59. Bölüm | Kayıt

avatar
1632 2

İnsan Tanrı - 59. Bölüm | Kayıt


Muhafız, Prens'i Kraliyet Malikanesine hızlıca götürmüştü. Orada Prens'in hiçbir şeyinin olmadığını, sadece bayıldığını söylemişlerdi. Fakat aslında öyle değildi.

 

Prens, birkaç hafta yataktan kalkamayabilirdi. Hatta uyanmayabilirdi! 

 

Muhafız, Kral'a olanları anlatıyordu. Kral, tahtında otururken muhafız onun önünde diz çökmüş konuşuyordu.

 

Kral, orta yaşlı bir adamdı. Siyah saçlıydı fakat saçları beyazlamaya başlamıştı. Gözleri kahverengiydi. Asil ve güçlü bir aura yayıyordu.

 

"Beyaz saçlı ve sarı gözlü, 16-17 yaşlarında gözüken birisi tek bakışı ile Prens'i bu duruma getirdi. Prens'e baktıktan sonra sarı gözleri parladı, bir saniye sonra Prens yere düştü. Ben hemen Prens'i buraya getirdim, bu yüzden onlar gittiler. Yanında ise beyaz tenli, sarı saçlı ve sarı gözlü bir kadın vardı. Onun gücünü bilmiyorum." dedi.

 

Kral derin bir nefes alıp verdi ve

 

"Tek bakış ile demek... Son zamanlarda turnuva için şehre oldukça güçlü kişiler gelmeye başladı. Bu aptal kibrine yenilip bir şeyler yaptıysa sonuçlarına katlanmalı. Neyse, gidebilirsin." dedi.

 

Muhafız ayağa kalktı ve odadan çıktı. Kral ise o anda bir şeyler düşünüyordu.

 

-

 

Yuzhou şehirde gezerken, herkes Liecia'ya bakmaya devam ediyordu. Yuzhou bu durumdan rahatsız olsa da, birileri Liecia için kavga ediyordu, bazıları cesaretlerini toplayıp Liecia'nın önüne çıksa da, Yuzhou onları dövüyordu.

 

Normalde Liecia'yı geri çağırdırı fakat dövüşmek hoşuna gidiyordu. Her ne kadar onu rahatsız etse de, Liecia'yı geri çağırmayacaktı.

 

Yuzhou şehirde dolaşırken, önünde bir adam belirdi. Bu adam asil ve güçlü bir aura yayıyoru. Beyazlamaya başlamış siyah saçları vardı ve kahverengi gözleri. Yüzünde ise bir gülümseme vardı.

 

Bu Kral'dı. O anda Yuzhou'yu inceliyordu ve Kral'a göre Yuzhou'nun yaydığı aura oldukça güçsüzdü. Yuzhou, bu adamın normal biri olmadığını anladı.

 

Çünkü adam oldukça güçlü ve baskıcı bir aura yayıyordu. İnsan Tanrı gücü olmasa bu auraya dayanamazdı. İçinde bir diz çökme isteği vardı fakat dayanabiliyordu. Karşısındaki adam güçlüydü.

 

Üzerinde kırmızı bir cübbe vardı ve bu cübbede altın desenler vardı. Yuzhou adamın sistemini incelediğinde şaşırdı. Adamın seviyesi 186'ydı! 

 

Ve oldukça fazla yeteneği vardı. Statları da oldukça yüksekti. Yuzhou bu adama karşı bir şey yapamazdı fakat yanında Liecia vardı. Liecia'nın gücünü tam olarak bilmese de, oldukça güçlü olduğunu biliyordu.

 

Kral, Liecia'ya da göz gezdirmişti fakat gücünü anlayamamıştı. Liecia o anda aura yaymıyordu. Aurasını gizliyordu. 

 

Kral, gülümseyerek

 

"Prens Cain'i tek bakışla bayıltan kişi sensin sanırım." dedi.

 

Yuzhou cevap vermedi. Kral,

 

"Ve büyük ihtimal turnuva için buraya başka bir yerden geldin. Prens her ne yaptıysa, onun adına ben özür diliyorum." dedi.

 

Birden Kral'ın elinde bir rozet belirdi. Rozet kırmızı renkteydi ve üzerinde sarı bir taç vardı. Bu sadece Kraliyet Ailesi ve özel birkaç kişide bulunan bir rozetti. Kral,

 

"Lütfen bu hediyeyi kabul et. Bununla şehirde istediğini yapabilirsin." dedi ve ortadan kayboldu. Kral sadece Yuzhou'nun gücünü görmek istemişti fakat Yuzhou'nun güçsüz olduğunu görünce bir şey dememeye karar vermişti.

 

Prens'in bu çocuğa nasıl yenildiğini bilmese de, Kraliyet Ailesi olarak insanlarda kötü bir izlenim bırakmak istemiyordu. Olabildiğince iyi bilinmek istiyordu.

 

-

 

Yuzhou, şehirde gezerken güneş batmak üzereydi. Yuzhou Turnuvanın yapılacağı büyük arenayı bulmuştu. Arenanın önünde büyük bir sıra vardı. Çoğu kişi kayıt yaptırmak için buraya geliyordu.

 

Yuzhou'nun önünde en az yüz kişi vardı. Arkasında da aynı şekilde.

 

Sıra ilerlerken, yaklaşık 20 kişi sonra sıra Yuzhou'ya gelecekti. O arada insanlar aralarında konuşmaya başladı.

 

"Hey, bu Taş Yumruk Loncasının en güçlü üyesi değil mi?"

 

"Burada ne işi var? Eğer o turnuvaya katılırsa karşısında hiçbirimizin şansı yok."

 

"Geçen seneki turnuvada karşısına gelen her rakibi öldürdüğünü duydum."

 

"Evet, onun karşısına gelirsem hemen çekileceğim."

 

Oldukça yapılı bir adam, sıraya doğru yürüyordu. O yürürken insanlar aralarında konuşuyorlardı. Adamın kısa kahverengi saçları ve kahverengi gözleri vardı.

 

Sıra Yuzhou'ya geldiğinde, Yuzhou kaydını yaptırmak için görevlinin yanına gitmişti. O anda, Yuzhou'nun iki katı büyüklüğünde, kısa kahverengi saçlı yapılı adam Yuzhou'nun önüne geçti ve kaydını yaptırmak için görevlinin önüne geçti.

 

Görevli bunu görünce durdu. Bu adamın kim olduğunu biliyordu fakat bir şey demeye cüret edemiyordu.

 

Yapılı adam, sert bir sesle

 

"Hey, ne bekliyorsun? Yapsana şu kaydı." dedi.

 

Görevli bir şey diyemeden adam omzunda bir el hisseti. Adam kafasını çevirip arkasına baktığında, beyaz saçlı ve sarı gözlü birisini gördü.

 

"Çek şu elini."

 

Adam sol eli ile Yuzhou'nun elini sertçe ittirmek istedi. Fakat Yuzhou hızla elini gerçek buzla kapladı. Adamın eli Yuzhou'nun eline değince bir kırılma sesi duyuldu.

 

"Crack!"

 

Fakat buzda hiçbir çatlak ya da kırık yoktu. Bu ses, adamın elinden gelmişti!

 

Adam acıyla bağırırken, birden tüm vücudunu kahverengi bir tabaka kapladı. Adam tüm vücudunu taşla kaplayıp büyüklüğünü arttırmıştı. Vücudu daha da sağlam olmuştu.

 

Eli acısa da, bir savaşta duracak vakti yoktu. Yuzhou'ya bir yumruk attı fakat adam çok büyük olduğu için yavaştı. Yuzhou yumruktan sıyrıldı ve gerçek buzla kapladığı eli ile adamın göğsüne bir yumruk attı.

 

"Crack!"

 

Adamın taş zırhı kırıldı ve adam geriye doğru fırladı. Bir süre yerde kaldı.

 

"Hey, o çocuk da kim öyle?"

 

"Bilmem, daha önce hiç görmedim."

 

"Tek yumruk ile o adamı bayılttı demek."

 

"Evet, oldukça güçlü olmalı."

 

İnsanlar aralarında konuşmaya devam ederken, görevli Yuzhou'nun kaydını yaptı.

 

"İsminiz?"

 

"Yuzhou Kami."

 

"Yaşınız?"

 

"16"

 

Adam Yuzhou'ya bir rozet uzattı. Rozet siyah rengindeydi ve üzerinde gri bir kılıç resmi vardı.

 

"Turnuva bir ay sonra, sabah güneş doğarken başlayacak. O zamana kadar rozetini kaybetmemen lazım. Turnuva günü rozetini göstererek katılımcı bölgesine girebilirsin. Rozetini kaybedersen bir daha alamazsın ve sadece izleyici kısmına girebilirsin." dedi.

 

Yuzhou kafasını salladı ve handaki odasına doğru yola çıktı. O anda, kimsenin farkedemeyeceği bir yerde saklanan üç kişi vardı.

 

"Hey, bu çocuk gerçekten onu tek darbede indirdi mi?"

 

"Onu da listeye almalıyız."

 

"Hadi, Patron'un yanına gidelim." dedi ve üçü de ortadan kayboldu.

 

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44299 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr