82. Bölüm | Hançer

avatar
1320 2

İnsan Tanrı - 82. Bölüm | Hançer


Kapıyı açan kız, olağanüstü bir güzellikteydi. Her erkeğin ona bakmaktan alıkoyamayacağı bir yüzü vardı. Üzerinde siyah topuklu ayakkabı, siyah kot pantolon ve siyah gömlek vardı. Kıyafetlerinin siyah olması onun yüzünün güzelliğini, renkli gözleri ve saçlarını açığa çıkarıyordu.

 

Kız, Yuzhou'yu gördüğünde oldukça şaşırmıştı. 

 

"Y-Yuzhou."

 

Kız şaşırmış bir şekilde Yuzhou'nun adını söylerken, Yuzhou gülümsüyordu.

 

Kız, kafasını çevirdi ve devasa malikanenin içinde bağırdı.

 

"Rowan! Buraya gel!" diye bağırdı.

 

Birkaç saniye sonra malikanenin üst kata çıkan merdivenlerinden takım elbiseli birisi aşağı inerken,

 

"Rebekah, ne oldu?" diye sordu.

 

Fakat sorusunu tam bitirdiğinde, bir anlık duraksadı. Çünkü o da Yuzhou'yu gördüğünde şaşırmıştı. 

 

"Yuzhou." dedi ve Yuzhou'ya doğru yaklaştı.

 

"Ne işin var burada?" diye sordu.

 

Yuzhou, gülümseyerek,

 

"Biraz düşündüm. Her ne kadar içimizdeki güç yüzünden düşman olsak da, bu bizim kardeşliğimizi engellememeli. Birlikte olmalıyız." dedi.

 

Bunu dedikten sonra birkaç saniye sessizlik oldu. Daha sonra Rowan gülümsedi ve Yuzhou'ya sarıldı.

 

"Evine hoş geldin kardeşim!" dedi gülerek.

 

Daha sonra sarılmayı bıraktı ve Rebekah'ya dönerek,

 

"Bu akşam en güzel yemekleri hazırlasınlar. Ayrıca en yıllanmış şaraplardan birisini de getirsinler." dedi. Rebekah bunu duyunca kafasını salladı.

 

Rowan,

 

"Gel içeri." dedi Yuzhou'ya. Yuzhou içeriye girdikten sonra kapıyı kapattı ve

 

"Alkol, sıradan insanları sarhoş etse de, bizim sarhoş olma kapasitemiz onlardan çok daha yüksek. Ayrıca, sarhoş etmese de, kendimizi sakin tutup içimizdeki bu gücü kontrol etmemizde, öldürme arzumuzu, savaşma isteğimizi kontrol etmemizde yardım ediyor." dedi.

 

Daha sonra merdivenlere ilerledi ve

 

"Gel, sana kalacağın odayı göstereyim." dedi.

 

Merdivenlerden yukarıya çıktıktan sonra biraz ilerlediler ve Rowan bir odanın kapısını açtı. Oda, oldukça büyüktü. Hatta Yuzhou'nun gördüğü en büyük odaydı. İki kişilik büyük bir yatak, yatağın yanında büyük bir dolap ve yatağın karşısında bir çalışma masası vardı. Çalışma masanın üzerinde bir şey yoktu fakat çalışma masasının yanında bir kitaplık vardı ve kitaplık tamamen doluydu.

 

Ayrıca odanın kendi tuvalet odası da vardı. Çalışma masası ve yatağın yanındaki  büyük camlar, şehrin en yoğun kısmını gösteriyordu. O şehirde sürekli müzikler çalınır ve festivaller yapılırdı. Orası en aktif nüfusa sahip şehirlerden biriydi. Ayrıca camların yanında bir kapı daha vardı, bu kapı da balkona çıkıyordu. Odanın kendi balkonu vardı.

 

Rowan, Yuzhou'nun yanına geldi ve

 

"Burası artık senin de evin Yuzhou. Ayrıca, bu şehre ilk defa geliyorsun. Bu yüzden sana biraz bilgi vereceğim. Diğer şehirler gibi, burada burayı yöneten bir kral, ya da bir aile yok. Burası güç ile yönetilen bir yer. Kim güçlüyse onun sözü geçer ve burada şuan bizim sözümüz geçiyor. 

Şehri dolaşmak istersen bana haber ver. Sen burada yenisin ve seni kimse tanımıyor. Sana bir şey yapmaya çalışanlar olabilir. Şuanki gücün ile bir şey yapamazlar fakat sıkıntı çıkarabilecek birkaç kişi var. Benim yanımda dolaşırsan seni tanırlar ve-" Yuzhou onun sözünü kesti ve

 

"Benimle dolaşmana gerek yok. Ben kendimi tanıtırım." dedi.

 

Rowan, Yuzhou'yu biraz inceledi ve gülümsedi.

 

"Öyle olsun." dedi ve Yuzhou'ya bir rozet fırlattı. Rozet altın rengiydi ve üzerinde beyaz ile K harfi yazılıydı.

 

"Bu ailemizin rozeti. Sadece ben de, sen de ve kız kardeşimizde var. Bunu gösterirsen sana bir şey yapamazlar. İhtiyacın olmasa bile yanında bulunsun. Ayrıca bir iletişim rozeti ve boyut rozeti." dedi. Daha sonra kapıyı açtı ve çıkarken,

 

"Bir şeye ihtiyacın olursa, seslenirsin." dedi ve kapıyı kapatıp çıktı.

 

O sırada, Yuzhou zihninde bir ses duydu. Konuşan kişi Daren'di.

 

"Yuzhou, sana bir eşya vereceğim. Vereceğim eşya bir hançer." dedi. Yuzhou daha sonra boyutundan bir hançer çıkardı. Hançer onun bileğinden dirseğine kadar geliyordu. Uzun bir hançerdi. Hançerin bıçağı ince ve uzundu. Hançer gümüş rengindeydi ve parlıyordu. Fakat tutma kısmı biraz daha gri rengindeydi ve üzerinde açık gümüş rengi ile yazılmış cümleler vardı. Fakat Yuzhou onları okuyamıyordu çünkü farklı bir dildeydi.

 

Daren konuşmaya devam etti.

 

"Bu hançeri senden önceki İnsan Tanrı ile bulduk. Her şeyi delebilecek güce sahip, ve eğer bir canlının kalbine saplanırsa onu öldürür. Fakat tam anlamıyla öldürmez. Hançer o kişinin kalbinde saplı kaldığı sürece o kişi ölü kalır. Eğer hançer çıkarılırsa geri dirilir. Fakat, hançer birinin kalbinde saplıyken ve hançer sayesinde ölü durumdayken, onu gerçek anlamda öldürürsen sen de ölürsün. Hançerin böyle bir laneti var.

Bu yüzden eğer bunu saplayacak bir fırsatın olursa, sapladıktan sonra onun vücudunu bulunamayacak bir yere koy. Ölü kalsın ve sen de amacını gerçekleştirirsin.

Normalde bunu sana daha geç vericektim, çünkü daha önceki insan tanrı ile bunu o gri beyaza saplamayı hiç başaramadık. Sen de güçlenmeden bunu saplamayı deneyip başarısız olursan sonuçları kötü olur. Fakat kardeşlik ilişkinizden dolayı bir fırsatın olabileceğini düşündüm. O yüzden dikkatli ol." dedi.

 

Yuzhou hançeri incelerken gülümsedi ve konuştu.

 

"Şimdilik kullanmayı düşünmüyorum." dedi.

 

Fakat aklına gelen bir plan vardı ve bu yüzden gülümsüyordu.

 

--------------------------------------------------------------

Uzun süredir bölüm atamıyordum kusuruma bakmayın. Tekrardan yazmaya devam edeceğim. Ayrıca bir discord sunucusu açtım. Seriye bölüm attığım zaman duyuruları oradan da yapacağım. Ve orada benimle, diğer okuyucularla sohbet edebileceksiniz.

Link ; 

https://discord.gg/KPBTkTe






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44333 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr