76. Bölüm | Dağa Çarpmak

avatar
1441 2

İnsan Tanrı - 76. Bölüm | Dağa Çarpmak


Bachiko, sinirle bağırarak Estel'e doğru fırladı. Yayı elindeydi, koşarken hızla bir ok fırlattı ama Estel kılıcını savurarak oku engelledi. 

 

Yuzhou, kardeş kavgasına karışmak istemiyordu.

 

Bachiko yayı elinden bıraktı ve bir hançer çıkardı. Hançerin etrafını gri bir mana kapladı, Bachiko, Estel'in önüne geldiğinde hızla hançerini savurmaya başladı. Fakat Estel tüm saldırılardan kaçındıktan sonra kılıcı ile Bachiko'nun omzunu yaraladı ve

 

"Bu kadar güçsüz olmanı beklemezdim." dedi.

 

Bachiko, ağzına bir hap attı, yarası hızla iyileşirken, gülümsedi. Estel bir gariplik olduğunu anladı. Fakat ne oluyordu?

 

Bachiko,

 

"Bu, o zamanki kavgamızın devamı kardeşim. Annemizi ölümünün sebebi olduğunu hâlâ unutmadım, unutmayacağım. O öfke hâlâ içimde."

 

dedi ve

 

"ÖL!" diye bağırdı.

 

O anda, elindeki hançerini rüzgar manasıyla hızla Estel'e doğru fırlattı. Estel hançerden kaçmak için vücudunu oynattığında, birden vücudunda onlarca kesik açıldı.

 

Estel neler olduğunu anlamamıştı. Hançer ona değmemişti bile!

 

Bachiko'nun elinde yeni bir hançer belirdi ve tekrar koşmaya başladı. Bu yaralar Estel'i çok etkilemedi. Fakat nasıl olduğunu anlamadı.

 

"Alev Yılanı!"

 

Estel, hızla elini uzattı ve omzunda turuncu bir yılan belirdi. Bu yılan hızla Estel'in kolundan Bachiko'ya doğru fırladı. 

 

Yuzhou aleve baktı ve alev yılanı karanlık bir alevle kaplandı daha sonra yok oldu. Yuzhou, karışmayacaktı fakat Bachiko'ya biraz yardım etmesinde bir sakınca yoktu.

 

Bachiko hızla koştu, Estel'in önüne geldiğinde aynı şekilde saldırılar yaptı. Fakat Estel hepsinden kaçındı, Bachiko sanki bilerek Estel'e vurmuyor gibiydi. Havada kesikler açıyordu.  Yirmiye yakın hançer savurduktan sonra bilerek bir açık verdi.

 

Estel bu açığı gördü ve kılıcını savurdu, fakat Estel'in vücudunda yirmi tane kesik oluştu!

 

Estel acıyla iki dizinin üzerine çöktü. Aynı anda yirmi tane kesik açılıyordu. Bu nasıl oluyordu? Hızla yere çöktüğünde, Bachiko hançeriyle bir saldırı yaptı fakat

 

"Toprak Duvarı!"

 

Estel bir toprak duvarı çıkardı. Bu yüzden Bachiko geriye sıçradı. Fakat, Bachiko hızla toprak duvarının arkasına geçti ve Estel'e bir tekme attı. Estel bu tekmeyi engelleyemedi ve tekme kafasına geldi. 

 

Tekme yüzünden Estel kafasını duvara vurdu. Fakat, Estel kafasını vurduktan sonra alev manası ile etrafına alev saçarak Bachiko ile arasına mesafe koydu.

 

Estel de ağzına bir hap attıktan sonra,

 

"Sözümü geri alıyorum. Biraz güçlüymüşsün, artık kendimi tutmayacağım." dedi.

 

Estel'in kılıcı alevler içinde kaldı. Estel kılıcını alevle kaplıyordu. Kılıcı alevlerle yanarken,

 

"Ayrıca, eğer hap almamıza ısrar etmeseydin annemiz ölmeyecekti!" dedi ve Bachiko'ya doğru koştu.

 

Bachiko,

 

"Hap almazsak annemizi nasıl iyileştirecektik?" diye bağırdı ve hançeriyle koştu.

 

İkisi de birbirlerinin önüne geldiklerinde, Estel kılıcını, Bachiko'da hançerini savurdu. Fakat Estel'in kılıcı savrulurken alevleri yayılıyordu ve büyüyordu.

 

Yuzhou müdahele etti. Birden ikisinin arasında belirdi. İkisinin de kollarından tutup farklı kenarlara fırlattı.

 

Bachiko'yu aldı ve oradan uzaklaştı.

 

Bachiko,

 

"Hey! Ne yapıyorsun, bırak beni!" dedi.

 

Fakat Yuzhou,

 

"Kardeş kavganıza müdahale etmek istemezdim, fakat o senden daha güçlü ve o saldırıya karşı bir şey yapamazdın. Bırak gitsin, bir dahaki kavganızda işinizi bitirirsiniz." dedi.

 

-

 

O sırada, büyük bir malikanenin içerisinde, iki kişi büyük bir masada oturmuş yemek yiyordu. Bunlardan birisi takım elbiseli bir erkekken, diğeri de güzel bir kızdı. Erkeğin saçları siyahtı ve gözleri gri-beyazdı. Kız ise sarı saçlıydı ve mavi gözlüydü. Oldukça güzeldi.

 

Takım elbiseli kişi yemek yerken duraksadı. Güzel kız,

 

"Ne oldu?" diye sordu. Takım elbiseli,

 

"Onu hissediyorum. Güçleniyor. Fakat, çok hızlı güçleniyor. Bizim seviyemize gelmesine az kaldı." dedi.

 

Güzel kız,

 

"Onun gelmesini ben deistiyorum. Fakat, sizin aranızda çok eski zamanlara dayanan bir güç, bir düşmanlık olmasına rağmen, neden onu bu kadar çok istiyorsun?"

 

diye sordu.

 

Takım elbiseli,

 

"Biz bir aileyiz. O benim kardeşim, birbirimize bağlı olmamız gerekiyor. Ben bu gücü kontrol edebiliyorum. Onun kontrol etmesi gereken bir şey yok, sadece gücüne yenik düşüp kibirlenmemesi gerekiyor. Aile, güçtür kız kardeşim.

O yanımıza gelince, çok şey değişecek." dedi.

 

-

 

Yuzhou, Bachiko'yu bırakıp, mağaraya gitmişti. Daren onu getirmişti. Daren,

 

"Çalışmaya başlayacağız Yuzhou. Bu turnuva için güçlenmeyi bırak. Kardeşini yenmek için güçlenmelisin. Beni bile, Liecia'yı bile tutabilecek bir güce sahip, senin çok üstünde."dedi.

 

Bunu dedikten sonra, birden Yuzhou'nun önünde belirdi ve yumruk attı. Yuzhou, bu hızdan kaçınamadı ve metrelerce geriye fırladı. Dağdan aşağı düştü ve bir başka dağın eteklerine çarptı. Büyük bir toz bulutu oluştu. Yuzhou'nun canı oldukça acımıştı fakat hiçbir kemiği kırılmamıştı ya da başka bir şey olmamıştı.

 

S seviyenin gücü buydu.

 

Daren birden Yuzhou'nun önünde belirdi ve

 

"Benim yumruğuma karşı dayanman, üstüne bu dağa çarpmış olmana rağmen kemiklerinin kırılmaması... Vücudun bayağı güçlenmiş. O zaman biraz elementlerini güçlendir Yuzhou. Ondan sonra diğer şeyleri geliştirirsin." dedi.

 

Yuzhou kendini tekrar mağaranın önünde buldu. Vücudu sadece ağrıyordu ve canı acıyordu.

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44335 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr