53. Bölüm - İhtiyar ile Konuşma [Düzenlendi]

avatar
1644 16

Ejdertanrı Efsanesi - 53. Bölüm - İhtiyar ile Konuşma [Düzenlendi]


Satou oldukça yumuşak bir yatakta uyandı. Kendini ölümüne savaşmış gibi yorgun hissediyordu. Satou, bunun vücudunun dönüşümü kaldıramamasına yordu. Kalkmaya çalıştığında vücudunda ağırlıklar hissetti.

 

Gözlerini araladığında oldukça şaşırdı.

 

Göğüslerinde Rose ve Roselia yatıyordu. Göbeğinin üstünde ise Lucina yatıyordu.

 

Hepsinin gözlerinde göz torbası oluşmuş gibi görünüyordu. Muhtemelen bir kaç gündür uyumamışlardı.

 

Satou gülümsedi ve kalbi ısındı. Kızların onu böylesine düşünmesi onu mutlu etmişti.

 

Bu yüzden ayağa kalkmak yerine biraz daha sevdiği kadınlar -ve ortağı- ile birlikte uyumaya karar verdi.

 

 

Bir kaç saat sonra:

 

Satou yatakta sevgilileri -ve ortağı- ile birlikte yatıyordu.

 

Satou’yu uyku tutmamıştı. Bu nedenle kızlara sevgi ile bakıyor onların uyku da iken ne kadar tatlı olduğunu düşünüyordu.

Rose ve Roselia şu hayatta belki de en yakın olduğu kişilerdi. Bu nedenle onlara zarar gelmemesi için masum insanları bile düşünmeden katlederdi.

 

Satou birden düşündü. Neden bu tip bir benzetme düşünmüştü ki?

 

Bu şekilde düşünürken zihninden yaşlı bir ses geldi.

 

‘İnsan olmadığından olabilir mi sersem?’

 

Birden gelince ses istemsizce ürktü. Fakat kısa bir süre sonra ne olduğunu hatırladı.

 

Nasılda unutmuştu tüm bu zaman boyunca onu izleyen yaşlı adamı?

 

Fakat nasıl? Henüz Usta alemine ulaşmamıştı ki!?

 

‘Sen öyle zannet!’

 

Satou, kafasında ki yaşlı adamın sesini duyunca zihninden geçirmeden edemedi.

 

‘Aklımı okumayı bıraksan diyorum! Hem ne demek istiyorsun? Ben daha yüksek kademe canavar alemindeyim.’

 

‘Aptal velet hafıza sarayında olduğumdan istemesem de her düşünceni görebiliyorum. Hem ayrıca bir çekirdeğini incelesen ne demek istediğimi anlayacaksın.’

 

Satou hemen çekirdeğine odaklandı. Manası ve türü sayesinde vücudundaki çoğu değişikliği diğer canlılara göre daha rahat algılayabiliyordu.

 

Gördüğü karşısında az daha şaşkınlıktan bağıracaktı. Usta alemindeydi! Bu kadar kısa zamanda Usta alemine ulaşmıştı! Bir an ustasına verdiği sözü anımsadı ve hafifçe yüzü kızardı.

 

‘O kadar kızı ayarttın hala nasıl kızarabiliyorsun aklım almıyor? Eh. Bu da bir yetenek sanırım.’

 

Satou, Damon’un dediğini duyunca biraz bozuldu. Fakat hemen ardından zihnini bu tip düşüncelerden arındırdı ve vücudunu daha dikkatli incelemeye başladı.

 

Çekirdeği gerçekten Usta alemine ulaşmıştı. Fakat…

 

‘Hey ihtiyar! Usta aleminde olsam da neden bu kadar güçsüz hissediyorum?’

 

Damon iç çekti.

 

‘Daha önce de anlattığımdan kimin mirasını aldığımızı zaten biliyorsundur. Ejdertanrı’nın bu çekirdekte hala bir bilinç parçası bulundurduğunu da muhtemelen biliyorsundur. Bilmesen de en azından tahmin etmiş olman lazım.’

 

‘Sen istemeden yaşadığın öfke ile bir tür evrimini başlattın. Normalde insan olduğundan Ejderha genleri tam olarak vücuduna adapte olmuş değildi. Daha çok %25 Ejderha %75 insan gibiydin. Tabii ki bu evrimini tamamlamadan önceydi. Artık %50 Ejderha %50 insan genine sahipsin. Fark ettiysen kanatlarını eskiden içeri sokabilirken şimdi sokamıyorsun. İşte bunun nedeni Ejderha genine daha da yaklaşmış olman. Vücudun doğal olarak bu geni düşmanı olarak görmeye başladı ve uyum sağlamayı reddediyor. Bu nedenle de kanatlarını içeri geçirip saklayamıyorsun.’

 

Satou düşünce aracılığı ile sözünü kesti.

 

‘Tamamda bütün bunların gücümü tam anlamı ile kullanamamam ile ne alakası var?’

 

Damon çıkıştı.

 

‘Sözümü kesme de bir dinle! Oraya gelmeye çalışıyorum. Yaşadığın tür evrimini geçirirken doğadan haddinden fazla mana aldın. Bu da çekirdeğini anormal hızda güçlendirdi ve vücudunun %50'si her ne kadar Ejderha soyundan olsa da henüz dayanacak kadar güçlü değilsin. Bu sebeple çekirdeğin içindeki Ejdertanrı’nın Bilinci seni korumak adına çekirdeği altı Ejder Mührü ile mühürledi.’

 

Satou ejder mührünün ne olduğunu bilmese de şu an için önemli olmadığından başka bir soru sordu.

 

‘Peki nasıl güçleneceğim? Mana geliştirme dışında vücudumu güçlendiremem ki.’

 

Damon bir süre sessiz kaldı. Sonrasında ise acıyan bir ses tonu ile sordu.

 

‘Sakın bana bu gezegende Vücut Gelişimi olmadığını söyleme’

 

Satou anlamadı. Vücut gelişimi de neydi?

 

‘Vücut neyi? Ha! Şu savaşçıların yaptığını mı diyorsun? Derilerini güçlendirmek için kullandıkları savaşçı gelişim tekniğini?’

 

‘Hemen hemen onun gibi bir şey. Neyse şimdi yapman gereken şey sana vereceğim vücut gelişimi ile kendini geliştirmen. Ejdertanrı, zamanında bana vücut gelişim tekniği vermişti. Bunu sana aktaracağım.’

 

Satou daha cevap bile veremeden zihnine bilgiler akmaya başladı.

 

Ejderha Kralı’nın Güçlenme Yolu!

 

On aşamalı vücut gelişimi tekniği!

 

Birinci aşaması ile hiç gelişim yapmamış birisi başlangıç kademe çekirdek oluşturma aleminde bir canavara meydan okuyabiliyordu!

 

Üstelik bu sadece birinci aşamaydı. Seviye arttıkça ne kadar göklere karşı gelici olduğu belli oluyordu!

 

Gerçi Satou zaten aşırı güçlü olduğundan bu tip bir güçlenme sadece onun gelişimini kullanabilmesini sağlayacaktı.

 

Ne yazık ki bu teknik güçlü olduğu kadar berbat bir yan etkisi vardı.

 

Her aşama kaydettiğinde vücuduna tarif edilemez bir acı nüfuz edecekti. Nedeni ise basitti. Ejder manasını önce derisine sonra kemiklerine en sonunda ise iç organlarına işlemesi gerekiyordu.

 

Ejder manasını deriye işleme birinci ve ikinci aşamayı oluşturuyordu. Kemiğe işleme üçüncüden beşinciye kadar ki aşamayı, kalan aşamalar ise iç organları işleme aşamalarıydı.

 

Teknik oldukça kısırdı. Bir yerden sonra gelişilmesi mümkün değildi. Fakat yine de geliştirdikten sonra mucizevi etkileri olacağı kesindi.

 

Satou derin bir nefes alıp verdi.

 

‘Tamam çalışacağım. Fakat şimdi izin verirsen sevgililerim ile birlikte vakit geçirmek istiyorum.’

 

Damon homurdansa da bir şey söylemedi. Ne de olsa o da genç olmuştu. Satou’nun halini anlıyordu. Gerçi Damon biraz daha sapkın bir ruha sahipti.

 

...

 

Satou şefkat ve ilgiyle göğsünde yatan kızlara bakıyordu.

 

Kaç saattir hala uyuyorlardı. Satou düşündü.

 

'Acaba kaç gündür baygınım.'

 

Aslında düşüncesine hiç cevap beklemese de Damon'dan cevap geldi.

 

'Yaklaşık olarak on beş gündür baygınsın.'

 

Satou bir an şaşırdı. Kızların neden bu kadar yıpranmış göründüğü şimdi anlaşılmıştı.

 

Satou'nun hem içi ısındı hem de kalbini suçluluk duygusu sardı.

 

Onun için kendilerini bu kadar yıpratmışlardı.

 

Bu sırada kızlardan birisi yavaşça biraz da söylenerek uyandı. Bu kız Roselia'ydı.

 

"Ay! Ay! Ay! Offf"

 

Genelde böyle uyumaya alışık olmadığından her yeri uyuşmuş gibiydi.

 

Fakat bu uyuşma hissi sadece Satou’nun uyanmasını görene kadar sürmüştü.

 

Satou sevgi ve şefkat ile ona bakıyordu.

 

Satou nazikçe fısıldadı.

 

“Günaydın.”

 

Satou’nun uyandığını görünce ilk tepkisi gözlerinin dolması oldu. Kaç gündür uyanmasını bekliyordu. Gün geçtikçe uyanmayacak diye korkmaya başlamıştı.

 

Ve şimdi uyandığını görünce daha fazla kendini tutamadı. Gözleri doldu ve hızla Satou'ya sarıldı.

 

Satou da Roselia'ya sarıldı. Gerçi doğru düzgün kalkamadığından tam olarak sarılmak denilebilirse…

 

Roselia titrek bir ses ile sitem etti.

 

"Bizi ne kadar endişelendirdiğini biliyor musun? Bu dünyada en çok değer verdiğim insanın bir anda bir daha uyanmama tehlikesinde olması nasıl bir his biliyor musun?"

 

Roselia her ne kadar sitem etse de aslında çok mutluydu. Yine de içindekileri boşaltmadan edememişti.

 

Satou boşta kalan eliyle Roselia’nın yanağına elini koydu ve adeta dünyadaki en değerli şeyi tutuyormuş gibi nazikçe okşarken özür diler bir tonda “Üzgünüm... “ diye mırıldandı.

 

Aslında bu kadar süre uyuyacağını o bile düşünmemişti. Ne diyebilirdi ki? Tek diyebileceği özür dilemekti.

 

Roselia da zaten hemen sonra bu sitemkâr halini bıraktı. Satou iyi olduğu sürece onun için dünya yansa önemli değildi.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44330 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr