50. Bölüm | Uçmak

avatar
1819 3

İnsan Tanrı - 50. Bölüm | Uçmak


Yuzhou, Fel Gnomes'in onun için ayarladığı evde yatağında oturuyordu. Bir yandan Gnomes'leri düşünüyordu, diğer yandan da elinde buzdan kılıcını tutmuş, daha çok kılıca benzetmeye çalışıyordu.

 

Gnomes'leri hâlâ ailesi olarak görüyordu. Sonuçta ormanda onu bulup evlerine alan kişiler onlardı. Onların nerede olduğunu bilmese de onlarla tekrar karşılaşmak istiyordu.

 

Yuzhou, Lich ile konuşmaya karar verdi. Ona miras ve birkaç şey hakkında sorular soracaktı.

 

"Lich." bunu dedikten sonra etrafında güçlü bir aura belirdi.

 

"Diğer insan tanrılar neden bana güçlerini bırakıyor?" diye sordu. 

 

Lich,

 

"Onlar özel olarak sana bırakılmadı Yuzhou. Onlar her İnsan Tanrı'ya bırakıldı. Fakat kim bulursa o alıyor." dedi.

 

Yuzhou,

 

"O zaman bu bırakılan güçleri görebileceğim bir harita ya da başka bir şey var mı?" diye sordu.

 

Lich,

 

"Hayır, onları kendin bulmalısın." dedi.

 

Yuzhou biraz düşündükten sonra,

 

"Bu arada senin ismini söylediğimde bir aura hissediyorum. Bunun sebebi nedir?" diye sordu.

 

Lich,

 

"Çünkü ben ilk İnsan Tanrı'nın oluşturduğu bir yardımcıyım. Yeteri kadar güçlendiğinde beni kullanabilirsin." dedi.

 

Yuzhou son bir soru daha sordu.

 

"Peki ben Daren'in sistemini niye okuyamıyorum?"

 

Lich,

 

"Bunu kendin öğreneceksin." dedi ve aura birden kayboldu.

 

Yuzhou nolduğunu anlamadı. Bunu kendin öğreneceksin de ne demekti?

 

Yuzhou yatağına uzandı. Uyumasına gerek yoktu. Çünkü uykusuzluk hissetmiyordu. Fakat, uyumak zaman geçirmek için güzel bir yöntemdi. Gözlerini kapadı.

 

-

 

Güneşin doğmasına birkaç dakika varken Yuzhou uyandı. Uyumak ona iyi gelmişti. Yenilenmiş gibi hissediyordu. Uyumaya ihtiyacı olmasa da, bir süre dinlenebilmişti ve bu iyi hissetiriyordu.

 

Fel Gnomes'in onun için ayarladığı yerden çıkıp ormana doğru yürüdü. Büyük ihtimal uzun bir süre bu evi görmeyecekti. Öyle düşünüyordu.

 

Ormana geldiğinde, karşısında gözleri kapalı bir şekilde Daren duruyordu. Elleri arkada bağlıydı.

 

Daren, Yuzhou'nun geldiğini anladığında gözlerini açtı. Yeşil gözleri parladı. Yuzhou'yu inceledikten sonra,

 

"Hazır mısın?" diye sordu.

 

Yuzhou evet anlamında kafasını salladı. Daren gülümsedi. Daha sonra arkasını döndü. Arkasını döndüğü anda Yuzhou etrafında bir enerji hisseti. Bu enerjinin ne olduğunu bilmiyordu, fakat bu enerji onun vücudunu sarıyordu.

 

Bu enerjinin kendisinden güçlü olduğunu hissedebiliyordu. Bu enerjiden kurtulamazdı. Yuzhou bu enerjinin ne olduğunu anlamaya çalışırken, Daren'in ayakları yerden kesildi. Yavaşça havalanmaya başladı. Onunla birlikte Yuzhou'da havalanmaya başladı.

 

İkisi... uçuyordu! Daren, Yuzhou'yu uçuruyordu!

 

Yuzhou ilk başta şaşırsa da, bu duruma hemen alışmıştı. Hızları çok fazla değildi. Daren daha hızlı gidebilirdi ama gitmiyordu.  Yavaş gitmeyi tercih ediyordu. Ayrıca çok yüksekte de değillerdi, aşağıya bakınca yolları ve diğer her şey görülüyordu.

 

Daren,

 

"Her yeri iyi incele Yuzhou." dedi.

 

Yuzhou etrafa bakınmaya başladı. Zaten gördüğü şeyleri unutmadığı için birkaç kere dikkatli bakması yeterliydi.

 

Daren ve Yuzhou ilerlerken, bir kişi onları izliyordu. Daren bunu hissetse de, Yuzhou hissetmemişti. Fakat Daren bir şey yapmayıp yoluna devam etmişti. Bir süre sonra artık izlenmiyorlardı. Onları izleyen kişi gitmişti.

 

-

 

Büyük bir malikanenin kapısı sertçe açılmıştı.  İçeriye takım elbiseli birisi girmişti. O takım elbiseli birinin karşısına birkaç saniye içerisinde oldukça güzel bir kız çıkmıştı. Her erkeği kendisine bakmaktan alıkoyamayacağı bir güzelliği vardı. 

 

Bu kızın uzun sarı saçları ve mavi gözleri vardı.

 

Takım elbiseli kişi ile bir süre bakıştılar. Daha sonra takım elbiseli kişi,

 

"Onu buldum." dedi.

 

Sarı saçlı kız bunu duyunca gözleri sonuna kadar açıldı. Çok şaşırmıştı.

 

"Buldun mu? Onun ölmüş olması gerekiyordu."

 

Takım elbiseli kişi 

 

"Buldum. Fakat bayağı güçsüz. Buraya gelirse tek başına sıkıntı çeker. Sürekli yanında olmalıyız." dedi.

 

Sarı saçlı kızın yüzünde mutlu bir ifade vardı.

 

"Getir onu! Onun yanında sürekli ben dururum." dedi mutlu bir sesle.

 

Sonunda uzun süredir görmediğini kardeşini göreceği için mutluydu.

 

Takım elbiseli kişi,

 

"Denedim, fakat benimle gelmedi. Ama vazgeçmeyeceğim. Onuj geri getirmeye çalışacağım ancak kolay olmayacak. Yanında birisi var." dedi.

 

"Birisi mi var?" sarı saçlı kız şaşırmış bir sesle sordu.

 

Takım elbiseli kişi evet anlamında başını salladı ve

 

"Evet, hem de güçlü birisi. Bir süre eğitim alacak gibi. Fakat ben onu hemen getireceğim." dedi.

 

Kız,

 

"Savaşacak mısın?" diye sordu.

 

Takım elbiseli çocuk gülümseyerek,

 

"Evet, fakat öncelikle biraz burada kalmak istiyorum. Şuan onu nereye gitse bulabilirim. Bu yüzden önce biraz dinleneceğim." dedi.

 

 

-----------

2-3 günlük tatilde olduğum için pek bölüm atamadım. Tatilden yeni döndüm uyumadan önce artık bir bölüm atayım dedim ve bu kadar yazabildim uykum var baya. Bunu telafi ederim kusura bakmayın

 

Ayrıca 50. bölüme geldik her 10 bölümde yaptığım gibi bu bölüme eleştrilerinizi yazın lütfen. Her türlü yorumu yazabilirsinz. İyi okumalar.

 

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44338 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr