255. Bölüm: Kesinleşen Kararlar

avatar
891 6

İnatçı Yükselen - 255. Bölüm: Kesinleşen Kararlar


Sevmeyenler için bu bölüm karakter gelişimidir. Hikaye ile bağlantılı şeyler olsa da, geçseniz çok şey kaybedeceğinizi düşünmüyorum. Bu bölümde bir karakterin power-up'ı dışında karakterler daha çok düşüncelerini kesinleştirecek şeyler olacaktır. 


Eğer karakter gelişimini sevmiyorsan bu bölümü okumamanı öneririm.


--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------


Erthyo ve Küçük Beyaz ayrıldıktan sonra, Erthyo kısmı.

 

Erthyo odaya girmeden önce Ling’e birkaç detoks hapı ve zehre karşı ilaçlar getirmesini istedi. Kızların çoğu zehirlenmişti ve şu anda göstermeseler bile yüzlerinin rengini solukluğundan oldukça acı olduğunu biliyordu.

 

İkizlerin ya da Küçük Beyazın neden zehirlerini tedavi etmediğini bilmiyordu. Belki sahip oldukları ilaçların seviyesi onlar için çok fazlaydı ya da zehirlerle biraz zaman geçirerek sayesinde ileri seviye zehir direnci kazanmalarını istiyordu.

 

Bilmiyordu ancak onların zehirlerle daha fazla zaman geçirmesini istemiyordu.

 

Tahminlerinin bir kısmı doğruydu. Küçük Beyaz zehirlerini istediği zaman yok edebilirdi, sonuçta soyu zehirlerin en büyüğüne hükmeden Yeraltı Dünyası Yılanıydı. Ancak o bunu yapmak yerine, zehre karşı dirençlerini yükseltmek ve zehirlenmişken hareket etmelerini öğretmek için bunu yapmıştı.

 

Düşmanları her zaman adil olmayacaktı. Saldırıdan önce onları zehirlemeye ya da ağır yaralamak için fırsat arayacak, ardından saldıracaklardı. Bu durumlara karşı kızların acılarla beraber hareket etmeyi öğrenmesi gerekiyordu. Özellikle suikastçı Hiorinin.

 

Ling, Erthyo’nun istediğini getirdi. Ancak erkek hizmetçinin yaptığı gibi ayrılmadı. Kız grubuyla takılmayı sevmişti ve şu ana kadar onu dışlamak ya da konumlarını göstermek yerine, Ling’i bir arkadaş olarak görmüşlerdi. Bu da bu küçük hizmetçiyi grubun kişisel hizmetçisi olmak için inisiyatif almasına neden olmuştu.

 

Erthyo erkekleri yolladıktan sonra kızlarla içeri girdi.

 

‘’Ermy ve Hiori, buraya gelin.’’ Amy/Mia ikizlerinden koparken ikile seslendi. İkizler Erthyo’nun ne yapacağını bildikleri için kenarda durmaya karar verdiler. Bundan sonra şımarık davranacakları çok zaman olacaktı.

 

İki kız Erthyo’nun yanına gitti ve bacaklarına oturdular. Erthyo iki kızın belini sarıp kendine çekti.

 

‘’Bunları yiyin ve kendinizi bana bırakın.’’ Elindeki hapları kızların ağzına götürdü. İki kız ağzını açarak hapları yediler.

 

Erthyo kızların yediğini gördüğünde bellerinden tutup arkasını döndü. Kızların bunu neden yaptığını anlayamadan tekniğini harekete geçirdi.

 

Gözenekten Temizlik!

 

Kızlar gözeneklerinden, Erthyo’nun eli yardımıyla giren bir hava akışı hissetti. Garip bir şekilde rahat hissettiren bu his yavaşça bedenlerine girdi ve meridyenlerinden organlarına ulaştı, oradan geçerek tüm vücuduna yayıldı ve bedenlerinin en derin kısımlarına ulaştı.

 

Bu hava Erthyo’dan gelmiyordu. Bunun yerine Erthyo’nun yaptığı her küçük hareketten dolayı ortaya çıkan hava akımlarının bedenlerine yönlendirilmesi, ardından yine Erthyo’nun sayesinde gözeneklerinin açgözlülükle bu rüzgârı emmesine neden oluyordu.

 

Rüzgâr en derin kısımlarına, yani organlarının içine girerek içlerine yayılmış zehirleri zorla bedeninden çıkardı. Zehir yarı-sıvı, yarı katı bir şeydi. Bedene sıvı olarak giriyor, yavaşça bedene yayılıp organlara tutunarak katı hale geliyordu. Varlığını her parçasıyla belli ediyordu, bu yüzden kontrol etmesi ve temizlemesi nispeten kolaydı.

 

Rüzgâr elementi zehri meridyenlerinden, kan damarlarına, oradan da gözeneklerine göndererek bedenlerinden çıkmasını sağladı.

 

Sarı, mor, siyah, yeşil renkli, hastalıklı bir sıvı bedenlerini terk etmeye başladı. Sıvı tüm gözenekler yardımıyla bedenlerinden çıkarken, değdiği giysi parçalarını eritiyordu.

 

Erthyo Lingin getirdiği kumaş parçalarını alarak bedenlerini temizlemeye başladı. İki kız çoktan gözlerini kapatmış, bu garip durumda bedenlerindeki zehri atmak için hava akışına yardım etmeye başlamıştı. Hareket edemedikleri için, temizliği onların yerine Erthyo’nun yapması gerekiyordu.

 

Hiori birkaç on dakika sonunda uyandı. Rahatlamış ve ferahlamış hissetti. Uzun zamandır içinde tuttuğu ağırlığı atmış gibiydi. Arkasını döndüğünde Erthyo’nun onunla ilgilendiğini ve bedeninde kalan son zehirleri sildiğini gördü.

 

İçinde sıcak hissetti, Erthyo’nun boynuna sarılırken dudaklarından öptü.

 

‘’Teşekkürler.’’ İçtenlikle söyledi.

 

‘’Önemli değil. ‘’ Erthyo kızı sardı. Onun gibi Ermy’ninde uyanıp uyanmadığını kontrol etti ancak onun uyanmadığını fark etti.

 

Bunun yerine daha derin bir duruma girmişti. Artık bedenine giren rüzgârlar onun kontrolünde değildi. Bedeni rüzgârı açgözlülükle emiyordu.

 

Erthyo bedenine baktı. Göğsünün içinde yavaşça bir kristalin şekillendiğini gördü. Kristal hafif bulanıklıkla beraber oldukça berraktı. Kristal yavaşça şekil alırken içindeki durgun fakat her an şiddetlenebilecek rüzgârları görebiliyordu.

 

Her hava akışıyla kristal daha belirgin hale geldi.

 

‘’Öz oluşturuyor.’’ Erthyo bunu biliyordu. O da daha önce İnat Özü oluşturmuştu. Şu anda enerjiyi kullanamadığı için inat özü boş bir kabuktan başka bir şey değildi ancak enerjiyi kullanabildiğinde gerçek değerini ortaya çıkaracaktı.

 

Amy/Mia ikizleri şaşırdı. Bu kadar genç ve erken seviyede öz oluşturan birini ikinci görüşleriydi. İlki Erthyo idi, o çok daha önceden oluşturabilmişti ve bu onları şaşırtmıştı ancak sorgulamamışlardı. Özel enerji özleri her zaman garip olmuştu ve özleri ne zaman oluşacağı belli değildi.

 

Fakat Ermy’nin ki farklıydı. Element özleri yasaları anlamaya ve gerçekleri görmeye başladığında oluşan şeylerdi. Evrende bilinen en genç öz oluşturucusu, Bilge Seviyesine girdiği anda oluşturmayı başaran Qiann idi. (Seride iki tane Qian olduğunu fark ettim. Önceden kullandığım karakterin adının Qian olduğunu unuttum. (Bölüm 50, 91)  Bu yüzden ismini iki ‘’n’’ ile yazmaya karar verdim. Yeni isim bulmaya üşendim.)

 

Qiann o seviyesiyle dahi olarak sayılıyordu ancak şu anda kız kardeşleri onu geçiyordu. Kıskanmak yerine mutlu olmuşlardı.

 

Aslında özlerde ne kadar erken aldığın oldukça önemliydi fakat farklı bir nedenden dolayı. Öz ne kadar saf ve temiz ise o kadar güçlüydü ve erken alarak dengeleyip daha fazla müdahale edemeyeceğin seviyeye gelmeden önce, elinden geldiğince temizlemek için oldukça fırsatın olacaktı. Bu yüzden ne kadar erken alırsan o kadar güçlü olurdun.

 

Erthyo kızı yatağa yerleştirdi ve daha fazla onu rahatsız etmedi. Burada sadece onlar olduğu için üstüne herhangi bir giysi koymadı.

 

Bundan sonra aynısını İo, Mira ve Lucifer dâhil tüm kızlara yaptı. Üç kız farklı tepki verdi, Mira kıpır kıpırken, Lucifer açık bir şekilde ona sarıldı ve kokusun içine çekti. İo ise bu fırsatı Karanlık Rüzgâr adı verdiği bir şeyi geliştirmek için kullandı.

 

İrislerindeki yıldırım işaretinin yanına kara bir tüy şekli belirdi. Bedenine giren rüzgârlar, kara rüzgârlara dönüştü ve bedeninin içinde kayboldu.

 

Fenomen garipti fakat kimse bunu sorgulamadı. Sonuçta İo’nun geçmişi çok gizemliydi ve Erthyo zamanı geldiğinde bunu iyice deşecekti ancak şu an zamanı değildi.

 

Herkesin sırları vardı ve birbirlerine saygı duydukları için onlara söyleyesiye kadar bunu sormayacaklardı.

 

Diğer kızlar temizlikten sonra oldukça rahat hissederken, İreny hala aynı durumda olan Ermy’e karmaşık bir ifade ile baktı.

 

Erthyo kollarını kızın beline sardı ve kendine çekerek yatakta uzandı.

 

‘’E-Erthyo!’’ İreny Erthyo’nun ani hareketlerine şaşırdı, kollarından kaçmaya çalışmadı fakat bu kadar gözün önünde yapmasından utandı.

 

‘’Sen bir elfsin, o ise bir kartal. O rüzgara hükmederken, sen doğayı kontrol ediyorsun. Bunu unutma, ayrıca…’’ Kızın göğüslerini kavradı ve özel bölgesini hafifçe ovdu.


İreny Erthyo’nun hareketleriyle garip hissetti. İlerleyişini reddetmedi, hafif hareketlerle ona ayak uydurdu.

 

‘’Benim için özelsin. Yanımda durman için güce ihtiyacın yok. Ancak güç istiyorsan sana verebilirim. Sadece söylemen yeterli.’’ Erthyo elini gizli vahaya daldırdı. Elini giysilerinin arasına sokarak göğüslerini ovuştururken vahayı yavaşça ovuştu.

 

‘’Ah…’’ İreny artık iniltisinin tutamadı. Erthyo’nun ovuşturmaları, onun daha önce hiç hissetmediği bir şeyi hissetmesine neden oldu.

 

Şehvet!

 

Erthyo kızın küçük incisini ovalarken göğüslerini sıktı. Ağzını küçük öpücükler yerleştirerek kulaklarına götürdü. Sivri kulaklarının ucunu dişleriyle kemirirken, aynı anda incisini sıktı ve göğsünün ucuyla oynadı.

 

‘’Ahnnnn…’’ İreny bu kadar uyarıya daha fazla dayanamadı. Vahasından kontrolsüzce sıvı çıkarken inledi. Sıvı Erthyo’nun elini sardı ve giydiği donu sırılsıklam bıraktı.

 

Erthyo elini donundan çıkararak kızın yüzünün önüne getirdi. İreny ıslaklığa odaklanmamış gözlerle baktı. Erthyo elini hareket ettirerek kendi ağzına getirdi ve kızın gözü önünde tüm parmaklarını hiçbir sıvı kalmayacak şekilde yaladı.

 

‘’Nefis.’’ Mest olmuş bir ifade ile yüzüne baktı. İreny Erthyo’ya birkaç saniye baktı, kafasını eğerek dudaklarını mühürledi.

 

Erthyo kıza eşlik ederek vahşi bir şekilde öptü. İkili nefessiz kalana kadar öpüştü. Ayrıldıklarında aralarında tükürük ipliği vardı.

 

‘’Anlamanı istediğim, her parçanı seviyorum ve her parçan diğerlerinden tamamen farklı bir cazibeye sahip. Asla kendini küçük görme, asla kendini diğerleriyle karşılaştırma, çünkü sen, sen olduğun için özelsin.’’ Kafasını kafasına dayadı ve gözlerinin içine baktı.

 

Erthyo kızın son zamanlarda oldukça tereddütlü olduğunu fark etmişti. Bu sadece ilişkilerinin hızlı gitmesinden dolayı değildi. Hayır, sorunun kaynağı Ermy’ydi.

 

Kızı bunca zamandır Ermy’nin yanında bırakmıştı. İkilinin zaten lider-ast benzeri bir ilişkileri olduğu için oldukça iyi anlaşabileceğini düşündüğünden dolayı birbirlerinin yanında olmasına karar vermişti. Gerçekten olan buydu fakat beklemediği İreny’nin sıradan bir elf olduğuydu.

 

Elf kabilesinin liderinin kızıydı ancak bu kadardı. Ne Yüksek Elfti, ne de kraliyet ailesine aitti. O sıradan bir köyün liderinin kızıydı. Erthyo’nun içinde hissettiği yaşam elementi dışında hiçbir özelliği yoktu.

 

Kızda bunu farkındaydı ve istemsizce kendini diğer kızlarla karşılaştırmıştı. Zamanla kendini değersiz görürken, özel kısmını unutmuştu.

 

Şu anda yaptıklarıyla Erthyo ona bunu hatırlatmamaya çalıştı. Onun için özeldi, onun için benzersizdi ve aslında diğerlerinin sahip olmadığı şeylere sahipti. Bunları biliyordu ve tek ihtiyacı onu itecek biriydi.

 

Ve Erthyo onu yavaşça itti. Gerisi kıza kalmıştı. +18 kısımlara gelince, sadece kadınıyla güzel vakit geçirmek istemişti.

 

İreny gözlerine bakarken kafasını göğsüne gömdü. Derin düşüncelere daldı.

 

Erthyo kızı kollarına alırken diğer kızlara seslendi.

 

‘’Öyle bakmayın, gelin yatalım. Bugün yorucu bir gündü, dinlenmeye ihtiyacımız var. Az önce yaptıklarıma gelince, yakında bunu size de yapacağım.’’

 

Kızlar dalgınlıklarından Erthyo’nun sözleriyle kurtuldular. Erthyo’nun farklı kısımlarına geçerek yatağa uzandılar. İo her zamanki yeri olan kafasına uzandı, Mia ve Hiori göğsüne, Hiori sağ koluna uzandı.  Qian beline, Jenny ise zıt tarafına sarıldı.

 

Mira tereddütlüydü ancak birkaç saniye sonra kabul etmeye karar verdi. Erthyo’nun onu hedeflediğini uzun zamandır biliyordu ve onun kadını olmasının zaman meselesi olduğunun farkındaydı. Başta ilişkilerinin hızlı gitmemesi için onun girişimlerini reddetmişti ancak artık bunu yapamazdı. Hayır, yapmak istemiyordu.

 

Her kadın gibi o da aşkı tatmak istiyordu. Sevdiği adamla birlikte savaşmak ve eğer o gün gelirse onunla ölmek istiyordu.

 

Erthyo’nun ilk günden beri yaptığı hareketler yavaşça ona ilgi duymasına neden olmuştu. Önce istediği kılıç yolunda yürümesi için ona yardım etmişti, o yaralandığında aşırı tepki vermiş ve kahramanları öldürmüştü.

 

Zamanı geldiğinde ona gelişmesi için Vip alanına tereddüt etmeden girmesine izin vermiş, ganimetlerinde onu da düşünmüştü. Onun girişimlerinin farkında olmaması için aptal olması gerekiyordu.

 

Ve bu girişimleri başarılı olmuştu. Mira zamanla Erthyo’ya olan aşkını fark etmişti. İtiraf etmemişti, edememişti çünkü olaylar üst üste gelmişti. Erthyo’nun iki aylık kaybolması, turnuva, Jenny ve Hiorinin olayı, turnuvadaki olaylar… bir sürü olay olmuştu ve bu sırada ona söyleyememişti.

 

Ancak şu anda önünde altın bir fırsat vardı. Eğer o yatağa girerse, bir nevi aşkını kabul etmiş olacaktı.

 

Ve girdi, artık kaçmak istemiyordu.

 

Yatağa uzandı, kafasını Erthyo’nun baldırına koydu ve bacaklarını eliyle sardı.

 

Düşündüğü kadar kötü değildi. Erthyo’nun sıcaklığı ve kokusu çok hoştu ve yumuşak yatakla uyumak istemesine neden oluyordu.

 

Pat!

 

Saçlarına bir el kondu, kafasını çevirip baktığında Erthyo’nun ona nazik bir şekilde gülümseyerek saçını ovduğunu gördü.

 

İkili birbirine baktı ancak bir şey söylemedi. Söylemeye ihtiyaçları yoktu, sadece gözlerine bakarak duygularını iletebiliyorlardı. Mira, Erthyo’ya gülümsedi ve kafasını baldırına koyarken saçlarını ovmasına izin verdi.

 

Grup Lucifer’ın diğer baldırına yerleşmesiyle uykuya daldı. Ermy ne yazık ki öz geliştirdiği için onlara katılamadı. (Poor Ermy)

 

Kızlar yavaşça uykuya dalarken Erthyo son kişinin gelmesini bekledi. Fazla beklemesine gerek kalmadı, Küçük Beyaz yaklaşık yarım saatin sonunda yanına geldi.

 

Yatakta grubun uyuyuşunu ve yeni kızların geldiğini görünce güldü. Bunu çoktan bekliyordu ve bunda bir sorunu yoktu. Gruptaki her kızın iyi kızlar olduğunu biliyordu ve onlarla iyi anlaşabildiği için hareme girmelerine karşı değildi.

 

Bedeni beyaz ışıkla, beyaz pullu bir yılana dönüştü. Havada süzülerek Erthyo’nun boynuna dolandı.

 

‘’Hoş geldin.’’ Erthyo kızı karşılarken çenesinin altını ovdu.

 

 

‘’Hoş buldum.’’ Küçük Beyaz Erthyo’nun ovuşundan zevk aldı. İnsan bedeninde olmayı sevse de, hayvan bedenindeyken ona olan tavırları da farklı şekilde hoşuna gidiyordu.

 

Erthyo ve kızları uykuya daldı. Hepsi için oldukça rahat ve güzel bir uykuydu, özellikle İreny için. Erthyo’nun sözleri ondan bir yük kaldırmış gibiydi, ne yapacağını bilmediği geleceği daha parlaktı ve kararları daha kesindi.

 

Bu iş bittikten sonra doğrudan eve gidecek ve babasıyla konuşarak aralarındaki sorunu çözecekti. Ardından sevdiği adamın kollarına geri dönecek ve onu takip edecekti. Güçsüz olması ya da önemsiz olması önemli değildi, belki diğerlerinin gerisinde kalacak ve kendini tekrar onlarla karşılaştıracaktı. Bilmiyordu.

 

Erthyo’nun sözleri ona bir çıkış sunmuştu. Güçlenmek için elinden geleni yapacaktı ancak yine de en güçsüz kadını olursa, onu sevdiği ve yanında istediği sürece yanında kalacaktı. Artık onu istemediği zaman ise onunla bir çocuk yapacak, çocuklarıyla kenara çekilip onları yetiştirecekti.

 

Ancak bilmediği şey Erthyo’nun asla bunu yapmayacağıydı. Bu küçük elf onun için çok çekiciydi ve asla gitmesine izin vermeyecekti. Kadınlarından hiçbirinin pençelerinden kaçmasına izin vermeyecekti. Onlara bir kere pençesine girerlerse bir daha kaçamayacaklarını belirtmiş ve hareketleriyle göstermişti. Buna rağmen onla beraber olmak istiyorlarsa asla gitmelerine izin vermeyecekti.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44344 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr