Yuzhou, vücudunun değiştiğini anlamıştı. Gerçekten de A ile S seviye arasında oldukça fazla fark vardı. Eğer o kırmızı gözlünün yumruğunu yeseydi, biraz geriye savrulmaktan başka bir şey olmayacaktı.

Vücudunu incelediğinde değişik hiçbir şey hissedemedi. Kral'ın o tekniği de neydi öyle?

"Seni eğitmeyeceğim Yuzhou. Kendin güçlenmelisin, ya da bir ustan varsa onunla birlikte çalış. Fakat, bir şeye ihtiyacın olursa yanıma gelebilrisin. Zaten temsilcim olduğunu herkes biliyor, şehirde istediğini de yapabilirsin." dedi.

Kral,

"Seni buraya davet etmemin sebebi ise, artık temsilcimsin ve istersen turnuva zamanına kadar burada kalabilirsin." dedi.

Yuzhou,

"Ustam ile birlikte çalışmaya gideceğim. Turnuva zamanından birkaç gün önce burada olurum." dedi.

Kral,

"Nasıl istersen, fakat turnuva zamanından bir hafta önce gelmen gerekiyor, bir hafta erken gideceğiz turnuvanın olacağı bölgeye."

Yuzhou kafasını salladı ve malikaneden çıktı.

Yuzhou, dışarda dolaşırken, Rozetini çıkardı ve

"Daren, bir vücut tekniği daha verir misin?" diye sordu.

Birkaç saniye sonra cevap geldi.

"Hayır, vücudun henüz bunu kaldıramaz. Birkaç ay sonra vücut tekniğini alacaksın. Ayrıca, turnuvayı kazandığın için tebrikler, zaten kaybetmen mümkün değildi. Ama o son savaştığın kişi, onu niye öldürmedin?"

Yuzhou,

"Lich bana onun cehennemden gelen bir güç olduğunu ve onu yenemeyeceğimi söyledi. Fakat o güçlüydü, eğer onun da benim gibi bir gücüm varsa, ileride karşılaşacağımızı düşünüyorum. Onu öldürmediğim için de bana yardımı dokunabilir." dedi.

Yuzhou bunu dediğinde, Daren'in gülme sesleri duyuldu. Yuzhou'nun vücudunu birden bir enerji kapladı ve uçmaya başladı, birkaç saniye içerisinde, Daren'in mağarasındaydı, karşısında ise Daren vardı.

"O güç... Onunla da daha önce karşılaşmıştım. O zamanki kişi, oldukça güçlüydü, çoğu dünyada adı biliniyordu. Sürekli Yüksek Dünyalar'a gidiyor, bir şeyler yapıyordu. Bazı dünyaları yok ettiği bile olmuştu. 

O gücün amacı, cehenneme hükmetmek. Bu yüzden dünyaları dolaşarak kendisini güçlendirip yanına birilerini alıyordu. Fakat, seni durdurmaya çalışan bir güç olduğu gibi, onu da durdurmaya çalışan bir güç var.

Tüm her şey bir döngü içinde Yuzhou. Her şey Gerçek Tanrı'nın bir oyunu. Siz, diğer insanlardan özel olarak bazı güçlere sahipsiniz, belirli bir amacınız var ve sizi durduracak, sizden daha güçlü olan düşmanlarınız var. 

Fakat, eğer bir mucize olup amacınızı gerçekleştirirseniz, ki bunu başarabilen olduğunu duymadım, sonucunda gerçekten bir Tanrı olabilirsin.

Fakat, tüm güçlerin arasında, sen en güçlü ikincisisin." dedi.

Yuzhou,

"Peki ya birincisi kim?" diye sordu.

Daren,

"Seni durdurmaya çalışacak olan kişi. O gücün tam bir adı yok, fakat tek bir güçte değil. İki kutsal varlığın birleşimi, iyi ile kötünün, güzel ile çirkinin, mutluluk ile üzüntünün, zıtlıkların birleşimi.

Onun hakkında pek bir bilgiye sahip değilim, fakat senden önceki insan tanrı bana bunları söylemişti. Onu durdurmanın mümkün olmadığını söylemişti. Buna ben de şahit oldum.

Çünkü her savaşımızda, sürekli bizi yeniyordu. Kişi olarak da üstün olsak, güç olarak da üstün olsak, hep bizi yenmenin bir yolunu buldu. 

En son savaşımızda ise, oldukça uzun bir savaş oldu. Senden önceki İnsan Tanrı iyi dayandı, fakat yine de beceremedi.

Ama senin için işler farklı Yuzhou, diğer insan tanrılar en fazla bir ya da iki miras bulabildi. Sen şanslısın. Ayrıca, düşmanın da kardeşin ve henüz güç tarafından ele geçirilmedi. Uzun bir süre de geçirilmeyecek gibi.

Bunu kullanıp onu yenebilirsin."

Yuzhou biraz düşündü, gerçekten onu yenmenin bir yolu yok muydu? En son ona ihanet etmeyi denediğinde başarısız olmuştu.

"Peki ya, en güçlü İnsan Tanrı hangisiydi, ve kaç tane insan tanrı oldu?" diye sordu.

Daren,

"Onu Lich'e sorarsan daha iyi olur." dedi.

Yuzhou,

"Lich, seni çağıracak güce ne zaman ulaşacağım?" diye sordu.

Güçlü bir aura belirdi, Lich konuştu.

"Beni çağırmak için 100. seviyeye ulaşman yeterli. 100. Seviyeden sonra, sen ne kadar güçlenirsen aynı oranda ben de güçleneceğim."

Yuzhou,

"En güçlü İnsan Tanrı kimdi?" diye sordu.

Lich,

"Daren'le olan sohbetinizi duydum. Ben de bir şeyler anlatayım. En güçlü İnsan Tanrı, İlk insan tanrıydı. Diğerlerine göre, gelişim hızı olağanüstüydü. Oldukça hızlı gelişti, hatta o kadar gelişti ki, onun ismini bilmeyen birisi kalmamıştı. Tüm dünyaları gezdi.

Fakat kötü birisi değildi, gücüne yenik düşmemişti. Kendisine yakın olanları koruyor, düşmanlarını yok ediyordu. Ayrıca, uzaya hükmetmeyi başardı. Uzay Tanrıçasını yenmeyi başardı, onun gücünü aldı ve en güçlü kişi oldu. 

Ondan sonraki insan tanrılar, onun gücünün onda birinde bile olmadı. Ayrıca, Gri-Beyaz'ı öldürmeye en çok yaklaşan kişi de oydu.

O, mirasını uzaya bıraktı. Bunu söylüyorum, çünkü hiç kimse onun mirasını bulamadı. Uzaya çıkmayı başaran, dünyaları gezen başka insan tanrılar oldu. Fakat kimse onun gücüne yaklaşamadı ve mirasını bulamadı.

İkinci en güçlü insan tanrı ise, ondan bir sonraki, ikinci insan tanrıydı.

O da, cennete girmeyi başardı fakat cennete girdikten kısa süre sonra öldü. Nedense, İnsan Tanrıların gücü gittikçe azaldı. 

Fakat, Daren'in dediği gibi sende işler farklı. Kardeşinden dolayı değil, İnsan Tanrı gücünü yeni elde ettin, ve hemen Liecia'yı, Daren'i ve birkaç mirası buldun. En hızlı güçlenenlerden birisi sensin." dedi.

Daren,

"Sanırım sorunun cevabını aldın. Şimdi, yapmamız gereken birkaç şey var." dedi.

Yuzhou,

"Ondan önce, birisine görevde yardım etmeliyim. Ondan sonra başlayalım." dedi.