3.Bölüm | İLK KAN

avatar
530 5

İlahi Dilek - 3.Bölüm | İLK KAN


Artık günlük rutini haline gelmiş olan yataktan düşüşü ile güne başladı. Rayomi uyanır uyanmaz sağ eline baktı. Elinde hiçbir şey yoktu. Eline kazınan sayı ve harfler nereye gitmişti?

"Aaahhh tabi ki hepsi rüyaydı, gerçek sanacak kadar aptal mıyım ben?"

Düştüğü yerden hafifçe kalktı ve elini masasının üstünde duran telefonuna doğru uzattı. Telefonun ekranını açtığı anda gözüne çarpan ilk şey saatin kaç olduğuydu. Ekranında gördüğü sayılar onu dehşete düşürmek için yeterliydi.

"Neeee? Tam 2 saat okula geç kalmışım, üstelik Inaba 12 defa aramış." 

İçindeki dehşete düşme hissi artık strese dönüşmüştü. Apar topar giyinip okula doğru koşmaya başladı.

"Nasıl bu kadar uyumayı becerdim? Şuan saat kaç..." 

Saate bakmak için telefonunu cebinden çıkardı ama yola bakmayı unuttu, bu yüzden yol ayrımında koşan başka bir insana çarptı.

"Hey önüne baksana aptal. Ha? Rayomi ne yapıyorsun burada?" 

Rayomi çarpmanın etkisiyle geriye sendeledi ve çarptığı kişiden özür dilemek için başını kaldırdı. Karşısında duran kişi tanıdık bir yüze sahipti. 

Hayır.

Direkt tanıdığı birisiydi.

"Oliva? Yoksa sende mi geç kaldın?" 

Rayomi bu sorunun çok saçma olduğunu geç fark etti.

Kız okula doğru hızla koşuyordu ve okul çantası yanındaydı. Başka ne olabilirdi ki?

Oliva hiç bozuntuya vermeden okula doğru koşmaya devam etti.

"Sence?" diye bağırdı. Çok uykusuz gözüküyordu.

"Hey beklesene beni" 

Rayomi'de hemen kızın arkasından koştu. Oliva geç kalan birisine göre çok özenli giyinip çok süslenmişti.

 'Acelesi yok mu bunun?' 

Rayomi, Oliva'nın giyim tarzını çok beğeniyordu. Bugün dizlerine denk gelen siyah bir etek ve siyah çoraplar, üstüne beyaz bir gömlek ve mor bir ceket giymişti. 

Rayomi onun güzelliğine kendini kaptırmıştı, bu yüzden Oliva'nın söylediklerini dinlememişti.

"Hey duyuyor musun beni?" diyen Oliva'nın bağırtıları kulaklarında çınladı. Karşısında duran hanımefendinin yüzü hiç mutlu gözükmüyordu.

"Ah pardon bir şeye dalmışım, ne diyordun?".

Oliva somurtarak "yok bir şey düzgünce dinleyecektin, geçti artık" dedi ve daha hızlı koşmaya başladı.

***

"Hey aptal Rayo seni kaç kez aradım, ne yapıyordun da geç kaldın?" 

Rayomi öğle yemeğini yemek için kantine indiğinde Inaba'ya yakalandı. Ona karşı mahcup hissediyordu.

 "Uyuyup kalmışım, bu kadar çok uyumama rağmen kendimi pek iyi hissetmiyorum."

Gördüğü saçma rüyadan sonra rahatça uyuyabildiği söylenemezdi. Solgun ten rengi bunu kanıtlar nitelikteydi.

"Hasta falan mı oluyorsun? Kendine dikkat etmelisin Rayo, ayrıca erkenden yat, yarında geç kalırsan ve beni bu sabahki gibi yorarsan ağzına vururum."

Rayomi saygı duruşuna geçip "kesinlikle geç kalmayacağım komutanım" diyerek dalga geçti.

Rayomi'nin bu hareketi Inaba'nın pek hoşuna gitmemiş olmalı ki yüzünde hala somurtan bir ifade duruyordu.

***

Rayomi okul çıkışı yine tek başına kalmıştı, bu sefer Oliva'da geç çıkacaktı. Yiyecek bir şeyler almak için farklı bir yoldan markete uğradı. Birkaç tane atıştırmalık almak moralini yerine getirmek için yeterliydi.

Marketten çıktığında eve kısa yoldan gitmek için pek kullanılmayan ormanlık bir alandan gitme kararı aldı. Ormanlık alanın hemen yanında bir göl vardı ve kötü kokular yayıyordu, bu yüzden insanlar o yolu kullanmamayı tercih ediyordu.

Eve doğru yürürken sağ eli bir anda ağrımaya başladı. Bu hissettiği acı ona tanıdık gelmişti. El kasları gevşedi ve elinde tuttuğu poşeti yere düşürdü.

"AAHHH! Bu da ne böyle?"

Gölün yanından garip sesler yükseldi. 

GLURP! VLUP!

Rayomi düşürdüğü poşeti yerden almak için eğildiği sırada, gölden gelen sesler onun dikkatini çekti. Poşeti yerden kaldırıp sesin geldiği yere doğru baktı. Yerde siyah renkte büyük bir iz vardı ve siyah dumanlar yayıyordu. Rayomi, azda olsa miyop olduğu için gördüğü şeyi yanlış algıladığını düşündü.

Siyah dumanların arasından ele benzeyen bir şey belirdi. Elden sonra bir kafa ve bir vücut. Derisi tamamen solmuş gözleri kıpkırmızı olmuş bir şey belirdi hemen oracıkta. Zombiyi andırıyordu, çok iri ve tiksindiriciydi. 

Gözleri sorunlu olsa da karşısında beliren bu şeyi yanlış görmesi mümkün değildi. Bunu kendisi de fark etmişti. 

Bir kamera şakasına mı denk gelmişti? Ama içi huzursuzlukla dolmuştu. 

Karşısında beliren şeyin bir insandan tamamen farklı bir yapıda olduğundan emin olunca, aklındaki kamera şakası düşünceleri tamamen silindi.

"Ne oluyor böyle. Tit... Titriyorum. Bu şey de ne böyle?" 

Değişik yaratık bir anda kafasını Rayomi'ye doğrulttu ve koşmaya başladı. Rayomi korkusunun etkisinde kalmıştı. Ne yapması gerektiğinden emin değildi. Bu bir kamera şakasıysa rezil olmak üzereydi ama bacakları buna izin vermedi ve kendiliğinden hareket etti. 

"HAH? Bacaklarım..?"

Canavar kadar hızlı değildi ama canı pahasına koşuyordu.

"Neler oluyor, bu şey benden ne istiyor?"

Gözleri etrafı taradı ama her zamanki gibi etraf bomboştu.

"Etrafta kimse yok, tek başımayım. Yardım çağıramam."  

Sağ elinin üstü tekrardan acımaya başladı. Bu sefer canını daha fazla acıtıyordu. Koşmaya devam ederek acıyan sağ eline baktı. Sağ elinin üstünde orada olmaması gereken bir şey kırmızı ışıklar saçıyordu.

Elinde parıldayan mührü gördüğü anda aklında bir şeyler belirdi. Hala koşuyordu ama bu durum çok uzun sürmedi. 

"Yoksa o rüya değil miydi? Bu bu garip şey o adamın söylediği canavarlardan birisi mi?"

Nereye doğru kaçtığına bakmadığı için önü kapalı bir sokağa girdi.

"Olamaz!"

Rayomi titriyordu, çok korkmuştu ve daha fazla koşacak gücü kendinde bulamıyordu. Canavar ona hızla yaklaşıyordu, Rayomi çığlık atmayı ve yardım istemeyi düşündü ama etrafta kimse yoktu.

"Ölmek istemiyorum, ne yapmalıyım? Daha yaşamak istediğim çok şey var." 

Bağırmaya başladı belki birisi sesini duyar diye düşünüyordu. Dizlerinin üstüne yığıldı, ayağa kalkamayacak kadar çok korkuyordu. Canavar, Rayomi'nin önüne geldi ve yavaş yavaş yürümeye başladı. Canavarın ağzından salyaları akıyordu. Rayomi ne yapacağını bilmiyordu "ölmek istemiyorum" diye bağırmaya devam etti.

Artık tamamen çaresizliğe kapılmıştı. Gerçekten böyle rezil bir şekilde mi ölecekti?

Öleceğinden emin olduğu sırada Rayomi'nin aklına rüyasında olanlar geldi. Meleğin sözleri aklında yankılandı. 

"Hepinize bir tane MPW verilecek, bu silahları canavarları avlamak için kullanın."

Rayomi kendini delirmiş gibi hissediyordu ama az sonra ölecekti, delirmiş veya delirmemiş olmanın bir önemi yoktu. Denemekten zarar gelmez diye düşünerek sağ elini ileri uzattı, gözlerini kapadı ve "lütfen kurtar beni" diye bağırdı. 

'Kesinlikle delirdim' diye düşünüyordu.

Elinin üstündeki mühür daha güçlü bir şekilde parladı. Mühürden sert bir rüzgar esti, rüzgarın etkisiyle canavar geriye sendeledi. Rayomi gözlerini açtı ve elinde bir kılıç belirdi.

WUHOOPP!! 

Kılıcın ucu kareydi ama kılıç çok inceydi.

"Ne? Kare uçlu bir kılıç mı? Şaka yapıyor olmalısın." 

Kılıcı saçma bir dizayna sahipti ama şuan bunu düşünecek vakti yoktu. Hemen ayağa kalktı, kılıcını iyice kavradı ve ona doğru gelen canavara kılıcını savurdu.

Wuhoop!

"Ha?" şaşkın bir bakışla duraksadı. Kılıcı hiçbir yere değmemişti. 

"Önümde duran canavarı mı ıskaladım?" 

Canavar kenara doğru çekilmiş ve saldırıdan kurtulmuştu. Rayomi kılıcını salladığı sırada gözlerini kapattığı için canavarın kaçtığını görmemişti.

Canavar güçlü bir şekilde hırladı ve Rayomi'nin üstüne doğru atladı.

"Kieehkk"

Rayomi kılıcını daha soğukkanlı bir şekilde kavradı ve büyük bir cesaretle canavara doğru hamle yaptı. 

Hayatı bu hamlesine bağlıydı. Bu saldırı, ölmemek için yaptığı son direniş hareketiydi.

Kılıcının kalın ve kesilmesi zor bir şeye değdiğini hissetti. Daha fazla kuvvet uygulayarak kılıcını ilerletmeye devam etti. Bedeninde acı verici bir şey hissetmiyordu. Bedeninde acı hissetmediği için hamlesinin işe yaradığını düşündü. Gözlerini açtı ve beklediği manzarayı gözleriyle gördü.

"WOHOOOW!"

Bu sefer hamlesi işe yaramıştı, tek hamlede canavar ikiye ayrılmıştı. Canavarın kesilen bedeninden kanlar fışkırdı. Rayomi gördüğü manzaraya dayanamayıp kustu. 

"Ohow! İğrenç!"

Elindeki kılıç yavaş yavaş buharlaştı. Görevi bittiği için geldiği yere mi dönüyordu? Rayomi bu soruya bir cevap düşünemedi çünkü bedeninde ağrılar belirmeye başlamıştı. 

"Silahı kullanmanın yan etkisi falan mı bu?" 

Canavarın bedeni yavaş yavaş tozlaştı. Rayomi ayakta duracak gücü kendinde zor buluyordu, silahı kullanmak tüm gücünü tüketmişti. Yer kan ve kusmuk ile kaplandığı için yere oturmak istemedi. Sırtını duvara yasladı ve sakinleşmek için nefes alıp vermeye başladı.

Canavarı yenmenin verdiği gururlanma duygusu, içindeki tüm korkuyu silip atmıştı. Korkusu geçmiş olsa da bedeni yaşadığı şok yüzünden hala titriyordu.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44365 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr