60. Bölüm - Başarılı [Düzenlendi]

avatar
1598 11

Ejdertanrı Efsanesi - 60. Bölüm - Başarılı [Düzenlendi]


'Ulan sözümü dinlesen ölecen sanki! Hmph! Pekala ne halin varsa gör!'

 

Damon böyle homurdansa da aslında içten içe Satou’nun kararlılığını takdir de etti.

 

Satou ise Damon’un tavrını pek takmadı. Sırf birisinin isteği için tabusunu çiğneyecek değildi.

 

Satou, kadını öldürdükten sonra oradan ayrılmaya hazırlandı. İlgisini çeken bir şey yoktu.

 

O anda aklına bir fikir geldi. Neden bunu da diriltmiyordu?

 

Onun gibi kadın düşkünü birisinin ilk askerinin bir kadın olması oldukça ilginçti.

 

Satou, büyülü sözleri okumaya başladı.

 

“Haksız yere ölen ruh. Sana intikamını tüm insanlıktan çıkarman için bir şans veriyorum. Uyan ve safıma katıl! Katıl ki hep beraber bu dünyayı katledelim!” Sözleri devam ederken gözleri ejderha biçimine geçmiş gibi mor bir parıltı ile parıldamaya başladı.

 

“Uyan ilk Ölümden Doğan Askerim! Uyan! Black soyundan gelen Ejdertanrı olarak seni safıma çağırıyorum! Ortaya çık Ölüm Şovalyesi!”

 

Elini uzattı. Avcunun içinden yoğun bir ölüm manası akmaya başladı.

 

Ardından ölüm manası kadının tüm gözeneklerine girmeye başladı.

 

Önceki gibi herhangi bir karşı koyma olmadı.

 

Ölüm manası yavaşça kadına nüfuz etmeye ve işlemeye devam etti. En ufak bir direniş olmadı.

 

İşlem kusursuz devam etti.

 

Satou dikkatli bir biçimde izliyordu. En umulmadık anda kadın saldırabilirdi.

 

Fakat dikkati boşa çıktı. Ölüm manası kadının cesedini ve ruhunu başarı ile ele geçirdi.

 

Kadın gözlerini açtı. Ayağa kalktı ve Satou’nun önünde diz çöktü.

 

“Ben Lalisa White, lordumun kılıcı olacağıma yemin ederim. Siz emrettiğiniz sürece tüm canlıları çekinmeden katledeceğime emin olabilirsiniz.”


İlk çağrı başarılıydı.

 

Satou oldukça şaşırdı. Başarılı olmasını beklemiyordu açıkçası. Fakat başarılı olmuştu. Üstelik baya iyi bir şekilde.

 

Ölü diriltme diğer bir deyişle şeytani yoldaki ölü çağırmada çağırılan (dirilen) canlının zekası sadece emirlere uyabilecek kadar olurdu.

 

Bu kadının durumu oldukça nadir sayılabilirdi.

 

Önündeki kadına baktı ve konuştu.

 

“Ayağa kalk.”

 

Kadın, hemen ayağa kalktı.


Satou, bir an düşündü ve konuştu.

 

“Pekala Lalisa. Öncelikle benim emrimde olduğundan soy adın Black. Eminim durumunu farkındasındır. Sen benim ölüler ordumun lideri olacaksın. Şu an oldukça zayıfsın. Bu nedenle seninle gelişim yapmamız gerekecek. Senin gelişim yöntemin oldukça basit. Öldürdükçe güçleneceksin.”

 

“İsteğiniz benim için bir emirdir lordum. Fakat tüm bu zaman dışında nerede kalacağım?”

 

Satou bir büyü okumaya başladı. Kısa sürede büyü bitti ve bir portal açıldı.

 

“Bu portalın içinde hayal bile edemeyeceğin kadar geniş bir alan var. Burası her ölü çağıranın sahip olduğu ‘Mezarlık’ olarak tabir edilen alan. Ayrıca burası yoğun ölüm manası barındırıyor. Bu da senin için oldukça faydalı olacak. Şimdi gir içeri.”

 

Lalisa ayağa kalktı ve sessizce yürüyerek portaldan içeri girdi.

 

Lalisa içeri girdikten sonra Satou rahat bir nefes aldı.

 

Az önce kullandığı teknik manyağın teki olan Ölüm Nefesinden aldığı oldukça iyi bir teknikti. Bu teknik sayesinde daha önce de onun Lalisa’ya dediği üzere istediği türdeki namevtleri orada taşıyabilirdi.

 

Normalde aslında onun seviyesine göre orası oldukça dar olmalıydı. Fakat Ölüm Nefesi sağ olsun onun daha önce sahip olduğu alanın bir kısmı miras olarak bırakmıştı. Bu da ona baya bir süre yeterli olacaktı.

 

Satou’nun yaptığını gören Damon ise takdir etti. Yine de iğneleyici bir şekilde konuştu.

 

‘En azından cesedi boşa harcamadın. Bu da iyi. Gelişme var.’

 

“Aslında hiç ümidim yoktu. Belki tutar diye denedim. Şansıma da tuttu.”

 

Satou kısa bir süre duraksadı ve ciddi bir ifade ile devam etti.


“Usta. Muhtemelen dediğini yapmadığım için bana kızgınsın. Fakat ben buyum. Kadın düşkünü birisi olduğumu kabul ediyorum. Kimisine göre zamparanın önde gideni de olabilirim. Fakat yine de aramızda sevgi ilişkisi olmayan bir kadın ile ilişkiye giremem. O kadar haysiyetsiz birisi değilim. Benim tabum. Bu nedenle istek senden geliyor olsa bile bu tabumu bozmayacağım usta. Umarım anlayış ile karşılarsın.”

 

Damon sessiz kaldı. İstemeden de olsa Satou'nun kararlılığına hayran kalmıştı. Bu boktan dünyada şeref ve onur bir işe yaramasa bile kişi kendi tabularını çiğnemeyecek kadar kararlı olabilmeliydi.

 

Bu yüzden kızmak yerine iç çekti ve yarı azarlar gibi bir tonda konuştu.

 

‘Pekala. Sanırım haklısın. Tabunu çiğnemeni istemem bir hataydı. Fakat sen de bir daha bir şeyi söylediğimde yapacaksın. Anlaşıldı mı? Bir şeyi diyorsam bil ki senin iyiliğin için aptal velet.’

 

Damon’un ithamlarına alıştığından bozulmadı. Bunun yerine gülümsedi ve “Tamam tatlı ustam benim.” dedi.

 

Satou’nun dediğini duyan Damon sadece ‘Hmph’ ladı. Zaman geçtikçe daha yumuşak kalpli olduğunu düşündü.

 

Satou ise burada işi kalmadığından zindandan çıktı ve odasına doğru yol aldı.

 

 

Bir gün sonra:

 

Rias, odasında her zamanki gibi uyandı. Onun için sıradan bir günden farksızdı. Tatsız ve sıkıcı.

 

Yine de o bu sıkıcılıktan oldukça memnundu. En azından eskiden memnundu.

 

Satou gittiğinden beri bir ay yirmi üç gün geçmişti.

 

Arada bir Rance, dersi bitince gelip ona Satou’nun nerede olduğunu soruyordu.

 

Rias da oldukça merak etmiş ve biraz da öğrencisi için endişelenmişti.

 

Fakat yapabileceği bir şey yoktu. Satou’nun güç gösterisi sayesinde istemese bile ön plana çıkmıştı.

 

İç çekti. Eskiden ona kötü davrananlar, şimdi kırk yıllık dostuymuş gibi davranıyordu ki bu da oldukça rahatsız ediciydi.

 

Teknik olarak yapacak bir işi yoktu. Bir sınıfa eğitim vermek istese bile dönemden önce başvurması gerekirdi. Gerçi o zaman talebinin kabul edilmeyeceği yüksekti.

 

Şimdi de boşta takılıyordu.

 

Biraz düşündü. Sonra ise gelişim yapmaya karar verdi.

 

Yatağa oturdu ve dantianına mana çekmeye başladı.

 

Mana oldukça yavaş kızıl renkli küreler halinde dantiana çekiliyordu.

 

Mana yavaşça ilerledi ve dantianı doldurmaya başladı.

 

 

Aradan kısa bir zaman geçti. Dantian yavaşça doluyordu. Yaklaşık olarak yüzde doksan sekizi dolmuştu.

 

Mana akın akın ilerlerken Rias en sonunda dantianını hareketlendirdi.

 

Çat! Ding!

 

Dantianında ki mana akışı hızla mana damarlarından geçip vücuduna karıştı.

 

Başarmıştı!

 

Orta kademe bir Üstat olmuştu!

 

Herhangi birisi bunu başardığı için sevinçten çığlık bile alabilirdi.

 

Fakat Rias bunun yerine iç çekip "Sonunda Usta Aleminin ortasına gelmeyi başardım. Eğer yakalanırsam rahatlıkla kaçabilirim." diye mırıldandı.

 

Artık istediği gibi rahat hareket edebilirdi.

 

En azından öyle düşünüyordu.

 

 

"Efendim hanımınızın burada olduğuna emin misiniz?"

 

Oldukça yakışıklı görünen uzun boylu adam soğuk bir tonda yanıtladı.

 

"Eminim. Elisa'm burada. Dediklerine göre bir veledi eğitiyormuş. Bir kaç kişiyi sorguladım ve o veledin ustasının benim Elisa'm olduğuna emin oldum."

 

Yanındaki tombul görünümlü adam anlayışla kafa salladı. Yine de endişeli bir şekilde konuştu.


 

"Efendim her zamanki gibi çok bilge. Fakat yine de dikkatli olmalısınız. Biliyorsunuz şu an başka bir imparatorluktayız. Olası bir kavga bize sorun yaşatabilir."

 

Yakışıklı adam bir şey söylemeden onayladı ve şişko adamla birlikte yollarına devam ettiler.







Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44266 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr