzhou kapıyı açtığı gibi hızla arkasını döndü ve birden Rebekah'ya hançeri sapladı. Rebekah bu hıza karşı tepki verememişti.

 

Rebekah acıyla bağırdıktan sonra, kalbine giren hançer ilerledi ve sapına kadar girdi. Daha sonra Rebekah'nın vücudu grileşmeye ve damarları şişmeye başladı. Yuzhou vücudu güvenli bir yere kaldırdı. Malikanede onu bir odaya koydu. Fakat oda üst katta bir yerdeydi ve o odanın girişini gerçek buz ile kapladı.

 

Bu sayede Yuzhou dışında kimse oraya giremeyecekti.

 

Yuzhou, Rebekah'yı kapatmadan önce, boynundan kolyesini almıştı. Kolyeyi incelerken sarı gözleri parlıyordu. Kolyenin içindeki aura gerçekten güçlüydü.

 

Yuzhou, gülümseyerek kolyeyi boynuna taktı. Kolyenin kırmızı taşı parlamaya başladı.

 

-------------------------------------------------------

Evet. 90. Bölüme geldik, her 10 bölümde yaptığımız gibi tüm eleştiri, iyi kötü yorum farketmeksizin hepsini bu bölümün altına yazabilirsiniz. Hepsini okuyacağım. Ayrıca discordumuza gelerek ben ve diğer okuyucularla sohbet edebilirsiniz.

 

DC Link : https://discord.gg/KPBTkTe

 

 

 

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44250 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr