Damon'ın öldürdüğü kurtadam sürüsünü birisi görüp ihbar etmişti. Polisler olay yerini incelemeye gelmişti. Polisler etrafa bakarken resmen ağızları açık kalmıştı. Böyle bir katliamı yapabilmek... Bazılarının kafası yoktu. bazılarının göğsü delikti ve kalpleri çıkarılmıştı...Kim böyle bir şey yapabilirdi ki?
Cesetleri inceleyen yapılı, siyah kısa saçlı ve siyah gözlü adam,
"Adli tıp'ı çağırın. Cesetlere otopsi yapılsın hemen!" dedi.
Bunu duyan başka bir polis telsizini çıkardı ve adli tıp'ı çağırdı.
-
Olay yerine pek yapılı olmayan, diğer polislere göre daha zayıf birisi gelmişti. Yanında bir tane çantası vardı. Olay yerine girdi ve yerde yatan cesetlere baktığında oda şok olmuştu.
Ardından kısa siyah saçlı ve siyah gözlü adam adli tıpçının yanına geldi ve
"Cesetleri incele. Bana bir şeyler söyle." dedi.
Gelen zayıf adam önündeki ilk cesedin yanına gidip eğilmişti. Eldivenlerini taktı ve cesedi incelemeye başladı.
Cesedi biraz inceledikten sonra,
"Kalbi direk göğsünden sökülmüş." dedi.
Ardından biraz daha eğildi ve daha detaylı bir inceleme yaptıktan sonra,
"Bunu... Bunu bir silah ya da herhangi bir alet ile yapmamışlar. Direk el ile yapmışlar."
Yapılı polis,
"Yani, cinayeti işleyen kişi eli ile bu insanların göğsünü delip kalbini çıkardığını mı söylüyorsun?" dedi.
Cesetleri inceleyen adam,
"O tarz bir şey, daha detaylı bir inceleme için laboratuvar'ıma götürmem gerek." dedi.
Yapılı polis,
"Anladım, 1-2 tane götürüp incele. Benim telefon ile görüşmem gerek." dedi.
Ardından olay yerinden biraz uzaklaştı. Telefonunu çıkardı ve etrafa bakındı. Kimseyi görmeyince telefonunda birini aradı.
"Sana gönderdiğim adrese acilen gelmen gerekiyor. Galiba tekrar geldiler." dedi.
Ardından hemen telefonunu kapadı ve mesaj gönderdikten sonra tekrar olay yerine gitti.
-
Arama yapıldıktan yaklaşık 15 dakika sonra, olay yerine diğer tüm polislerden daha yapılı, elinde siyah eldivenler ve siyah çantası ile gelen biri göründü.
Sivil olduğu için polisler onu olay yerine sokmadı ama kalıplı olan siyah kısa saçlı polis onun yanına gitti ve
"O benimle." dedikten sonra birlikte içeriye girdi.
Polisin yanındaki adam cesetleri gördüğü gibi,
"Haklısın, tekrar geldiler. Cesetler üzerinde küçük bir deney yapmam gerek, izin var mı?" diye sordu.
Polis kafasını salladıktan sonra ilk gördüğü cesedin yanına eğildi ve çantasından hafif kahverengi renginde bir sıvı çıkardı. Ardından cesedin üzerine tek bir damla döktü.
Ceset ile sıvı bir tepkimeye girmişti. Sıvının değdiği kısım yanmıştı.
Ardından adam konuştu,
"Bunlar kurtadamlar." dedi.
Polis,
"Kurtadamlar mı? Onları burada göreceğim hiç aklıma gelmezdi." dedi.
Adam tekrar cesede döndü ve bir şırınga çıkardı. Şırınga bomboştu. Adam şırıngayı aldı ve cesedin ağzını açarak diş etinden içeriye doğru yavaşça sapladı. Ardından şırıngaya yavaşça hafif sarı-yeşil renginde bir sıvı dolmaya başladı. Adam o sıvıyı aldıktan sonra çantasına koydu ve
"Kurtadam zehiri hâlâ duruyor. Bunlar öleli çok olmamış. Kasabada detaylı bir araştırma yapacağım. Sokağa çıkma yasağı uygula. Kurtadamları bile, özellikle bir sürüyü bile öldürdüyse insanlar çok büyük tehlikede." dedi.
Ardından olay yerinden uzaklaştı ve aracına doğru gitti.
Aracı bir karavandı. İçeride sadece dolap ve masa vardı. Masada tabanca, ahşaptan kazıklar, çeşitli bombalar ve farklı farklı silahlar daha vardı.
O bir avcıydı, onlar da vampirler gibi bir cadı tarafından yaratılmıştı. Ve sadece 5 kişiydiler. Fakat yaratılan avcıların çoğu öldürülmüştü. Fakat aynı vampirler gibi onlar da bir şekilde dönüştürülüp avcı olabiliyorlardı.
Vampirlerden farkı ise, vampirler herkesi dönüştürebilirken, avcılar sadece belirli şartları karşılayan kişileri dönüştürebiliyordu. Bu yüzden sayıları çok azdı.
Adam karavanını sürmeye başlamıştı. Sürekli farklı bir sokağa gidip bir süre etrafı gözlüyordu. Avcılar vampirlerden daha güçlüydü. Ve bir çok yetenekleri vardı. Avcıların yeteneklerinden biride, aynı vampirler gibi kan kokusu alıp takip edebilirdi.
Tüm sokakları teker teker dolaşıyordu. Fakat hiç kan kokusu almıyordu.
- (Ben böyle yazıyorum ama, tüm sokakları dolaşması tek günde değil, birkaç günde teker teker dolaşıyor işte.)
3 Günün sonunda, daha tüm sokakları dolaşamamıştı fakat geldiği yerlerden birinde kan kokusu alıyordu. Geldiği yer pek insan olmayan, imkanı olmayan kişilerin yaşadığı yerdi. Karavanını uygun bir yere parkettikten sonra aracından indi.
Etrafa biraz bakındı. Kan kokusunun geldiği yeri saplamaya çalışıyordu. Olduğu yerde gözlerini kapadı ve bir süre durdu.
Ardından yavaşça bir eve doğru yürümeye başladı. Ev küçük bir evdi ama içerden kan kokusu oldukça yoğun bir şekilde geliyordu.
Ardından kapıyı çaldı ve biraz bekledi. Fakat kapı açılmadı. Birkez daha çaldı ve tekrar bekledi. Kapı açılmayınca biraz şüphelendi ve çantasından büyük bir bileklik çıkardı. Bu bilekliğin üzerine iki tane küçük kazık vardı.
Bir kişiye yumruk attığın anda kazıklar yerinden fırlayıp kişiye batıyordu.
İki koluna da bundan taktıktan sonra, yanına bir tane bomba aldı. Bomba şeffaftı ve içindeki sıvı hafif mor bir sıvıydı.
Ardından bir tane kemer çıkardı ve beline taktı. Kemerde her türlü silah vardı. Adam çantasını kapının kenarına bıraktı ve biraz geriye çekildi.
Ardından hızla kapıya sert bir tekme attı ve kapı kırıldı. Elindeki tabancasıyla içeriye girdi. Evi incelediğinde ev bomboştu ve kimse yoktu. Kan kokusun geldiği yere doğru ilerledi fakat hiçbir şey yoktu.
Ama kan kokusu yoğun bir şekilde geliyordu. Etrafı biraz daha incelerken, koltuğun üzerine bırakılmış bir şey gördü.
Koltuğa doğru yürüdü. Koltuğun üzerindeki şey ise bir mektuptu.
Mektubun üzerinde ise, "Damon'a." yazıyordu.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır.