54. Bölüm | Dünyalar

avatar
1863 2

İnsan Tanrı - 54. Bölüm | Dünyalar


"Hey, Yuzhou!"

 

Yuzhou arkasını döndüğünde gözleri sonuna kadar açılmıştı. Gördüğü şey karşısında çok şaşırmıştı.

 

Gördüğü şey ise Shan takımıydı. Fakat onları görmesine bu kadar şaşırmasının  sebebi ise, aralarında Ralph'ın da olmasıydı.

 

Ralph bir şekilde tekrar eski gücüne kavuşmuştu ve dövüşebiliyordu. Eğitimlerine son hız devam ediyordu. Shan'da Yuzhou'yu gördüğünde mutlu olmuştu. Aradan yaklaşık 1 ay geçmişti fakat Yuzhou'nun gücünün bayağı arttığını hissedebiliyordu.

 

Fakat daha sonra herkesin dikkatini başka bir şey çekti. Tarafsız Bölge'den yoğun miktarda kan kokusu geliyordu. Yuzhou'nun arkasındaki Tarafsız Bölge'ye baktıklarında herkesin gözleri sonuna kadar açıldı. 

 

Çünkü etrafta oldukça fazla vücut parçası vardı ve yer kan gölüne dönmüştü. 

 

Kimse bunun hakkında bir şey diyemedi. Daha sonra Shan bir adım ileriye çıktı ve

 

"Bu kısa sürede bayağı güçlenmiş gibisin Yuzhou." dedi.

 

Konuşmaya devam etti.

 

"Aslında karşılaşmamız iyi oldu. Biz de yine düşman şehire göreve gidiyorduk. Savaş çıkmak üzere. Bu yüzden şimdiden bir şeyler yapacağız." dedi.

 

"İstersen bizimle gelebilirsin." dedi.

 

Yuzhou bir şey demedi ve yukarıya baktı. Shan ve diğerleri de yukarıda ne olduğunu görmek için kafalarını kaldırdığında havada uçan birini gördüler. Daren yavaşça aşağı indi ve

 

"İstiyorsan git Yuzhou. Liecia insan formuna ulaştığında ve görevinizi tamamladığınızda şehire gelirsiniz. Eğitime devam ederiz." dedi.

 

Yuzhou kafasını salladı. Shan ve diğerleri Liecia'nın kim olduğunu düşünüyordu. Fakat bunu sonra öğrenirlerdi.

 

Shan,

 

"Hadi, gidelim o zaman." dedi. 

 

Ve bir ay sonra Shan Takımı tekrar bir araya gelmişti ve göreve gidiyorlardı.

 

-

 

Yolda Shan Yuzhou'yu inceliyordu. Yuzhou'nun gücünde olağanüstü derecede artış vardı. Bu kadar kısa sürede bu kadar güçlenmesi çok şaşırtıcı bir şeydi. Shan, yolda giderken

 

"Kısaca yapmamız gereken görevi sana anlatayım Yuzhou. Daha önceki görevlerimiz gibi şehrin güçlü kişilerini gizlice öldürmemiz gerekiyor. Geçen görevlerde sürekli düşman askerlerle karşılaştığımız için görevi tamamlayamadık fakat bu sefer başaracağız.

 

Ayrıca, yapabilirsek şehre büyük bir hasar da bırakmamız lazım. Savaşı biz başlatacağız." dedi.

 

Yuzhou,

 

"Şehre büyük hasarı ben bırakabilirim. Ve kimse görmeden Kralı ve çoğu güçlü askeri de öldürebiliriz." dedi.

 

Shan şaşırmıştı. Yuzhou bunları yapacağından nasıl emindi? Kral, Shan'dan bile daha güçlüydü. Bu yüzden sadece bazı yüksek seviyeli askerleri hedefliyorlardı.

 

Shan,

 

"Nasıl?" diye sordu.

 

Yuzhou,

 

"Bize yardım edicek birisi var." dedi.

 

Shan anlamıştı. Bu Liecia olmalıydı. Fakat o kadar güçlü müydü bu Liecia?

 

-

 

Şehrin giriş kapısına geldiklerinde kapıdaki muhafız sayısı arttırılmıştı. Kapıda en az 10 muhafız vardı. Fakat güçleri o kadar fazla değildi. Shan bir anda on muhafızı da sessizce öldürmüştü.

 

Bir aylık sürede tek güçlenen Yuzhou değildi. Shan her ne kadar öğretmen olsa da, o da güçleniyordu.

 

Hızı artmıştı, fakat Yuzhou bu sefer Shan'ı fark edebiliyordu. İlk gördüğünde göz açıp kapayıncaya kadar Shan onu yere sermişti. Fakat şuan Shan'ı gözleri ile takip edebiliyordu.

 

Şehrin duvarlarına geldiklerinde, Yuzhou,

 

"Sizin hiçbir şey yapmanıza gerek yok. Sadece bekleyin." dedi.

 

Daha sonra elinde mavi bir kılıç belirdi ve elini kesti. Kanı yere damlarken,

 

"Çağırma Büyüsü! Liecia!" dedi.

 

Kanı yere değdiği anda parlak beyaz bir büyü çemberi belirdi ve parlak bir ışık yayıldı. Daha sonra kardan daha beyaz, daha saf ve daha parlak beyaz renginde ve altın gözlere sahip bir kurt belirdi.

 

Herkes bu kurdu gördüğünde şaşırdı. Çünkü normal kurtlardan daha büyüktü. Shan dışındakiler kurtun gücünü tam olarak anlayamasa da, Shan bu kurdun çok güçlü olduğunu anlamıştı. Muhtemelen kendisinden, hatta kendi şehirlerinin Kral'ından bile daha güçlüydü!

 

Yuzhou, Liecia'ya,

 

"Kral'ı ve gördüğün tüm askerleri öldür. İnsan formuna geçeceğin kadarı olunca geri gel." dedi.

 

Lieca'nın vücudunu birden sarı bir ışık kapladı ve ortadan kayboldu.

 

Yuzhou, diğerlerine dönüp,

 

"Birkaç dakika yeterli olucaktır." dedi.

 

Daha sonra arkasını döndü ve şehrin kapısından içeriye baktı. Gördüğü ilk eve bakarak,

 

"Karanlık Alevler!" dedi.

 

Daha sonra 2-3 eve daha bu tekniği uyguladı. Bu karanlık alevler yayılacaktı. Hatta şehri yok etme ihtimali bile vardı.

 

Yaklaşık 10 dakika bekledikten sonra, Liecia geri geldi. Bu sefer üzerinde biraz kan vardı.

 

Güzel bir kız sesi duyuldu.

 

"İnsan formuna girebilirim artık. Biraz mana özümsemem gerek. Ayrıca Kral'ı ve çoğu askeri öldürdüm." dedi.

 

Yuzhou gülümsedi ve

 

"Geri gel." dedi.

 

Liecia'nın vücudu birden kayboldu.

 

Yuzhou,

 

"Gidebiliriz. Zaten bu alevleri söndüremeyecekler ve bu alevler yayılacak. Savaşı direkt kazandık." dedi.

 

Kimsenin ağzından tek kelime çıkmıyordu. Herkes bu güce karşı şaşırmıştı. Aslında şaşırdıkları şey hayvanın gücüydü ve hayvanın konuşmasıydı. Shan büyülü canavarlar hakkında bir şeyler biliyordu. Bazı özel hayvanlar yeteri kadar güçlendiklerinde konuşabilir, ve daha çok güçlenirlerse insan formuna geçiş yapabilirlerdi.

 

Fakat bu hayvan çok güçlüydü. Ayrıca Yuzhou tek bir teknikle bir şehri yok edebiliyor muydu?

 

Aslında bu alevler pek fazla yayılmayacaktı. En fazla 3 ya da 4 evi daha yakarlardı. Daha sonra yanmaya devam ederdi ama yayılamazdı. Çünkü Yuzhou daha bir şehri yok edecek kadar güçlü değildi.

 

Ama yine de bu alevler söndürülemezdi ve verdiği hasar çok fazlaydı. 

 

-

 

Shan Takımı şehre geri dönerken, Yuzhou'nun aklına bir şey geldi. Kara Alevler ile şehri yaktığı zaman aklına bir soru gelmişti ve şimdi bunu Lich'e soracaktı.

 

"Lich." dedi. Daha sonra güçlü bir aura belirdi.

 

"Güçlenmişsin Yuzhou." dedi.

 

"Evet, Daren iyi kaynaklar sağlıyor. Sana sormak istediğim bir soru var."

 

"Karanlık Alevleri bana miras bırakan Tanrı'nın, gördüğüm anıdaki yok ettiği şehir nerede?"  diye sordu.

 

Lich,

 

"O yer bu dünyada değil Yuzhou." diye cevap verdi.

 

Yuzhou şaşırdı.

 

"Bu dünyada değil mi? Başka dünyalar da mı var?" dedi.

 

Lich,

 

"Evet, milyonlarca dünyalar var. Ve bu dünyalar Sıradan, Yüksek, Yüce Dünya olarak 3'e ayrılıyor.

Şuan bulunduğumuz dünya bir Sıradan Dünya. İnsanları oldukça güçsüz. Yüksek Dünya'nın en güçlülerinden tek bir kişi Sıradan Dünya'yı yok edebilecek güçte. Yüksek Dünyadakilerin güçleri çok daha yüksek seviyede.

Yüce Dünyalar ise Cennet ve Cehennem olarak adlandırdığımız bir yer. Cennet ve Cehennemde özel ırklar ve elementler var.

Cennet ve Cehennem diye iki dünya sanma. Bu Cennet ve Cehennem o kadar büyük ki, o iki Yüce Dünyanın içinde bile milyonlarca dünya var. Fakat buradaki dünyaların gücü, hayal edemeyeceğin seviyede.

Ayrıca senin gücünü veren kişi, ve tüm bu dünyaların yaratıcısı olan Gerçek Tanrı var. Senin amacın bu Gerçek Tanrı ile karşılaşmak. Fakat bunu şuan hiçbir İnsan Tanrı yapamadı. Hepsi Gri-Beyaz tarafından öldürüldü." dedi.

 

Yuzhou daha bir şey demedi ve şehre doğru ilerlemeye devam ettiler.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43990 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr