14.Bölüm Beklenmedik Karşılaşma

avatar
3008 22

İnatçı Yükselen - 14.Bölüm Beklenmedik Karşılaşma


''Eğer Erthyo'nun kişiliğini bozarsan seni öldürürüm '' (Jenny)


Erthyo gittikten sonra Jenny direkt konuşamaya başlamıştı. Erthyo'nun katanayla anlaşma yaptığından beri katananın bir şeyler yaptığını biliyordu fakat ne olduğunu bilmiyordu.


''Sadece duygularını keskinleştiriyorum. Biliyorsun ki efendimin duyguları çok nazik eğer onları keskinleştirmezsem kimseyi öldüremeyebilir. ''


Bunu Jenny'de biliyordu. Erthyo'nun önceki yaşadığı dünyada insanlar sıklıkla savaş dışında birbirini öldürmezdi ve bu yüzden kan, et ve katliam o kadar yaygın değildi ve Erthyo da buna dahildi.


''Biliyorum fakat sadece bir süre daha izin vereceğim ondan sonra daha fazla onun duygularına dokunamazsın.'' (Jenny)


''Tamam, tamam, yapmayacağım fakat efendime sorsana neden kalbinde kilitli bir yer var. ''


''Kilitli bir yer '' (Jenny)


''Evet kalbindeki duyguları görebiliyorum ya da anılarına bakabilirim fakat kalbinde kilitli bir bölge var ve ne yaparsam yapayım açılmıyor. ''


''Ne, senin gücünle bile mi ''(Jenny)


''Ben de şaşkınım. Ne yaparsam yapayım açılmıyor sanki Dünya Metali ile yapılmış gibi.''


Dünya Metali alt ve orta dünyanın en sert metaliydi, 1 gramı ile yapılan kılıçların kalitesi S+ seviyesinde olurdu ve sertliği neredeyse ejder pulu kadar sertti. Keskinliğini de hafife alınmayacak cinstendi.


''Bu kadar yüksek seviyeli bir güvenlik ile neyi saklamış olabilir '' (Jenny)


''Belki bilerek değildir. Vücudu bedeni korumak için önlem almıştır ya da başka bir nedeni vardır. ''


''Pekala bu konuyu burada bırakalım. Dediğimi unutma Erthyo'nun duygusuz bir katil olmasını istemiyorum. O yüzden biraz daha duygularını keskinleştirdikten sonra duygularına dokunmayı bırak.''(Erthyo)


Erthyo'nun birilerini öldürmesine karışmak istemiyordu ve niyeti de yoktu çünkü eğer öldürmezse ölebileceği bir yerde yaşıyordu fakat insanlar için en önemli şey olan duygularının da yok olmasını istemiyordu.


Konuşmasından sonra Loncaya doğru gitmeye başladı. Tabii yanında katanayla beraber.


Bu sırada Erthyoda yolun yarısından çoğunu aşmıştı ve Lonca binasını görebiliyordu.


Yürümeye devam etti ve o sırada bir kadın gördü.


Kadın mavi saçlı ve mavi gözlüydü yüzünde hafif makyaj vardı. Yeşim gibi beyaz teni, yanakları hafif kızarıktı ve bu onu çok güzel gösteriyordu. İnce bir bel, kadınsal bölgeleri gayet dolgundu ve etrafına etkileyici bir aura yayıyordu.


O sırada yanındaki bir kızla konuşuyordu. Kız mavi saçlı kız kadar güzel değildi ama gözlerindeki şehvet gayet açıktı. Mavi bir cübbesi vardı ve elinde büyük bir kitap vardı. Simsiyah saçlarıyla ve kara gözleriyle karşısındaki kişiyi canlı başla dinliyordu fakat gözlerindeki şehveti saklayamıyordu.


'' ve sonra ...''


Mavi saçlı kızın konuşması aynı güzel bir enstrümanla sakin bir şarkı çalmak gibiydi etkileyici ve rahatlatıcı.


Kadın Miraydı ve 1 ay öncekinden hiçbir farkı yoktu.


Mira yanındaki kadınla konuşmaya devam edecekti ki ayak seslerini duydu ve konuşmaya ara verip ayak seslerini olduğu yere döndü.


Erthyo'yu görünce yüzü aydınlandı ve hemen yanına gitti.


''Selamlar size saygın ve yüce prenses. Bu kulunuz sizi görmekle onurlandırmanızdan dolayı çok mutludur. Bu kulunuz...''(Erthyo)


''Tamam kes saçmalamayı. ''(Mira)


''Hehe..''(Erthyo)


Bir süre gülüştürler ve Mira konuya girdi.


''Bu kişi Krallığımızın bilgesi Candice .''(Mira)


''Selam.''(Candice)


''Ve bu da En iyi öğrencim Erthyo.''(Mira)


''Selam.''(Erthyo)


Erthyo öğrenci lafını duyunca soğuk bir şekilde terlemeye başladı. O cehennem seanslarını nasıl unutabilirdi. Yarı pişmiş, dayakla yumuşatılmış, baskıyla ezilmişti. (Kılıç , Ateş manipülasyonu ve Ruh eğitiminden bahsediyor)


''Miranın beni yemek tarifi gibi eğittiğini fark ettim.''


Candice Mira'nın Erthyo'ya karşı olan davranışlarını fark etmişti ve Erthyo'yu düşmanı olarak bellemişti. Kendisi Mirayı hedeflemişti şimdi bir erkek bozuntusunun gelip elinden almasına izin veremezdi.


''Mira Hanım hadi gidelim. Solver ve Liro bizi bekliyor. ''(Candice)


''Ah söylemeyi unuttum. Ben bugün gelmiyorum.''(Mira)


Erthyo'nun yanına yürüyüp konuştu.


''Bugün bu beyefendiyle zaman geçireceğim eğer yanında gelmemi istiyorsan bu beyefendiden izin almalısın.''(Mira)


''Seni..''(Erthyo)


''Gene bana topu attı.''


Candice bu lafları duyunca düşmancıl bir şekilde Erthyo'ya döndü.


''Bay Erthyo Mira Hanımın bugün bizimle gelmesi gerek.''(Candice )


''Üzgünüm ben 1 ay önceden rezervasyonumu yaptırdım.''(Erthyo)


Sonra iki elini de git anlamında salladı. Erthyo 1 ay önceden anlaşmışlardı ve başkalarının bugün Mira ile takılmasını engellemesini istemiyordu.


''Sen..''


''Erthyo al şu katananı bana göre değil.''(Jenny)


Erthyo Mira ve Candice ile konuşurken Jenny geldi ve katanayı fırlattı.


Erthyo yakaladığı gibi salladı ve Katana elinden yok oldu.


''Bu sana verdiğim Katanamı !!''(Mira)


''Evet ''(Erthyo)


''Cidden inanılmazsın. Bu Katana nesillerdir ailemizde ve kimse onun ustası olamadı fakat sen olabildin.''(Mira)


''Övülmek hoşuma gitse de tüm gün burada duramayız değil mi Hadi gidelim. Görüşürüz Bayan Candice.''(Erthyo)


Candice cevap vermeden Erthyo Mira ve Jenny ile yola koyuldu.


Yolda yürürken birbirleriyle muhabbet ettiler, şakalaştılar ve Miranın şikayetlerini dinlediler.


''O Candice'in bana nasıl baktığını gördünüz mü Her gün takım üyelerimden böyle bakışlarla karşılaşıyorum. Cidden tiksinç.''(Mira)


Yol boyunca böyle şikayet etmeye devam etti.


Bir süre sonra yolda bir aile ile karşılaştılar.


Baba, Anne ve oğuldan oluşan bir çekirdek aileydi. Baba 30'larında hafif yapılıydı. Annede 30'larındaydı. İkisi de ortalamaydı. Çocuk annesi ve babası gibi siyah saç ve göze sahipti ve ortalamadan biraz üstte bir şirinliği vardı. 5 -6 yaşlarında gibi duruyordu.


Erthyo ve aile karşılaşınca Erthyo bir anda durdu. Çünkü karşıdakileri tanımıştı. Bu anne ve baba kendi anne ve babasıydı ve küçük çocuk muhtemelen kardeşiydi.


Jenny ve Mira yanlarından geçip gidecekler diye düşünürken Erthyo ile yüz yüze gelince durduklarını fark ettiler.


Ama en önemli olanı Erthyo'nun surat ifadesiydi. Şu ana kadar hiç görmedikleri bir surat ifadesi yapmıştı.


Suratı kutup rüzgarları kadar soğuktu. O kadar soğuktu ki bakışlarıyla karşısındakini dondurabilirdi.


Daha önceki Erthyo'dan tamamen farklıydı. Normal Erthyo sıcak bir gülümsemeyle şakalar yapardı ve diğerleriyle iyi geçinirdi. Yani en azından tanıdıklarıyla.


Fakat şu an karşılarındaki Erthyo tamamen farklıydı. Bu Erthyo o kadar soğuk bir bakışı ve yüz ifadesi vardı ki bir an tanıyamadılar.


Mira bir adım öne çıktı ve konuşmaya başladı.


''Erthyo bu kişiler kim ''(Mira)


''Hiç kimse '' (Erthyo)


Adım atıp konuşacaktı ki karşısındaki adam yüzünde garip bir ifade ile konuşmaya başladı.


''Bunca yıllık anne babana hiç kimse demen. Cık, cık kendinden utanmalısın.''


Aniden durdu. Bu yüz ifadesini biliyordu, aynı ifade annesi olacak kadında da vardı. Bu ifade yıllar boyunca maruz kaldığı bir ifade idi. Sadece ailesinde yoktu akrabalarının hepsinde vardı bu ifade.


İğrenme.


Bu iğrenme ifadesiydi ve sadece Büyükannesinde böyle bir ifade yoktu.


''Hmm sizin gibi bir ailem olduğunu hatırlamıyorum. Daha çok otele uğradığımda karşılaştığım resepsiyonistler olarak düşünülebilirsiniz. ''(Erthyo)


Bu lafları duyunca kadın ve adamın yüzü çirkinleşti.


''Sen ailene karşı bu kadar ahlaksız konuşmaya cüret ediyorsun .''


Bu sefer konuşan annesiydi.


''Kulaklarınızda sıkıntımı var. Benim için resepsiyonistten farkınız yok. Tek farkınız bedavaya iş yapıyorsunuz. ''(Erthyo)


Diğer iki kızı görmüşleri ve onlara aynı şekilde bakmıyorlardı. Çünkü kendi dünyalarında bile beyaz saçlı kişiler vardı ve Mavi saçlı olmasa da kızın güzelliği bu kusuru örtüyordu fakat Erthyo aralarında en garip görüneniydi. Bu yüzden onlara bir şey söyleme gereği duydular.


''Siz iki kız çok güzelsiniz, Böyle bir kişinin yanında durmamalısınız yoksa dışlanacaksınız. ''


Jenny ve Mira ''böyle bir kişi '' lafını Erthyo'nun annesinden duymalarıyla şaşırdılar. ''Sen onun annesisin, böyle sözler söylemeye nasıl yüzün yetiyor.''


Böyle düşünmelerine rağmen dişlerini sıkıp karşılık verdiler.


''Tavsiyeniz için Teşekkürler. Ne kadar tiksindirici olsa da.''(Mira)


''Ben teşekkür etmeyeceğim. Lütfen varlığınızla görüntümü kirletmeyin.''(Jenny)


Bu sözleri duyunca ikilinin yüzleri daha da çirkinleşti. Jenny ve Mira cevap beklemeden Erthyo'nun yanına geldiler.


''Hadi gidelim. ''(Jenny)


''Evet gidelim. ''(Mira)


Gitmeye başladıklarında Erthyo'nun babası fazla kısık olmayan bir ses tonuyla konuşmaya başladı.


''Heh... ne kadar da ağzı bozuk Sürt-''


Erthyo lafı bitirmesine izin vermeden Katanayı boğazına dayadı.


''Lafını devam ettir ve bu son sözlerin olsun.''


Çıtayı aşmışlardı. Kendine laf atsalar bir şey olmazdı fakat yanındaki kızlara laf attıkları zaman siniri bozulmuştu.


''İmdat!!''


''Baba.''


Annesi eline bir tıslım kırdı ve bağırdı. Çocukta babası için endişelenmiş olacak ki yanına vardı ve bacağına yapışıp çekmeye başladı.


''Kılıcını indir.''


''Bir daha ağzına eseni söylemeye çalışırsan dilini koparırım. ''(Erthyo)


Gözleri sarı bir ışıkla parladı.


''Hihhh''


Babası garip bir ses çıkardı ve yere düştü.


Sonra devriye gezen bölükler geldi. Bölük Lideri öne çıkarak konuştu.


''Neler oldu Bayan Yimi? ''


''Bu katil kocama kılıç çekti ''(Yimi)


Katil olarak etiketlemişti hemen. Karşısında Devriye bölükleri vardı ve Erthyo'yu hareketleri yüzünden tutuklatmak istiyordu.


''Dedikleri doğru mu? ''


''Katil Olduğum kısım hariç. '' (Erthyo)


''O zaman sizi bizimle gelmeye teklif ediyorum. ''


''Bölük Lideri bana biraz yüz verirsiniz herhalde. ''(Mira)


Bölük Lideri Mirayı görünce afalladı. Karşı tarafı nasıl tanımazdı, bu kişi Kılıç Krallığının Azizesiydi ve Tüccar Ülkesinden bir prensesin arkadaşıydı. Yani önemli bir konumdaydı.


''Tabii ki Bayan Azize. Size yüz vermek bana fazla bile. ''


O sırada kocasıyla ilgilenen Yimi sözleri duyduğunda konuştu.


'' Azize Hem de böyle bir kişi. ''(Yimi)


''Bayan Yimi siz Savunma bakanı olabilirsiniz ama lütfen laflarınıza dikkat edin. ''


''O zaman biz gidiyoruz. ''(Mira)


Böyle insanlarla daha fazla aynı ortamda kalmak istemiyordu ve Arkasını dönerek Erthyo ve Jennyle oradan ayrıldı.


Onlar ayrılınca Bölük de gitti ve Yimi kocasına döndü.


''Kocacım ne oldu? Sen yıllarca orduda çalıştın. Seni korkutabilecek ne yaptı ki o çocuk ''(Yimi)


Az önce olan olayları hatırlayınca hâlâ deli gibi ürperiyordu.


''Vahşi bir yaratığın gözlerine bakmış gibi hissettim. ''


''Nasıl yani? ''(Yimi)


''Bil-Bilmiyorum fakat o sırada avına kilitlenmiş bir avcının gözlerini gördüm. ''


Hâlâ hatırladıkça korkuyordu.


İki tane sarı göz kendine bakıyordu ve gerip kalan her şey karanlıktı.


Gözler kendisine bakıyordu ve tek bir kelime daha ederse hiç acımadan üstüne atlayacak gibiydi.


İki şey hissetmişti.


Küçük ve güçsüz.


Aynı bir av gibi.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44315 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr