71. Bölüm | Final

avatar
1569 2

İnsan Tanrı - 71. Bölüm | Final


Yuzhou, karanlık alevlere bir teknik üretmeye çalışıyordu. Aklına gelen bazı fikirler vardı fakat uygulamaya koymaya çalışınca başaramıyordu ya da çok fazla karanlık mana harcıyordu. Bu yüzden tüm gününü Daren'den birkaç kaynak alıp vücudundaki karanlık manayı yenilemeye harcıyordu.

 

Turnuvanın başlamasına iki gün kala, Yuzhou yine çalışma yerindeydi. Çalışmaya başlayacakken, bir aura hisseti. Kafasını çevirdiğinde ise kimse görünmüyordu. Fakat Yuzhou gözleri sayesinde oradaki manayı görebildi ve bu mana tanıdıktı.

 

"Beni takip mi ediyorsun Bachiko?"  diye sordu.

 

Bachiko gülümseyerek saklandığı yerden dışarıya çıktı ve

 

"Sana bir şey sormak için gelmiştim." dedi.

 

Yuzhou, Daren'in verdiği bir kaynağı önüne koyup meditasyon yapmaya başladı. Vücudundaki karanlık manayı yenilemesi gerekiyordu. 

 

Bachiko, Yuzhou'nun meditasyon yaptığını anlamıştı fakat hangi elemente çalışıyordu anlayamamıştı.

 

"Turnuvadan sonra, yüksek seviyeli bir görev alacağım. Benimle gelmek ister misin diye soracaktım." dedi.

 

Yuzhou düşündü. Turnuva bitince yapması gereken pek bir şey yoktu. Bi göreve çıkmak onun için de iyi olabilirdi, gitmeden önce bir şeyler yapabilirdi. 

 

"Eğer turnuvayı kazanırsam, gidebiliriz." dedi.

 

Çünkü turnuvayı kazanırsa, temsilci turnuvasına da girebilecekti ve biraz daha burada kalacaktı.

 

Bachiko gülümsedi ve

 

"Turnuvayı kazanabileceğinden eminim." dedi.

 

Yuzhou, Bachiko'nun mutluluğunu anlamıştı. Bachiko güçlü olsa da, duygusal birisiydi. Aurası bunu belli ediyordu.

 

Bachiko, arkasını dönüp giderken, Yuzhou,

 

"Duygusal aptal." dedi.

 

Bachiko arkasını dönüp baktığında, Yuzhou,

 

"Duyguların seni zayıflatır Bachiko, güçlenmeni sağlayacak birkaç duygun, öfken, intikam arzun ve üzüntün varken, diğer duyguları bir kenara bırakmalısın." dedi.

 

Bachiko biraz düşündü.

 

"Sanırım, senin dediğin kişi benim kardeşim Estel. İkimiz de birbirimize zıttız." dedi ve gitti.

 

Yuzhou ise çalışmasına devam etti, Estel'i merak ediyordu.

 

-

 

O sırada, dağlık bir alanda, bir mağaranın içerisinde kurulmuş bir yer vardı. Mağara olsa da, içerisi oldukça büyüktü ve özenle yapılmış bir yerdi. Bir odada, bir masada birisi oturuyordu. Bu kişi, uzun siyah sakallara ve mavi gözlere sahip bir adamdı. 

 

Dışarıdan bakıldığında, yaşlı bir bilge gibi duruyordu. Fakat onu yaşlı yapmayan tek şey, sakallarının siyah olmasıydı. Yaşı büyük gözükmesine rağmen en ufak beyaz bir tel bile yoktu.

 

O adamın önünde ise, masanın önünde ayakta duran bir genç vardı. Bu genç, siyah saçlara ve kahverengi gözlere sahipti. Üzerinde kırmızı-siyah bir kıyafet vardı. Belinde ise siyah saber kılıç asılıydı.

 

Siyah sakallı kişi konuştu.

 

"Birkaç gün sonra, yasaklı birkaç hap satan bir adam yola çıkacak. Onu yakalayıp haplarını almanı istiyorum, o haplar oldukça işimize yarayabilir. Hapların yasaklı olmalarının sebebi oldukça güçlü ve yasadışı bir şekilde yapılmış olmaları.

Eğer hapları getirebilirsen, istediğin bir hap ödülün olacak. 

Görevi sana erken söylüyorum, git hazırlıklarını yap, yanına birilerini al istersen. Sana kalmış, fakat o adamın yanında korumaları olacaktır. Dikkat et." dedi.

 

Siyah saçlı kahverengi gözlü kişi kafasını salladıktan sonra, sakallı adam

 

"Git." dedi.

 

-

 

Turnuva günü gelmişti. Yuzhou kendisine karanlık elementten bir savunma tekniği geliştirmişti. Savunması zaten güçlüydü, fakat yine de bu teknik birden fazla rakibe karşı kullanılacak bir savunmaydı.

 

Yuzhou, arenaya gittiğinde, aynı adam çıkmış ve konuşmasını yapmıştı. Kurallar aynıydı ve dövüşler devam edecekti. Final, dövüşlerden yarım saat sonra başlayacaktı ve 12 kişi finale kalacaktı. Final ise turnuvadan daha ayrı bir sistemle yapılacaktı.

 

Tüm dövüşler geçti, sıra Yuzhou'ya gelmişti. Yuzhou'nun gözlemlediği kadarıyla finale kalan kişiler gerçekten güçlü kişilerdi. Fakat Yuzhou'nun yenebileceği kişilerdi. Yuzhou'yu zorlayabilecek iki kişi vardı. 

 

Yuzhou arenaya çıkmıştı. Karşısındaki kişi elinde hançer olan birisiydi. Üzerinde kıyafetleri dışında bir şey yoktu. Yuzhou onun suikastçi olduğunu anlamıştı. Üzerinde bir şey olmamasının sebebi maksimum hıza ulaşmak istemesiydi. Onu yavaşlatabilecek hiçbir şey giymiyordu.

 

Yuzhou'nun karşısındaki kişinin yüzünde bir maske vardı. Hançerini çektiğinde, hançeri yıldırım elementi ile parladı. Vücudunda da birkaç elektrik arkı belirmişti. Ayrıca vücudunu kaplayan gri bir enerji de vardı, bunu diğer insanlar farkedemese de, Yuzhou bunu farkediyordu.

 

Rüzgar elementi de kullanıyordu.

 

Yuzhou hazırlandı, karşısındaki kişi oldukça hızlı olacaktı. Ve haklıydı da, maskeli kişi o kadar hızlıydı ki koşarken bulanık görünüyordu. Fakat Yuzhou onu takip edebiliyordu.

 

Yuzhou'nun yanına gelince, hançeri ile bir saldırı yaptı. Fakat Yuzhou saldırının geldiği yeri buzla kaplayarak saldırıyı engelledi.

 

Maskeli kişi, hızla onlarca hatta yüzlerce saldırı yapmıştı. Fakat hiçbiri ölümcül yerlere değildi. Maskeli kişi rakibini önce haraket edemeyecek kadar yaralayıp daha sonra öldürüyordu. Eğer bunu yapamayacağı kadar güçlü bir rakiple karşılaşırsa direk ölümcül yerlere saldırıyordu. Fakat bu kişi oldukça güçlüydü.

 

Maskeli kişi biraz geriye çekildi.

 

Saldırılarının nasıl engellendiğini anlayamamıştı. Bu sefer, biraz daha ölümcül yerlere saldıracaktı. Fakat, sıra Yuzhou'daydı. 

 

Maskeli kişi koşup saldırısını yapacakken, Yuzhou sağ kolunu gerçek buz ile kaplayıp saldırıyı engelledi. Fakat, kolu ile maskeli kişinin boğazından tutmuş ve havaya kaldırmıştı.

 

"Hızlısın, fakat yeterli değil."

 

Maskeli kişinin boynunu sıkarken, maskeli kişi çırpınsa da kurtulamıyordu. Hançerini Yuzhou'nun koluna saplamayı deniyordu fakat işe yaramıyordu. Sanki sert bir şeye çarpmış gibi geri sekiyordu.

 

Daha sonra hançeri Yuzhou'nun kafasına fırlattı. Yuzhou kafasını buzla kapladı ve hançer buza çarpıp yere düştü.

 

Maskeli kişi o anda gözleri gözükmese de, Yuzhou'ya korkuyla bakıyordu, onu bir canavar olarak görüyordu.

 

Yuzhou'ya hiçbir saldırısı işlemiyordu, ayrıca Yuzhou'nun sarı gözlerine baktıkça gözlerin içine çekiliyordu, kaçmak istiyordu fakat Yuzhou onu tuttuğu için kaçamıyordu.

 

Yuzhou, maskelinin korktuğunu anlayınca gülümsedi ve hızla elini sıktı. Elini sıkınca, maskeli kişinin boynu kırıldı ve Yuzhou onu bıraktı.

 

Maskeli kişinin cansız bedeni yere düştü. 

 

-

 

Tüm dövüşler bittikten sonra, final aşaması için herkes heyecanlıydı. Final zamanı geldiğinde, arenanın ortasında siyah kıyafetli bir adam belirdi ve

 

"Finale girmeye hak kazanan tüm katılımcılar, arenaya gelsin." dedi.

 

Siyah kıyafetli kişinin etrafında 12 kişi belirdi, bu kişilerden birisi de Yuzhou'ydu. Bir kişi de Bachikoydu.

 

"Final başlayınca, çekilme hakkınız olmayacak. Ölene kadar dövüşeceksiniz, eğer karşınızdaki kişi merhametli ise, sizi öldürmez ve dövüşemeyecek hale getirir o şekilde gidersiniz! Hepiniz, aynı anda dövüşeceksiniz. Gruplaşmak yasak. Bunun dışında kural yok." dedi.

 

Havaya bakır bir para attı ve

 

"Bu para yere düşünce dövüş başlayacak." dedikten sonra ortadan kayboldu.

 

Herkes, birbirine bakıyordu. Bazı kişiler geriye çekildi ve herkesle arasına mesafe koydu.

 

Yuzhou ise onlardan birisiydi, fakat oldukça geriye çekilip oturmuştu.

 

Ona birisinin gelmesini bekleyecekti, birisi gelmezse dövüşü izleyip kendisine güçlü bir hedef seçecekti.

 

Bakır para yere düştüğünde, bazı kişiler savaşmaya başladı. Yuzhou gibi kenarda duran birkaç kişi vardı.

 

Fakat savaşanlardan biri, savaşırken kahkahalar atıyordu. Siyah saçları ve kırmızı gözleri vardı. Üzerinde siyah bir pelerin vardı ve elinde ise siyah bir kılıç vardı.

 

Kılıcını savururken, bazen siyah bir dalga önündeki kişiye fırlıyor ve onu öldürüyordu. Yuzhou'nun gözleri açıldı.

 

"Bu... Karanlık element!" dedi.

 

Yuzhou,

 

"Çağırma Büyüsü! Liecia!"

 

Liecia'yı çağırdıktan sonra, ona fısıldadı.

 

"Bachiko ve şu siyah saçlı dışındaki herkesi öldür. Bachiko'yu sadece bayılt." dedi.

 

Liecia birden fırladı ve saniyeler içerisinde herkesi öldürdü. Bachiko'yu bayıltmıştı ve o da yerde yatıyordu. Siyah saçlı kişi ise ayakta duruyordu ve neler olduğunu anlamamıştı.

 

Siyah saçlı kişi,

 

"Bu hız... Bu güç, ışık elementi mi?" diye fısıldadı kendince.

 

Etrafına baktığında, çok güzel bir kız gördü. Bu kızın yanında ise yerde oturan birisi vardı.  Kızın güzelliği siyah saçlıyı hiç etkilememişti.

 

"Geri gel."

 

Yuzhou, Liecia'yı kullanmayı düşünmüyordu fakat bu kişiyle birebir dövüşmek istiyordu ve bu fırsatı kaçırmayacaktı.

 

Yuzhou, Liecia'yı geri çağırdıktan sonra. Yüzünde bir gülümseme ile ayağa kalktı. Ayağa kalkınca, sarı gözleri parladı ve kırmızı gözlü kişiye baktı.

 

Kırmızı gözlünün yüzünde büyük bir gülümseme belirdi. Neredeyse kahkaha atmak üzereydi.

 

"Sen.. güçlüsün! Eğlendir beni!" dedi ve siyah kılıcı ile hızla Yuzhou'ya doğru koşmaya başladı.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44246 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr