47.Bölüm Kartal Kral

avatar
1826 10

İnatçı Yükselen - 47.Bölüm Kartal Kral


''Burası Pylos Kıtası sanırım.'' 

  

Erthyo kaçarken etraftaki havayı inceliyordu. Hava, etrafa yayılan aura, hepsi Pylos Kıtasıyla aynıydı. 

  

Erthyo bunları düşünürken bir şeyin kendini çektiğin hissiyatına kapıldı. Bir taraftan kendisinin gelmesini işaret eden bir şey vardı. 

  

''Efendim oraya git.'' Uzun zamandır konuşmayan katananın içindeki ruh konuştu. 

  

''Sen..'' 

  

''Ben katananın içindeki Ruh. Oraya gitmelisin Efendim. Orada diğer Ruh var.'' 

  

Erthyo fazla sorgulamadan hissettiği yere doğru gitti. Zaten etrafta başıboş dolaşıyordu. Oraya gitmesinde bir zarar olmazdı. 

  

''Kutsal Ruhun olduğu yere gidiyor. Durdurun onu.'' Altın saçlı elf gittiği yeri görünce hızını arttırdı. Diğer Elflerde hızını arttırarak Erthyo'ya yetişmeye çalıştı. 

  

Erthyo'nun kucağındaki İreny Erthyo'nun gittiği yeri fark edince hızlıca Erthyo'yu uyardı. 

  

''Orası Kutsal Ruhun yaşadığı yer. Bölgesine giren kişileri Acımasızca öldürür. Oraya gitmemelisin!''(İreny) 

  

''Kutsal Ruh neye benziyor?''(Erthyo) 

  

''Devasa bir kartal. Neredeyse bir dağ kadar büyük. Ancak şu an çok hasta. Bu yüzden agresif. Oraya gitmemelisin.'' 

  

[Aşırı Büyüme: Kişi yaşamının son zamanlarda daha uzun yaşamak için Canlılığını büyütür. Boyu, Yaşam özü her şeyi büyür. Daha uzun yaşar. Ancak geçirdiği her saniye cehennem gibi geçer. Zamanla gücü tükenir.] 

  

Erthyo bu sistem mesajını alınca kalbinde bir acı hissetti. Aynı zamanda ruhsal bölgesinde şıngırtılar çıkmaya başladı. 

  

[Kartal Kral ile karşılaşıldı.] 

  

[Kartal Kral ile ilgili anılar zihninize yükleniyor.] 

  

Erthyo’nun görüşü karardı fakat bedeni koşmaya devam etti. 

  

*** 

  

Gökyüzünde savaşan Kartallar vardı. Bir kısım koruyucu durumdaydı. Diğer kısım saldırıyordu. 

  

Saldıranlar Masmavi tüyleri olan Kartallardı. 

  

Savunanlar ise zifri siyah tüyleri olan kartallardı. 

  

Bu kartalların arkasında bir adam ve bir kadın vardı. Kadının kucağında ise zifiri siyah taç olan bir bebek vardı. Asil bir aura yayıyordu. 

  

''Liopn bunu nasıl yaparsın!!!! O senin yeğenin. Yeğeninini öldürmek istiyorsun.'' Adam ciğeri patlarcasına Mavi kartalların arkasındaki adama bağırdı. Bu bağırışı duyan adam pişkin bir sırıtış ile cevap verdi. 

  

''Liun Sana söylemiştim. Tüm aileniz kölem olursa bu işin peşini bırakacağım. Fakat sen ve senin aptal gururun yüzünden teklifimi reddettin. O doğuştan Kral olarak doğmuş. Ona karşı ne kadar çabalarsak çabalayalım kazanamayız. Ya ölmeli ya da kölem olmalı. Başka bir seçim şansı yok.'' 

  

Herkes bebeğe kral diyordu fakat onların bilmediği bu bebek ...'dı. 

  

Erthyo nedenini bilmese de bu kelimeyi düşünemiyordu ya da ismini söyleyemiyordu fakat o bebeğin bundan daha güçlü olacağını biliyordu. 

  

Erthyo ortamı izlemeye devam etti. Savaş devam ediyor ve ölümler artıyordu. Mavi Kartallar siyahlıları bastırıyordu. 

  

''Ne yapacaksın? ''Arz duygusuz sesiyle Erthyo'ya sordu. 

  

''Sanırım işlerin gidişatına göre karar vereceğim.'' Daha karar vermesi için çok erkendi. 

  

Loipn daha fazla sabredemedi. Gök mavisi rengindeki kılıcını çekti ve Liun’un üstüne atıldı. Loip’nin karısı da onla beraber hareket etti. 

  

Liun Loipn’in üstüne geldiğini görünce mızrağını çıkarttı ve saldırdı. 

  

Liun’un karısı bebeğini alnından öptü ve onu yanındaki kraliyet askerine verdi. Bu askerler daima kendilerine sadıktı ve onları her zaman korurlardı. Sonra kendisi de kocasıyla beraber saldırdı. 

  

Liun’un mızrağı Loipn’in kılıcı çarpıştı. Kadınları da yanda savaşmaya başladı. 

  

Savaş belirsizdi bir Liun’un tarafı önde geliyor. Bir Loipn’in tarafı önde geliyordu. 

  

Ancak Liun’un fark etmediği bir şey vardı. O da karısının bebeği bıraktığı askerin elinde bir hançer belirdiğiydi. 

  

Kraliyet Askeri hançeri ile bebeğe saldırdı. Erthyo zamanı geldiğini düşünerek Askerin yanında belirdi. 

  

Loipn Kraliyet Askerinin hançeri ile saldırdığını görünce yüzünde bir gülümseme oluştu. 

  

Liun kardeşinin bakışlarını takip etti ve gördüklerinden dolayı yüzü bembeyaz oldu. En güvendiği askerlerinden biri çocuğunu öldürmeye çalışıyordu. 

  

Savaşı bırakı adama atılmak istedi fakat Loip önünde belirdi. 

  

''Loipn çekil önümden!!''(Liun) 

  

''Kardeşim senle uzun süredir kardeş-kardeşe konuşmamıştık. Neden birlikte zaman geçirmiyoruz?''(Loipn) 

  

Liun dişlerini o kadar fazla sıkıyordu ki neredeyse kıracaktı. 

  

''Çocuğum.''Luinin karısı tiz bir çığlık attı. 

  

Puçi! 

  

Baktığı asker bir anda yok oldu. Sadece bir damla kan çıktı. Askerden hiçbir şey kalmamış gibiydi. Bir anda askerin yerine başka bir adam belirdi. 

  

Kırmızı saçlı ve kırmızı gözlü bir adamdı. Anında çocuğu kucağına aldı ve diğerlerine bakmaya başladı. 

  

Liun, karısı, Loipn ve onun karısının gözleri büyüdü. Kimse ne olduğunu bilmiyordu. Yoktan bir adam belirmiş ve tek bir saldırıyla Kraliyet Askeri yok etmişti. 

Erthyo bebeğin elleriyle oynamaya başladı. Aynı zamanda karşısındakilere bakarak konuştu. 

  

''Siz savaşmaya devam edin. Savaşınızla ilgilenmiyorum. Sadece saf bir bebeğin sizin pisliklerinize alet olmasını istemedim.''(Erthyo) 

  

Liun o sıra kendine geldi. Mızrağıyla Loipn atıldı ve göğsünü deldi. 

  

Loipn göğsündeki mızrağa baktı ve kan tükürdü. Hızlıca kendini mızraktan çıkardı ve kılıcıyla Liuna geri saldırdı. 

  

*** 

  

''Ehehe..''Bebek Erthyo'nun elini beğenmiş gibi gülümsedi ve elini çekiştirmeye başladı. Yanında olan kanlı savaştan haberi bile yoktu. 

  

''Gerçekten insanın bebek olası geliyor. Tertemiz bir sayfa. Hiçbir şeyden haberi yok.''Erthyo iç çekti ve havaya oturdu. Etrafındaki savaşa bakmadı ve sadece önündeki bebekle ilgilendi. 

  

''Hey Arz, sana merak ettiğim bir soru sorabilir miyim? ''(Erthyo) 

  

''Sor fakat ben sadece bir ruh kırıntısıyım. Bu zamana konulmuş olduğum için ilerdeki zamanlarda öğreneceğin cevapları veremem.''(Arz) 

  

''O zaman... Beni neden çağırıyorsun. Ya da daha iyisi bu kadar fırsatı bana neden veriyorsun? ''Kendisini Amy/Mia kardeşlerle tanıştırmıştı. Katana ve daha 3 tane silahı kendine bırakmış, onlarla bir bağ kurması için uğraşmıştı. Bunları neden yaptığını gerçekten anlamıyordu. 

  

''İntikam.'' Arz şaşırtıcı bir şekilde bunu söylerken bir duygu belirtti. Öldürme niyeti O kadar fazlaydı ki Erthyo, bedeninde bile olsa ruhu dağılıyor gibi hissediyordu. 

  

''İntikam mı? Neden? ''(Erthyo) 

  

''Bunu söyleyemem.''(Arz) 

  

''O zaman bana verebileceğin bir bilgi var mı? ''(Erthyo) 

  

''Anahtarları açmaya uğraş. Anahtarların bazılarında önemli bilgiler var.'' Bunu söyledikten sonra başka hiçbir soruya cevap vermedi. 

  

Bebek Erthyo'nun kafasına çıkmış saçlarını çekiyordu. Erthyo bebeğin yanaklarını sıkarken bir bağırış duydu. 

  

Ahhhh! 

  

Önüne baktığında Loipn neredeyse öldüğünü gördü. Karısı da onun kadar kötü durumdaydı. 

  

''Seni öldüreceğim. Hepsi senin yüzünden. Bütün uğraşlarım senin yüzünden boşa çıktı.''Loipn Erthyoya döndü. Gözleri kıpkırmızıydı. 

  

Ellerini birleştirdi. Tekrar açtığında elinde küçük bir hortum vardı fakat sudan yapılmıştı. İçindeki güç çok fazlaydı. Eğer bu yetenek Erthyo'nun asıl bedenine vurursa anında toz olurdu. 

  

''Bana bırak.''Arz bedenin kontrolünü geri aldı. O sırada Loipn elindeki hortumu Erthyo'ya fırlattı. 

  

''Dikkat '' 

  

Hortum Arz’ın önüne gelince Arz elinin önüne getirdi. Hortum eline değdiğinde durdu. 

  

Arz elini kapattığında hortum yok olmuştu. 

  

''Nasıl!'Loiqn o kadar şaşırmıştı ki ikiye bölündüğünü fark etmemişti bile. Son sözleri böyle olmuştu. 

  

Karısı ise daha kocasının ölümünün acısını yaşayamadan Luinin karısı tarafından öldürülmüştü. 

  

''Gidin ve savaşı bitirin. Ondan sonra çocuğunuzu alırsınız. 'Bunları söyledikten sonra bedeni tekrar Erthyo'ya bıraktı. 

  

Liun kafasını salladı ve karısıyla savaşı bitirmek için gitti. 

  

''Artık gitmem gerek. Sen burada bir süre daha kalabilirsin. Burada kaldığın zaman bedeninin bulunduğu zamanı etkilemeyecek.''(Arz) 

  

''Arz gitmeden önce son bir soru sorabilir miyim? ''(Erthyo) 

  

''Tabii ''(Arz) 

  

''Sen zamanı mı kontrol ediyorsun? Ya da öyle bir yeteneğin mi var? ''(Erthyo) 

  

''Öyle de diyebilirsin. Sen de kontrol edeceksin fakat ileride. Şu an değil.'' Arzın sesi gitgide azaldı. 

  

Gitmeden ise son dediği şey çok belirsizdi. Neye söylediği bilinmiyordu. 

  

'' Kendini koruma modu var.'' 

  

[Şu an 5 yılınız var. 5 yıl bittikten sonra geri dönebilirsiniz. Kendi gerçekliğinizde zaman 5 dakika geçmiş olacak] 

  

''Şu andan itibaren 5 yılımız var.'' Bebeğin yanağını okşarken konuştu. 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr