59. Bölüm - Kazara Öldürmek [Düzenlendi]

avatar
1612 12

Ejdertanrı Efsanesi - 59. Bölüm - Kazara Öldürmek [Düzenlendi]


‘Neden onun üzerinde daha fazla deneme yapmadın? Bir kaç darbeye daha dayanabilirdi bence.’

 

Satou kafasını salladı.

 

“Ona karşı fazla bir kinim olmadığından fazla uzatmak istemedim.”

 

Damon iç çekti ve sessiz kaldı. Satou'nun davranışını safça buluyordu. Ona göre elinde gücünü deneyebileceği bir kum torbası varken kullanmayıp onu hibe etmişti.

 

Yine de bir şey söylemedi.

 

Satou ise sıradaki hedefine doğru gidiyordu. Atıştırmalık bitmişti. Sırada ana yemek vardı.

 

Satou, kafesi açtı. İçeride aynı İsa’nın bağlandığı şekilde zincirlenmiş genç bir adam vardı. Anlaşılan bağlayan adamlar o kadar zorlanmış olacak ki kolları dışında bacaklarını da zincirle yere sabitlemişlerdi.

 

Bu genç adam da yemeksizlikten bir deri bir kemik kalmıştı. Gözlerinde ise Satou'ya bakarken; öfke, korku ve nefret duygularının bir harmanı seçilebiliyordu.

 

Bu genç tabii ki de Dong'tu.
 

Satou, onun bu halini görünce memnun oldu. Adamın ağzı Hasai'ye nazaran çok daha sıkı bağlanmıştı.

 

Satou'nun ise tek duymak istediği acı çığlıkları olduğundan henüz ağzını açmadı.

 

"Hmm… Nasıl bir şey yapsam sana acaba? Derini yüzüp acıdan kıvranmanı mı izlesem? Yoksa tendonlarını kesip hayatta kalmanı mı? Dur, dur! Daha iyi bir fikrim var. Sikini kesip sana yedireyim? Ama bunla da şimdi kim uğraşacak? Hmm… Aha buldum hehehe"

 

Satou şeytani bir şekilde kıkırdarken düşündü.

‘Aslında kaderin o manyağın bana işkence ettiği an belirlendi. Fakat ne yazık ki sen bunu bilmeyeceksin.’

 

Satou’nun düşüncelerinden haberi olmayan Dong’un duydukları sebebi ile tüyleri diken diken oldu. Gözleri korkuyla doldu. Titremeye başladı. Karşısında işkence etmekten zevk alan bir manyak vardı!

 

Satou yüzüğünden bir hançer çıkardı. Sırıtırken ona yaklaştı ve hançeri ile…

 

Sağ gözünü kör etti!

 

"Mmm!!"

 

Dong acıyla -ağzı bağlı olduğundan daha çok inleme gibiydi- bağırıp çırpınmaya başladı. Ne yazık ki Satou dışında kimse onun sesini duyamıyordu.

 

Satou ise bundan açıkça büyük bir zevk alıyordu. Kim iliklerine kadar nefret duyduğu birisine işkence ederken zevk almazdı ki?

 

Yine de biraz şaşkındı. Daha işkence yeni başlamıştı ama Dong çoktan acıdan debelenmeye başlamıştı.

 

Fakat bu sorun değildi.

 

"Aa daha yeni başlıyoruz ve sen şimdiden bağırmaya mı çalışıyorsun? Cık cık. Senden daha dayanıklı olmanı beklerdim. Neyse hadi devam edelim. Sırada sol gözün var."

 

Dong’un daha tepki bile vermesine fırsat tanımadan sol gözünü de kör etti.

 

Dong yine acı içinde bağırmaya çalıştı. Fakat ağzı kapalı olduğundan tek çıkan boğuk bir inlemeydi.

 

Satou bunu duyunca mutlu olmak yerine iç çekti. İlk acı çektiğinde gerçekten hoşuna gitmişti. Fakat şimdi sıkıcı gelmeye başladı.

 

Savaşta heyecanla savaşmak varken biri ile boşa vakit harcıyormuş gibi hissetti.

 

Yine de işlemine devam etti. Ona göre Dong bu yaptıklarının hepsini ve hatta daha fazlasını hak ediyordu ve açıkçası kendi içindeki intikam ateşi öyle kavurucu bir sıcaklık ile yanıyordu ki bu arzu ile bir krallık yok edebilirdi.

 

Satou bu sefer, bir kaşık çıkardı. Aklında yapacaklarını çok önceden planlamıştı.

 

Kör olan Dong ne olduğundan haberi olmasa da kötü bir şeyin daha geldiğini hissediyordu.

 

Dong “Mmmmm! Mmmmmm!” diye inledi. Bir şeyler söylemeye çalışıyor gibiydi.

 

Satou ne diyeceğini tahmin edebiliyordu. Muhtemelen “Lütfen yapma” veya buna benzer bir şeyler deyip sinirini bozacaktı.

 

Bu nedenle hiç ağzını açmakla uğraşmadı ve Dong’u sabit tutup, elindeki kaşığı göz yuvasına soktu ve yavaşça gözünü oymaya başladı.

 

Aslında Satou en başta gözlerine soktuğu hançer ile anında çıkartmak istemişti.

 

Fakat Damon özellikle bu şekilde yapmasını istemişti. Bu nedenle istemese de böyle yavaşça oyuyordu.

 

Satou iç çekti. Açıkçası sıradan bir çocuk hatta sıradan bir insan bile bu tip bir şey yaparken korkardı. Hiç olmasa eli titrerdi.

 

Neyse ki Satou o tip hisleri hissetmiyordu. Bunun nedenini sorduğunda ise yanıt tahmin ettiği gibiydi.

 

'Ejdertanrı kanın evrende eşsiz olan bir kan bağı. Bu nedenle türünün tek örneğisin denilebilir. Canlılar kendi ırkından birisini öldürdüğü zaman anca korkar veya iğrenir. Bu oldukça doğal bir tepkidir.'

 

'Fakat sen bundan muafsın. Tüm dünyayı katletsen bile bu tip duygular hissetmezsin.'

 

Yine de bu işlemi yaparken oldukça garip hissediyordu. Hala neden böyle uğraştırdığını anlamış değildi.

 

Bu düşünceler ile yavaşça iki gözünü de yerinden çıkarttı ve köşeye attı.

 

Eh şimdi ne yapsaydı ki?

 

Damon tıpkı şeytanın fısıltısı gibi zihninin içinde tavsiye verdi.

 

‘Hmm… Dilini kesebilirsin? Yok bu fazla sade oldu. Şey yap kafasını tut elemanın.’

 

Satou, dediği gibi Dong’un kafasını tuttu. Dong acıdan dolayı kendisinde karşı koyacak o gücü bulamıyordu.

 

Satou kafasını tuttuktan sonra Damon ikinci komutu verdi.

 

‘Şimdi. Yavaşça gücün ile sıkmaya başla. Fakat dikkat et ölmesin. Yavaşça ve dikkatli.’

 

Satou, Damon’un dediği gibi yavaşça bastırıp sıkıştırmaya başladı.

 

Dong ilk başta tepki vermedi. Sonra ise debelenmeye çalıştı. Fakat boşaydı.

 

En sonunda kafatasından bir kaç çatlama sesi duyuldu. Çatlamanın gücüyle kafatasındaki bazı kemik parçaları içeri girip beynini delerken bazıları dışarı savruldu.

 

Dong ise o an çırpınmayı bıraktı.

 

Eh. İstemeden fazla güç kullanmış olabilirdi.

 

Damon iç çekti.

 

‘Anlaşılan güç kontrolün yeterli düzeyde değil… Neyse öğreteceğim. Tabii şu lanet hafıza sarayını açabilirsen...’

 

Satou ise oldukça memnundu. Normalde Dong’a işkence ederken oldukça zevk alacağını düşünmüştü. Fakat şu an ettiği işkenceden zevk almaktan çok sıkılmıştı.

 

Bu da bitince elini salladı ve alevler Dong’a uçtu ardından Dong’un cesedi de yanmaya başladı.

 

Satou, oldukça sıkıldığından kafesten çıktı.

 

Son bir kişi kalmıştı ki ona da muhtemelen en acısız sonu verecekti.

 

Yürüdü ve yürüdü ve sağındaki odacığı anahtarla açtı.

 

İçeride bir kadın vardı. Kadın otuzlu yaşlarda gibi görünüyordu. Ağırmış saçları ile hafiften kırışık suratı ile oldukça olgunluk hissi veriyordu. Kadının üzerindeki giysi ise biraz hırpalanmış idi.

 

Bu poz Satou’ya garip bir şekilde çekici gözüktü.

 

Bu halini fark edince ise iç çekti. İstemese bile kanı yüzüne kadın delisi olup çıkmıştı.

 

Neyse ki kanı çok fazla baskı yapmıyordu. Aksi halde yapamayacağını söylediği şeyi yapıp kaplan gibi kadının üstüne atılabilirdi.

 

Satou, kadının yanına geldi ve oldukça normal bir şeyden bahsediyormuş gibi sordu.

 

“Ölmeye hazır mısın?”

 

Kadın boş boş bakıyordu. Onun sesini duyduğunda hiç tepki vermedi. Sanki ölecek olan o değilmiş gibiydi.

 

Kadın ilgisizce sordu.

 

"Başka seçeneğim var mı ki?"

 

Satou oldukça şaşırdı. Kadın aşırı sakindi.

 

Tam neden bu kadar sakin olduğunu soracak iken Damon devreye girdi.

 

'Lan kadın dünden razı. Dediğim teklifi yapsana!'

 

Satou sessiz kaldı. Aslında düşününce Damon’un düşünce yapısı oldukça mantıklıydı.

 

Fakat o birisi ile birlikte olursa anında sahiplenirdi. Tanımadığı birisini sebepsizce sahiplenmek istemezdi.

 

Ayrıca bu kadın ondan bir kaç yaşta değil en az on beş yaş büyüktü.

 

Satou bu nedenle bu düşünceyi reddetti.

 

Satou'nun düşüncelerini okuyan Damon bir homurtu ile karşılık verdi.

 

'Hmph! Sen kuyuda ki bencil bir kurbağadan farksızsın. Hiç düşündün mü? Şu yeşil saçlı kız seninle olmak isterken yaş konusunda kaç defa tereddüt etti? Aranızda en az 3 yaş fark vardı ki bu da en az.'

 

'Ben söyleyeyim. Sıfır! Kızın tek endişesi statü farklılığıydı. Ve bunu sende çok iyi biliyorsun.'

 

Ardından kısa bir duraksama yaşadı ve devam etti.

 

'Satou düşüncelerin oldukça sığ. Unutma. Gelişim dünyasında yaşın önemi yok. Gün gelecek yirmi bin yaşındaki kadınlarla olacaksın. Yani biraz geniş fikirli ol. Hem bu kadın acil durumlarda kullanılabilecek en uygun kişi. Daha neyin çekincesindesin…?'

 

Satou diyecek bir şey bulamadı. Sevgilileri ile olurken yaşı hiç takmamıştı. Aslında hala da takmıyordu. Fakat tanımadığı bir kadınla da olmak istemiyordu.

 

'Ha! Sevdiğim kadınlar dışında birisi ile olmam diyordun değil mi? Konusu açılmışken ona da girelim. İster iste, ister isteme gelişiminin bazı evrelerinde istemesen bile arzularına boyun eğmek zorunda kalacaksın. Bu nedenle sana gidip genelevlerde sürtmek yerine, her istediğinde acımadan sikebileceğin bir köle sahiplenmen için götümü yırtıyorum aptal öğrenci!

 

Damon’un verdiği karşılıklar oldukça etkiliydi. Arzularını kontrol edemeyeceği alemlerin ne olduğunu bilmese de durumun ciddiyetini anlamıştı.

 

Fakat…

 

"Haklısın yok. Pekala ölmeden önce bir isteğin var mı?"

 

"...Yok."

 

Satou cevabını alınca daha fazla uzatmadı. En acısız yol ile kadını öldürdü.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44263 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr