3. Bölüm | Rüya

avatar
2987 6

İnsan Tanrı - 3. Bölüm | Rüya


Yuzhou ve yanındaki 4 adam ormanda yerde oturmuş avladıkları Boynuzlu Domuz'un etini yiyorlardı. Yuvarlak şeklinde oturmuşlardı ve tam ortalarında ise ateş yanıyordu. Ayrıca hepsinin önünde büyük bardak vardı ve içlerinde ise bira vardı.

 

Yuzhou'nun yaşını bilmiyorlardı fakat yine de ona da bira vermişlerdi. Hem verecek başka bir şeyleri yoktu, su bile, hem de eğer Yuzhou onlara katılacaksa her gün birkaç bardak bira içildiğini bilmesi gerekiyordu.

 

O anda hepsi mutluydu. Bazen birisi anı anlatıyordu, bazen bir yerden sohbet açılıp hepsi konuşuyordu. Fakat o anda Yuzhou mutlu hissediyordu. Domuz etini yerken bir yandan da hafifçe gülümsüyordu. 

 

Fakat, o sırada gülümsemesine rağmen, içinden düşünmeye çalışıyordu. Her seferinde başarısız olsa da, anılarını düşünmeye çalışıyordu. Sanki biraz daha çabalarsa.... Sanki biraz daha zorlarsa bir şeyler hatırlayacak gibi oluyordu fakat başaramıyordu. Hiçbir şey hatırlamıyordu.

 

En sonunda vazgeçen Yuzhou, kendisine gerçekten yeni anılar edinmek istiyordu. Şuan kim olduğunu bilmiyordu fakat, yanında olan 4 adamla birlikte olmak ve onların bir parçası olmak istediğini düşünüyordu. Tanıştığı ilk insanlar onlardı ve Yuzhou'ya gerçekten iyi davranıyorlardı.

 

Fakat birden şiddetli yağmur yağmaya başladı. Herkes birden biralarını kafasına dikti. Ateş sönmüştü ve ortada kalan domuz eti 2 kişiyi daha doyurmaya yeterdi. 

 

-

 

Her şeyi küçük evin içine taşıdıktan sonra, Bardakları tekrar doldurmuşlardı ve masaya oturmuşlardı. Yuzhou o sırada ilk uyandığı yere gidiyordu.

 

Herkes otururken, Yuzhou'nun gittiğini gören kalıplı adam,

 

"Yuzhou! Nereye gidiyorsun? Otur biraz daha." dedi.

 

Yuzhou,

 

"Uykum geldi, uyuyacağım." dedi.

 

Kalıplı adam bir şey demedi ve kardeşleri ile sohbet etmeye devam etti.

 

Yuzhou direk ilk uyandığı odayı bulmuş ve pelerini çıkararak tekrar sandalyenin üzerine koymuştu. Üzerindeki kıyafetleri ise çıkarma gereği duymuyordu. Nedense oldukça rahattı, hatta o kadar kıyafet arasında onun tek çıkarmak istediği şey pelerindi.

 

Yatağa uzandı ve gözlerini kapattı. Hemen uykuya dalmıştı.

 

-

 

Yuzhou, rüya görüyordu. Bir evin önündeydiler. Kendisi dışında 4 kişi vardı. Birisi uzun boylu ve kalıplı bir adam. Siyah saçlıydı, fakat yüzü görünmüyordu. Aslında yüzü görünüyordu fakat Yuzhou o sırada göremiyordu. Yüzü daha çok siyah bir bulanıklık gibiydi.

 

Uzun boylu adamın yanında ise onun omuzlarına gelen bir kadın vardı. Kadının kahverengi saçları beline kadar uzanıyordu ve aynı şekilde yüzü siyah bir bulanıklıktı.

 

Adam ile kadının önlerinde ise 2 tane çocuk duruyordu. Çocuklardan birisi siyah saçlıydı ve erkekti. Diğeri ise sarı saçlı bir kızdı. Yüzleri de aynı şekilde görünmüyordu. 

 

Yuzhou önünde duran kişileri incelerken birden hepsi koşmaya başladı. Yuzhou tek başına duruyordu. Neler olduğunu anlamamıştı. Fakat nedense o an içinde bir korku ve endişe hissi belirmişti. Aklına gelen şeylerden birisi ise Kaçmaktı. O anda kaçması gerekiyordu.

 

Fakat neden kaçıyordu? Neyden kaçıyordu? Hiçbir bilgisi yoktu. Kısa sürede önündeki 4 kişiye yetişen Yuzhou etrafına bakındı. Fakat hiçbir şey görünmüyordu. Her yer siyahtı. Siyah bir dünyada, tek görebildiği şey 4 tane saç ve bir evdi. Onun dışında başka bir şey göremiyordu.

 

-

 

Yuzhou o sırada kalıplı bir adamın onu dürtmesi ile uyandı. Onu dürten kişi Fel Gnomes'idi.

 

Yuzhou yavaşça gözlerini açtı. Başında yine ağrı vardı. Yeni uyanmanın verdiği sarhoşluk üzerinden geçtikten sonra kendine geldi ve yavaşça ayağa kalktı.

 

Fel Gnomes,

 

"Yuzhou, öğlen oldu ve hâlâ uyuyorsun. Seni uyandırmasaydım bu sefer kaç gün uyuyacaktın kim bilir?"

 

Yuzhou hiçbir şey demiyordu. Fel Gnomes,

 

"Neyse, hazırlan, yola çıkıyoruz." dedi.

 

Yuzhou,

 

"Yola mı? Nereye gidiyoruz?" dedi.

 

Fel Gnomes,

 

"Şehre geri dönüyoruz." dedi.

 

Yuzhou bir şey demedi ve pelerine doğru ilerledi. Fel Gnomes ise odadan çıktı.

 

Yuzhou pelerinin kafa geçirme kısmından kafasını geçirdi. Pelerinin önündeki gri yuvarlak onun dikkatini çekiyordu.

 

Yuzhou o anda farketti ki, sadece kıyafetlerini görebiliyordu. Yüzü hakkında en ufak bir fikri bile yoktu. Odaya baktı fakat odada ayna yoktu. Odadan çıktı ve 4 kardeşin yanına gitti. Fel Gnomes'e

 

"Burada tuvalet var mı?" dedi.

 

Fel Gnomes, 

 

"Odaların olduğu koridorun sonundaki kapı." dedi.

 

Yuzhou tuvalete doğru giderken, Fel Gnomes,

 

"Çabuk ol, geç kalmayalım. Yolumuz uzun." dedi.

 

Yuzhou hemen tuvalete girdi. Aynaya baktı. Gözlerine kadar gelen beyaz saçları ile beyaz saçların arasından parlayan altın rengi gözler. Kendisine bakmayı bırakıp tuvaletten çıktı ve yürüdü.

 

Sisteminde İnsan Tanrı olarak geçiyordu. Lich buna sadece şans demişti. Acaba dış görünüşünde de diğer insanlara göre farklı olan bir şey var mıydı?

 

4 Kardeş'in yanına geldikten sonra, evin önüne bir at arabası geldi. Herkes at arabasına binerken Yuzhou en son bindi. Kapıyı kapattılar ve ilerlemeye başladılar. Bindikleri kısım kapalıydı. İçeriden dışarısı, dışarıdan içerisi görünmüyordu. Tek görünen kişi o anda at arabasını süren kişiydi.

 

At arabasına 1 kişilik daha yer vardı. At arabası giderken, hiç kimse konuşmuyordu. O sırada Yuzhou, sistemini inceliyordu.

 

"Sistem."

 

-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

KİŞİSEL BİLGİLER

İsim : Yuzhou Kami

Seviye : 1 / (∞)

Yaş : 16 + (∞)

Sınıf : İnsan Tanrı

Silah :  -

Kıyafet(ler) : Gri Gömlek, Siyah Pantolon,  Siyah Ayakkabı, Araf Pelerini

Aksesuar(lar) : Uzay Yüzüğü

STATLAR

Güç : 10 / (∞)

Bağışıklık : 10 / (∞)

Zeka : 20 / (∞)

Çeviklik : 10 / (∞)

Dayanıklılık : 10  / (∞)

Şans : 10 / (∞)

Beceri: 10 / (∞)

YETENEKLER

-Tanrı (1) : Kişi ne kadar level atladıkça, ne kadar güçlendikçe ve Tanrı yeteneğinden oluşan yetenekleri kullandıkça, yeni yetenekler açılır. 
--İçerdikleri : Tanrı'nın Gözü, Tanrı'nın Beyni

 

-Tanrı'nın Beyni |Özellikleri ↓|

--Hafıza : Kişi, yaşadığı, gördüğü, duyduğu, hissetiği hiçbir şeyi unutmaz. Kullanmak için herhangi bir şey yapmaya gerek yok, pasif yetenektir.

Tanrı'nın Beyni'ni kullanıldıkça yeni yetenekler elde edilecektir.

 

-Tanrı'nın Gözü  |Özellikleri ↓|

--Değer Biçme : Eşyaların değerini biçerek, yapıldığı maddeyi, fiyatını, seviyesini, elementini, varsa büyü taşlarını ve eşya hakkında bilinmesi gereken diğer her şeyi gösterir. Kullanmak için elinizideki eşyaya bakmanız ve tekniği düşünmeniz yeterlidir.

 

--Kimlik : İnsanların Sistem'ini görebilirsiniz. Kullanmak için karşınızdaki kişiye bakıp tekniği düşünmeniz yeterlidir.

 Tanrı'nın Gözü kullanıldıkça yeni yetenekler elde edilecektir. 

 

-

 Görünmezlik (Araf Pelerini) : Giyilen eşya, (Araf Pelerini) sayesinde kişiye görünmezlik verir. Fakat kişi Beceri statı kadar görünmez olur. (Görünmezlik süresi 10 saniye.) Tekniği kullanmak için düşünmeniz yeterlidir.

Sessiz Adımlar (Siyah Ayakkabı) : Giyilen eşya, (Siyah Ayakkabı) sayesinde kişiye Sessiz Adımlar özelliğini verir. Nasıl koşullarda olursa olsun, nasıl bir zeminde olursa olsun kişinin attığı adımlar duyulamaz olacaktır. Kullanmak için herhangi bir şeye gerek yok. Pasif yetenektir.

Uzay Deposu (Uzay Yüzüğü) : Giyilen eşya, (Uzay Yüzüğü) sayesinde kişi tekniği aktif ettiği anda sadece kendisinin görebileceği  bir boyut açılır. Bu boyutun içine istediği eşyayı koyabilir ya da alabilir. Kapasite sınırsız.

 

Sistem / Lich : Sistem'in kendi bilinci vardır. İsmi Lich'tir. Tekniği aktif edince Lich ile konuşabilirsiniz.

-

 

"--Hafıza : Kişi, yaşadığı, gördüğü, duyduğu, hissetiği hiçbir şeyi unutmaz. Kullanmak için herhangi bir şey yapmaya gerek yok, pasif yetenektir."

 

Bu yeteneğini okuyunca Yuzhou'nun aklına bir şey geldi. Eğer hiçbir şeyi unutmuyorsa, gördüğü rüyayı da belki hatırlayabilirdi. Rüyayı tekrar incelemek istiyordu.

 

Yavaşça gözlerini kapadı ve rüyayı düşündü. Ve tekrar sanki rüyayı görüyormuş gibi aynı anılar önüne geldi.

 

Önündeki 4 kişi ile birlikte yine koşuyorlardı. 4 Kişinin yüzü görünmüyordu ve etraf da aynı şekilde siyahtı. Sadece ev görünüyordu. Ev de küçük bir evdi. tahtadan yapılmıştı ve tahtalar beyaza boyanmıştı. İki tane büyük camı vardı, camların ortasında ise bir kapı. Camlar oldukça büyüktü, içerisi çok rahat bir şekilde görülebiliyordu.

 

Fakat Yuzhou o sırada koştuğu için ev geride kalmıştı ve içine bakamamıştı. Ve birden gözlerini açtı. Bunu istemsizce yapmıştı. Anlaşılan rüyası bitmişti. Daha ilerisini göremiyordu.

 

Ortalığa hâlâ bir sessizlik hakimdi. Kimse bir şey demiyordu. Tek duyulan şey at arabasının tekerleğinin çıkardığı sesler ve ormandan gelen bazı seslerdi...

 

 

 

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr