48.Bölüm Erthyo Yalvarır

avatar
1855 8

İnatçı Yükselen - 48.Bölüm Erthyo Yalvarır


Küçük bir kız bir kalenin içinde koşturuyordu. 

  

Siyah saçları ve siyah gözleri, pembe yanakları, küçük elleriyle çok şirin gözüküyordu. Ayrıyeten kafasında bir taç vardı. 

  

Çıplak ayaklarıyla kalenin içinde koşuyordu. En sonunda bir sütunun arkasına saklandı. 

  

Kız ağzını kapattı ve sessizce kıkırdadı. Kafasını çevirerek etrafa baktı. Kimseyi göremeyince rahat bir nefes verdi. 

  

Fuuu 

  

Kyaa 

  

Erthyo kızın yanından geldi ve kulağına üfledi. Kız ufak bir çığlık attı ve Erthyo'nun olduğu yöne baktı. 

  

''Yine kaybettim. Büyük Kardeş Erth saklambaçta çok yetenekli.'' 

  

''Belki de Ermy çok yeteneksizdir.''(Erthyo) 

  

''Çok kabasın.''Ermy yanaklarını şişirdi ve bir ‘’hmph’'lama ile kafasını başka yöne çevirdi. 

  

''Kızma, kızma. Hadi yemek zamanı. Gidelim.''Erthyo Ermyi omuzlarına aldı ve koridorda yürümeye başladı. 

  

''Büyük Kardeş gerçekten bugün gitmek zorunda mısın?''Ermy surat astı. Bu olayı sevmemiş olduğu belliydi. 

  

''Evet zorundayım. Fakat bugün gitmem bir daha karşılaşamayacağımız anlamına gelmiyor.''(Erthyo) 

  

''Gerçekten mi?! Senle tekrardan görüşebilir miyim? ''(Ermy) 

  

''Tabii! Neden olmasın?'' 

  

İkili konuşurken Erthyo kalenin çıkışına vardı. Orada Erthyo'yu bir erkek ve bir kadın bekliyordu. Bunlar Liun ve karısıydı. 

  

''Kurtarıcımızı selamlarız.'' İkisi de mütevazı bir şekilde eğildi. 

  

''Sizinle böyle kelimeler kullanmak için biraz fazla samimi değil miyiz? ''Erthyo kaşlarını çattı ve yarı şaka yarı ciddi bir şekilde söyledi. 

  

''Bugün gidiyorsunuz. En azından size son bir kere böyle hitap etmek istedik.''Liun kafasını kaşıdı. 

  

''Sizi bu seferlik affediyorum.''(Erthyo) 

  

Ermy Anne Babasının yanına geldi. 

  

''Anne, Baba. Büyük Kardeş bana ileride tekrar buluşacağımı söyledi. Onunla tekrar buluşabilir miyim? ''(Ermy) 

  

Liun ve karısı Erthyo'ya yardım ister gibi bakmaya başladı. Erthyo kafasını onaylayan bir biçimde sallayınca onlar da onayladı. 

  

''Elbette. İkinizde istediğiniz müddetçe neden olmasın?''(Liun) 

  

Erthyo kaleden dışarı çıktı. Dışarı çıktığında orada bir ordu vardı. Üstünde Siyah ve aralarında Mavi tüyleri olan kartallar orada toplanmıştı. Aşağıda ağır zırhlı askerler, büyücüler, okçular, izci birliği, kahramanlar duruyordu. 

  

Her biri diz çöktü ve bir ağızdan konuştu. 

  

''Kurtarıcımıza İyi Yolculuklar Dileriz.'' 

  

''Kurtarıcımıza İyi Yolculuklar Dileriz '' 

  

Öyle gürdü ki sesleri normal insanların kulak zarları patlardı. 

  

Erthyo arkasını döndüğünde Liun ve karısı da diz çökmüştü. Hatta Ermy bile diz çöküyordu. 

  

O sırada kulaklarına bir ses ilişti. 

  

''Büyük Kardeş şimdi gitmelisin. Eğer gitmezsen fikrimi değiştirmeye başlayacağım.''Ermy'e baktığında göz yaşlarını akıtmaya başladığını gördü. 

  

''O zaman 700 yıl sonra Pylos Kıtasına gel. Orada buluşacağız.''(Erthyo) 

  

''Eh.''Ermy daha cevap veremeden Erthyo yok olmuştu. Arkasında sadece bozulan hava ve kendi zamanına dönen partiküller vardı. Erthyo bu zamandan değildi bu yüzden durduğu her saniye etrafındaki havayı etkiliyordu. Şimdi gidince etraftaki hava ve moleküller düzelmeye başlamıştı. 

  

*** 

  

Önündeki ortam eski haline döndü. Hâlâ kucağında İreny'i taşıyordu ve Elflerden kaçıyordu. 

  

Önünde devasa bir ağaç vardı. Daha arasında 1 kilometre olmasına rağmen Ağacın altında yatan devasa kartalı görebiliyordu. Kartalın Siyah tüyleri vardı fakat bu siyah tüyleri bozan, sırtı boyunca yayılan bir yarası vardı. Yara o kadar derindi ki kemik gözüküyordu. 

  

Erthyo'nun içi acıdı. Çünkü bunun kim olduğunu biliyordu. Bu Ermydi ve kendisini bekliyordu. 

  

Erthyo yıldırım kaplanını çağırdı ve emir verdi. 

  

''Son hız kartala git. Durma.'' 

  

Kaplan kafasını salladı ve bir Yıldırıma dönüşüp kartala yöneldi. 

  

Kartalla aralarındaki mesafe giderek azalıyordu. 

  

Puf. 

  

Omzuna bir ok daha girdi. Erthyo o kadar odaklanmıştı ki beline giren 6 oku görmemişti. Şimdi yeni ok girince tüm yaralarının acısın hissetti. 

  

Bağırmamak için kendini tuttu ve ileri baktı. 

  

Kartal bir şeyin bölgesine girdiğini fark etmiş gibi kafasını Erthyo'ya çevirdi. Erthyo'yu görünce kalkmaya çalıştı fakat her kalkmaya uğraştığında yarasından kanlar çıkıyor ve tekrar geri düşüyordu. 

  

''Büyük Kardeş.'' Kartal Kısık bir sesle bunları söyledi. Neredeyse bilinci kapanıyordu. 

  

Erthyo Ermy’nin sırtındaki yara dışındabaşka bir şeyi olup olmadığına bakmak için Ultra Değerlendirmeyi kullandı. 

  

[Yüce Kartal ......] 

  

[Seviye XXX, Şu anki seviye 100] 

  

XXXXX 

  

XXXXX 

  

XXXXXX 

  

XXXX 

  

Kusur: Mana Ruhu yok olmuş, Küresi kırılmak üzere, Belinde boydan boya bir yara var. Aşırı Büyümenin yan etkilerini taşıyor. 

  

[Bu bilgileri almak için seviyeniz yetersiz] 

  

Erthyo sistemden ''Şu anki seviye 100''e tıkladı. 

  

[Kişi Aşırı Büyüme yeteneğini kullandı. Bu yetenek kişiye seviyesi kadar ömür verir. Geri dönüşü yok. Kişi 100 seviyede kaldı. Kişinin 100 dakikası kaldı.] 

  

Kızın durumu çok kötüydü. Ölümden daha beter yaşıyordu. Fakat kendisi için hayata tutunuyordu. 

  

''Daha hızlı.'' Acemi Şeytan Lordu Unvanını devreye soktu. Yıldırım Kaplanı daha da hızlı hareket etmeye başladı. 

  

Artık sırtındaki acıları düşünmüyordu. İreny'ide unutmuştu. Sadece Ermy'e odakladı zihnini. 

  

''Jenny onu kurtarmanın bir yolu var mı? ''(Erthyo) 

  

''Ankanın Yeniden Doğuşunu kullanabilirsin. Fakat bu Anka özünü yakacak. Yenilenmesi 4 ayı olacak. Ancak bedenin burada değil, yani bunu yapamazsın.''(Jenny) 

  

''Başka yolu yok mu?''Erthyo dudaklarını ısırmaya başladı. 

  

Bir ok daha bedenine isabet etti. Erthyo'nun asabı zaten bozuktu ve şimdide bir ok bedenine isabet edince sonunda patladı. 

  

İreny'i bir eline aldı. Sağ eline katanasını çağırdı. Katanayı İblis Alevleri, Ölüm Alevleri ve Kılıç Niyeti ile kaplayıp, Destekleyici Rüzgâr ile gücünü ve hızını arttırdı. 

  

Arkasına döndü ve Sonik kesiş ile saldırdı. 

  

Sonik Kesiş ile havayı kesti. 

  

Sarı saçlı Elf direkt yana kaçındı. Ancak arkadakiler onun kadar şanslı değildi. 4 tane Elf Kırmızı alevlerle yanarak ikiye ayrıldı. Bazılarının ise ayrılan parçaları yaşlandı ve toza dönüştü. 

  

Roarrr 

  

Scree 

  

Yıldırım Kaplanı ve Ankası Elfe hücum etti. Erthyo Ejderhaya binmeye başladı. 

  

Elf okunu çekti ve rüzgarla kapladı. Göz açıp kapayıncaya kadar iki canavarı da yok etmişti fakat Erthyo’yu takip etmeye devam etmedi. 

  

''Kutsal Ruhun sınırlarına girdiler.'' Sınırda beklemeye başladı. Kutsal Ruh onlar için tanrıydı ve Tanrılarının topraklarına izinsiz girmek hakaret demekti. Tanrısına Hakaret etmeye cüret edemezdi. 

  

Erthyo daha da hızlandı ve 2 dakika içinde Kartalın yanına vardı. 

  

İreny'i yere indirdi. Yere inen İreny kafasını yere kapadı. 

  

''Elf Klanı prensesi İreny bölgenize izinsiz girdi. Lütfen beni öldürün Kutsal Ruh''(İreny) 

  

Erthyo şu an Ermy'den başka bir şey görmüyordu. Hızlıca yanına gitti. Kendinden 4 kat büyük kafasını tuttu. 

  

''Ermy, Ermy, Ben geldim.''(Erthyo) 

  

''Büyük Kardeş.. Öhö.. Ermy sözünü tuttu. Ermy.. Öhö.. Öhö.. Büyük Kardeşle buluştu. Ermy 500 Yıldır Büyük kardeşi bekliyordu.'' Her cümlede kan öksürüyordu. 

  

''Konuşma. Büyük Kardeşin seni kurtaracak.''Erthyo gergin bir sesle gagasını okşamaya başladı. Aynı zamanda İyileştirici Anka Alevleriyle yarasını iyileştirmeye uğraştı fakat yaraya daha varamadan alevler dağılıyordu. 

  

Suyun tamamlama özelliğiyle yardım etmeye çalıştı fakat yaranın sadece ucunu düzeltebildi. Bu bile Erthyo'nun içindeki su elementini bitirmişti. 

Erthyo Jennyi çağırdı ve onu iyileştirmesini istedi fakat Jenny 10 dakika uğraşının sonunda mana ve ruh olarak tükenmişti. 

  

Erthyo o kadar çaresizdi ki neredeyse ağlayacaktı. Hiçbir şey onu kurtarmaya yetmiyordu. 

  

Sonunda aklına bir şey geldi. 

  

Arkasını döndü ve kafasını yere çarptı ve secde etti. 

  

''Lütfen, Lütfen bana yardım edin. Lütfen!''Kimse kiminle konuştuğunu bilmiyordu fakat o yalvarmaya devam etti. 

  

Kafasını yerden kaldırmadan yarım saat boyunca öyle durdu ve yalvarmaya devam etti. 

  

''Erthyo kiminle konuşuyorsun?''Jenny  sonunda Erthyo'ya seslenmeye karar verdi. 

  

''Büyük Ka-Öhö.''(Ermy) 

  

''Lütfen. Bedenimi buraya getirin. Size Yalvarıyorum. Ruhumu isteseniz bile vereceğim.''Erthyo Ermy ile 5 yıl geçirmişti ve onunla çok bağlanmıştı. Daha az önce önünde gülen kızın şimdi gözlerinin önünde ölüyor olması canını çok yakıyordu. 

  

Erthyo pes etmek üzereyken bir sistem bildirim geldi. 

  

[Zorunlu Görev değişikliği.] 

  

[3.Görev zorla değiştirildi.] 

  

[Görev: Ermy'i kurtar] 

  

[Bu görevi almak için bir şey feda etmen gerekiyor. 3 Soydan birine bir şeyyfeda edeceksin.] 

  

[Ne feda edeceksin?] 

  

[Hangi Soya edeceksin?] 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr