22.Bölüm | KARA KATİL-1

avatar
423 2

İlahi Dilek - 22.Bölüm | KARA KATİL-1


Canavarın girdiği kapı ortadan kayboldu. Etrafa yaydığı siyah dumanlar dağılmaya başladı.

Canavarın kaybolmasıyla beraber etrafta polis araçlarının siren sesleri duyuluyordu.

Deprem tüm şehirden hissedilmiş olmalıydı. Kocaman binanın yıkıldığını fark etmemiş olamazlardı. Oliva'nın yarattığı patlamayı gören kişilerde olabilirdi.

Şanslıydılar çünkü mühürlerini kullandıklarında veya bir canavar ortaya çıktığında etrafa manyetik dalgalar yayılıyordu böylece kameralara yakalanmıyorlardı. Bazı istisnalar dışında, çoğunlukla böyle oluyordu.

Rayomi, yeşil taşları kullanarak yaralarının çoğunu iyileştirmişti ama hala iyileşmeyen yaraları vardı. Bedeni sınırına ulaşmıştı ve hiç enerjisi kalmamıştı. 

Aklına önceki gün kazandığı iksirler geldi. Acaba aralarında iyileştirici bir iksir var mıydı? Denemeden öğrenemezdi ama şimdilik bu riske girmekten vaz geçti.

Oliva, çok az yaralanmıştı ama tüm gücünü tek seferde harcadığı için bedeni çok bitkin durumdaydı. Zar zor ayakta durabilecek kadar enerjisi vardı.

Rayomi, yavaşça gözlerinin karardığını hissediyordu. Bedeni daha fazla dayanamadı. Bilincini tamamen yitirmeden önce polis araçlarının ve ambulansların siren sesini duyuyordu. Oliva'nın hemen yanında yerde yatıyordu. 

Kısa bir süre içinde gözleri tamamen karardı ve bilinci kapandı.

Uyandığında daha önce görmediği bir odada yatıyordu. Gözlerini ovuşturdu ve yattığı yerden kalkmaya çalıştı ama bedeni buna izin vermedi. Bedenindeki yorgunluk azalmıştı ama tamamen geçmemişti.

"Burası... Hastanede miyim?"

Nasıl hastaneye geldiğine dair bir fikri yoktu. Rayomi odada tek başınaydı. Açık kalmış televizyondan haberlerin sesi geliyordu.

"Bugün akşam saatlerinde gerçekleşen deprem hakkında yeni bilgiler elimize ulaştı. Şaşırtıcı bir durum ile karşı karşıyayız. Deprem, şehrin belirli yerlerinde etkisini daha çok gösterdi. Özellikle şehrin kıyı kesimlerinde şiddeti daha çok hissedildi..."

Oda kapısının açılması ile Rayomi, gözlerini televizyondan çekip kapıya doğru baktı. Kapıyı açan kişi Oliva'ydı. 

"Sonunda uyanmışsın." 

Yüzünde kocaman bir gülümseme oluştu.

"Evet. Daha yeni uyandım. Nasıl buraya geldim?"

"Sen bayıldıktan sonra polisler yıkılan binanın oraya geldiler. Ambulanslarda geldi. Bizi fark ettiklerinde hemen yanımıza geldiler ve ambulansa bindik. Deprem sırasında yaralananlardan olduğumuzu düşünüyorlar."

Birazda olsa rahatlamıştı. Onların olayla bağlantısı olduğu anlaşılırsa başlarına gelmeyen kalmazdı.

"Anladım. Peki kameralarda gözüküyor muyuz?"

"Bilmiyorum ama gözükseydik şimdiye kadar polisler yanımıza gelirdi. Büyük ihtimalle güçlerimizi kullandığımız zaman kameralar devre dışı kaldı."

Rayomi, yattığı pozisyondan kalkıp oturma pozisyonuna geçmeye çalışıyordu ama bedeninde hiç güç kalmadığı için beceremedi. Oliva, Rayomi'nin kolundan tutup onu destekleyerek istediği pozisyonda durmasını sağladı.

"Yavaş ol. Bedenin hala tamamen iyileşmiş değil."

"Farkındayım."

Oliva'nın da Rayomi'den farklı bir hali yoktu. Vücudunda yaralar olmamasına rağmen yüzü çok soluk duruyordu. Her an yere yığılabilirmiş gibi duruyordu. Tüm gücünü tek seferde harcadığı için bedeni zorlanmıştı.

Ayakları onu daha fazla taşıyamayacakmış gibi hissedince, Rayomi'nin yatağının yanında duran koltuğa oturdu. Kendisini çok zorladığı belli oluyordu.

"Oliva, sen iyi misin? En az benim kadar kötü durumdaymış gibi gözüküyorsun."

"Bedenim çok yorgun. Onun dışında gayet iyiyim merak etme."

Saat gecenin geç saatlerini gösteriyordu. 

"Doktorlar bir şey dedi mi?"

"Hmm. Doktorlar sadece karnındaki yaralar ile ilgilendiler. Yarın sabah hastaneden çıkabileceğini söylediler. Yeşil taşlar sayesinde yaralarının büyük bir kısmı iyileşmişti. Karnındaki yaralar dışında tek sıkıntı bedeninin çok güçsüz durumda olması. Biraz dinlenme ile kendini toparlarsın."

Gerçekten de kullandığı yeşil taşlar onun hayatını kurtarmıştı. Yere yığıldığı sırada kan kaybından öleceğini düşünüyordu. 

Rayomi'nin aklı karşılaştıkları canavarda takılı kalmıştı. Bu kadar güçlü canavarların olabileceğini düşünmüyordu. Sağ elinde katılımcılarınkine benzer bir mühür olması onu daha da telaşlandırmıştı.

'Şuan ki durumda hayatta kalmamız tamamen mucize.'

Canavar, o büyük patlamaya ve enkazın altında ezilmeye dayanabildi. Oliva'nın ve Rayomi'nin tüm güçlerini harcamalarına rağmen canavar hala hareket edebilecek kadar iyi durumdaydı. 

Nasıl bu kadar güçlü olabiliyordu?

Oliva, oturduğu koltukta uykuya daldı. Zaten bu zamana kadar dayanabilmesi çok şaşırtıcı bir durumdu. Rayomi, Oliva'nın uyuduğunu fark edince, televizyonun kumandasına uzanıp televizyonun sesini kıstıı.

'İkimizde bitik durumdayız.'

Canavarları avlamak için çıktıkları yolculuğun bir süre aksayacağı anlaşılmıştı. Rayomi, bu yolculuğa bir an önce oyuna son vermek için çıktıklarını gayet iyi biliyordu ama şuan ki durumlarını görünce içinde bir şüphe oluştu. 

Acaba geri dönüp kendi şehirlerinde daha güvenli bir şekilde devam edebilirler miydi? Diğer katılımcılar eninde sonunda onları bulacaktı ama savaştıkları canavarların sayısı daha az olacaktı, yaralanmaları daha az olacaktı.

Rayomi, kafasını iki yana salladı.

'Canavarlarla savaşmayıp saklanırsak en sonunda diğer katılımcılar bizi kolaylıkla öldürecektir. Daha da güçlenmek için yolumuza devam etmeliyiz.'

İzledikleri yoldan şüpheleri olsa da başka şansları yoktu. İyileşir iyileşmez yola devam edeceklerdi.

Oliva'nın mışıl mışıl uyuduğunu gören Rayomi'de uyuması gerektiğini hissetti. Televizyonu kapadı ve gerçekten rahatsız edici hastane yatağında rahat edebileceği bir pozisyon aldı. Çok geçmeden uykuya daldı.

**

Tık tık.

Odanın kapısı açıldı. Rayomi, kapının açılma sesiyle uykusundan uyandı. İçeri giren doktordu.

Kafasını çevirip saate baktı. Sabah olmuştu hatta öğlen olmak üzereydi.

"Günaydın Rayomi Bey. Bugün nasılsınız?"

"Günaydın. Kendimi daha iyi hissediyorum. Dinlenmek iyi geldi."

Gerçekten uyumak iyi gelmişti. Ayakta durabilecek hatta koşabilecek kadar enerjisi vardı. Karnındaki yaralar dışında başka sıkıntısı kalmamıştı.

"Son kez sizi kontrol edelim daha sonrasında taburcu olabilirsiniz."

"Teşekkürler."

Oliva hala uyuyordu. Çok yorgun olduğu için bu kadar çok uyuması normaldi. Rayomi, Oliva'yı uyandırmak için doktor kontrolünün bitmesini beklemeye karar verdi.

"Tamamdır. Yaralarınıza dikkat ettiğiniz sürece bir sıkıntı olmayacaktır. İstediğinizde hastaneden çıkabilirsiniz. Geçmiş olsun."

"Teşekkürler."

Rayomi, doktor odadan çıktıktan sonra yavaşça yatağından kalktı. Hiçbir yeri ağrımıyordu gayet iyi hissediyordu. 

Enerjisi geri gelmişti.

Yavaşça Oliva'nın yanına yaklaştı ve uyandırmak için elini uzattı. 

"Ehhhgk"

Oliva, Rayomi'nin elini havada yakaladı.

"Doktor odadan çıktığı sırada uyandım."

"Eh? O zaman neden uyuyormuş gibi yapıyorsun?"

Oliva, soruyu görmezden geldi ve ayağa kalktı. Dünkü yorgun halinden eser yoktu.

"Ben lavaboya gidiyorum. Sen de hazırlan hastaneden çıkalım artık."

Rayomi tamam diyormuş gibi kafasını salladı.

Rayomi, Oliva odadan çıktıktan sonra üstündeki kıyafetleri çıkardı ve çantasından temiz kıyafetler aldı. Çantalarının hala sağlam bir şekilde duruyor olması şaşırtıcı bir gerçekti.

Hareket ederken hiç zorlanmıyordu. Rahatlıkla kıyafetlerini değiştirebildi.

'Yeşil taşlar gerçekten çok işe yarıyormuş.'

Oliva odaya geri döndüğünde, eşyaları topladılar ve hastaneden ayrıldılar. 

Hala kalacak bir yerleri yoktu. Başlarına gelenlerden sonra otel arama fırsatları olmamıştı.

Oliva'nın aklına onları bir süre idare edecek bir fikir geldi.

"İlk baktığımız otelde bir tane oda boştu. Bence bir süreliğine aynı odada idare edebiliriz."

Rayomi bu fikri duyunca telaşa kapıldı. Daha önce kimseyle aynı odada kalmamıştı.

"Nasıl yani? Beraber bir odaya sığabilir miyiz?"

"Şimdilik başka çaremiz yok. En azından sen tamamen iyileşene kadar idare edelim sonra kalacak başka bir yer buluruz."

Rayomi, bu fikri hiç sevmedi ama itiraz edemeyeceğini biliyordu. 

Oliva, canavarların yerini gösteren aleti cebinden çıkardı. Yol boyunca canavarlardan uzak kalmak için haritaya bakmaları gerekiyordu.

"Ne?"

Rayomi, Oliva'nın şaşkın bağırtısını duyunca kafasını ona çevirdi. Ansızın gelen çığlık ile korktuğu, yüzünden belli oluyordu.

"Dün buraya geldiğimizde etrafta on taneden fazla canavar gözüküyordu."

"Eeee?"

Oliva, dehşete düşmüş bir yüz ifadesi ile Rayomi'ye baktı.

"Şimdi hiçbiri yok."

Rayomi, Oliva'nın elindeki alete göz gezdirdi. Gerçekten de hiç canavar gözükmüyordu. Bu nasıl olabilirdi? Etrafta başka katılımcılar mı vardı?

'Eğer başka bir katılımcı varsa dün bizi fark etmiş olma olasılığı çok yüksek.'

"Rayomi? Başka bir katılımcı daha olabilir mi? İkimiz de şuan, eskisi kadar güçlü değiliz. Bir başkasıyla daha savaşamayız."

Sorunun cevabını o da bilmiyordu. Tek bildiği, ikisi de iyileşene kadar saklanmak zorunda olduklarıydı.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44373 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr