18.Bölüm | KANA BULANMIŞ ELLER-2

avatar
412 3

İlahi Dilek - 18.Bölüm | KANA BULANMIŞ ELLER-2


Rayomi, bu sefer erken kalkmıştı. Oliva'yı bekletmeyeceği için mutluydu. Pijamalarını çıkartıp günlük kıyafetlerini giydi. Tam üstünü değiştirmesi bittiği anda kapısında bir ses duydu. 

"Hey! Rayomi! Uyandın mı? Hala uyuyorsan çabuk kalk seni lanet uykucu."

Rayomi dehşete düşmüş bir şekilde kapıyı açtı. Ne yaparsa yapsın Oliva'nın sabah gazabına uğramaktan kurtulamıyordu.

"Uyandım, uyandım." 

"Aferin! Bugün geç kalmamışsın. Bugünde gecikseydin kafanı kıracaktım."

Rayomi, korku dolu gözlerle Oliva'ya baktı.  

"Neden... Neden bu kadar kötüsün?"

Oliva tiksindirici bir sırıtmayla arkasına döndü ve yürümeye başladı. 

"Hadi çabuk ol, acıktım daha fazla seni bekleyemem."

Rayomi odasının kapısını çekti ve Oliva'nın peşinden yürümeye başladı. İkisinin de karnından gurultular yükseliyordu.  

Bu sefer Rayomi'de sağlıklı yiyecekler seçmeye çalışıyordu. Daha doğrusu Oliva ne alırsa o da onu alıyordu. Oliva, Rayomi'ye gururlu bir bakış attı. 

"Aferin."

"Bunu yaptığıma inanamıyorum. Umarım karnımı doyurabilirim." 

Umutsuz bakışlar atıyordu.

Kahvaltıdan sonra şehrin geri kalan kısmındaki canavarları avlamaya gideceklerdi ama dün karşılaştıkları okçu ile karşılaşabilirlerdi. Karşılaşırlarsa ona karşı uygulayabilecekleri bir planları yoktu.

Kahvaltı bittikten sonra otelin lobisine geldiler. Oliva, cebindeki aleti çıkardı ve canavarların yerine baktı. Şehirde son iki tane canavar kalmıştı ama bunlar şehrin öbür ucundaydı. Rayomi cüzdanını cebinden çıkardı ve içindeki paraları saydı. 

"Taksiye yetecek kadar nakit param kalmış. Döndüğümüzde bankadan çekmeyi unutmamalıyım."

"Merak etme ben sana hatırlatırım. Hadi gidelim."

Karşılarına ilk çıkan taksiye bindiler. Yolculuk boyunca hiç konuşmadılar. İkisi de okçu adamı nasıl yeneceklerini düşünüyordu. Düşüncelere o kadar çok dalmışlardı ki onları takip eden aracı fark edememişlerdi.

Gidecekleri yerin biraz uzağında taksiden indiler. Kısa bir süre yürüdükten sonra ilk canavarın bulunduğu yere varmışlardı. 

Oliva silahını hemen eline aldı. Rayomi, silahını envanterinden çıkarmak için canavarın doğmasını bekliyordu. 

Canavar hızla doğmaya başladı. Rayomi, canavara ciddi bir bakış attı. 

"İşte başlıyoruz." 

Canavar, doğar doğmaz Rayomi'ye doğru koşmaya başladı. Oliva, hızla asasını canavara çevirdi ve saldırmaya başladı. 

Canavar sağa sola kaçarak Oliva'nın saldırılarından kurtuluyordu. Rayomi, canavar ona doğru yaklaşmaya başladığı anda kılıcını eline aldı ve canavara doğru hamle yaptı.  

Bu seferki canavar her zaman avladıkları canavarlardan farksızdı. Rayomi ve Oliva hiç zorlanmadan canavarı avladılar. İkisi de hiç yorulmadı.

"Baya güçlenmişiz. Savaşırken hiç zorlanmadık. Eskiden bu seviyede bir canavarla savaşırken çok zorlanırdık." 

Rayomi konuşurken Oliva da haritadan sıradaki canavarın yerini öğrenmeye çalışıyordu. 

Hafif bir rüzgar esmeye başladı. Oliva'nın saçları rüzgardan uçuşmaya başladı. Rayomi, haritaya odaklanmış Oliva'nın uçuşan saçlarını izliyordu.

'Çok tatlı...'

Oliva, bir anda sevinçle konuşmaya başladı. 

"Buldum! Hemen ileride, şu ileriden köşeyi dönünce."

Rayomi ilk başta Oliva'nın neyi kastettiğini anlamadı. Şaşkın bakışları ile Oliva'ya bakıyordu. Oliva, parmağı ile işaret etti. 

"Canavarın yerini diyorum. Hemen şuradan dönünce." 

Oliva, Rayomi'nin kolundan tuttu ve yürümeye başladı. 

"Hadi, hadi. Hemen ileride duruyor. Halledip otele dönelim."

Yürümeye başladıkları sırada Rayomi'nin içinde bir ürperti oluştu. Duraksadı ve etrafına bakındı. 

'Sanki bir şey hissettim?!'

Oliva şaşırmış bir şekilde ona bakıyordu. 

"Rayomi? Bir şey mi oldu?"

"Ah... Bir şey yok, devam edelim." 

Rayomi bir şey olmamış gibi yapmaya çalışarak, yürümeye devam etti.

Sıradaki canavarın alanına girdiklerinde ikisi de şaşkınlık içinde bakakaldı. Bir okulun bahçesindeydiler. İkisi de hızla etraflarına baktı. bir tane bile öğrenci veya öğretmen yoktu. Onlar durumu anlamaya çalışırken, canavar çoktan doğmuştu. 

Canavar, Rayomi ile aynı boyutlardaydı ama diğer canavarlardan farklı olarak, sol elinde büyük bir sopa tutuyordu. 

'Ne? Silahı olan bir canavar mı?'

Rayomi az önce hissettiği ürpertiyi yeniden hissetti. Arkasına bakmak için döndüğü sırada gözünün önünden bir ışın geçti ve canavarın sağ koluna saplandı.

 Canavarın koluna saplanan ışın, kısa bir süre sonra şişmeye başladı ve patladı. Canavarın sağ kolu komple yok oldu.

Rayomi ışının geldiği yöne baktı. Okul koridorundaki camda duran birisini gördü. Sarı saçlı bir adam elinde altın rengi bir yay tutuyordu. Bu adam dün karşılaştıkları kişiydi.

'Kahretsin! İki taraftan kıstırıldık.'

Rayomi okçuya, Oliva ise canavara bakıyordu. Okçu adam yayını çekti ve yayın ortasında bir ok oluşmaya başladı. Rayomi, adamın hedefinin Oliva olduğunu fark etti ve Oliva'ya doğru koşmaya başladı. 

"Oliva! Kenara çekil."

Rayomi, oklar Oliva'ya varmadan Oliva'yı kenara doğru ittirdi. 

Okçu yeniden yayını gerdi ve güneş ışınından oluşma oklarını fırlatmaya başladı. 

Oliva, Rayomi'nin önüne geçti ve asasını yere vurdu. Hemen biraz önlerinde büyüden ibaret bir kalkan oluşmaya başlamıştı.

"Rayomi ben okların icabına bakarım sen canavarı hallet."

Rayomi tamam diyemeden canavar onun yanına gelmişti. 

Canavar sol elindeki sopayı Rayomi'nin kafasına doğru savurdu. Rayomi son anda kafasını kollarının arasına aldı ve kafasına gelen darbeyi biraz yavaşlatabildi.

 Rayomi, darbeyi hafifletmesine rağmen yana doğru savruldu.

"Rayomi!"

'Ahh. Bu şey nasıl bu kadar güçlü?'

Oliva, bir yandan üstüne gelen okları savunurken diğer yandan canavara saldırmaya çalışıyordu. 

Rayomi, sersemlemiş bir şekilde ayağa kalktı ve kılıcını eline aldı. Bu şekilde devam ederlerse büyük sorun yaşayacaklardı. 

Rayomi'nin aklına tehlikeli ama şuan ki durumdan daha iyi bir plan geldi. 

"Oliva, sen canavarla ilgilen ben okulun kapısına doğru koşacağım. Ben okçuyu oyalarken canavarı öldür ve bana katıl."

Rayomi, sol eline kırmızı taşlardan bir tane aldı ve okulun kapısının biraz önüne doğru fırlattı. Kırmızı taşın patlamasıyla etrafta toz bulutu oluştu.

'Okçunun görüş açısını bir süreliğine kapadım. Şimdi harekete geçme zamanı.'

Rayomi, toz bulutundan yaralanarak okulun kapısına doğru koştu ve okula girdi. Okçu onun geldiğini fark ederek bulunduğu yerden ayrılıp kendini savunabileceği bir alana yerleşti. 

Rayomi, hızla merdivenlerden çıktı. Okçunun bulunduğu koridora vardığı sırada sol kolunu bir ok sıyırıp geçti.

"Agh!"

Rayomi, merdivenlerin bulunduğu bölüme doğru hızla geri çekildi. Burada durduğu sürece okçu onu vuramazdı. Okun sıyırdığı koluna baktı. Ok kolunu sıyırmasına rağmen kanaması çok fazlaydı.

'Burada sıkışıp kaldım. Ne yapmalıyım? Eğer buradan çıkarsam saldırı yağmuruna tutulacağım.'

Rayomi, ilk başta kırmızı taşlardan bir tane koridora fırlatıp patlamanın etkisiyle oluşan toz bulutundan yararlanmayı düşünüyordu ama koridor beklediğinden daha dardı.

Rayomi'nin bulunduğu merdivenler okulun en solunda yer alıyordu, okçu ise okulun en sağ kısmında duruyordu. 

Rayomi, Oliva'nın ne durumda olduğunu bilmiyordu. Bir an önce buradaki işini halledip Oliva'ya yardım etmeliydi. 

Rayomi'nin aklına bir plan gelmişti ama başarılı olma olasılığı çok azdı. Fazla vakti yoktu. Ya geri çekilecekti ya da planını uygulayacaktı.

"Tek şansım var. Başaramazsam öleceğim."

Vücudundaki manasının büyük bir kısmını sağ koluna aktardı. Kolundaki damarlar şişti ve derisinin üstünden belirginleşmeye başladı. Rayomi, tamamen kılıcına ve enerjisini sağ koluna aktarmaya odaklandı. 

Kolundaki damarlar masmavi gözükmeye başladı. O sırada kılıcıda mavi bir şekilde parlamaya başladı.

'Şimdi hazırım.'

Rayomi, hızlı bir şekilde saklandığı yerden fırladı. Üstüne gelen ilk oku fark ettiği anda kılıcını çok güçlü bir şekilde oka doğru savurdu. Rayomi'nin amacı üstüne gelen oku ortadan ikiye ayırmaktı. 

Ok, Rayomi'nin kılıcından sekip başka yöne savruldu. Rayomi, istediği gibi oku kesemese de onu savuşturmayı başarmıştı. 

Büyük bir özgüvenle üstüne gelen diğer oklara saldırmak için pozisyon aldı.

'Evet, bunu başarabilirim.'

Okçu şaşkın ve sinirli bakışlarla yayını bir daha gerdi ve Rayomi'ye doğru oklarını fırlatmaya devam etti.

'Tamamen şans eseriydi. Oklarımı etkisiz kılmasının imkanı yok.'

Rayomi, büyük bir gayretle üstüne gelen bütün okları tek tek savuşturuyordu. Kılıcı, okları kesmese bile başka yöne savrulmalarını sağlıyordu. 

Okçu daha da sinirlendi ve oklarını daha hızlı fırlatmaya başladı.

'Lanet olsun! Bu çocuk oklarımı nasıl savunabiliyor?'

Rayomi, büyük bir gayretle kılıcını oklara doğru savuruyordu ama gücü yavaş yavaş azalmaya başladı. 

'Kahretsin! Eğer bu şekilde devam edersem gücüm tükenecek ve kendimi oklardan koruyamayacağım. Farklı bir şey yapmalıyım, daha bir santim bile ilerleyemedim.'

"Hey çocuk! Daha ne kadar dayanabileceğini sanıyorsun? Oradaki kız ve sen, yakında öleceksiniz."

Rayomi, okçunun bu sözlerini duyar duymaz öfkeden deliye döndü. Bu sözler, ona bu oyunun bir ölüm savaşı olduğunu bir kez daha hatırlattı.

Bedenindeki tüm enerjiyi sağ koluna, bacaklarına ve omzuna yaydı. Gücü öfkesiyle beraber daha da çoğalmaya başladı. 

Üstüne gelen oku diğer oklara doğru savurarak kendisine bir açık yarattı ve kılıcını bir mızrak gibi tutarak kolunu kafasının hizasında havaya kaldırdı.

"Oliva'nın zarar görmesine izin VERMEYECEĞİM!!" 

Masmavi parlayan kılıcını bir mızrakmış gibi okçuya fırlattı. Bedeni ölümcül bir aura yayıyordu.

Bedenindeki tüm gücü kullanarak fırlatmıştı. Kılıç o kadar hızlı gidiyordu ki, okçu kendini savunacak zamanı bulamadan kılıcı boğazında hissetti. 

Kılıç göz açıp kapayıncaya kadar okçunun boğazına saplandı.

Okçunun boğazından kanlar fışkırarak yere yığılışını gören Rayomi, büyük bir şok ile dizlerinin üstüne çöktü. Bacaklarında onu ayakta tutacak kadar güç kalmamıştı. Gözlerinden akan yaşları durduramıyordu.

"Ellerimi kana buladım! Bir katil oldum."

Birilerini öldürmek istemiyordu ama mecburdu. Okçunun sözleri ona birilerini öldürmek zorunda olduğunu bir kez daha hatırlatmıştı.

O sırada dışarıdaki canavarı yenen Oliva, merdivenlerden çıkarak Rayomi'nin bulunduğu koridora geldi.

"Rayomi?!" 

Oliva, gözlerini kanlar içinde yerde yatan okçuya çevirdi. 

"Oliva. Ben o adamı öldürdüm. Ben bir katilim." 

Oliva, Rayomi'nin konuşmasını bitirmesine izin vermeden yere çömelip Rayomi'ye sarıldı. Kalbi çok hızlı atıyordu. 

Oliva, elinden geldiğince Rayomi'yi sakinleştirmeye çalıştı.

"Hayır. Sen bunu yapmaya mecburdun. Kendini ve beni kurtarmak için yaptın. Sen bunu yapmasaydın ikimizde ölecektik. Sen katil değilsin."

"Ellerim... Ellerim kana bulandı." 

Bu sırada kafalarının içinde "Seviye Atladınız" sesi defalarca yankılandı.

Başka bir katılımcıyı öldürmenin kazandırdığı puanlar çok fazla olmalıydı. Hatta o kadar fazlaydı ki mühürleri kırmızı renkten gri renge dönüştü.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44370 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr