44.Bölüm Melek ve Cehennem Kedisi

avatar
1895 10

İnatçı Yükselen - 44.Bölüm Melek ve Cehennem Kedisi


Erthyo 3. yumruğa devam etmedi. İlk 2 Yumruğa alışmaya çalıştı. İlk 2 yumruktaki dalgalanmalar, kaslara aşina olmaya çalıştı böylelikle 3. yumruğu daha kolay aşabilirdi ve İlk 2 yumruğu daha hızlı ve kolay atabilirdi. 

 
 

2 saat boyunca sürekli yumruk attı. 

 
 

Yumruk atması bitince şelaleden çıktı. Onu şelalenin kenarında Hiori bekliyordu. 

 
 

Temizlenmiş, paklanmıştı. Teni parlıyordu. Pürüzsüz teni görenlere pamuk hissiyatı veriyordu. Siyah saçları bu görünüşü daha da güzel hale getiriyordu. Üzerine Erthyo'nun aldığı mavi kıyafeti giymişti. Siyah donla beraber görünüşü sade fakat hoştu. 

 
 

Hiori Erthyo'yu çıplak görünce kafasını diğer tarafa çevirdi fakat çoktan kızarmıştı bile. 

 
 

Erthyo Hiori'nin yanına geldi ve kulağına fısıldadı. 

 
 

''Teklifin konusunda daha pozitif olmaya başladım.''(Erthyo) 

 
 

Hiorinin kızarıklığı daha da arttı, boynuna kadar ulaşmıştı. Elindeki havluyu ve kıyafetleri Erthyo'ya verdi ve bir şey demeden eve doğru koşmaya başladı. 

 
 

''Haha.. Bu kıza daha fazla sataşmalıyım.''Erthyo üstünü kuruttu ve kıyafetleri giydi. 

 
 

O sırada güzel bir koku burnuna geldi. Kokudan dolayı salyalarını yuttu ve kokuya doğru gitti. 

 
 

Kokunun geldiği yerde Jenny, Alex ve kırmızı yüzlü Hiori oturuyordu. Erthyo kendi sandalyesine oturdu. 

 
 

Jenny eti önüne koydu. Wyrn etinin kokusu oldukça hoştu. 

 
 

''Bana biraz kendinizden bahsedin.''Erthyo eti yerken konuya girdi. 

 
 

İki kız biraz tereddütlüydü fakat sonunda konuşma kararı aldılar. 

 
 

İlk söze giren Alex'di. 

 
 

''Benim türüm Melek. Ancak bildiğin Meleklerden değil. Asıl melekler Irklarını değiştiremez fakat benim türüm değiştirebilir. Bu yüzden bize yarı-melek derler. Ben 2 yaşındayken kaçırıldım. Kaçırılma sebebim ise bazı özel eşyalar alabilmekti fakat ailem beni özel eşyalara tercih ettiler ve beni bıraktılar.'' Dudaklarını ısırmaya başlamıştı. Bu konu canını sıktığı belliydi. 

 
 

''Beni kaçıranlar beni bir zindana attı ve sadece günde bir kez yemek ve su verdiler. Yatkın olduğum element yüzünden diğer kölelerden daha iyi muamele görüyordum. Bugün birisi ellerindeki en iyi köleyi istemişler onlar da bizi getirdi.''(Alex) 

 
 

''Benim türüm Cehennem Kedisi. Türüm suikastçılıkla ustalaşmıştır. Beni kaçırmalarının nedeni de Alex Abla ile aynı fakat benim ailemde bunu kabul etmedi. Sonra beni kendi rakiplerini öldürmek için kullanmaya başladılar. Bende özel bir elemente yatkın olduğum için bugün buraya getirildim.'' 

 
 

''Alex ile nasıl tanışıyorsunuz? ''(Erthyo) 

 
 

''İkimiz de en önemli köleleriydik. Bu yüzden aynı hücrede kaldık. Hep beraberdik.''(Hiori) 

 
 

''Son soru. Yatkın olduğunuz elementler ne? ''(Erthyo) 

 
 

''Benimki Cennet. ''(Alex) 

 
 

''Benimki cehennem. ''(Hiori) 

 
 

''Böyle elementlerde mi var? ''(Erthyo) 

 
 

''Efendim bu elementler kişinin bedeniyle alakalı. Cennet elementi tüm elementlerin birleşimi. Kişi tüm elementleri atmosferden emer ve ışık elementi ile kâplar. Değişir ve saflaşır. Geri kalan enerji beden yardımıyla Cennet elementine dönüşür. Cehennem elementini emmek için özel bir beden gerekir. O atmosferi özümsemek insan bedenini harabeye çevirir. Bunları klanımın kitaplarında okumuştum.''(Jenny) 

 
 

''Yani Alex'in atmosferden element çekmesi gerekiyor. Hiori'nin ise Cehennemin havasını soluması ya da cehennem atmosferini özümsemesi gerekiyor. Bu biraz sıkıntı.''(Erthyo) 

 
 

Sonra Alex'e döndü ve sordu. 

 
 

''Sen neden atmosferden mana ememiyorsun? ''(Erthyo) 

 
 

''Üstümüze yerleştirilen köle damgaları özel. Atmosferdeki manayı emmemizi imkânsız kılıyor. Eğer onlar kalkarsa ben güçlenebilirim fakat Hiori yapamaz. Onun direkt Cehennem elementini özümsemesi gerekiyor. Onun türü bunu yapmak için özel portal açmıştı. Bu portallardan burada yok.''(Alex) 

 
 

''Bana köle damgasını göster. Hiori için bir şeyler yapacağım.'' Erthyo'nun aklında bunun için bir şey vardı. 

 
 

Alex sırtını açtı. Sırtında Dünya şeklinde bir dövme vardı. Dünyanın ortasında bir yıldız vardı. Yıldızın her ucunda bir şekil vardı, Güneş, Ay, Toprak, Bulut, Gökyüzü, hiçbir yerden mana emememesi için yapılmış özel bir damgaydı. 

 
 

Erthyo damganın tam ortasını elini koydu. Ruhunu eline yaydı. Elinden geçti ve damganın içine girdi. 

 
 

Damganın içi kurak bir araziydi. Gökyüzü karanlık, fakat tek bir yıldız ve ay yoktu. Toprak kuraktı ve çatlamıştı. Alanın tam ortasında krem rengi bir küre vardı. Kürenin içinde yarı insan yarı kanatlı bir melek olan Alex vardı. Cenin şeklinde duruyor. 

 
 

Erthyo olduğu yerde durdu ve etrafa baktı. Tek bir şey söyledi. 

 
 

''Yıkıl.'' 

 
 

Gök yarıldı, Yer yok oldu. Küre hariç hiçbir şey kalmadı. 

 
 

Bu yer ruh gücüyle yapılmıştı. Erthyo'nun ruhu sürekli gelişmekten 5000'e ulaşmıştı çoktan. Bu yeri yıkmak çok bir şey değildi. Bu damga 15 yıl önce yapılmıştı yani yapanın Ruhu Erthyo'dan düşüktü. 

 
 

''Düzel.'' 

 
 

Alanı eski haline getirdi. Gökyüzü, Yeryüzü, Bulutlar, Ay, Güneş, Yıldızlar her yer tekrardan oluştu. Her tarafta mavi bir gaz vardı ve girdap şeklinde krem rengi küreye çekiliyordu. 

 
 

Erthyo Ruhunu geri çekti. 

 
 

''Düzelttim. Git ve gelişime gir.''(Erthyo) 

 
 

''Ciddi misin? ''(Alex) 

 
 

''Seninle şaka yapacak kadar yakınlaştığımızı zannetmiyorum.''(Erthyo) 

 
 

Bundan sonra aynısını Hiori’ye de yaptı. Erthyo Hiori’nin gelişim yapabilmesi içi cehennem elementinin gerektiğini biliyordu. Bu sorunu çözmek için elinde bir şey vardı. 

 
 

Yemek masasından kalktı ve arazinin tam ortasına geçti. Hiori onun yanında bekliyordu. 

 
 

Erthyo Yok Edilemez bedende son 1 dakikası kalmıştı. Onu da Hioriye göstermek için açtı. 

 
 

Elini havaya kaldırdı ve önünü düz bir şekilde kesti. Önünde bir yarık açılı, Erthyo elini soktu ve Cehennem kılıcını çıkardı. 

 
 

Cehennem Kılıcından siyah bir aura yayılıyordu. 

 
 

''Bunu emebilir misin? ''(Erthyo) 

 
 

Hiorinin gözleri parladı ve gözeneklerini tamamen açtı. Kılıçtan yayılan Aurayı emmeye başladı. 

 
 

Fakat Erthyo daha fazla Yok edilemez beden formunu tutamadı ve kılıç yok oldu. 

 
 

''Evet emebilirim.''Hayal kırıklığına uğramış gibi cevap verdi. 

 
 

''Her gün 1 saat boyunca bu formda kalabilirim. Bu yüzden sadece ben dediğimde eğitime gir.''(Erthyo) 

 
 

''Tamam '' 

 
 

''Artık uyumaya gitmeliyim.'' Esnedi ve eve yürümeye başladı. 

 
 

Yatağa uzandı. Birkaç saniye sonra aklına bir şey gelmiş gibi gözlerini açtı ve etrafına baktı. 

 
 

2 Kızda yerde yatıyordu. Birbirlerine sarılmışlardı. 

 
 

''Kalkın.''Erthyo yataktan kalktı ve kızları dürttü. 

 
 

İki kız gözlerini açtı ve Erthyo'ya baktı. 

 
 

''Geçin yatağa ve orada uyuyun.''(Erthyo) 

 
 

''Yapamayız. Buradaki tek yatak bu. Senin orada yatman daha iyi olur. ''Hiori direkt reddetti. 

 
 

''Doğru. Orada senin yatman daha iyi.''(Alex) 

 
 

Erthyo'nun alnındaki damarlar şişti. 

 
 

İki kızın kulaklarından tuttu ve çekmeye başladı. 

 
 

''Ov, Ovvv...''(Hiori) 

 
 

''Acıyor... Acıyor''(Alex) 

 
 

''Kalkın ve yatağa yatın. Daha fazla uzatırsanız daha çok acıyacak.'' Kulaklarını çevirmeye başladı. 

 
 

''Tamam, Tamam, Yatacağım bu yüzden artık çekme.''(Hiori) 

 
 

Alex kafasını onaylarcasına sallamaya başladı. 

 
 

İki kız yatağa geçince Erthyo yerde bağdaş kurdu ve Ruhlar Dünyasının kapısını açtı. 

 
 

Olduğu yer Jenny'nin odasıydı. Jenny yemekten sonra Ruhlar Dünyasına geçmişti. Bu yüzden şu an yatakta uyuyordu. 

 
 

Erthyo yatağın bir ucuna geçti ve oraya kıvrıldı. 

 
 

**** 

 
 

Sabah olduğunda Jenny gözlerini açtı ve gerindi. 

 
 

Fakat daha gerinmeye başlamadan eli bir şeye çarptı. 

 
 

Tud 

 
 

Bir şey yere düştü. Jenny düşen şeye baktı. Gördüğü şey Erthyo'nun uykulu suratıydı. 

 
 

''Hmm, Bazı sapıklar ölmek istiyorsa bunu daha kolay yolları vardı.''Jenny elinde bir alev oluşturdu. 

 
 

''Jenny Hanım Lütfen açıklamama izin ver.'' Erthyo yana kalkmaya uğraşarak konuştu. 

 
 

''Seni duyamıyorum. Sapıkları dinleme diye bir huyum yok. Sadece Yan.''Erthyo'yu alevlere boğdu. 

 
 

**** 

 
 

Bir odada 2 kız karşılıklı oturuyordu. Etraflarında hizmetçiler vardı. 

 
 

''Yeni kızlar buldu.'' 

 
 

''Evet öyle. Daha fazla rakip çıktı.'' 

 
 

''Ama önemli değil. Onun ilk öpücüğünü alan biziz.'' 

 
 

''Evet öyle fakat yine de çok canımı sıkıyor. 2 yıl daha önce hiç bu kadar yavaş geçmemişti.'' 

 
 

''Bu olay bitince hızlıca oraya gitmeliyiz.'' 

 
 

Bu iki kız Amy ve Küçük Beyazdı. Erthyo'nun kaldığı yere büyü bariyeri koymuşlardı. Oldukları yerden Erthyo'yu izleyebiliyorlardı. 

 
 

''Bayan Amy, Bayan Beyaz orada mısınız? ''Dışarıdan bir ses geldi. Sesi duyan kızların yüzleri çirkinleşti. 

 
 

''Bırak şunu öldüreyim.''(Küçük Beyaz) 

 
 

''Onu ben de öldürmek istiyorum fakat eğer onu öldürürse, Babası direkt Erthyo'ya saldıracak. İkimiz bile olsak bizi birkaç saniye tutabilirler. Bu da Erthyo'yu öldürmeleri için yeter. O yüzden dişimizi sıkıp reddetmemiz yeter.''(Amy) 

 
 

İkili dışarı çıktı ve önlerinde iki erkek belirdi. 

 
 

Önde duranın yakışıklı bir suratı vardı. Sarı saçları ve mavi gözleri insanı kendisine bakmasını sağlıyordu. Üstünde altından bir zırh vardı. Belinde sarı, turuncu bir kılıç vardı. Kutsallık Aurası yayıyordu. 

 
 

Ellerinde bir çiçek buketi ve bir kutu taşıyordu. Rengârenk çiçeklerle süslenmiş buket hem medikal bir hava yayıyor hem de çok güzel gözüküyordu. 

 
 

Kutu Tahtadan yapılmıştı. Tahta ise demir gibi gözüküyordu. Kutunun içindekinin ne kadar önemli olduğunu gösteriyordu. 

 
 

''Ne vardı Qian? ''(Amy) 

 
 

''Sadece size sizin güzelliğinize yaklaşamayacak bir buket çiçek verecektim. Ayrıyeten 1 hafta sonra bir ziyafet veriyorum size de oraya davet etmek istiyorum. Bu da size hazırladığım bir hediye.''Qian hediye ve buketi ileri itti. İki eşya havalandı ve Amy ve Küçük Beyazın önünde durdu. 

 
 

Amy kutuyu açtı. 

 
 

Kutunun içinde 2 eşya vardı. Kristal gibi parlayan bir damla kan ve Simsiyah bir kafatası. 

 
 

''Bu Göksel Tilki Öz Kanı ve İmparator Yeraltı Dünyası Yılanı Kafatası. Size yardımı olabilir diye getirdim.''(Qian) 

 
 

İki kız bu iki eşyaya tutkuyla baktı. 

 
 

''Bence almalıyız.''(Küçük Beyaz) 

 
 

''NE! Qian bildiğin ikimizi birden istediğini bildiğin halde alıyor musun? Bildiğin gibi bizim Erthyo'muz var.!!''Amy şiddetle karşı çıktı. 

 
 

''Anlamıyorsun. Bu eşyaları almamız onu kabul ettiğimizi göstermez. Sadece bir aptal önüne gelen fırsatı teper. Alt tarafı bir yemek.''(Küçük Beyaz) 

 
 

''Doğru.''Amy de bu görüşü kabul etmişti. Kan damlasını aldı. 

 
 

''O zaman kabul ediyoruz. Ziyafete geleceğiz.'' Küçük Beyaz kafatasını aldı ve kontrol etti. Kafatası İmparator Yeraltı Dünyası Yılanı soy aurası yayıyordu. Tabii içinde herhangi bir şey olmadığını anlamak için bir süre incelemeliydi. 

 
 

Ancak kan öyle değildi bir kanın için hiçbir koşulda belirlenmeyecek bir zehir koysan bile saflığı bozulurdu. Bu yüzden Amy güvendeydi. 

 
 

İki kız içeri girdiğinde Qian arkasına döndü ve gitti. 

 
 

Qian'ın arkasındaki adam bir adım öne çıktı. 

 
 

''Tebrikler genç efendi Qian. O iki kızı elde etmek için en önemli adımı attınız. Eğer Ziyafete gelirlerse herkesin önünde onlara açılabilirsiniz. Böylelikle size yüz vermek için sizi direkt reddetmeyecekler. Bu arada da onlara iyi taraflarınızı gösterebilirsiniz ve kalplerini çalabilirsiniz. Çok iyi bir plan hazırlamışsınız.'' 

 
 

''Bu sadece başlangıç. Bir süre sonra beni reddetmek için sürekli arayacaklar. Ben onlara iyi taraflarımı gösterirken onlarla görüşmeyi reddedip duracağım. Böylelikle bir süre sonra beni görmeden duramayacaklar. Onların kalplerini çaldıktan sonra diğer gruplar artık bize karşı çıkamaz.''(Qian) 

 
 

Qian tamamen kendisiyle dolmuştu. Kızların kalbini çalmaya çalışırken bile kibirliydi. 

 
 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44266 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr