177. Bölüm: Sınırsız Gelecek

avatar
1123 16

İnatçı Yükselen - 177. Bölüm: Sınırsız Gelecek


Erthyo, herkesin gözlerinde parlayan ışıltıdan, yaydıkları öldürme niyetinden yaptığı aldatmacayı fark ettiklerini anladı. Ancak hiçbir şey demeden yürümeye devam etti.


'' Durun, Durun lütfen Lord Erthyo. Biz... Biz sizinle yeni bir anlaşma yapacağız. '' Küçük Yeşil Ejderha konuştu. Ancak sözleri söylediğinde yaşlı adam kafasını çaresizce salladı. Bu sözlerle Küçük Yeşil Ejderha Erthyo'nun eline düşmüştü.



Erthyo'nun bedeni havada dağıldı, sanki hiç hareket etmemiş gibi eski yerine oturdu ve ilgisini çekmiş gibi kafasını salladı.



'' Oh, Sayın Küçük Yeşil Ejderhadan beklendiği gibi ne gibi bir anlaşma yapacağız? ''



Küçük Yeşil Ejderha konuşamadan, Yaşlı adam onu durdurdu. Daha fazla hata yapamazlardı, verdikleri altın çok fazla olmasa da, daha fazlası giderse ekonomileri büyük bir darbe alabilirdi. Bu yüzden deneyimsiz Küçük Yeşil Ejderha yerine kendisi söze girmeye karar verdi.



'' Senden kişileri değil, oradaki bedenleri istiyorum. Zincirle bağlanmış olan bütün bedenleri, ayrıca onu. Kanı, canı, eti, ruhu, kemikleri, meridyenleri, hücreleri, kısacası zincirle bağlanmış olanların tüm parçalarını, tek fiyat olarak alacağım, sadece o zincirdekileri istiyorum. Ve onu. '' Tüm Kahraman, Prenses ve Wiar'ı gösterirken konuştu. Son olarak Hamile Dianayı gösterdi.



Erthyo sözleri duyunca, şimşek kadar hızla elini salladı. Demirler bir kling sesiyle parçalandı. Ancak tek Wiar'ı saran zincirler parçalanmıştı. Onu bağlayan hiçbir zincir kalmadığında, şövalyeler üstüne atladı ve onu yere yatırdılar.



'' O dışarıda kalıyor. Sadece son kez tanıdıklarını görmesine izin verdim. Onun sonu ölüm. '' Erthyo'nun sözleri kesindi. Yaşlı adam gözlerine bakarak bile, Wiar'ı kurtaramayacağına emin oldu.



Derin bir şekilde iç çekti ve konuya girdi.


'' Evrensel Ticaret Kanunu, Madde 849, Kural 7: Bir tüccar birine yüksek fiyatlı bir şey satarsa, arından satılan şey %10 indirim yapmak zorundadır. Evrensel Ticaret Kanunu, Madde 89, Kural 4: Bir ticarette, iki şey aynı kaynaktan geliyorsa %8 İndirim yapılmalıdır. Bundan dolayı sizden %18 indirim talep ediyorum. ''



Erthyo göz ucuyla Pitti'ye baktı. Pitti katı bir şekilde başını salladı. Bu hareket onun da bu kuralları ciddiye aldığını gösteriyordu.



'' Tamamdır, O zaman Buma başla bakalım. '' Erthyo ticarette kötü değildi, eğer biraz uğraşırsa iyi bir ticaret yapabilir ve fiyatı güzel bir rakama çıkarabilirdi. Ancak Buma Erthyo'dan daha iyiydi, fiyatı yarı kat arttırabilirdi.



Buma iyi bir ticarete girişti fakat eski kemikler ile yarışamadı. Büyük bir mücadelenin ardından fiyatı zar zor 2.8 Milyon ile kapatabilmişti.



Eski toprak yaşlı adam Buma'yı elinde oynatmıştı. Fiyat o istediği için belirlenmiş ve 2.8 Milyona sınırlanmıştı.



Ancak Eski Toprakta fark etmişti ki, Buma hiç de küçümsenmeyecek bir tüccar idi. Fiyat, onun elinde olsa da arada ipi kaçırmıştı, Buma bu fırsattan yararlanarak fiyatı arttırmış ve 2.8 Milyonda son bulmuştu.



Eğer başarılı bir şekilde büyür ise tüm krallıkları parmağında oynatabilirdi. Belki de Evrensel Tüccar bile olabilirdi.



Bunu düşünürken, içinde büyümekte olan öldürme arzusu büyüdü. Bu Krallığı yıkması gerektiği düşüncesi zihninde kök saldı.



'' Yaşlı adam, yanlış bir hareket yap ve kafan gövdenden ayrılsın. '' Soğuk, kılıç benzeri bir ses düşüncelerini kesip geçti. Zihninde hiç hasar yaratmadan onu uyardı.



''Aiyah... hehe.. hehehehe. '' Yaşlı adam batırmış olduğunu fark etti fakat bozuntuya vermedi ve işine devam etti.



Buma söze gireceği zaman, Erthyo onu durdurdu.



Sonunda fark etmişti. Bu Krallıkların hayal ettiğinden daha fazla parası vardı. 9.3 Milyon onların vergi arttırmasına neden olabilirdi fakat bu sadece dıştan görünen kısmıydı. Aslında 9.3 Milyon altın onlar için çok bir şey değildi. Erthyo'nun topladığı toplam 12 Milyon altın, ekonomide küçük bir çatlaktı.



Yüzyıllardır sabit kalan bir krallıkta biriken para için bu altın çok bir şey değildi. Bu yüzden fiyatı biraz arttırmaya karar verdi.



Sırasıyla Scarlett, Tina ve Francesca'yı göstererek konuştu.



'' 4 Milyon, 6 Milyon ve 8 Milyon. Tartışma yok, anlaşma yok. Almıyorsanız, kepenkleri kapatıyorum. '' Erthyo tartışmaya yer vermediğini belirtmek için katı bir tonda konuştu.



'' Onları almayabilirim, biliyorsun değil mi? Sonuçta başka prenseslerde var. Yani hiçbirini almadan gidebilirim. '' Yaşlı adam sanki ilgisi kaybolmuş gibi konuşmuştu.



'' Oh, Öyle mi? '' Erthyo, Hioriye döndü. Yumuşak yanağını şefkatle okşadı ve nazik bir tonda konuştu. '' Onları benim için öldür lütfen. ''



'' T... Tamam. '' Hiori beceriksizce birkaç bıçak fırlatırken yüzü kızardı, kolları beceriksizce titredi ve yanağının okşanmasının keyfini çıkardı. Eğer ortamda başkaları olmasaydı, şu anda Erthyo'yu öpebilirdi bile.



Bıçaklar Hiori için beceriksizce atılmış olabilirdi fakat kemiklerine kadar işlemiş suikastçı yetenekleri yüzünden bu saldırı eğer isabet ederse, 4 prenses ve 8 kahramanın alnından delip geçecekti. Wiar ve hamile Diana bile istisna değildi.



Üç gölge, ışık hızında süzüldü ve on bir bıcağı havada tuttu. İlk tutuşlarında, bıçaklar ellerindeki deriyi sökerek yoluna devam etti, ikinci tutuşlarında parmaklarını küçük yasa rünleriyle güçlendirdiklerinde bıçağı rahatça tutabildiler.



Ancak suratlarında korkunun izleri vardı. Aman Tanrım! Bu nasıl bir güç, o genç hanım bu bıçakları fırlatırken gayet beceriksizdi, elinden çıktığında doğru attığını kontrol etmek için tekrar kontrol bile etmişti. Beceriksizce bıçak fırlatışı bile bu kadar güçlüyse, ciddi saldırısı ne kadar güçlüdür.



Düşünceleri böyle olsa bile, yüzlerinde hafif bir gülümseme vardı.



'' Lütfen herkes kendi için konuşsun. Bu yaşlılar kendi gençlerinden vazgeçmedi. '' Bıçağı masaya koyup, yerlerine oturdular. Ancak gözleri, kızarmış Hioriye bakarken derin bir korku parıltısı vardı.



Yaşlı başta hiçbir şey yapmadı. Erthyo'nun blöf yaptığını, zamanı geldiğinde onu kurtaracağını düşündü. Ancak bıçak Diana'nın suratının birkaç santim önündeyken soğuk terler atmaya başladı. Kral'ın söylediği birkaç kelime aklına gelirken hızlıca ileri atıldı.



'' Diana'yı ne olursa olsun geri getirmek zorundasın. Scarlett '' O ''ndan olan tek çocuğum. Ayrıca karnında torunum var. ''



Elini salladı ve bıçağı aldı ve kenardaki bir duvara fırlattı. Bıçak duvarda dik bir şekilde kalırken, kendisi de havada, görünmez bir duvara çarptı.



Yaşlı adamın kendisi olduğu yerden yok oldu. Bir saniye sonunda eski yerinde oturuyordu. Ancak suratı bir kazanın altı kadar karanlıktı, içindeki öldürme niyetini artık saklamıyordu.



Çap!



Erthyo elini çırptı, öldürme niyetini dikkate almadı ve dost canlısı bir gülümseme ile konuşmaya başladı.



'' Gördün mü? Demek ki onları istiyormuşsun. O zaman konuşmamıza dönelim. '' Erthyo parmaklarıyla 2 gösterdi.



'' Senin için yaşlı adam fiyat 2.5 kat arttı. Ve sizin için 2 Milyon daha eklendi. Sırasıyla 8.5 Milyon, 8 Milyon ve 10 Milyon. ''



'' Aiyah, Genç adam şansını biraz fazla zorlamıyor musun? Kafanı camdan fazla çıkarmamanı tavsiye ederim yoksa bir ağaç dalı kafana çarpabilir, kim bilir belki kafan bile kopabilir. '' Söylediği sözleri bir aptal bile anlayabilirdi. Eğer devam ederse kafasını alacağını belirtiyordu.



Ancak Erthyo ondan nasıl korkabilirdi? Eğer kokarsa, Antik Hükümdarı utandırmış olmaz mıydı? Elini gelmesi için salladı ve konuştu.



'' O zaman o ağaç dalını davet ediyorum. Gelsin ve kafamı alsın. '' Ortam gerilmeye başladı. Pitti olayın giderek ciddileştiğini gördü, hafifçe öksürdü ve konuştu.



'' Buraya ticaret için geldiniz, savaşmak için değil. Ancak savaşırsanız kimi tutacağımı ikinizde bildiğiniz için savaşmaya gerek yok. '' Sözleri aleve su dökmek gibiydi, havadaki gerilimi dağıttı.



Yaşlı adam dişlerini sıkı ve konuştu.



'' 1.5 Kat, daha yükseği değil. '' Fiyatı azaltamayacağının farkındaydı, en azından artma oranını düşürebilirdi.



Ayrıca bir şey fark etmişti ki, bu Ticaret elinden uçup gitmişti. Bu odaya girdiği anda ticaret tamamen Erthyo'nun elindeydi. Ona karşı büyük bir nefret beslese de, onu içinden övmekten kendini alamadı.



'' Siz? '' Erthyo diğerlerine bakarak konuştu. 1.5 Katta istediği sonucu verecekti, sonuçta ticaret daha tam olarak bitmemişti. Onlardan daha fazla para sökmeyi kafasına takmıştı.



'' Kabul ediyoruz. '' İçlerinden ona sövselerde, dış görünüşlerinde nezaket vardı. Eğer Erthyo'yu rahatsız ederlerse fiyatın artacağından korkuyorlardı.



Eğer normal bir zaman olsaydı ve karşılarındaki Erthyo'nun seviyesinde bir genç olsaydı, tek tokatta kafasını patlatırlar, Prens ve Kahramanları alıp giderlerdi. Ancak Pitti, Aven ve Lide burada büyük rol oynuyordu. Bu bilinmeyen güçlü kişiler onları kemiklerine kadar titretiyordu.



''6.5, 9.5, 12.5 Milyon, yani toplam 29.5 Milyon. %18 indirim, benden size 20 olsun. 5.900.000 eder. Yani 23.6 Milyon vermeniz gerekiyor.'' Erthyo hızlıca anlaşmayı oluşturdu ve imzasını attı. 3 Ülke ve Âlim olabilecek tüm ihtimalleri hesaplayarak bu seferkinin doğru olduğuna kanaat getirerek ruh damgalarını, dişlerini sıkarak bastılar.



'' Aiyah, şimdi bu yaşlı adamın sırası. 'Tink' '' Yaşlı adam konuşurken sakalından bir parça kopardı. Ne kadar sinirlendiği belliydi.


'' Evet senin sıran. Sen Diana için gelmiş olmalısın değil mi? O zaman 20 Milyon vermen gerekiyor. %20 ile bu 16 Milyon ediyor. '' Erthyo böyle bir astronomik rakamı hiç çaba sarf etmeden söylemişti.



''T... Tamam.'' Yaşlı adam derin nefes almaya başlamıştı, eğer Küçük Yeşil Ejderha onu sakinleştirmeseydi, öfkeden kan kusabilirdi.



Ancak Kralı için bunu yapması gerekiyordu. Kralı ona bugün için 50 Milyon vermişti. Yani bu parayı karşılayabilirdi.



'' Ve karnındaki için 60 Milyon. %20 ile beraber 48 Milyon eder. '' Erthyo bombayı patlatmıştı.



Bam!



Kıpkırmızı bir suratla, yaşlı adam elini masaya geçirdi. Normal zamanlarda bu masa toza dönüşürdü fakat Pitti bunu önlemişti.



'' Hey! Çocuk, şansını çok zorlama. Zaten sana nezaketimi gösterdim, Ustana bile saygılarımı sundum fakat sizden korktuğumu ve bana rahatça zorbalık yapabileceğinizi zannetmeyin. Biraz gücünüz var diye havalara girmeyin, krallığımızın yaşlıları geldiğinde sizi rahatlıkla öldürebilir. '' Sonunda patlamıştı, Diana için 20 Milyon bir şey değildi. Sonuçta o Kralın kızıydı ve bu para makûldu. Tarihte böyle vakalar görünmüştü.



Ancak bu adam daha doğmamış bir çocuk için 48 Milyon istiyordu. Wiar gibi başarılı bir adam ve Diana gibi bir zekânın çocuğu olduğu için 20-25 Milyonu kabul edebilirdi ancak çocuk daha doğmamıştı. Gelecekte başarılı olursa 48 Milyon çocuk için az bile olurdu, ancak ya başarılı olamazsa, ya bir çöp olursa o zaman 48 Milyon onun sadece övünebileceği bir anı olarak kalacak, Krallık için bir utanç ve ekonomik krize yol açacaktı.



Bu yüzden bu parayı kabul edemezdi. Ne olursa olsun.



''Yaşlı Gomu, Zimni, Bitu ve Lala mı? Onlar mı beni öldürecek? Sen dalga mı geçiyorsun? Daha geçen sene bana saygılarını sundular o veletler.'' Pitti dalga geçer gibi sakalını okşadı.



Yaşlı adamın gözleri karardı, Tüccar Krallığının 4 Yaşlısı bu adam tarafından biliniyordu ve ona saygılarını sunmuşlardı.



4 Yaşlı, Tüccar Krallığında herkes tarafından biliniyordu, diğer krallıklar bile bunu biliyordu fakat bu isimleri bilmiyorlardı. Çünkü bu isimler sadece bir kişi tarafından takılmıştı onlara, bu hayatta onlara böyle seslenebilecek tek kişi vardı. Bu isimlerde onun tarafından konmuştu. Kendisi de bu olayı Krala olan yakınlığı sayesinde öğrenebilmişti.



151. Katta ikamet eden, Kılıç Lordu- Bistora Pitti.



Eğer o ise işi bitmişti. Ancak tüm işaretler onu gösteriyordu. Kılıç Niyeti, Kılıç Niyetindeki kontrolü, gücü, baskısı ve olayları bilişi. Her şey onu işaret ediyordu.



Ancak emin olmalıydı, bu yüzden titreyen bir sesle sordu.



'' Siz... S... Siz, Sayın Bistora Pitti olabilir misiniz? ''



'' Evet, Öyleyim. '' Pitti'nin elinde bir tılsım belirdi, üstünde '' 151. Kat Üstün Saygın Kişi- Bistora Pitti '' yazıyordu.



''K... Kabul Ediyorum. Teklifini... Kabul ediyorum.'' Kabul etmekten başka bir şansı yoktu. Eğer Pitti bu iş bittiğinde gider ve 4 yaşlı ile görüşürse daha büyük bir miktarda para alırdı, üstüne kendisi, ailesi ve 9 sülalesinin hepsi 4 yaşlı tarafından imha edilirdi. Krala yakınlığı bile onu koruyamazdı.



'' Yaşlının saygın bir kişi olduğunu biliyordum, ayrıca geleceği gören gözleri herkes tarafından bilinmekte. Gelecekte zirve dahi olacak bir çocuk için hiçbir masraftan kaçınmıyor. Kesinlikle ileri görüşlü ve gençleri seven bir tavrı var. Sınırsız geleceğe sahip bir çocuk için 48 Milyonu gözünü kırpmadan verdi. Ben, Erthyo, size imreniyor ve saygı duyuyorum.''



Sözleri, yaşlı adamın suratını daha fazla kızarttı. Dudaklarının yanından hafif bir kan şeridi akıyordu. Hemen elini salladı ve kendini iyileştirdi ancak içsel yarası ve kızgınlığından dolayı olan geri tepme kolayca iyileşebilecek bir şey değildi.



Erthyo onunla anlaşmayı yazdı. Özellikle 64 Milyonun altını çizdi. Dev rakamlarla '' ALTMIŞ DÖRT MİLYON!! '' yazdı.



Anlaşmayı okuyan Yaşlı adam daha da kızardı, dudaklarından akan kan şeridi giderek büyüdü. Ancak ruhsal damgayı bastı ve kendisi de imzaladı.



Pitti'ye doğru döndü ve saygısı sundu.



Ardından diğerlerini önemsemeden yerinden kalktı ve zincirlenmiş gruptan ayrı oturan Dianaya doğru yürüdü. Bu sefer onu durduran bir duvar yoktu. Hiçbir engel olmadan onun yanına ulaştı. Bir kolunu tuttu, kralının verdiği parayı ve depolama yüzüğündeki parayı birleştirerek zar zor 64 Milyonu denkleştirdi ve parayı bir depolama yüzüğüne koyarak Erthyo'ya fırlattı. Önünde uzaysal bir portal açarak içine yürüdü. Arkasında kalan 2 Kahramanı bile umursamadı.



'' Kendinize iyi bakin Kıdemlim. Umarım iyi günler geçirirsiniz, ben sizin bana verdiğiniz Altmış Dört Milyonu kesinlikle iyi harcayacağım. '' Erthyo depolama yüzüğünü yakalarken, elini salladı. Onu yolcu etmeyeceğini gösterdi.



Kan dondurucu bir kükreme portalın diğer tarafından duyuldu fakat fazla yayılamadan portal kapandı. Erthyo nazik ve dost canlısı gülümsemesi ile ışınlanma portalının eski yerine doğru bakıyordu.



Hizmetçilere ve korumalara döndü.



'' Siz ne yaptığınızı zannediyorsunuz? Misafirlerimizle anlaşmamızı bitirdik, hemen savaş esirlerini salın. ''



''Emredersiniz.'' Hizmetçiler ve korumalar yüzlerinde gülümsemeyle, saygılı bir şekilde 3 Prensesi ve 6 Kahramanı çözdü, üstlerindeki tozları silkti ve onları destekleyerek 3 Krallık temsilcilerine götürdüler.



Üç Prenses bardaktan dökülürcesine ağlamaya başladı, temsilcileri tanıyıp tanımamalarını önemsemediler ve sadece ağladılar. 6 Kahraman kendilerini sıksalarda titreyen omuzlarını gizleyememişlerdi.



Sonunda... Sonunda bu yerden kurtulmuşlardı, sonunda devamlı acılarından kurtulacaklardı.



Herkes sevinirken ve birbirine sarılırken, 3 Krallık Temsilcilerinden bir kadın kaşlarını çattı. Yüzü giderek soldu ve elleri titremeye başladı. İnanamayan gözlerle Tinaya bakıyordu.



'' Bu da ne? ''



Herkes ona döndüğünde, kadının Tina'yı tuttuğu elinin yeşile döndüğünü gördüler, ancak içsel durumdan dolayı değildi. Bu Tina'nın bedeninden çıkan bir sıvı yüzündendi.



Tina kadının elini görünce çığlık attı. Kadının elini iterken geri kaçmaya başladı.



'' Elini yaklaştırma bana... Dokunma... Dokunma... O zehri daha fazla görmek istemiyorum. '' Spazm geçiriyormuş gibi titriyordu. Elleri ile kafasını sardı ve yere çömeldi.



'' Opss. Fark edildi. '' Erthyo'nun alaycı sesi herkesin kulaklarını doldurdu. 3 temsilci ona döndüğünde, soğuk gülümsemesini gördü.







Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43989 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr